Dolar

34,8731

Euro

36,7237

Altın

3.049,51

Bist

10.058,47

İki ayda bu kadar eti kim yedi?

İMHA edildiği kanıtlanamayan bakterili etlerin akıbeti belirsiz. Tarım Bakanlığı ve Başsavcılık, 12 ton zehirli etin piyasaya sürülüp sürülmediğini tesbite çalışıyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-20 14:25:00

İki ayda bu kadar eti kim yedi?
Taraf Gazetesi ve TIMETURK.com'da 18 Eylül'de yayınlanan salmonella ve listeria bakterili 12 ton hamburger etiyle ilgili oluşan soru işaretleri halen cevabını arıyor.

Önce imha edildiği daha sonra köpeklere yedirildiği ancak bu kadar eti 50 köpeğin iki ayda tüketemeyeceği bilgilerinin ardından Tarım Bakanlığı’nın başlattığı, “12 ton et nerede?” sorusu cevaplanmayı bekliyor.

21.06.2010 tarihinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca görevlendirilen Başmüfettiş Süleyman Çambaşı’nın Tarım Bakanı Mehdi Eker’e sunduğu raporda, 12 bakterili etin Kocaeli’de kurulu Fasdat Gıda Dağıtım Şirketi tarafından Balıkesir’deki Zeybek Katı Atık Merkezi’ne imha edilmek üzere gönderildiği vurgulanıyor.

Bakterili etler köpeklere yediriliyor

Zeybek Katı Atık Merkezi ise bu etleri imha etmek yerine Bursa Karacabey’de kurulu Madımak Kangal Köpeği Üretim Yetiştirme ve Koruma Merkezi’ne gönderdiğini belirtiyor. Raporda ifade edildiğine göre, buraya 05.05.2010 tarihinde 11.195 kg ve 29.06.2010 tarihinde 430 kg olmak üzere bakterili etler hayvan barınağına teslim ediliyor.

Hayvan barınağında o sırada 40 dişi, 10 erkek, 5 yavru köpek bulunduğu kaydediliyor.

Raporun üçüncü maddesindeki ilgili bölümde bu bakterili etlerin hayvanlarda hastalık yapabileceği vurgulanıyor.

Ve bu 63 köpeğin 05.05.2010- 07.07.2010 tarihleri arasında ancak 3213 kg et tüketebilecekleri notu düşülüyor.

Tarım Bakanlığı Başmüfettişi Süleyman Çambaşı işte bu noktada Bakan Eker’in onayından da geçen raporunda şu ifadeyi kullanıyor:

“...Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nca değerlendirilmek üzere raporun bir nüshasının Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesinin gerektiği, Savcılığın incelemesi sonrası, insan sağlığına zararlı bu ürünlerin piyasaya sürüldüğünün tesbiti halinde 5179 Sayılı Kanun’da belirtilen cezai müeyyidelerin Kocaeli İl Tarım Müdürlüğü’nce uygulanması gerektiği...”

Tarım Bakanlığı yetkilisi, Bakan Eker’in de “olur”undan geçen bu sorusuyla 12 ton hastalıklı hamburger etinin iki aylık gibi bir süre içerisinde tüketilmiş olmasının mümkün olmadığını vurguluyor. Bakanlık yetkilisinin aklına takılan soruyu ise, “Bu etler piyasaya verilmiş olabilir mi?” oluşturuyor. Ve böylece bakanlık yetkilisi, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen raporu ile aklına takılan korkunç şüphenin aydınlatılması gerektiğini belirtiyor.

63 köpeğin iki aylık sürede 12 ton eti tüketemeyeceği ifadeleri ise, Hay. Sağ. Şb. Mdr. Erdinç İçigen, Veteriner Hekim Ceyhun Arabacı, Veteriner Hekim Mehmet Akdoğan

“BİLGİLENDİRME NOTUDUR” başlıklı Teftiş Kurulu Başkanlığı belgesinde yeralıyor.

Belgenin üçüncü maddesinde, şu ifadelere yer veriliyor:

Bu kadar et iki ayda yenemez

“Söz konusu ürünlerin dondurularak muhafaza edilmesi şartıyla 10-15 kg ağırlıkta bir adet yavru köpek için azami 200 gram, 50 kg ağırlıkta yetişkin bir köpek için azami 1000 gr et yedirildiği hesaplanacak olursa, 05.05.2010 ile 07.07.2010 tarihleri arasında 63 günde toplamda 51 kg/gün x 63 gün=3213 kg azami et tüketebilecekleri öngörülmektedir.”

Edinilen bilgiye göre, Tarım Bakanı Mehdi Eker’in söz konusu kayıp etler konusu ile yakından ilgilendiği belirtiliyor. Bakan Eker’in, kayıp hastalıklı etlerin akıbetinin ne olduğu konusunda kamuoyuna bir an önce sağlıklı bilgi vermek istediği ifade ediliyor.

Denetimler yetersiz

Kayıp 12 ton hastalıklı hamburger eti ile ilgili olayın hukuki boyutlarını değerlendiren Avukat Veysel Ok, “AB’ye girme sürecindeki Türkiye‘de mevcut gıda kontrol organizasyon yapısı ve mevzuattaki eksikler ile, uygun hijyenik ve teknolojik koşullara sahip olmayan gıda işletme ve işyerlerinin sayısının fazla olması ile toplumun ekonomik gücü ve benzeri nedenlerle gıda güvenliği yeterince sağlanamamaktadır” dedi.

Yaklaşık 5000 kişilik denetim memurları ile 70 milyon insanın gıda güvenliğini sağlamanın imkânsız olduğunu dile getiren Avukat Ok, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Birliği mevzuaatının önemli bir bölümünü gıda güvenliği ve halk sağlığına ilişkin konular oluşturmaktadır. AB’ye girme sürecindeki Türkiye’de gıdalardan kaynaklanabilecek tehlikelerden halk sağlığının korunması için çiftlikten sofraya kadar olan tüm aşamalardaki kontrol ve denetimlerde ulusal mevzuatın AB mevzuzatına esas alınrak düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak bu konuyla ilgili henüz yapılan çalışmalar yok ya da eksiktir.”

İLİŞKİLİ HABER

Maret ürünlerinde bakteri bulundu

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara