Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Bakan Ergün'ün referandum tahmini

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, referandum sürecinde siyasi partilerin referandumu kendi siyasi tercihlerinden farklı değerlendirmeleri gerektiğini belirterek Referandum tercihinde bulundu.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-01 18:05:00

Bakan Ergün'ün referandum tahmini
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, referandum sürecinde siyasi partilerin referandumu kendi siyasi tercihlerinden farklı değerlendirmeleri gerektiğini belirterek, ''Referandumu kendi siyasi gelecekleri ile çok bağlı bir şekilde görürlerse o zaman referandum sonuçları çok değişik yorumlara neden olabilir'' dedi.

HABERTÜRK Televizyonu'nda gündemle ilgili soruları yanıtlayan Bakan Ergün, referandumu boykotun çok tutacağını sanmadığını, ''onların'' beklentisinin altında kalacağını düşündüğünü, Doğu ve Güneydoğu'ya gidildiği zaman halkın ve sivil toplum örgütlerinin sandığa gitmek ve oy vermek, olaya demokratik bir şekilde katılma eğiliminin yüksek olduğunun görüldüğünü söyledi.

Siyasi partilerin sorunların çözümünü zorlaştıracak değil kolaylaştıracak adımlar atması gerektiğini vurgulayan Bakan Ergün, BDP'nin ''referandumu boykot, özerklik talebi, okulların açılmasından sonra boykot'' tutumlarının sorunların çözümünü kolaylaştırmayacağını, sorunu daha da karmaşık hale getireceğini kaydetti.

Herkesin sağduyulu olması, hukuku, demokrasiyi ilerleterek sorunun çözülebileceğini belirten Ergün, yapısal özerklik ve bölgesel bayrak talebini değerlendirirken, bayraktaki kırmızı rengin şehitlerin kanını ifade ettiğini ve rengi, ay ve yıldızının 1800'lü yıllardan beri kullanıldığını, Bayrak Kanunu'nun sadece şekil ölçülerini belirlediğini hatırlattı. Bu kanın ''sadece Türk vatandaşlarının kanını değil, o gün bu ülkenin vatandaşı olan, bu ülkenin istiklali için mücadele eden herkesin kanını'' ifade ettiğini belirten Ergün, ''Herkesin kanını ifade eden bu bayrağa karşı bu kadar duyarsızlık olmaz'' dedi.

Ülkedeki kötülüklerin kaynağının üniter devlet yapısı olmadığını, federasyon veya özerklik modelinin sorunun çözümünü kolaylaştıran veya çözüm olan modeller olmadığını vurgulayan Bakan Ergün, federasyon veya özerklik olan yerlerde, insanların çok daha ağır kimlik sorunları, siyasi, sosyal sorunlar yaşadığını ifade etti.

Ergün, ''Bizim sorunumuz, olayları doğru şekilde teşhis edememiş olmak ve olaylar karşısında doğru bir tavır alamamış, yanlış politikalar uygulamış olmak. Kimlik taleplerinin karşılanmasının ayrışma getireceğini, bölünmeyi tahrik edeceğini düşünen politikalar izledik.

Özellikle 12 Eylül'den sonraki politikalar görmezden gelen, yok sayan, her türlü kimlik talebini bölücü sayan politikalardı. Bu politikalar yanlış politikalardı.

Bunların üniter devlet yapısı ile alakası yok. Bunlar doğrudan doğruya hükümet edenlerin yanlış politikalarıdır. Kimlik taleplerinin karşılanması, o ülkede ayrışmayı değil, bütünleşmeyi sağlayan unsurlardır'' şeklinde konuştu.

Bu tür sorunların çözümünde uygulanan yöntemlerin ve süreçlerin etraflıca düşünülmesi gerektiğine, bu süreçlerin provokasyona açık süreçler olduğuna işaret eden Bakan Nihat Ergün, herkesin itinalı ve sağduyulu davranması, uzun yıllara dayanan sorunların çözümünde ''ince metotlar'' uygulanması gerektiğini vurguladı.

BDP'nin, PKK'nın, ''Biz bunları ısrarla gündeme getirdiğimiz için, biz bunları yaptığımız için sorunlar çözülüyor'' izlenimini tabanlarına vermeye, kendilerini meşrulaştırmaya çalıştığını kaydeden Ergün, Diyarbakır Belediye Başkanı, bazı BDP milletvekilleri ve terör örgütü yöneticilerinin bu yöndeki tutumlarının sorunların çözümünü zorlaştırdığını, ''ayrılıkçılığın, bölücülüğün ve etnik milliyetçiliğin sorunun çözümünü zorlaştırmaya yönelik tutumlardan vazgeçmesi gerektiğini'' belirtti.

Ergün, şunları kaydetti:

''İster BDP, ister terör örgütü, ister buna benzer organizasyonlar sorunları karmaşık hale getirmeye çalışsalar da biz sorunları ayrıştırmasını bilmeliyiz.

Halkın beklentileri, talepleri ile BDP'nin PKK terör örgütünün talepleri arasında çok ciddi fark var. Bu farkı görerek ve bu farka dikkat ederek işimizi yapmamız lazım.

Biz vatandaşlarımızın taleplerine odaklanmalıyız. Kürt kökenli vatandaşlarımız kimlikle ilgili, sosyal, kültürel ve ekonomik ne tür taleplerde bulunuyorlar, biz bu talepleri demokrasi, hukuk içeresinde hak ve özgürlükler rejimini güçlendirerek nasıl çözüme kavuşturabiliriz, buna bakmalıyız. Onlar olayları karmaşık hale getirmek istiyor diye aynı kafa karışıklığı içinde olmamız doğru değil.''

''VATAN İLE BOTAN'I KARIŞTIRIYORLAR''

Başbakan'ın Diyarbakır'da nasıl bir mesaj vereceği yönündeki soru üzerine, Bakan Nihat Ergün, ''Biz Konya'da ne söylediysek, Diyarbakır'da da onu söyledik.

Daha önce Diyarbakır'da Sayın Başbakan tek devlet, tek bayrak, tek millet vurgusu yaptı. Diyarbakır'ın genelinde böyle bir sorun yok. Diyarbakırlı insanlar da sorunun kaynağının üniter devlet yapısı olmadığını biliyor'' dedi.

Diyarbakır'da, Güneydoğu'da, BDP'de bazı kesimler, Vatan ile Botan'ı birbirine karıştırdığını söyleyen Bakan Ergün, ''Vatan, Botan'dan daha büyük bir şey.

Diyarbakırlının vatanı, aynı zamanda Edirne, İzmir, Ankara. Vatanı alıp Botan'a hapsederseniz, o zaman bu insanları hapsedersiniz. Biz Diyarbakır'da vatan ile Botan'ın farklı şeyler olduğunu her zaman söylemeye devam ederiz.

Kötülüklerin kaynağı üniter devlet yapısı değildir, çözüm de özerklikten yada federalizmden geçmez. Üniter devlet yapısı içinde ülkemizin vatandaşlarının ekonomik, sosyal, kültürel, etnik kimlik sorunlarının çözümü vardır.

Yeter ki bu sorunların çözümünü karmaşık hale getirmek isteyenler bu çabalarının yanlışlığını görsünler'' dedi.

TÜRBAN TARTIŞMASI

Türban konusunda soruları yanıtlarken, ''insanların dini kimlik taleplerinin karşılanmasının ülkeyi bir din devleti görüntüsüne götüreceği'' önyargısınn yanlış olduğunu, bunun ülkeyi din devletine değil, demokrasiye doğru götüreceğini belirten Bakan Nihat Ergün, bu tür taleplerin karşılanmasının herkesin kaynaşmasına ve demokrasiye sahip çıkmasına yol açacağını anlattı.

''Bırakacaksınız bu bireyin özgürlük alanıdır'' diyen Bakan Ergün, ''CHP'nin türban sorunun çözümü konusundaki önerilerinin ayağının yere basmadığını, sadece referandum için mesaj verildiğini'' ifade etti.

''GENEL AF, PROPAGANDA MALZEMESİ YAPILACAK KONU DEĞİL''

''Genel affın'' propaganda malzemesi yapılacak bir konu olmadığını vurgulayan Bakan Ergün, ''Bütün çeteler çıksın, nereye mesaj vermek isteniyor.

Etraflıca düşünülmeden propaganda malzemesi yapılması yanlış. Sonuçları düşünülmeden, katillerin, hırsızların, çetelerin tecavüzcülerin dışarda dolaşacağını düşünmeden nasıl genel af sözü verilebilir'' dedi.

aa

Haber Ara