Dolar

34,8956

Euro

36,6387

Altın

3.011,24

Bist

10.058,63

İşadamları "evet" sonucunu yorumladı

İş dünyası referandum sonuçlarını değerlendirdi. TÜSİAD, TOBB, MÜSİAD, TUSKON, İTO, İHKİB,TGSD, İNTES, Egeli Sanayiciler, EESOB, Konya Ticaret Odası, Denizlili işadamlarının görüşleri şöyle:

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-13 17:33:00

İşadamları
TÜSİAD: 'HEDEF 21. YÜZYIL ANAYASASI OLMALIDIR'

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 'Hedef; bir arada, özgürce yaşama irademizin ifadesi ve gerçek bir toplum sözleşmesi niteliğinde hazırlanacak bir 21. yüzyıl Anayasası olmalıdır' açıklaması yaptı.

TÜSİAD tarafından halk oylamasının ardından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin, yoğun siyasi tartışmaların yaşandığı bir propaganda döneminin ardından anayasada bazı değişiklikler yapan kanun teklifinin halk oylamasını geride bıraktığı ve seçmenin değişiklik paketine 'Evet' dediği belirtilerek, seçmen ve toplum iradesini yansıtan referandumun sonucunun saygıyla karşılanması gerektiği ifade edildi.

Referandum sürecinden çıkarılması gereken dersler ve önümüzdeki dönemden beklentilerle ilgili TÜSİAD'ın görüşleri, şöyle sıralandı:

'TÜSİAD referandum sonucundan bağımsız olarak, Türkiye'nin yeni bir anayasaya olan ihtiyacının canlı kalacağını pek çok kez dile getirmiştir.

Nitekim hem referandum süreci, hem de referandum sonucu, toplumun ekseriyetinin, siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerini de içine alacak şekilde 1982 Anayasası'nı tümüyle değiştirecek yeni bir anayasanın oluşturulması konusundaki ortak beklentisini teyit etmiştir. Bu asgari müşterek yeni anayasa çalışmaları için umut vericidir.

Toplumumuzda her kesimin yeni anayasadan beklentisinin farklı olması ve yeni anayasaya kendi önceliklerine göre anlam yüklemesi doğaldır.

Ancak yeni anayasa her şeyden önce, 'tüm vatandaşlarımızın farklılıklarıyla bir arada yaşama iradesini temsil eden, ileri demokrasilere örnek teşkil edebilecek, vatandaşla iletişim gücü yüksek ve yenilikçi bir toplum sözleşmesi' niteliği taşımalıdır.

Türkiye'nin yeni anayasaya giden yolda toplumu bölen sorunlarını çözmek için karşılıklı anlayış, empati, diyalog ve yapıcılığa ihtiyacı vardır.

Tarihi bağlamda demokratikleşme süreci 3 ana mesele ile sürekli karşı karşıya kalmıştır. Katılımcı ve uzlaşmacı bir süreçle hazırlanacak 21. yüzyıla yakışır yeni anayasanın, yukarıda belirtilen ana özellikleri taşımasının yanında, Türkiye'nin '3 bölenini', '3 birleştiren' haline getirmeye de hizmet etmelidir.

Bölenlerden ilki din ve vicdan özgürlüğüdür; Devlet tüm din ve mezheplere tam anlamıyla eşit mesafede duracak mıdır?

İkinci bölen kimlikler meselesidir. Hepimiz, Türk, Kürt veya herhangi bir etnik köken tanımlamasının ötesinde 'eşit vatandaş' olma noktasında anlaşacak mıyız?

Üçüncü bölen ise kuvvetler, yani yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrılığı ve hiçbir vesayet altında olmadan etkili çalışabilmeleridir.

Yasama, yürütme ve yargının aralarındaki ilişkilerde doğru kontrol/denge mekanizmalarının nasıl oluşturulacağı, yargının tarafsızlık ve bağımsızlığının nasıl korunacağı, vatandaşın hür iradesinin siyasi partilerde ve Meclis'te en yüksek şekilde nasıl temsil edileceği konusunda anlaşacak mıyız?

Yeni Anayasanın bir ana ekseninde bu üç böleni, üç birleştiriciye çevirmesi beklenir. Bu çerçevede yeni ve yenilikçi Anayasanın; bireyi merkeze alması, kimlik taleplerine, 'ortak değerlerde birleştiren eşit vatandaş' anlayışı çerçevesinde yanıtlar vermesi, din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin sorunları çözmesi, çoğulcu ve katılımcı demokratik temsili parlamenter rejime, tüm kurum ve kurallarıyla işlerlik kazandırılması, her türlü vesayetten arındırılmış nitelikteki kontrol-denge mekanizmalarını kurması beklenir.'

YENİ ANAYASA HAZIRLIK SÜRECİ

Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarının demokratikleştirilmesi, seçim barajının düşürülmesi ve örgütlenme-ifade özgürlüklerinin genişletilmesi alanlarında kanunlar düzeyinde ilerleme sağlanmasının ise yeni anayasa sürecini destekleyecek, müzakere ve mutabakat iklimini güçlendirecek niteliğe sahip düzenlemeler olarak önümüzde durduğu belirtilen açıklamada, mevcut kutuplaşma ortamının yerini, siyasi partilerin ve toplumun her kesiminin, yeni anayasa üzerine özgürce tartışabileceği bir ortama terk etmesi gerektiği, referandum sürecince benimsenen siyasi üslup ve tutumun sürdürülebilir nitelikte olmadığı ve elde edilen yeni anayasaya yönelik asgari müşterekin hayata geçirilmesinde engel teşkil etme potansiyeline sahip olduğu vurgulandı.

Açıklamada, devamla şunlar kaydedildi:

'Önümüzdeki 10 yıl içinde her 18 ayda seçimlerin (genel ve yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri) gerçekleştirileceği göz önünde bulundurulduğunda tecrübe edilen referandum öncesi siyasi üslubun sürdürülmesi; demokratikleşme, AB uyumu ve sürdürülebilir büyüme süreçleri açısından son derecede sakıncalıdır.

Bu süreçte de temel sorumluluk siyasi partilerde ve sivil toplum örgütlerindedir. Bu çerçevede, 2011 genel seçim döneminin ana temasını, geleneksel seçim programlarının yanında, yeni anayasanın yapımı ve içeriği konusundaki görüşler oluşturmalıdır.

Yeni anayasa hazırlık sürecinde, kamuoyunda farklı görüşleri savunan akademisyen ve kanaat önderleri arasında diyalog canlı tutulmalıdır.

Yeni anayasanın içermesi gereken temel ilkeler ve yapım sürecine ilişkin iç tartışmamızın devamlılığının sağlanması faydalı olacaktır.

TÜSİAD bu müzakere sürecinin işlemesi için çalışmalarına başlamıştır ve diğer sivil toplum örgütleri ve siyasi iradenin temsilcileriyle çalışmalarını paylaşmaya hazırlanmaktadır.

TÜSİAD, toplumsal sorumluluğu bağlamında, tüm bu süreç boyunca şeffaflık, bağımsızlık ve gönüllülük ilkeleri doğrultusunda üzerine düşeni yapmaya kararlı olmuştur ve bu kararlılığını daima sürdürecektir. Kamuoyuna saygıyla arz ederiz.'

TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU:'TÜRKİYE'NİN YENİ ANAYASAYA İHTİYACI VAR'

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, referandum sonucunun Türkiye'nin demokratikleşmesi ve zenginleşmesi yolunda olumlu bir adım olduğunu bildirdi.

Yaptığı yazılı açıklama ile referandum sonucunu değerlendiren TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin daha demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı olduğuna dair inancın teyit edildiğini ve güçlendiğini ve Türkiye'de 13 Eylül'den itibaren yapısal reformları hayata geçirme açısından yeni bir ivme ve heyecan kazandığını kaydetti.

İnsan odaklı, hak ve özgürlükleri teminat altına alan daha kaliteli bir demokrasiye ve buna uygun yeni bir Anayasa yapılmasına yönelik çalışmaların da önünün açıldığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:

'Yeni Anayasa, toplumsal mutabakat metni olmalıdır. Yeni Anayasa çalışmalarına geniş halk kesimlerini temsil eden mesleki ve sivil toplum örgütleri de aktif olarak katılmalıdır. Böyle bir yeni dönemin başlaması, istikrarı ve güven hissini güçlendirecek, ekonominin toparlanma sürecine destek olacaktır. Türkiye'nin sorunlarının çözüm yeri Meclistir, çözüm yolu milli iradedir, çözüm aracı katılımcı demokrasidir.'

MÜSİAD GENEL BAŞKANI ÖMER CİHAD VARDAN: ÜLKEMİZİN ÖNÜ AÇILDI
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, referandum sonuçlarını değerlendirirken, gelinen noktada, bundan sonrası için sivil, çoğulcu, vizyoner, katılımcı yeni bir anayasanın yapılması yönünde de Türkiye'nin önünün açıldığını belirtti.

Vardan, halk oylaması sonuçlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında, sonucun, Türk halkının artık demokrasiyi, onun gereklerini ve demokrasi mekanizmalarını kullanmayı içselleştirdiğini 'bir kez daha net şekilde gösterdiğini' kaydetti.

'Çok partili siyasi hayata geçildiği günden bugüne kadar, Türk halkının önüne getirilen sandıklarda her zaman sağduyusunu yansıttığı' ve 'ülke geleceğinin ihtiyacı olan kararları verme konusunda yanılmadığı' görüşüne yer veren Vardan, 'Buradaki en önemli mesaj, halkımızın ileri demokrasiye olan özlemini, değişikliğe yönelik arzusunu ve istikrarın devam etmesi yönündeki isteğini ifade etmiş olmasıdır.

Bununla beraber halkımız, statükoyu, eski siyaset usul ve mantığını benimsemediğini ve buna karşın değişimi ve yeniliği arzuladığını belirtmiştir' ifadesini kullandı.

Vardan, ortaya çıkan sonuçla beraber iş dünyası kuruluşlarından biri olarak beklentilerini şöyle bildirdi:

'Ekonomide ilerlediğimiz bir dönemde, demokraside de yükselmeye devam edeceğimiz ve bunun da dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer almamıza önemli katkı sağlayacağı yönündedir.

Dünyaya da bu yönde net bir mesaj verdiğimiz düşünüldüğünde, ülkemizde yatırımların devam edeceği ve yenilerinin de yapılacağı şeklindeki beklentimiz daha da kuvvetlenmiştir.

Gelinen noktada, bundan sonrası için sivil, çoğulcu, vizyoner, katılımcı yeni bir anayasanın yapılması yönünde de ülkemizin önü açılmıştır.

Bundan sonrası için arzumuz, sürecin iyi yönetilerek paketin getirdiği değişiklikler ve somut çıktıların bir an önce toplumsal hayata yansıtılmasıdır.'

Kazananın Türkiye olduğunu ifade eden Vardan, 'Sandıkta millet gelecek vizyonunu kendi belirleme imkanını en iyi şekilde kullanmıştır.

Nasıl bir gelecek istediğini göstermiştir. Demokrasi ve ülkenin geleceği açısından hayati öneme sahip bu halk oylaması, önümüzdeki yıllarda halkın daha aktif bir aktör olması gerektiğinin de altını çizmiştir' görüşünü belirtti.

İTO YÖNETİM KURULU BAŞKANI YALÇINTAŞ:EKONOMİK GELİŞME HIZLANACAK

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, halkın onayladığı bu anayasa değişiklikleriyle Türkiye'nin sadece daha demokratik bir ülke olmakla kalmayacağına, aynı zamanda ekonomik gelişmesinin hızlanacağına ve istikrarını muhafaza edeceğine inandığını kaydetti.

Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) halk oylamasına ilişkin yayın yasağını kaldırmasının ardından, Türkiye genelinde yüzde 60'a yakın 'evet' oyu çıkmasına ilişkin olarak AA muhabirine açıklamada bulunan Yalçıntaş, referandum sonucunun hayırlı olması dileğinde bulunarak, Türk milletinin büyük sağduyu örneği göstererek tercihini ortaya koyduğunu belirtti.

Yalçıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bizler iş dünyası olarak her zaman Türkiye'nin istikrarından, Türkiye'nin ekonomik gelişmesinden, zenginleşmesinden ve refahın tabana yayılmasından yana olduk.

İnanıyorum ki halkımızın onayladığı bu anayasa değişiklikleriyle Türkiye sadece daha demokratik bir ülke olmakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomik gelişmesi hızlanacak ve istikrarını muhafaza edecek.'

TUSKON BAŞKANI RIZANUR MERAL: 'TÜRK HALKI BU REFERANDUMDA

DEĞİŞİMDEN YANA GÜÇLÜ BİR MESAJ VERMİŞTİR. ŞİMDİ YAPMAMIZ

GEREKEN YÖNÜMÜZÜ YENİDEN EKONOMİYE ÇEVİRMEKTİR'

-KOBİDER BAŞKANI NURETTİN ÖZGENÇ: 'DEĞİŞİMİN ÖNÜ AÇILMIŞTIR

VE BUNDAN SONRA ANAYASADA TIKANIKLIK GÖSTEREN MADDELERİN

DEĞİŞTİRİLEBİLMESİ İÇİN İLK ADIM ATILMIŞTIR'

-OAİB BAŞKANI ADNAN DALGAKIRAN: 'TÜRK HALKI TEVECCÜHÜNÜ

DEMOKRASİDEN VE GELİŞMEDEN, İLERLEMEDEN YANA KULLANMIŞTIR'

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, Türk halkının, referandumda 'değişimden yana güçlü bir mesaj' verdiğini belirterek, 'Şimdi yapmamız gereken yönümüzü yeniden ekonomiye çevirmektir' görüşünü bildirdi.

Rızanur Meral, halk oylaması sonuçlarına ilişkin yazılı açıklamasında, Türkiye'nin tercihini değişim, gelişim ve demokrasiden yana kullandığını kaydederek, 'Halkımız referandumda eski Anayasanın yenilenmesi noktasında ağırlığını koyarak, her zaman basiretli ve ileri görüşlü bir halk olduğunu bir kez daha kanıtlayarak, bunu sandığa yansıtmıştır' yorumunu yaptı.

Referandumun en önemli sonucunu, 'Türk halkının burada tercihini değişimden, gelişimden ve demokrasiden yana kullanmış olması' şeklinde açıklayan Meral, 'yükselen demokrasi çıtası'nın, iş dünyası, yargı ve Türkiye halkına olumlu şekilde yansıyacağını belirtti.

Meral, referandumun sonucunu bir kutulaşma olarak görmediklerini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Türkiye demokrasi yolunda önemli bir sınav vermiştir. Bundan sonra yapılması gereken millet olarak kardeşlik ve dayanışmamızı artırarak, Türkiye'nin ilerleme ve büyümesini hızlandırmaktır. Türk halkı bu referandumda değişimden yana güçlü bir mesaj vermiştir.

Referandum sonuçlarının ülkemize hayırlar getirmesini temenni ederiz. Şimdi yapmamız gereken yönümüzü yeniden ekonomiye çevirmektir.'

'SONUÇ, HÜKÜMETİN GÜVEN TAZELEMESİ ANLAMINDA ÖNEMLİ'

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç de, halk oylamasında 'milletin egemenliği seçkin zümrelerden alıp, iradenin kendisinde olduğunu gösterdiğini' görüşüne yer vererek, 'Türkiye demokrasisi açısından müspet bir gelişmedir.

Çünkü değişimin önü açılmıştır ve bundan sonra Anayasada tıkanıklık gösteren maddelerin değiştirilebilmesi için ilk adım atılmıştır' ifadesini kullandı.

İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB) Koordinatör Başkanı Zekeriya Mete de, referandumdan 'evet' sonucu çıkmasının, öncelikle AK Parti Hükümetinin güven tazelemesi anlamında önemli olduğunu kaydederek, sonucun, ekonomi için de önem taşıdığını belirtti.

Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (OAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran ise referandumda Türkiye'nin bir eşiği daha aştığı görüşüne yer verirken, 'Daha özgür, daha demokrat olma yolunda bir ülkeyiz. Ama daha yolumuz uzun.

Anayasanın kökten değişmesi gerekiyor. Bu süreç hala devam ediyor. Bize göre bu sonuç Türkiye için çok önemli bir gelişme.

Türk halkı teveccühünü demokrasiden ve gelişmeden, ilerlemeden yana kullanmıştır. Türkiye sağduyulu bir karar vermiştir' yorumunu yaptı.

İHKİB BAŞKANI TANRIVERDİ: EKONOMİ VE İHRACATA KİLİTLENMELİYİZ'

İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, kurun dip seviyeye indiği ortamda, referanduma nokta koyup ekonomi ve ihracata kilitlenilmesi gerektiğini kaydetti.

Tanrıverdi, yaptığı yazılı açıklamada, 'evet' çıkan referandum sonuçlarını olumlu değerlendirdiklerini belirterek, Türkiye demokrasisinin önünü açacak uzlaşmaya dayalı yeni bir anayasanın hazırlanması gerektiğini ifade etti.

Türkiye'nin aylardır kilitlendiği bir siyasal tartışma döneminin sona erdiğini, yeni siyasal ortamda ekonomi yönetimine daha fazla görev düştüğünü vurgulayan Tanrıverdi, dövizde kurun tehlike sınırının dip noktasına indiğine dikkati çekti.

Tanrıverdi, şunları kaydetti:

'Kurun dip seviyeye indiği ortamda referanduma nokta koyup ekonomi ve ihracata kilitlenmeliyiz. Bu ortamda ihracatçı kan kaybederken, ithalat patlar.

Bozulan cari açık dengesi, gelecekte Türkiye'yi çok zora sokar. Ekonomi yönetimi bu gerçeği göz önünde bulundurup, Türkiye ekonomisinin rotasını ona göre belirlemeli.

Türkiye'nin ithalata değil, üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyümeye ihtiyacı var. Türk moda endüstrisinin rekabetçi yapısını güçlendirecek karar ve önlemlerin gecikmeden hayata geçirilmesini arzu ediyoruz.'

TGSD BAŞKANI CEM NEGRİN: 'TÜRKİYE EKONOMİYİ GÖZ ARDI ETME LÜKSÜNE SAHİP DEĞİL'

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, Türkiye'nin siyaseti tartışırken ekonomiyi göz ardı etme lüksüne sahip olmadığını kaydederek, yeni dönemde alınması gereken önlemlere ilişkin görüşlerini paylaştı.

Negrin, yaptığı yazılı açıklamada, son zamanlarda iş hayatındaki akışı etkileyen referandumun sona erdiğini belirterek, sonuçların herkesin özlediği daha demokratik ve çoğulcu bir anayasaya yol açması dileğinde bulundu.

Referandumun ardından iş yaşamının dinamizmi doğrultusunda acil ve kesintisiz adımların atılması gerektiğini ifade eden Negrin, hazır giyim ve tekstilde son aylarda yavaşlayan ihracat artışının yeniden ivme kazanması için başta kur sorunu olmak üzere ihracatçıların yaşadığı problemlerin giderilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin siyaseti tartışırken ekonomiyi göz ardı etme lüksüne sahip olmadığını belirten Negrin, bu yönde hükümet, muhalefet, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasının ortak çözüm noktalarında birleşmesi gerektiğine işaret etti.

Negrin, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

'İhracatın önünde seyreden ithalatın cari açık başta olmak üzere oluşturduğu risklerin iyi analiz edilmesi gerekiyor.

İstihdam, üretim, ihracatı artırıcı politikalar da buluşarak bu yöndeki ekonomik araçların bir an evvel hayata geçirilmesini beklemekteyiz. Bunun için yeni dönemde aşağıdaki önerilerimizi paylaşıyoruz:

-Referandum sürecinde yaşanan ve tüketici güvenini olumsuz etkileyen tartışma ve kutuplaşmalar giderilerek, 2011 seçimlerine taşınmamalı.

-2011 bütçesi ve 3 yıllık orta vadeli program gibi iş dünyasının önünü görmesini sağlayacak büyüklükler bir an önce açıklanmalı.

-Yeni teşvik sistemi bir an önce mevcut sanayinin rekabetini de korur şekilde düzenlenmeli ve açıklanmalı.

-Yapısal reformlara hız verilerek özellikle istihdam piyasasındaki sorunlar çözülmeli ve kamu yüklerinde iyileştirmeler yapılmalı.

-Seçimler öncesinde af ve benzeri girişimler yerine sanayinin rekabet gücünü artıracak kalıcı destekler sağlanmalı.'

İNTES BAŞKANI KOÇOĞLU:: 'TÜRKİYE BİR DEMOKRASİ SINAVINDAN DAHA BAŞARIYLA ÇIKMIŞTIR'
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Şükrü Koçoğlu, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının sonucu için 'Türkiye bir demokrasi sınavından daha başarıyla çıkmıştır' yorumunda bulundu.

Halk oylamasının sona erdiğini ve anayasa değişikliklerinin milletin oyuyla kabul edildiğini ifade eden Koçoğlu, şunları kaydetti:

'Bu sonucun ülkemiz için hayırlı olmasını diliyoruz. Bundan sonraki süreçte, anayasada yapılacak değişiklikler için bir uzlaşma arayışı aranacağına ilişkin sayın Başbakan'ın sözleri umut vericidir. Türkiye'de bir uzlaşma kültürünü yaymak ve yerleştirmek başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere milletin ortak amacı olmalıdır.

Bu demokrasi sınavını başarıyla veren milletimize şükran borçluyuz. Elde edilen sonuç, Türkiye'deki demokrasi anlayışını sürekli eleştiri konusu yapan batı dünyasına da önemli mesaj olmuştur.'

EGELİ SANAYİCİLER: BİR AN ÖNCE EKONOMİYE AĞIRLIK VERİLMELİ

Egeli sanayici ve iş adamları, uzun süredir ülke gündemini meşgul eden Anayasa değişiklik paketine ilişkin yapılan halk oylamasının olumlu dönüşler getirmesini bekliyor.

Sanayicilerin ortak görüşü, artık seçim ortamından çıkılıp ekonominin birinci plana alınması yönünde.

Halk oylaması sonuçlarını AA muhabirine değerlendiren Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Anayasanın bazı maddelerinde yapılan değişikliklerde halk oylamasına gidilmesinin, halkın kararını ortaya koyduğunu söyledi.

'Dolayısıyla herkesin bu karara saygı duyması gerekir' diyen Yorgancılar, bunun ekonomiyle ilgili dönüşlerinin, olumlu olacağı görüşünü dile getirdi.

Yorgancılar, 'Özellikle siyasilerin, artık referandum süreci geçtiğine göre, bu sonuca odaklanıp ülkenin geleceğiyle, ekonomisiyle ilgili kararları sağlıklı şekilde almaları gerekiyor. Önümüzde genel seçimler de var. Bu seçim ortamından çıkıp, ekonominin birinci plana gelmesi gerektiğini her ortamda söylüyoruz. Artık bunun gerçekleşmesi gereken bir ortama girdik' görüşünü aktardı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu da referandum sonucu halkın bir mesaj verdiğini belirterek, siyasilerin bu mesajı kendilerine göre yorumlayacaklarını kaydetti.

Artık gündemin referanduma bağlı olmaktan çıktığını ifade eden Türkmenoğlu, 'Ekonomiye, ihracata odaklı bir ekonomik politikanın yeniden gözden geçirilerek sürdürülmesi gerekiyor. Baktığımızda, geçici olarak Türk parasının değerlendiğini görüyoruz.

Bunun regülasyonunu Merkez Bankası yapacaktır diye düşünüyoruz. Kamuoyunu meşgul eden süreç bitirildi, hayat devam ediyor. Şimdi ekonomiye odaklanmak lazım' diye konuştu.

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş, yaklaşık üç aydır süren referandum ortamında Türkiye'nin zaman zaman gerildiğini aktardı.

Bu gerginliklerin bir an önce terk edilmesini isteyen Uğurtaş, gerginliği azaltma konusunda iktidar partisine önemli görevler düştüğünü kaydetti.

Uğurtaş, işsizliğe de dikkati çekerek, referandum sürecini geride bırakıp ekonomiye odaklanılması gerektiğini vurguladı.

Kur politikasının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Uğurtaş, şu görüşleri dile getirdi:

'Tabii dalgalı kurdan vazgeçelim demiyoruz, ama ekonomiyi idare edenlerin ellerinde birtakım alternatifler olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra beklentimiz ekonomiye odaklanmak.

Sonuçların Türkiye için hayırlı olduğunu düşünüyorum, olumlu yansımasını umuyorum. Bunun yolu da üç aydır oluşan siyasi gerginliğin süratle ortadan kaldırılması, sonuçlara her kesimin saygı göstermesi.'

İKV BAŞKANI HALUK KABAALİOĞLU: AB TAM ÜYELİĞE İVME KAZANDIRACAĞINI ÜMİT EDİYORUZ'

İktisadi Kalkınma Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, anayasa paketine ilişkin halk oylaması sonucunun Türkiye'nin AB tam üyelik sürecine yeni bir ivme kazandıracağını ümit ettiklerini kaydetti.

Halk oylaması sonuçlarına ilişkin yazılı bir açıklama yapan Kabaalioğlu, gündemi aylarca işgal eden referandum tartışmalarının sonuçlanması ile gerçek gündeme dönülmesinde yarar bulunduğuna işaret etti. Kabaalioğlu, anayasa değişikliğinin hayata geçirilmesi amacıyla çıkarılacak yasalarda yargı bağımsızlığı, demokrasi, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine sadık kalınmasını beklediklerini bildirdi.

Kabaalioğlu, halk oylaması sonucunun Türkiye'nin AB tam üyelik sürecine yeni bir ivme kazandıracağını ümit ettiklerini belirtti.

Bundan sonraki süreçte, özellikle AB üyeliği yolunda gerekli reformların hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Kabaalioğlu, 'Özellikle AB standartlarında çağdaş, demokratik ve laik bir anayasanın hazırlanmasında geç kalınmamalıdır. Anayasada demokrasinin temel ilkeleri, laiklik, hukuk devleti ve sosyal devlet esasları, insan hakları, temel özgürlükler, yargının bağımsızlığı, pozitif ayrımcılık gibi hususların yer almasının yanında anayasanın hazırlanma sürecinin de en az içerik kadar önemli olduğu akıldan çıkarılmamalıdır' değerlendirmesinde bulundu.

Katılımcı bir süreç sonunda laik, demokratik ve insan haklarına saygılı yönetim ile bağımsız yargıyı garanti altına alan bir anayasanın, AB'nin de olmazsa olmaz koşulları arasında yer aldığını kaydeden Kabaalioğlu, bunun, Türkiye'de demokrasinin pekiştiğinin göstergesi olacağını kaydetti.

EESOB BAŞKANI BİRSEN: EKONOMİYİ OLUMLU ŞEKİLDE ETKİLEYECEK

ESKİŞEHİR (A.A) - 13.09.2010 - Eskişehir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (EESOB) Başkanı Ekrem Birsen, 12 Eylül'de yapılan halk oylamasından çıkan sonucun ekonomiyi olumlu şekilde etkileyeceğini söyledi.

Birsen, düzenlediği basın toplantısında, halk oylaması sonucunun ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunarak, referandumun milletin her konuda söz sahibi olması gerektiğinin göstergesi olduğu kaydetti.

Halk oylaması sonucunda herkesin ders çıkartması gerektiğini ifade eden Birsen, şöyle konuştu:

'Ülkedeki partilerin hepsi, güncelliğini yitirmiş Anayasa maddelerini hızla değiştirerek Türkiye'ye geleceğe taşıma planlarını ortaya koymalıdır.

,Türk halkı kavga ortamından bıktı. Vatandaşlar, referandumdan önce yapılan muhalefeti de değerlendirerek böyle bir muhalefet istemediğini açıkça ortaya koydu.

İktidar ve muhalefet bir mutabakata vararak Anayasa maddelerini hızla değiştirmelidir. Milletin gücünden kimse korkmasın. Referandumdan çıkan sonuç ekonomiyi olumlu şekilde etkileyecek.

Halk oylamasından çıkan 'evet' sonucu AB ülkeleri tarafından olumlu karşılandı. Ülkemize yatırım yapacak birtakım işletmeler, artık ülkeye daha sıcak bakacak.'

KONYA TİCARET ODASI BAŞKANI ÜZÜLMEZ: DIŞA AÇILIMIN POLİTİKSI İVME KAZANACAK


Konya Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hüseyin Üzülmez, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasının sonucunun yabancı sermaye ve yatırımcının oluşan güven ve istikrar ortamında yönünü Türkiye'ye çevireceğini belirtti.

Üzülmez, yaptığı yazılı açıklamada, sivil anayasanın önünü açacak sonucun ardından, oluşan güven ve istikrarın ekonomiye de olumlu katkı yapacağını belirtti.

İş dünyası temsilcilerinin sivil anayasaya olan özlem yolunun millet iradesiyle açıldığını ifade eden Üzülmez, şunları kaydetti:

'Ekonomik kalkınmanın temeli olarak özgürlükleri kısıtlayan, demokratikleşmenin önünde engel oluşturan, Türkiye'nin dünya ekonomisi ile entegrasyonunu engelleyen darbe ürünü anayasanın değiştirilmesi gerekliliği tüm iş aleminin ortak görüşüdür.

Ülkemiz, Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde dünyanın sayılı ekonomileri arasına girme hedefindedir. Türkiye ekonomisinin tüm unsurlarıyla bu hedef için çalışırken, oluşan demokratik ortam bizleri daha fazla motive edecektir.

Önümüzdeki dönemde yıllardır dile getirdiğimiz sivil anayasanın milletin iradesiyle gerçekleşeceğine olan inancımızın yolu açılmıştır.

İnsan odaklı, hak ve özgürlükleri teminat altına alan daha kaliteli bir demokrasiye ve buna uygun yeni bir Anayasa yapılmasına yönelik çalışmalar için engel kalmamıştır.'

'YABANCI SERMAYE VE YATIRIMCI YÖNÜNÜ TÜRKİYE'YE ÇEVİRECEK'

Referandum sonucunun sadece yurt içinde değil yurt dışında da olumlu yankılar bulacağını dile getiren Üzülmez, şöyle devam etti:

'Yabancı sermaye ve yatırımcı oluşan güven ve istikrar ortamında yönünü Türkiye'ye çevirecektir. Yurt dışında ülkemiz adına ekonomimizin hiçbir anti demokratik yolla geriletemeyeceğinin mesajını gönül rahatlığıyla verebileceğiz. Türkiye bugünden itibaren dışa açılımında uyguladığı politikaya ivme kazandıracaktır.'

Üzülmez, yeni dönemin el birliğiyle ülke adına kazanca dönüştürüleceği inancına sahip olduğunu vurgulayarak, sonucun iş alemine ve Türkiye'ye hayırlar getirmesi temennisinde bulundu.

DENİZLİ İŞ DÜNYASI: EKONOMİYE OLUMLU YANSIYACAK

Denizli iş dünyası uzun süre gündemde kalan anayasa değişikliği paketine ilişkin yapılan halk oylamasının sonuçlarının ekonomiye olumlu yansıyacağını düşünüyor.

Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Necdet Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çıkan sonuçların halkın iradesini yansıttığını, bunun üzerinde fazla yorum yapmadan icraatlara geçilmesi gerektiğini söyledi.

DTO Başkanı Özer, Türk halkının tercihini değişimden ve demokrasiden yana kullandığını belirterek, demokrasi çıtasının yükselmesinin, ekonomiye olumlu yansıyacağına inandığını vurguladı.

İş dünyası olarak sonuçlardan memnun olduklarını belirten Özer, şöyle konuştu:

'Halk, iradesini demokrasiden yana kullandı. İş dünyası olarak bizler Türkiye genelinde çıkan sonuçtan, halkın iradesi üzerinde fazla yorum yapamayacağımız gibi ekonomi ve demokrasi yönünden beklenen sonuç oldu.

Bundan sonraki aşamada yapılabilecek reformlarla birlikte, yani anayasa değişikliklerinin getirmiş olduğu çalışmalarla birlikte hem sağlam bir demokrasi ve hem sağlam bir ekonomi için gerekli çalışmalar başlatılacaktır.

Artık ülkenin önü açıldı. Bu avantajı çok iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Artık yönümüzü ekonomiye çevirmeliyiz.

Bundan sonra birlik ve beraberlik içerisinde ülkemizin kalkınması ve ilerlemesi için milletçe çalışmalıyız.'

Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Kocasert ise, tatil olmasına ve Doğu Anadolu'da boykotla ilgili propagandalar yapılmasına rağmen yüzde 80'e yakın bir katılımın olmasının demokrasi adına sevindirici olduğunu ifade etti.

Türk milletinin kendisini ilgilendiren konularla artık yakından ilgilendiğini vurgulayan Kocasert, 'İş dünyası açısından da olumlu gelişmeler yaşanacaktır.

İş adamları, iş dünyası olarak, istikrara, huzura ve güvene önem veriyoruz. Bizlerin aradığı ortak paydalar istikrar, huzur, güven ve uzun vade. Bu 'evet'le birlikte ülkemizde erken seçimin önünün kapanması, hükümetin bir nebze de olsa güvenoyu alması ve değişim rüzgarlarının başlaması, iş dünyası ve ekonomik gelişmeler açısından olumlu olarak algılanıyor. Bir süre sonra enflasyon ve faiz oranlarında aşağıya doğru bir yönelme beklenebilir' dedi.

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Denizli Şube Başkanı Ayhan Doğruyol da, Türk halkının artık demokrasiyi, onun gereklerini ve demokrasi mekanizmalarını kullanmayı artık iyice içselleştirdiğini kaydetti.

Çıkan sonucun, Türkiye ekonomisinin dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alması için önemli katkı sağlayacağını ifade eden Doğruyol, şu görüşleri dile getirdi:

'Dünyaya da bu yönde net bir mesaj verdiğimiz düşünüldüğünde, ülkemizde yatırımların devam edeceği ve yenilerinin de yapılacağı şeklindeki beklentimiz daha da kuvvetlenmiştir.

Gelinen noktada, bundan sonrası için, sivil, çoğulcu, vizyoner, katılımcı yeni bir anayasanın yapılması yönünde de ülkemizin önü açılmıştır.

Bundan sonrası için arzumuz, sürecin iyi yönetilerek paketin getirdiği değişiklikler ve somut çıktıların bir an önce toplumsal hayata yansıtılmasıdır.'

AA
SON VİDEO HABER

Annenin uyuşturucu isyanı: 'Oğlumu kurtarın, artık kafayı yedim!'

Haber Ara