Dolar

34,8945

Euro

36,7495

Altın

3.005,84

Bist

10.058,63

Kurtulmuş: Türkiye’nin 3 temel sorunu var

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin üç temel sorunla boğuştuğunu söyledi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-31 16:42:00

Kurtulmuş: Türkiye’nin 3 temel sorunu var


Kurtulmuş, bu sorunları şöyle sıraladı:

1- Birlik ve beraberliğin, kardeşliğin tesisi…
2- Ekonomik sorunlar…
3- Demokratikleşme…

ASKON’un 1453 Sosyal Tesislerinde verdiği iftara katılan Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, “Bu ülkenin en temel sorunlarından birisi, bu ülkenin birlik ve beraberliğinin sağlanması, kardeşliğin tesis edilme sorunudur. İkinci temel sorunumuz, siz ASKON üyelerinin de çok yakından hissettiği gibi, ekonomik sorunlardır. Sadece iş hayatındaki sıkıntılardan bahsetmiyorum. Ekonomik sistemin bünyesinden kaynaklanan ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıyayız. Türkiye’de madalyonun bir tarafı son derece pembe tablolar ortaya koyuyorsa da, diğer tarafı son derece ağır, acıklı ve vahim bir tabloyu ortaya koymaktadır. Gelir dağılımı adaletsizliği, fukaralık, borçlanma, bireylerin ve kurumların borçlanması, uluslar arası politikaları uygulamaktan kaynaklanan sorunlar Türkiye ekonomisini ciddi problemlerle karşı karşıya bırakıyor. Üçüncü temel sorunumuz bu ülkede demokratikleşme sorunudur.

Demokratikleşme sorunu diğer bütün problemlerin de kaynağını teşkil eden bir sorun olmaya devam ediyor. Bu sorunların çözülmesi için bu ülkenin organik insanlarına ihtiyaç vardır. Muhayyilesi olan, bir tasavvuru olan, bir medeniyet anlayışı olan, sorunları kendi medeniyet değerleriyle çözmeye ahdetmiş olan insanlardan başkası bu sorunları çözemez. Bu salonda oturan insanların bu ülkeyi ve dünyayı tanımlamaya ve sorunları çözmeye ihtiyaç vardır” dedi.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ KESİNLİKLE YETERSİZ

12 Eylül’de oylanacak Anayasa değişikliğinin kesinlikle yetersiz olduğunu yineleyen Kurtulmuş, “Önümüzdeki referandumda gönül arzu ederdi ki, Türkiye kapsamlı bir Anayasa değişikliğini oylamış olsaydı. Türkiye temel sorunlarını çözebilecek, sistemin demokratik hale getirilebildiği bir Anayasa değişikliğini oylayabilseydi. Bu yapılamadı, böyle bir kararlılık ortaya konulamadı, şartlar elvermedi. Saadet Partisi olarak biz ilk günden itibaren Türkiye’deki demokratikleşme sorununu bütünüyle çözüyor olmasa bile bu Anayasa değişikliği paketine evet oyu vereceğiz. Bu Anayasa paketi evet oyuyla oylanacak, ama bu referandumdan sonra Türkiye’de Anayasa tartışmaları bitmeyecektir” şeklinde konuştu.

1876’DAN BERİ AYNI TARTIŞMA

Anayasa tartışmalarının 1876 yılından beri yapıldığını belirten Kurtulmuş şöyle konuştu: “Niteliğinde ve içeriğinde iki temel soruya cevap aramaktadır. Bunlardan birisi, bu ülkenin sahibi kimdir sorusudur? Tanzimat’tan beri bu ülkeye Anayasa yapan elitler, seçkinler Anayasa yapma görevini kendilerinde, Anayasalara uyma görevini ise millette görmüşlerdir. Seçkinler ya Avrupa’nın direktifleriyle Anayasa’yı değiştirmişler, ya da askerlerin namluları ucunda bu Anayasa’yı değiştirmişlerdir. Şimdi mesele, milletin Anayasa’yı yapacak olgunluğa ulaşması meselesidir. Hala bu ülkede birileri, Anayasa yapmanın millet tarafından gerçekleştirilecek bir iş olmadığını, bu ülkenin sadece kendilerinin yapabileceğini düşünüyorlar. Bu ülkede insanlar eksik de olsa bu Anayasa’ya evet diyecekler, 13 Eylül’den sonra da yeni Anayasa’yı yapacak sürece gireceklerdir. İkinci soru ise şudur: Türkiye’de siyasal sistemin adı nedir? Demokrasi… Demokrasi sadece seçen sistemin adı değildir. Seçer, seçtiklerini denetler, beğenmediğini görevden alır. Türkiye demokrasisi maalesef denetleme fonksiyonuna haiz bir demokrasi değildir. 1960 ve 1980 Anayasa’sı denetleme görevini seçilmemiş kurum ve kuruluşlara devretmiştir. Türkiye’de işlerin büyük bir kısmını parlamento değil, bakanlar kurulu değil, bürokratik oligarşi halleder.”

SİSTEMİN ADI BÜROKRATİK OLİGARŞİDİR

Türkiye’deki sistemin adının demokrasi değil, bürokratik oligarşi olduğunu iddia eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:“Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, Askeri Yargıtay, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Askeri Şura, MGK, YÖK; RTÜK. Milletin ekonomik geleceğine millet karar veremez. Para basma yetkisi bu milletin elinde değildir. Yargı denetiminde bu milletin hiçbir fonksiyonu yoktur. Anayasa Mahkemesi parlamentonun üzerinde bir senato konumundadır. İnşallah önümüzdeki dönemde bu ülkenin tam manasıyla demokratikleştiği bir sürecin öncülüğünü yapacağız
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara