Rusya baskıya direnemedi
ABD ve İsrail baskılarının sonucunda İran'a füze satmaktan vazgeçen Moskova'nın, bu kararının karşılığında ne alacağı merak konusu
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-26 17:36:00
Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in S-300 hava savunma füze sisteminin İran’a satışını yasaklaması iki anlama geliyor: Öncelikle, ABD ve İsrail’in Rusya üzerindeki baskıları meyve vermeye başlamış görünüyor. İkincisi, bu iki ülkenin İran’a nükleer tesislerini yıkma amaçlı ortak bir askeri operasyon düzenleme ihtimali arttı; bu operasyon gerçekleşmek üzere olabilir.
ABD, Rusya’nın İran’la füze anlaşmasını hayata geçirme kararlılığından duyduğu endişeyi açıkça gösterdi. İsrail de birçok yönden harekete geçti: Önce Rusya’yı, füzeleri İran’a satması halinde Gürcistan, Ukrayna ve Romanya’daki düşmanlarına gelişmiş silahlar vermekle tehdit etti. İkincisi, Rusya ve başka yerlerdeki İsrail destekçisi Yahudileri Rus çıkarlarını önlemek için harekete geçireceğini ima etti.
Bu arada İsrailli liderler Moskova’ya akın etti. Başbakan Binyamin Netanyahu, ondan önce Savunma Bakanı Ehud Barak ve keza Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman Rusya’ya gitti. Askeri yetkililer de bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Rusya’ya havuç-sopa siyaseti imasında bulunuluyor. Sopa Rusya’nın komşularını desteklemekle tehdit edilmesi, havuç da ekonomik teşvik paketi. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in Romanya ve Bulgaristan’ı ziyaret etmesi de dikkat çekiciydi.
İsrailliler Tel Aviv’le askeri tatbikatları iptal etmesinin ve Gazze ablukası nedeniyle gerginliği arttırmasının ardından, ABD’nin desteğiyle Türkiye’ye de aynı yöntemi kullandı. Lieberman ve Netanyahu Erdoğan’ı tehdit ederek Türkiye’nin belirgin düşmanları Yunanistan ve Kıbrıs’a uçtular.
Moskova’nın İsrail ve ABD baskısına boyun eğip füzeleri Tahran’a teslim etmekten vazgeçmesinin karşılığında ne elde ettiğini bilemiyoruz. Fakat somut ve büyük bir karşılık verileceği kesin. Moskova iyi manevra yapıyor ve Ortadoğu’daki çıkarları için kozlarını kullanıyor. ‘Ilımlı’ Arap ülkelerinin de Rusya’ya, İran ve hatta Suriye’ye silah satışını durdurması için ayartıcı ekonomik teklifler sunmuş olması uzak ihtimal değil. Arap ülkeleri Rusya’dan milyarlarca dolar silah almayı önermiş olabilir. Washington’dan askeri uçak ve mühimmat almak için 123 milyar dolar ayıran Körfez ülkeleri niçin Rusya’dan silah almasın ki? Bu silahların kullanılması değil, satan ülkelerin desteklenmesi ve İran tehlikesiyle mücadelede işbirliğinin belgelenmesi hedefleniyor.
İran füzesiz de zarar verebilir
İsrail-ABD saldırısının hava operasyonlarına yoğunlaşacağını varsayarsak, İran’ın gelişmiş füzelere sahip olması saldırı uçaklarına büyük zarar verecektir. Bu durum, operasyon saatinin yaklaştığı bir zamanda ABD’yle İsrail’e Moskova’ya baskı yapmasına açıklık getiriyor.
Rusya’nın bu füzeleri teslim etmekten vazgeçmesinden dolayı İran’ın savunma stratejisinin zarar göreceği şüphesiz, ancak bu durum hava saldırısının kolay olacağı anlamına gelmez. İran’ın gücü savunma füzelerinde değil, saldırıdan sonraki süreçte intikam operasyonlarında bulunma becerisinde saklı olabilir. Taliban’ın hiçbir füzeye sahip olmadığını veya Irak’ın durumunu hatırlamalıyız. Amerikalıların Afganistan ve Irak hava sahalarını kontrol altına alması iki ülkenin de rejimini hızla düşürdü, ancak en büyük sorun bundan sonra başladı.
(*Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 23 Eylül 2010)
Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara