Yalçıntaş: 28 Şubat bize çok şey öğretti
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı ve TOBB Başkanvekili Murat Yalçıntaş, 12 Eylül'deki halkoylamasında Anayasa değişiklik paketinin geçmesi halinde hem ekonominin hem de demokrasinin kazanacağını söyledi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-07 13:58:00
İş dünyasından bazı temsilciler halkoylaması süreciyle ilgili 'büyüme trendindeki ekonomiye zarar vermesinden endişeliyiz' gibi bir değerlendirme yaptı.
Biz Türkiye olarak 1999-2000 krizini gördük. Bu krizler bilinçaltımıza şunu işlemişti: Türk ekonomisi çok kırılgan bir ekonomi ve şoklardan, siyasi istikrarsızlıktan etkilenir ve kriz çıkar. Aradan 10 sene geçti ve Türk ekonomisi artık 1999-2000'deki ekonomi değil, daha sağlam.
Yatırımcının 'halkoylaması çekişmesi bize zarar verecek' endişesi yok yani...
Hayır yok. Benim konuştuğum dış yatırımcılar anayasa değişikliğinin geçmesi halinde Türk ekonomisinin olumlu etkileneceğini, büyümeye olumlu bir etki yapacağını düşünüyorlar.
Geçtiğimiz günlerde ticaret odalarıyla ilgili bir araştırma yayımlandı. Bazıları rengini belli etmese de odalar arasında hayır diyen çıkmadı. Sizin renginiz nedir?
Ben şahsım adına 'evet' diyorum. Bizler oda başkanları, sivil toplum kuruluşu başkanları, bu tarz başkanlık makamında olan insanlar olarak fikirlerimizi söyledik. Neden kendi fikrimizi söyledik? Anayasa değişikliği siyasi partiler meselesi değildir. Siyasi partilerin çok üstünde, Türkiye'nin geleceğini etkileyen bir meseledir. Bu konunun toplumun tüm katmanları tarafından özgürce, siyasi partilerin her hangi bir yönlendirmesi olmadan görüşülmesi lazım.
28 ŞUBAT DEMOKRASİNİN KIYMETİNİ ÖĞRETTİ
Sosyal hayata getirdiği yenilikler açısından dikkatinizi çeken madde hangisi?
Mesela özel hayatın gizliliğini sağlayan madde. Bu gibi maddeler Türkiye'de demokrasiyi tabana yayacak. Bir ülkeyi ekonomik olarak ne kadar ileriye götürmek istiyorsanız o ülkeyi önce demokratik olarak ileriye götürmeniz lazım. Dolayısıyla Türkiye'nin demokratikleşmesi adına atılan her adım ekonomik bakımdan atılan bir adımdır.
28 Şubat sürecinde MÜSİAD'taydınız. İş dünyası ve demokrasi ilişkisi açısından süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye ekonomik, siyasi ve özellikle de demokrasi alanında son on yılda ciddi mesafe kat etti. Bahsettiğiniz zamanlar, hakikaten bu günle karşılaştırılamayacak derecedeydi. Mesela o zaman bazı listeler çıkmıştı. İşte 'şu kişiden alış veriş yapın şu kişiden alış veriş yapmayın', Bu kişi yeşil sermayedir, bu kişi kırmızı sermayedir' diye... Bu Türkiye'ye ye yapılabilecek en büyük kötülüktü. Sonuçta hepimiz kanunlara uyan iş adamlarıyız. Siz neye göre insanları bu şekilde karalayabiliyorsunuz. Gerçi daha sonra ortaya çıktı ki bu listenin hazırlanmasında birçok rakip firmanın da ciddi manada etkisi olmuş.
Popülist politikalar dönemi sona erdi
TÜSİAD, halk oylaması konusunda fikrini açıklarken sık aralıklarla yapılan seçimlerin ekonomiyi kötü etkilediğini ileri sürmüştü. Bu çıkışı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'de iş alemi olarak seçimler geldiğinde birazcık temkinli olmaya çalışıyorduk. Çünkü, geçmiş hükümetler seçimlerde her zaman için popülist politikalar uyguladı. Hatta zamanında seçimler dolayısıyla alınmış öyle kararlar var ki, özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında, bugün hala bizler bunun acısını çekiyoruz. İşte bu sebepten Mali Kural açıklandığı zaman bizler iş alemi olarak çok büyük memnuniyet duyduk. Çünkü bundan sonra artık hiçbir hükümet seçim dolayısıyla veya başka bir sebeple popülist politikalar uygulayamayacak. Biz çok olumlu bakıyoruz Mali Kural'a.
AK Parti, seçim dönemlerinde popülist davrandı mı sizce?
AK Parti, seçimlerde çok populist politikalar uygulamadı. Elbette her seçim dönemi ufak tefek sapmalar oldu. Bu da son derece normal, eşyanın tabiatında. Ama hiç kimse diyemez ki AK Parti, seçim nedeniyle çok popülist politikalar uyguladı. Bu yüzden ben önümüzdeki seçimlerde de hükümetin bu bağlamda bir taviz vereceğini beklemiyorum. Bir miktar tavizler mutlaka verilecektir ama ben bunun ekonomiyi ciddi şekilde etkileyecek derin tavizler olacağını düşünmüyorum. Ekonomiden sorumlu bakanlarımıza, başta Sayın Babacan olmak üzere hakikaten tüm iş aleminin çok büyük bir güveni var. Ama şunu da söyleyeyim. Elbette dünyada her şey geçicidir. Bu bağlamda kurumsallaşma esastır. Türk maliye politikasının kurumsallaşması açısından da Mali Kuralın bir an evvel geçmesi bizim de arzumuzdur.
YENİ ANAYASA ŞART
Türkiye'nin yeni baştan, pırıl pırıl, sıfır bir anayasaya ihtiyacı var. Bu anayasanın yapılması için de ben 12 Eylül'de oylanacak değişikliği ilk adım olarak görüyorum. Çünkü Türkiye'deki bütün kesimler aynı şeyi söylüyor. TOBB olarak biz de aynı şeyi söylüyoruz. Türkiye'nin yeni bir anayasa paketine mutlaka ihtiyacı vardır. 13 Eylül olduğu zaman da referandumdan çıkacak sonuç ne olursa olsun mutlaka bizim yeni baştan bir anayasayı konuşuyor olmamız lazım.
Kaynak: Yeni Şafak
SON VİDEO HABER
Haber Ara