İhracatçılar Meclisi de 'evet' diyecek
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, referandumla ilgili olarak, 'Kimsenin özgür iradesine ipotek koyacak halimiz yok.'dedi. Referandumda anayasa değişikliğini desteklediklerini açıkladı
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-08-21 23:30:00
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, referandumla ilgili olarak, 'Kimsenin özgür iradesine ipotek koyacak halimiz yok. Evet de çıkarsa ülkemizin hakkında hayırlısı olsun, hayır da çıkarsa hayırlısı olsun. Ama biz doğru olanın bu olduğuna inanıyoruz. Bu anayasa değişikliğini destekliyoruz' dedi.
Büyükekşi, basınla sohbet toplantısında, ihracatçılar olarak gündemlerini dünyanın belirlediğini, o nedenle dünyadaki gelişmeleri yakından izlediklerini söyledi.
Şu andaki ihracat artış hızının son derece pozitif olduğunu düşündüklerini ifade eden Büyükekşi, 'Ocak-Temmuz döneminde en çok ihracat yaptığımız 30 ülke içinde sadece 3 ülkede düşüş var.
Yılın 7 ayında Mısır'da yüzde 16, Cezayir'de yüzde 19, Yunanistan'da yüzde 8,3 düşüş var. Bunun dışındaki 27 ülkede 3 ülke hariç tümünde çift haneli artış oldu.
Toplamda 30 ülkeye ihracat yüzde 19,2 artışla 49,3 milyar dolara çıktı. İsrail'e de yüzde 39,5 ihracat artışı var' dedi.
Ocak-Haziran döneminde Türkiye'nin cari açığı 20,7 milyar dolar iken Türkiye'ye giren sermayenin 28,3 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Büyükekşi, şunları söyledi:
'Demek ki Türkiye'ye oluk oluk para yağıyor. Bizim yabancı sermayeyle ilgili hiçbir endişemiz yok. Özellikle üretime, sanayiye, istihdama, ihracata katkısı olacaksa seve seve yabancı sermayenin başımızın üzerinde yeri var.
Biz de destekliyoruz. Ama baktığımızda sadece doğrudan yatırım olarak gelen para 2,3 milyar dolar. 6,8 milyar dolar portföy yatırımına, 21,1 milyar dolar ise bankaların kaynak kullanımı için gelmiş.
İçerideki finansal getiri fazla diye yabancı sermaye bankalar kanalıyla ülkemize geliyor.'
'İHRACATÇILARIMIZIN CANI ÇOK YANIYOR'
Sermaye hesabındaki hareketin sonucu olarak Türk Lirası'nın değerlenmeye devam ettiğini belirten Büyükekşi, bir yıl önce iki birim mal üreten ve birini Avrupa'ya diğerini ABD'ye satan ve kazandığı dövizi günün sonunda bozan ihracatçının 3,59 lira elde ederken aynı işlemi bugün yaptığında 3,44 lira kazandığını, ihracatçıların da maliyetinin yüzde 8,24 artmış durumda olduğunu vurguladı. Büyükekşi, 'Bizim hesaplarımıza göre sepetin 3,87 olması gerekiyor.
Sepet şu anda 3,44. Özellikle ihracatçılarımızın canı çok yanıyor. O yüzden de biz hep kur, kur diye konuyu gündeme getiriyoruz. Çünkü döviz gelirimiz hep düşüyor' dedi.
Bununla ilgili de Merkez Bankası'na zaman zaman çağrılarda bulunduklarını söyleyen Büyükekşi, Merkez Bankası Başkanını bayramdan sonra TİM'de misafir edeceklerini ve sorunlarını basın yoluyla değil, doğrudan kendisine anlatacaklarını belirtti.
'DÖVİZ İSTİKRAR FONU KURULMALI'-
Merkez Bankası'nın faizleri 50 baz puan indirebileceğini söylediklerini, sıcak paraya önlem alınmasıyla ilgili de önerileri olduğunu anımsatan Büyükekşi, 'Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin yetersiz olduğunu söyledik.
Yaklaşık iki hafta önce yayınlanan IMF raporunda da Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin yetersiz olduğu, en küçük bir kırılganlıkta sıkıntı yaşayacağı...
Bizim yaptığımız öneri gibi IMF de Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini artırmasının faydalı olacağını söyledi' dedi.
Sadece Merkez Bankası'na değil, hükümete de sıcak paraya önlem alması, istihdam üzerindeki yüklerin kaldırılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi gibi önerileri olduğunu anımsatan Büyükekşi, ihracatçının sipariş almaktan endişe ettiğini, korktuğunu, şu anda Güney Kore ve Polonya'da uygulanan döviz istikrar fonunun kurulmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.
MALİ KURAL
Mali kural konusunu desteklediklerini söyleyen Büyükekşi, 'Şu anda 2011 yılına kaldığını görüyoruz. Ama 2011 yılına da kalmasını biz o kadar büyük bir problem yapmıyoruz.
Çünkü 2011 yılında mali kural çıkarsa, 2012 bütçesini de olumlu olarak etkileyeceğini düşünüyoruz. 2011 yılında eğer bu yasalaşırsa yine amaca hizmet eder' diye konuştu.
'BİZİM MAKSADIMIZ ÜZÜM YEMEK, BAĞCIYI DÖVMEK DEĞİL
'Referandumla ilgili olarak da hemen 'evet' veya 'hayır' demediklerini, Yönetim Kurulu ile toplantı yaptıklarını belirten Büyükekşi, şunları kaydetti:
'Türkiye her şeyin yasak olduğu bir dönemi yaşadı. Özellikle cebinde 1 dolarla yakalanan insanların yargılandığı bir ülkeydik. Rahmetli Özal ülkeyi açtı, yasakları kaldırmaya çalıştı.
1982 anayasasının kabul edildiği tarihte 5,7 milyar dolar olan ihracatımız, değişimin mimarı Özal vefat ettiğinde 15,3 milyar dolar oldu. Aynı şekilde bizim de önümüzdeki dönemde ihracatı katlayarak artırma ihtiyacımız var.
Dünyanın en büyük 10. ekonomisi olmak, ihracatımızı 2023 yılında 500 milyar dolara çıkarmak hiç de hayal değil. Bu hedeflerle uyumlu bir anayasaya ihtiyacımız var.
Biz böylesine bir ekonomik pencereden bakıyoruz. Bizim maksadımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil.'
Siyasi gerilimden ve tartışmalardan çok rahatsız olduklarını, hele hele tartışmayı bir Galatasaray-Fenerbahçe tarafgirliğine indirmenin hiç hoş olmadığını belirten Büyükekşi, anayasa için yapılacak halk oylaması tartışmalarının gereğinden fazla kutuplaştığını belirtti.
Mehmet Büyükekşi, şunları kaydetti:
'Anayasa'yı değil, sanki adeta rejimi tartışmaya başladık. 'Bu rejimin esenliği açısından son meydan savaşıdır' duygusu yaratılıyor ve istemesek de psikolojik terör ortamı oluşuyor.
Anayasa oylaması anayasa oylaması olmaktan çıktı bir tür milat meselesine dönüştü. Oysa gerçek durum bu değil. Biz duruma şöyle bakıyoruz; bu anayasa Türkiye demokrasisini geri mi götürecek, ileri mi götürecek?
Demokrasi konusundaki tahayyülümüzden bakıldığında bu anayasa belki yetersiz olabilir. Ancak 12 Eylül'de yapılmış ve epeyce değişmiş olan bugünkü anayasanın penceresinden bakıldığında durum nedir? İster 'evet' diyelim ister 'hayır' diyenlerden olalım, objektif olarak bakıldığında, referanduma sunulmuş olan bu taslak, mevcut anayasadan çok daha ileri bir durumdadır.
Menzilimiz uzun. Biz diyelim ki İstanbul'dan Ankara'ya gitmek istiyoruz. Ortaya çıkan bir araç 'sizi İzmit'e kadar götüreyim' diyor. Biz 'yok biz illa Ankara'ya gideceğiz, İzmit'e gitmeyeceğiz' mi diyelim. Yok biz önce İzmit'e gidelim, İzmit'ten sonra da Ankara'ya gidecek bir başka vasıta buluruz diye düşünüyoruz.'
'BU ANAYASA KABUL EDİLİRSE EKONOMİNİN ÖNÜ AÇILIR'
Büyükekşi, iş dünyasını ilgilendiren maddeleri tek tek incelediklerini, gerek özelleştirmede gerek başka meselede bu taslağın iş dünyasının önünü açtığını, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde ilerleme kaydetmesinde de önemli katkılar sağlayacağını anlattı.
Büyükekşi, 'Biz bu içerikleri kısıtlı ama doğru istikamette atılmış adımlar olarak olumlu buluyoruz. Bu anayasa kabul edilirse ekonominin önünün açılacağını düşünüyoruz.
Biz partiler üstü ve siyasetler üstü bir kurumuz ve bu tutumumuzu hiçbir zaman bozmayacağız. Ancak anayasalar üstü bir kurum değiliz ve anayasa gibi bir meselenin kutuplaştırılmasına ve bizi bitaraf kılmasına izin veremeyiz' dedi.
TİM'de her siyasi görüşten üyeler bulunduğunu, üyeleri bu şekilde bilgilendirdiklerini belirten Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü:
'İhracatçılar dünyayı tanıyan, yurt dışındaki gelişmeleri izleyen, en az bir yabancı dil konuşan, sadece eli değil gövdesi taşın altında olan, Türkiye'deki ekonomik ve siyasi gelişmeleri çok iyi analiz edebilen sağduyulu işadamlarıdır.
Kendi değerlendirmelerini ve seçimlerini kendileri yapacaklardır. Biz yapılan değişiklikleri ülkeyi daha ileriye götüreceği için olumlu buluyoruz. Gelişen ve gerçek bir dünya devi olma yolunda koşan Türkiye'ye bu anayasa, bu demokrasi yetmez.
Türkiye bu halk oylamasının hemen sonrasında daha gelişmiş bir anayasa için kolları tekrar sıvamalıdır. Onun için de gereken çalışmayı yapmalıdır.'
'BİZİM HARİÇTEN GAZEL OKUMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL'
Konuşmasının ardından soruları da yanıtlayan Büyükekşi, 'Kimsenin özgür iradesine ipotek koyacak halimiz yok. 'Evet' de çıkarsa ülkemizin hakkında hayırlısı olsun, 'hayır' da çıkarsa ülkemizin hakkına hayırlısı olsun. Ama biz doğru olanın bu olduğuna inanıyoruz.
Bu anayasa değişikliğini destekliyoruz. Kişisel olarak sorarsanız evet diyoruz. Bu benim şahsi görüşüm değil, 24 sektörü temsilen sektör konseyimizde konuştuk, orada aldığımız bir karar. Sadece bir üye görüş açıklamadı' dedi.
Büyükekşi, yapılacak çalışma olumlu sonuçlanırsa, bundan sonra yapılacak anayasa değişikliğinin daha hızlandırılmasının da yolunun açılacağını, aksi durumda bundan sonraki hükümetlerin önünde bir engel, moral bozukluğu olarak ortaya çıkabileceğini söyledi.
Bir gazetecinin 'Söyledikleriniz TÜSİAD'ın söylediğine atıf gibi oldu' şeklindeki ifadesine ilişkin olarak da Büyükekşi, 'Biz söylüyoruz fikrimizi onlar söylemiyor' dedi.
Büyükekşi, 'Referanduma gidilirken kurumların zorlanmasını anlamlı buluyor musunuz?' sorusunu da şöyle yanıtladı:
'Ben burada diğer sivil toplum örgütlerinin görüşlerine herhangi bir şey söylemek istemiyorum. Ama onlar geçmişte birtakım şeyleri söylediler, şu anda söylemiyorlar.
Onlar diyorlar 'herkes özgür, ne isterlerse onu yaparlar'. Biz şu anda bir yönlendirme yapıyoruz ama diyoruz ki, 'herkes özgür iradesiyle kendi kararını verir ama bizim kararımız bu' diyoruz. Bizim hariçten onlarla ilgili bir gazel okumamız mümkün değil. Herkesin yönetimine saygı göstermek lazım.'
Büyükekşi, başka bir soruya karşılık da, hiçbir etki altında kalmadıklarını, ihracatçıların dünyadaki demokrasiyi, insan haklarını, özgürlüğü bildiğini, o nedenle herhangi bir siyasi parti başkanının, herhangi bir bakanın, başbakanın veya bir başkasının yönlendirmesi diye bir şey söz konusu olmadığını, kendi danışmanlarıyla konuştuklarını ve işe tamamen ekonomik yönden ve partiler üzeri baktıklarını, anayasa değişikliğini olumlu bulduklarını kaydetti.
TİM Başkan Vekili Ali Nedim Güreli de 'Ben böyle bir değişikliğe, hangi parti getirse evet diyecektim' dedi.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara