Dolar

34,8934

Euro

36,7717

Altın

3.006,65

Bist

10.058,63

Birinci sınıf demokrasi için 'EVET'

94 STK, birinci sınıf demokrasiye geçiş için referandumda "evet" diyecek

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-18 14:53:00

Birinci sınıf demokrasi için 'EVET'
12 Eylül'de referanduma sunulacak anayasa değişikliğine destek, her geçen gün artıyor. Samsun'da 100 binin üzerinde üyesi bulunan 94 sivil toplum örgütü temsilcisi, değişikliğe hep birlikte destek vereceklerini açıkladı.

Anayasa değişiklik paketine destek vermenin, ileri bir demokrasiye sahip olmada ciddi bir basamak olacağına inanan ve aralarında ticaret, ziraat odaları, memur ve işçi dernekleri, köy ve ilçe kalkındırma derneklerinden oluşan STK temsilcileri, My House Otel'de düzenledikleri basın toplantısıyla referanduma desteklerini deklere etti. "1. sınıf demokrasi için evet platformu" adı altında bir araya gelerek, bireysel oylarının yanı sıra oy kullanacak halkın bilinçlenmesi ve bilgilendirilmesi için de faaliyette bulunacak.

Platform adına basın açıklamasını okuyan Samsun Güven Tahkim ve Hukuk Derneği Başkanı Avukat Yusuf Zotluoğlu, yürürlüğe girdiği günden bu yana hep tartışma konusu olan 1982 Anayasası'nın pek çok siyasi parti ve sivil toplum örgütü tarafından değiştirilmesi için sürekli taleplerin dile getirildiğini hatırlattı. "Pek çok maddesi değiştirilmiş olmasına rağmen darbe neticesi kabul ettirilen niteliğini hiçbir zaman kaybetmeyen 1982 Anayasası millete mal olmayı başaramamış ve hiçbir zaman demokratik meşruiyete sahip olamamıştır." diyen Av. Zotluoğlu, "Türkiye maalesef 21. yüzyıla darbe Anayasası ile girmek zorunda bırakılmıştır. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak Anayasa değişiklik paketi oylaması ile 1982 Anayasası'nın ülkemizi 21. yüzyıla taşıma imkanı bulunmayan bir kısım düzenlemelerinden kurtulma fırsatı ile karşı karşıya bulunmaktayız." dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilerek halkoyuna sunulan Anayasa değişiklik paketinin, ülkemizde demokrasiyi evrensel standartlara yükseltecek yepyeni bir Anayasa'ya kavuşturmak için bir başlangıç olduğuna dikkat çeken Av. Zotluoğlu, "Bu yönü ile Anayasa değişiklik paketi yeterli değil, ancak kabul edilmesi devlet ve milletimizin geleceği açısından çok önemlidir." diye konuştu.

Halkoylamasına sayılı günler kalmasına rağmen halen paketin içeriğinin tam olarak anlaşılamamış olmasının büyük bir eksiklik olduğuna dikkat çeken Av. Zotluoğlu, bir kısım siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının olaya siyasi ve dünya görüşleri ile hamasi ve demagojik bir bakış açısı ile yaklaştığını, somut olarak değişikliklerin ne getireceğini açıklama gereği duymayarak sadece soyut olarak karşı çıkıp halkı bu şekilde yönlendirmeye çalıştığını söyledi. Av. Zotluğolu, bir kısım siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının, Anayasa değişiklik paketi içindeki düzenlemeleri bir sistem ve devleti ele geçirme projesi olarak kamuoyuna sunmaya çalışmalarının ise anlaşılmaz bir tutum olduğunu ileri sürdü.

"Halkı yönlendirme ve bilinçlendirme konumunda olan siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının, Anayasa değişiklik metinlerini siyasi ve dünya görüşlerine göre yorumlamaktan kaçınarak, değişiklik metinlerini hukuka uygun ve objektif olarak halka ifade etmeleri gerekmektedir." diyen Zotluoğlu, "Ne yazık ki Anayasa değişiklik paketi oylaması, bilinçsizce toplumda kamplaşmaya neden olacak şekle sokulmaya başlanmıştır." şeklinde konuştu.

Zotluoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü: "Demokrasi tarihimizin böylesine önemli bir dönemecinde, sivil toplum örgütlerinin sessiz ve renksiz kalmaya hakkı olmadığı inancını taşıyan bizler, bugün suskun kalmanın tarih önünde bizleri sorumlu kılacağını düşünmekteyiz. Gündeme geldiği günden bu yana demokrasimize nefes aldıracak bu pakete evet demenin bir siyasi partiye mensubiyetin ve politik tercihin bir yansıması gibi gösterilmeye çalışılmasından da şiddetle rahatsızız. Başta siyaset ve hukuk çevreleri olmak üzere bu ülke için üreten, yazan ve düşünenlerin konuyu siyaset üstü ve sadece demokratik kaygılar ile ele almalarını istiyoruz. Ve hep bir ağızdan Anayasa değişiklik paketine evet diyoruz."

Platform üyeleri basın açıklamasının ardından soruları cevapladı. Halk oylaması ile yapılan değişikliklerle iktidarın yargıyı ele geçirmesi iddialarına ilişkin soru üzerine Avukat Serdar Şenocak şu cevabı verdi: "İktidar partisi bu anayasa değişikliği ile istese de yargıyı ele geçiremez. Bunu Anayasa Mahkemesi, gerekçeli kararında belirtiyor. Bu konuda kafasında şüphe olan vatandaşlarımız Anayasa Mahkemesi'nin internet sitesindeki gerekçeli kararına bakarlarsa yargının ele geçirilemeyeceğini net bir şekilde söylüyor. Şu anki anayasada üyelerin Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, YÖK tarafından 3 üye içinden Cumhurbaşkanı seçiyor, Cumhurbaşkanı ayriyeten 3 üye atıyor. Şuan ki mevcut düzenleme bu. Fark bu. Bu Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, YÖK ve Cumhurbaşkanı'nın atadığı üyelerin arasında hiçbir değişiklik yok. Sistem de durumda aynı. Fark, TBMM 2 üyeyi Sayıştay'ın göstereceği 3 üye içinden, 1 üyeyi Baro başkanlarının göstereceği 3aday içinden seçer. Fark budur. Yüce divanda iktidar yargılanmamak için bu değişikliği yaptı ifadesinin içeriği bu. TBMM'nin 3 üyeyi seçmesi. O da kendi başına üye seçemiyor. Sayıştay'ın ve BARO başkanlarının gösterdiği adaylar arasından seçiyor. Dolayısıyla burada seçimde iktidar partisinin doğrudan hiçbir müdahalesi yok. Bu, iktidar partisinin Anayasa Mahkemesi'nin seçimine müdahale edeceği gerekçesini ortadan kaldırmaktadı

cihan
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara