Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Açlık grevinde bir Filistinli..

Ailesiyle birleşebilmek için Berlin'de açlık grevi yapan bir Filistinli..

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-19 13:32:00

Açlık grevinde bir Filistinli..
Jesse Bacon* / TIMETURK

Filistin STK’ları, İşgal Altındaki Filistin Topraklarında insan hak ve hürriyetlerini korumak için mücadele ederken, Al Haq( bir Filistin insan hakları grubu), 27 Temmuz 2010’dan beri Almanya Berlin’deki İsrail büyük elçiliği önünde açlık grevi yapan Firas Al-Maraghi hakkında son derece endişeli. İşgal altındaki Doğu Kudüs'te yaşayan Firas bir Alman ile evli ve yeni doğan kızlarının Doğu Kudüs sakini olarak kaydedilmesini yasaklayan İsrail Büyükelçiliğinin kararını protesto ediyor. Bu karar Firas’ın ailesiyle birlikte yaşama hakkını ihlal ediyor.
Firas, Doğu Kudüs’ün Silvan bölgesinde, şehirde köklü geçmişi olan bir ailenin çocuğu olarak yetişti. Firas geçici olarak, Berlin’de doktora tezini tamamlamakta olan eşinin yanına göçtü. Ve o zamandan beri regüler bir şekilde Kudüs’ü ziyaret etti, karısının tezi tamamlandığı zaman geri döneceklerini bilerek. İsrail tarafından Doğu Kudüs’te yaşayanlara verilen serbest seyahat belgesini kaybetmemek için başka bir pasaport başvurusunda bulunmayı da reddetti.

Firas 18 gündür sadece su içerek açlık grevine devam edip, İsrail Büyükelçiliğinin onun kızının Doğu Kudüslü olarak nüfusa kaydedilmesini yasaklayan kararını iptal ettirmeye çalışıyor.

İsrail’in aile birleşimlerini yasaklaması tek bir örnek değil. 1967’den beri İsrail çılgınca bir şekilde Doğu Kudüs’deki Filistinlilerin sayısını düşürme ve Yahudi nüfusu artırma politikaları uyguluyor. Bu zamana kadar İsrail, Doğu Kudüs’te yaşayan Filistinlilerin başka bölgelerden olan eş ve çocuklarla birleşmelerini önlemek için çok çeşitli 'legal' ve yönetimsel vasıtaları kullanıyor.

Geçmişte, Doğu Kudüslü Filistinliler, İsrail İçişleri bakanlığına başvurarak Doğu Kudüslü olmayan Filistinli eş ve çocuklarıyla bir arada yaşayabilme hakkına sahip oluyorlardı. (Tabi Yahudi vatandaşların böyle bir problemi yok.)

2000 yılında İsrail pratikte Filistinliler için bütün aile birleşimlerini askıya alarak, on binlerce Filistinli ve onların yabancı eş ve çocuklarını mağdur etti. Daha da fazlası İsrail Parlamentosu (Knesset) 2003 yılında bu ayrımcılığı daha da genişletti. “2003 kanununda İsrail’e giriş ve İsrail vatandaşlığı”(Bu kanun son olarak 21 Temmuz 2010’da güncellendi) bu kanun, Doğu Kudüslü Filistinlilerin diğer İşgal Altındaki Filistin Topraklarından ve Filistin dışındaki ülkelerden olanlarla olan aile birleşimlerini resmi olarak yasaklıyor. Sonuç olarak bu aileler İsrail ve işgal altındaki Doğu Kudüs’te aileleriyle bir arada yaşamaktan men edildiler ve buda ayrılık ve göçlere sebep oldu.

Son dönemde yapılan gözlemlerde, İnsan Hakları Komitesi İsrail’den bu kanunu iptal etmesini istedi. İnsan Hakları Komitesinin bu konuya olan ilgisi bu kanunun, uluslar arsı hukukun aile birleşimleri kısmının açık bir ihlali olması. Uluslar arası hukukun 23/1’inci fıkrası “Aile toplumun doğal ve en temel bir parçasıdır ve toplum ve devlet tarafından korunmayı hak etmektedir” diye yazıyor. Filistin’de bir işgal gücü olan İsrail şuna saygı duymak zorundadır; “bütün kişiler, her durumda, kendi kişilik ve onurlarına saygı duyulması ve ailelerinin haklarına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.” (Madde 27/4-Cenova Sözleşmesi). İsrail çok radikal bir güvenlik söylemi geliştirerek kendi illegal politikalarını legalize etmeye çalışmaktadır. Uluslar arası hukuk İsrail'in kendi vatandaşlarını koruma hakkını tanımakla birlikte, İsrail’e uluslar arası hukukun gereklerini yerine getirme sorumluluğu da yüklemektedir. İsrail’in bu katı ve zalimane uygulamaları sadece miras alınmış bir ayrımcılık değil aynı zamanda bir hukuk katlidir de. İsrail’in güvenlik mantığının altı, hükümetin Yahudi nüfusunun üstünlüğünü koruma yönünde ki beyanlarıyla oyulmaktadır. İsrail’in bu şekilde Filistinli ailelerin birleşimini yasaklaması, gelecekte kurulması planlanan ve başkentinin de Doğu Kudüs olacağı iki devletli çözüm ümitlerini söndürmektedir.


Jesse Bacon'ın* bu yazısı Turgut Alp Boyraz tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara