PKK için silah sorun olmaya başladı
Hakkâri’deki mayınlı saldırı, beklenenin aksine şiddetin maskesini düşürebilir. PKK için silah taşımak giderek kendi kendini zora sokan bir duruma dönüşüyor.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-21 01:06:00
Eylemin kafa karıştıran pek çok noktası var. Olay mahallinde bulunan çantadaki mermi ve patlayıcılar ile üzerinde “Hakkâri Dağ ve Komando Tugayı” yazılı bir evrak olduğu iddiası, eylemin derin devlet işi olduğunu kanıtlar mı? Kamuoyunun tepkisine bakılırsa kanıtlamıyor. Son üç yılda PKK birçok karakol bastı, askeri malzemeleri gasp etti, bunu da internet sitelerinde duyurdu. Ama PKK eylemi yaptığını ısrarla reddediyor. Kandil de net. PKK’nın dış ilişkilerinden sorumlu Ahmet Deniz, “Saldırıyla ilgimiz yok. Bu, olumsuz sonuçları olacak bilinçli ve planlı provokasyondur” açıklaması yapıyor. Kürtlerin barış istediğini, bu talepleri sürekli dillendirerek ateşkes ilan ettikleri halde devletin her seferinde çözümsüzlüğü dayattığını da ileri sürüyor Deniz. Ancak 1993’ten bugüne yedi kez ateşkes ilan eden örgütün geçmişinde önce reddedip sonra üstlendiği pek çok eylem var. Dört sivilin öldürüldüğü Batman olayı, Diyarbakır’da bir dershane önündeki bombalı saldırı ve Tokat-Reşadiye eylemleri bunlardan bir kaçı.
Burada, örgütün üzerine kara kara düşünmesi gereken başka bir nokta var. Yöntem olarak sivillerin de kullandığı yollara, büyük çoğunluğu herhangi bir ağırlıkla patlayan mayınlar döşemeyi seçiyorsanız hedef konusunda pek seçici olmadığınıza herkesi inandırmış olabilirsiniz. 30 yıllık terör döneminde PKK’nın otoritesini kabul ettirmek için binlerce Kürt öldürdüğü de bir vaka. Bu durumda, silah bırakmak ya da sınırsız ateşkes gibi kararlar vermediği sürece bu tür eylemlerde örgütün parmağı olmadığına insanların ikna olması çok zor. Devletin, 1990’lı yıllardaki işkence, faili meçhul ve gayrinizami dehşet döneminin ardından çok daha dikkatli davrandığı ortada. Güvenlik güçleri daha da dikkatli davranmalı. Böylece bu tür eylemlerin ardından oluşan kafa karışıklığı daha da fazla ortadan kalkabilir.
Zira bölge halkının tabiriyle JİTEM’in (derin devlet kastediliyor) bir dönem yaptıkları da örgüt saldırılarını aratmayacak türden. BDP Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani, çözüm yolunda olumlu gelişmeler yaşandığında, Ergenekonvari eylemlerin gerçekleştiğini iddia ediyor. Mayıs 2009’da Erdoğan ile Ahmet Türk görüşmesinden iki gün önce Çukurca’da mayınların patlaması sonucu yedi askerin şehit olmasıyla, görüşmenin iptalini hatırlatıyor. “O mayınları kim döşedi, ortaya çıktı. Yargılama sürüyor” diyen Geylani’ye göre saldırının zamanlaması da ilginç. Yine önemli bir görüşmenin arifesiydi, patlama olmasa BDP ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay o gün bir araya gelecekti. Ayrıca uluslararası toplumun dikkatleri de buradaydı. 2008 Nobel Barış Ödülü sahibi Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari başkanlığındaki Akil Adamlar Heyeti Diyarbakır'da çeşitli isimlerle görüşmüş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile aynı gün buluşacaktı. Ilımlılığıyla tanınan Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Aysel Tuğluk ”Katilleri iyi tanıyoruz. Özel savaş güçleri mesaj veriyor” diyor. Bu kesin hükümlere bakılırsa, Demokratik Toplum Kongresi, BDP ve bazı STK’ların olayı gerginlik malzemesi yapabilir.
20 Eylül’e kadar ateşkes ilan eden PKK ne yapacak? Yaşananları bahane ederek ateşkes bitirilir mi, sorusuna karşılık Deniz, tehditkâr bir ifadeyle “Günü geldiğinde öğrenirsiniz” diyor. Ancak ortada çok konuşulmayan bir senaryo daha var. Güvenlik gerekçesiyle adının açıklanmasını istemeyen Kuzey Iraklı bir gazeteci, PKK’lı Bozan Tekin’le geçen hafta görüştüğünü ve kendisine “Türkiye’nin şartlarımızı kabul etmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Ateşkes ilan ederek güçlerimizi toparladık. Büyük eylemler gerçekleştireceğiz” dediğini savunuyor. Bu amaçla eylemsizlik süresince keşifler yapıldığı ve dokuz militanın keşifteyken heronlar tarafından görüntülenip öldürüldükleri iddiaları da var. 20 Eylül’den sonra patlatmak maksadıyla pek çok noktaya yığınak yapılmış olabilir.
“Kürt Sorunu” adlı kitabın yazarı Altan Tan’a göreyse çözüm hâlâ Erdoğan’a bağlı. “Her eylemden sonra randevu iptal edilerek işi çözemez. Başbakan inisiyatif almalı. PKK de samimiyse ateşkesi uzatmalı” diyor Tan. Kamuoyu ve Ankara, Kürt siyasi söylemine ve bu yolla dile gelen sosyal taleplere daha fazla müsamaha gösterdikçe, bölgedeki eylemler PKK’yı zor durumda bırakıyor. Korkutmaksa, artık eskisi kadar ikna edici olmuyor.
ADEM DEMİR / NEWSWEEK
SON VİDEO HABER
Haber Ara