Üniversiteleri ideolojik saplantılar geri bıraktı
Marmara Üniversitesi'nin yeni rektörü Prof. Dr. Zafer Gül, projelerini Zaman'a anlattı. İlk olarak üniversitenin imajını düzeltmeye çalışacağını belirten Gül, ideolojik saplantılı bilim adamlarının tasfiye olacağını söyledi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-10 13:00:00
Türkiye'nin en köklü yükseköğretim kurumlarından Marmara Üniversitesi'nin yeni rektörü Prof. Dr. Zafer Gül, göreve geleli henüz 1,5 ay olmasına rağmen çalışmaya hızlı başladı. 127 yıllık bir maziye sahip üniversiteyi ideolojik saplantılardan kurtarıp akademik anlamda geliştirmek için kolları sıvayan Gül, dünyada ilk 500 üniversite sıralamasına girmeyi hedefliyor. Bu amaca ulaşabilmek için ilk olarak üniversitenin imajını düzelteceğini söylüyor. Dünyayı görmeyen, vizyonsuz, lokal düşünen zihniyetin artık tasfiye olacağını vurgulayan Gül, "İdeolojik saplantılı bilim adamı, ufak tefek kişisel hesaplarla bilimin gelişimini engelliyor, Türkiye'nin, gençlerin ve bilimin geleceğini tehlikeye atıyor." diyor.
İlk röportajını Zaman'a veren Zafer Gül, Marmara'nın yıllardır ideolojik saplantılarla boğuşmaktan geri kaldığını anlatıyor. "Zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var." diyen Rektör, modern sistemde çalışan bir üniversite hedeflediğini dile getiriyor. 60 bin öğrenci ve 4 bin 500 akademisyene sahip kurumun 'eski' ve 'büyük' olmasına rağmen markalaşamadığına dikkat çeken Rektör, "Yıllardır ideolojik saplantılarla boğuşmaktan geri kaldık. Üniversitenin kapısı saat 17.00'de kapanır mı? 7 gün 24 saat çalışan bir üniversite haline geleceğiz. Geriye dönüp bakmıyoruz. Devri sabık yaratmıyoruz. Hedeflerimiz çok yüksek, çok işimiz var. Ivır zıvır işlerle uğraşacak vaktimiz yok." diye konuşuyor. Kapalı, bağnaz ve kendi hesaplarıyla uğraşan bir üniversitenin Türkiye'ye yakışmayacağının altını çizerek, şöyle devam ediyor: "Üniversitede demokratik ve özgür bir ortam olmalı. Bunu sağlamak için gerekli önlemleri alıyoruz. Zihniyet dönüşümünü sağlayacak genç, dinamik bir ekibe ihtiyaç var. Çok şükür bu da bizde var."
Rektör Gül, uluslararası başarıları ve yenilikçi yönüyle tanınıyor. TÜBİTAK, DPT, otomotiv ve enerji sektörünce desteklenen projeler yürütüyor. YÖK-Ulusal Yeterlilikler Çalışma Grubu ve Öğretim Elemanı Yetiştirme Komisyonu üyesi olan Gül, üniversitelerin kalite kontrolünü amaçlayan AB üniversitelerinin katıldığı Bologna sürecinin de uzmanı. Ulusal ve uluslararası birçok dergiye hakemlik yapan Gül, 10 yıl yurtdışında yaşamış ve Ohio State Üniversite-si'nde öğretim üyeliği yapmış. Gül, evli ve 2 çocuk babası.
Üniversitenin iki yakası bir araya gelecek
Prof. Dr. Zafer Gül, üniversitenin Laleli, Bahçelievler, Bakırköy, Tarabya ve Anadolu Hisarı gibi İstanbul'un dört bir yanına dağılmış 14 ayrı yerleşkesinde eğitim yapmasının kurumsallaşmayı engellediğine işaret ediyor. Bu yapıların bazıları için "Apartmanlardan bozma yerler. Üniversite demeye bin şahit ister. Gecekondu üniversitesini andırıyoruz." şeklinde bahsediyor. Öyle ki bir iktisadi ve idari bilimler fakültesi bile dört ayrı yerde eğitim veriyor. Bu dağınıklığın üniversitedeki hantallığın da sebeplerinden biri olduğunu belirten Gül, sorunun çözümü için hazırladıkları projeleri şöyle anlatıyor: "Üniversitenin iki yakasını bir araya getireceğiz. İstanbul'a layık bir üniversitenin temellerini atacağız. Biri Avrupa diğeri Anadolu yakasında 'batı-doğu kampüs projesi' üzerinde çalışıyoruz." Prof. Gül, Avrupa yakasında üniversitenin Halkalı'daki 1000 dönümlük arsasını kampüs için düşünüyor. Anadolu kampüsünün yeri henüz belirlenmemiş ama E-5 üzerinde bir yer olması planlanıyor. Depremde hasar gören çok sayıda bina olduğunu, kampüs projesinin bu soruna da çözüm olacağını vurguluyor.
Hedefimiz dünyada ilk 500
Son yıllarda dünyada ilk 500 üniversite sıralamasına sadece İstanbul Üniversitesi giriyor. Rektör Zafer Gül, bu başarıyı yakalayan ikinci Türk üniversitesi olmak için kolları sıvamış. Bu amaca ulaşmak için bilimsel yayın ve araştırmaları teşvik edeceğini belirten Gül, bütçeden önemli bir kaynağı bu alana ayıracak. '3. nesil üniversiteler olarak tanımladığı, kendi firmaları olan ve devlete dayanmayan üniversite' modelini hedeflediğini anlatan Gül, şunları kaydediyor: "2-4-8 senelik programlar hazırlıyoruz. Bu çerçevede kurum idari personeline modern yönetim teknikleri, bilgisayar ve iletişim teknolojileri, kurumsal kaynak yönetimi, kişisel gelişim gibi konularda hizmet içi eğitim verilecek. Genç akademisyenleri yurtdışında eğiterek dönüşümü sağlayacağız."
7 gün 24 saat çalışacağız
Hedeflerinin sadece bina yapmak olmadığını ifade eden yeni Rektör, üniversitedeki taşların yerinden oynayacağını dile getiriyor. Bologna süreci ile Türk yükseköğretiminde toplam kalite uygulamasının öne çıktığına işaret ederek, "Marmara'da daha önce saat 17.00'de kapılar kapanıyordu. Zamandan ve mekândan bağımsız 7 gün 24 saat çalışacak bir üniversite olacağız. Bilim mesai saatleriyle sınırlı kalamayacak kadar önemli." diyor. Gül, idari personelden araştırma görevlilerine, yardımcı doçentlerden profesörlere başarı hedefine doğru birlikte çalışacaklarını vurguluyor. Hantallık sorununun çözümü için dijital kurum ve imza altyapısına ocakta geçeceklerini açıklıyor. Bu proje gerçekleşirse Marmara, sisteme geçen ilk devlet üniversitesi olacak.
Büyük düşünmenin önemine değinen Rektör Zafer Gül, batı-doğu kampüs projesinin bir yönden de geleceğe yatırım olduğunu söylüyor. 15-20 yıl sonra Londra'nın pozisyonuyla İstanbul'un pozisyonunun yer değiştireceğine inanan Gül, "İngiltere, Ortadoğu, Asya, Afrika ve Uzakdoğu'dan öğrenci topluyor. Biz de çekebiliriz. Bunun için Türkiye'de potansiyel var. Bu bizim için hem gelir hem de tanıtım demek olur. Çünkü insanlar Türkiye'yi merak ediyor ve gelmek istiyor. Ancak onlar için şu an hazır değiliz. O dönem yaklaşıyor, hazır olmalıyız." şeklinde konuşuyor.
ZAMAN
Haber Ara