Dolar

34,8705

Euro

36,7213

Altın

3.010,14

Bist

10.079,04

Erdoğan köylerin hesabını sordu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Dersimli olduğunu hatırlatarak, 'Dersim ile ilgili ne söylediklerini biliyorsunuz değil mi? Vergi vermediler diye Dersim'in köylerini kim bombaladı?" diye sordu.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-15 00:56:00

Erdoğan köylerin hesabını sordu
Başbakan Erdoğan, partisince Sakarya Kent Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi.

Başı örtülü kız çocuklarının üniversite kapılarından geri çevrildiği, üniversite kapılarının başı örtülü kızlara kapatıldığı dönemler olduğunu belirten Erdoğan, 'Utanmadan sıkılmadan 'özgürlük' dediler. Hani nerede özgürlük, nerede? Nice hayatları kararttılar, nice umutları söndürdüler' diye konuştu.

Başörtülü kızların eğitim özgürlüğünün önünü açmak için TBMM'de MHP ile el ele verdiklerini, ilgili düzenlemeyi 411 oyla meclisten geçirdiklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Arkadan ne oldu? Hani çıktıya bugün ana muhalefet partisinin lideri ne diyor? 'Bu işi ben çözerim' diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? 411 oyla eğitim özgürlüğü konusunda başörtüsüyle alakalı sorunu Anayasa Mahkemesi'ne kim götürdü? CHP değil mi? Onun altında CHP'nin şimdiki liderinin imzası yok muydu... Sen benim Sakaryalı kardeşimi enayi mi zannediyorsun? İnsan biraz sıkılır, biraz utanır. Bir taraftan alıp Anayasa Mahkemesi'ne götüreceksin diğer taraftan da diyeceksin ki ben başörtülülerin sorununu çözerim. Dürüst ol, dürüst.

Tasavvufta bir kaide vardır; Derler ki 'edep yahu, edep yahu'. Ben de onu söylüyorum. Bize gelip de tere satmayın. Tereciye tere satılmaz. Bu millete tere satamazsın. Bu millet bu işin aslını biliyor. CHP'nin de cemaziyelevvelini iyi biliyor. Yaşayanlar yaşamayanlara anlattı. Babamın, dedemin bana anlattığı gibi. Bizim babalarımız torunlarına anlattı. Biz de torunlarımıza da anlatıyoruz, çocuklarımıza da anlatıyoruz. Bak bunlar geçmişte bunları yaptı diyoruz.'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Dersimli olduğunu hatırlatan Erdoğan, 'Dersim ile ilgili ne söylediklerini biliyorsunuz değil mi? Vergi vermediler diye Dersim'in köylerini kim bombaladı? Zamanının, o zaman ki Cumhurbaşkanı'nın emriyle... Kimdi? İsmet İnönü, CHP'nin başındaydı. Yani CHP bombaladı. 20 bin, 30 bin, 40 bin, 50 bin kişinin yargısız infaz edildiği söylenir. İnsaf ya. İşte sizin cemaziyelevveliniz bu. Gelin de siz bunu temizleyin önce' diye konuştu.

Bugün, Sakarya'da 18'inci mitinglerini yaptıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

'Bingöl'den başladığımız yolculukta bugün Sakarya'dayız. Bingöl bize 'evet' dedi. Elazığ bize 'evet' dedi. Adıyaman, Malatya, Kütahya, Balıkesir, Hatay, Adana, Aydın, Denizli, Afyonkarahisar 'evet' dedi. Eskişehir, Isparta, Antalya, İzmir, Rize, Trabzon, dün Erzurum bize gür bir sesle 'evet' dedi.

Peki, Sakarya 'evet' diyor mu? Sakarya, Türkiye'nin ufkunu aydınlatacak bu büyük değişime 'evet' diyor mu? Sakarya, darbe Anayasası yerine milletin Anayasa'sına 'evet' diyor mu? Büyük Türkiye mücadelemizde yanımızda mısınız? Demokrasi mücadelemizde yanımızda mısınız? İleri demokrasiye 'evet' mi? Özgürlüklere 'evet' mi? Sevdamız millet, kararımız evet, sevdamız millet oyumuz evet. Bütün Türkiye 'evet' diye haykırıyor. 81 vilayetimiz 'evet' diye haykırıyor.'

-'BUGÜN, YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM'-

Erdoğan, milletin, ülkenin her zaman değişimden yana olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

'Ne güzel söylemiş Hazreti Mevlana: 'Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan, donmadan akmak ne hoş, dünle gitti cancağızım, düne ait ne varsa bugün, yeni şeyler söylemek lazım.' Evet, şu Sakarya Nehri gibi, bulanmadan, donmadan akıyoruz. Bir ayağımız burada, milletimizin içinde, diğer ayağımızla, adeta pergel gibi dünyayı kucaklıyoruz. Hırsızlığa göz yummuyoruz, yolsuzluğa geçit vermiyoruz, statükoya aldanmıyoruz. Biz, bizden öncekilerin söylediği gibi, 'Böyle gelmiş, böyle gider' demiyoruz. Sizden aldığımız destekle, sizlerin hayır dualarıyla, sizin bize yüklediğiniz emaneti namusumuz, şerefimiz biliyor, o emaneti yere düşürmüyoruz.'

Erdoğan, yedi buçuk yılda, her alanda Türkiye'ye ilkleri yaşattıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

'Türkiye'nin milli gelirini ilk kez 700 milyar doların üzerine çektik. Kişi başına düşen milli geliri ilk kez 10 bin doların üzerine çıkarttık. İhracatı ilk kez 100 milyar doların üzerine çıkarttık. Enflasyon, 30 yıl aradan sonra ilk kez bizim dönemimizde tek haneli oranlara düştü; yüzde 30'dan aldık, 7,6'ya indirdik. Biz iktidara geldiğimizde Türkiye ekonomisi dünyada 26'ncıydı, ama şimdi dünyanın 17'ncisi oldu. Nereden nereye... Devletimizin kamu net borç stoku biz göreve geldiğimiz zaman yüzde 74'tü ama şimdi yüzde 45'e düştü. Nereden nereye... Bakınız devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz? Yüzde 63. Yüz liraya 63 lira faiz veriyordu bu devlet. Şimdi 7-8. Hadi çıksınlar, 'hayır' desinler. Diyemezler, işte bunu dedikleri gün batıyorlar zaten. Eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, tarımdan enerjiye, ulaştırmaya Türkiye'yi ilklerle tanıştırdık.'

-'İNSANLIĞIN SESİ OLDUK'-

Avrupa Birliği sürecinde birçok ilki millete yaşattıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

'Suriye, Lübnan, Ürdün, Libya, Rusya, Sırbistan'la, daha birçok ülkeyle ilk kez vizeleri kaldırdık. Türkiye'yi dünyada itibarlı bir konuma yükselttik. Ortadoğu'da devlet terörüne ilk kez biz dur dedik. Medeniyetler İttifakı girişimini başlattık, tüm dünyada kardeşlik dedik. G-20 Zirvelerine katıldık, yoksullarla küresel dayanışma dedik. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne üye olduk, barış dedik. Haiti'de depremzedelere el uzattık, Pakistan'da afetzedelerin yanında olduk, Afganistan'da okul, Kırım'da ev, Sudan'da su kuyuları inşa ettik. Saraybosna'daki camilerimize, Üsküp'teki köprülerimize, Moğolistan'daki yazılı anıtlarımıza biz sahip çıktık. Kabil'de biz varız, Darfur'da biz varız, Bağdat'ta biz varız, Gazze'de biz varız, Kudüs'te biz varız. Hakkı biz savunduk, adaleti biz savunduk, biz insanlığın sesi olduk.'

Erdoğan, 'Gündemi belirlenen bir ülke değil, gündem belirleyen bir ülke olduk. Biz o ülkeyi, Türkiye'yi gündemde üst sıralardaki bir ülke haline getirdik. Artık çevresini seyreden bir Türkiye yok, artık bakan bir Türkiye yok. Artık lokomotif bir Türkiye var' diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Şair ne kadar güzel söylemiş, ne kadar anlamlı söylemiş, 'Vicdan azabına eş, kayna, kayna Sakarya. Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.' Biz bu topraklarda parya olamazdık. İşte onun için bu mücadeleyi verdik. Çünkü biz bu ülkenin asıl sahipleriyiz' dedi.

Başbakan Erdoğan, partisince Sakarya kent meydanında düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. Hükümet olarak bir ilke imza attıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'yi, darbelerin gölgesindeki Anayasa'dan kurtardıklarını, daha ileri demokrasi, daha fazla özgürlük için güçlü bir adım attıklarını söyledi.

Necip Fazıl Kısakürek'in Sakarya Türküsü şiirini hatırlatan Erdoğan, 'Şair ne kadar güzel söylemiş, ne kadar anlamlı söylemiş. 'Vicdan azabına eş, kayna, kayna Sakarya. Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.' Biz bu topraklarda parya olamazdık. İşte onun için bu mücadeleyi verdik. Çünkü biz bu ülkenin asıl sahipleriyiz. Öyleyse gereğini yapmalıyız, darbe anayasalarından milletimizi kurtarıp, milletin anayasasını egemen kılmaya mecburuz. Çünkü bu millete yakışan buydu' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, milletin takdirine saygı duyulmadığını, tercihine hürmet gösterilmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Milletin taleplerine, arzularına, beklentilerine itibar etmediler. Milleti değil, kendilerini ülkenin sahibi gibi gördüler. Millet adına, ama millete rağmen karar verdiler. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' dediler, ama milletin karşısına farklı çıktılar. Benim milletime, köylüme, çiftçime ne dediler? 'göbeğini kaşıyan' dediler, 'bidon kafalılar' dediler.

Günlerdir bir şeyler yapıyorlar. 22 Temmuz seçimlerinden sonra ne dediler? 'Sahillerde hep CHP kazandı, AK Parti kaybetti' dediler. Şu yaklaşıma bak, şecaat arz ederken sirkatini söylüyorlar. Eğer siz sahillerden bu ülkenin kaymak takımını ifade ediyorsanız, doğrudur. Hayırlı olsun diyorum size onlar. Ben bu ülkenin çiftçisiyle, köylüsüyle, emeklisiyle, işçisiyle 81 vilayetin 81'inde de milletvekili belediye başkanı çıkarmaktan memnunum. Biz Türkiye'nin belli bölgelerinde değil, her yerinde varız. Çünkü biz ayrımcı olmadık olmayacağız.'

Anayasayı değiştirmeye, çetelerle mücadele etmeye, ülkenin tarihindeki karanlık noktaları aydınlatmaya çalıştıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

'Anayasayı değiştireceğiz dedik, 'Hayır, değiştiremezsiniz' dediler. Cumhurbaşkanı seçeceğiz dedik, bizden önce nasıl seçildiyse öyle seçeceğiz dedik, 'Hayır seçemezsiniz' dediler. Çetelerle mücadele edeceğiz dedik, 'Avukatıyız' dediler. Karanlık senaryoları deşifre edeceğiz dedik, 'Bize dokunmayın' dediler. Bu ülkenin tarihindeki karanlık noktaları aydınlatacağız dedik, partimizin üzerine geldiler.'

-'ORTADA BİR KUYU VAR YANDAN GEÇ'-

Başbakan Erdoğan CHP, MHP, BDP yönetimlerini muhatap almadığını, bu partilere oy veren vatandaşlara seslendiğini, 12 Eylül'de iktidarın ya da muhalefetin değil, geleceğin oylanacağını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

'Bu anayasa paketi yeterli mi? Tam yeterli değil. Tam yeterli olanın bu kapısını açıyor. Asıl hesaplaşmayı ne zaman yapacağız. 2011'in Temmuzunda yapacağız. O zaman da ben inanıyorum ki, benim halkım, benim vatandaşım sandıkları patlatacak. Onu o zaman konuşuruz, şimdi onu konuşmaya gerek yok. Şimdi biz Anayasa'nın içini konuşalım. Zira ne ana muhalefet ne yavru muhalefet hiç Anayasa'nın içini konuşmuyorlar. Hep kuyunun etrafında dolaşıyorlar. Ortada bir kuyu var yandan geç. Gelin de içini konuşalım.

Mecliste de hiç Anayasayı konuşmadılar, hep ilgisiz şeyler konuştular. Arkadaşlarına dahi güvenmediler. Dediler ki 'oy kabinine girmeyeceksiniz' Benim milletim bu vekilleri niye seçti? 'Benim adıma git oy kullan' dedi. Bunlar oy kullandırtmıyorlar. Niye? Güvenmediler de onun için, güvenmediler, 'işi sağlama alalım' dediler. Sizler bize de vekalet verdiniz. Biz gittik sizin vekaletinize layık olacak şekilde oyumuzu anamızın ak sütü gibi kullandık. 14 gün gece gündüz demeden bu çalışmayı sürdürdük.'

Ajanslar

Haber Ara