Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Prof. Şener, Sakarya Üniversitesi rektör adayı

Sakarya Üniversitesi’nin rektör adaylarından Sosyoloji Profesörü ve Sosyoloji bölüm Başkanı Prof.Dr.Sami Şener ile rektörlük adaylığını ve projelerini konuştuk...

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-11 15:29:00

Prof. Şener, Sakarya Üniversitesi rektör adayı
Haber Merkezi / TİMETURK

Üniversitelerimizde seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte, Öğretim Üyelerinin Rektör adaylıkları da ağır ağır gün yüzüne çıkıyor. Seçimlerin yapılacağı Üniversitelerden biri de, İstanbul’a çok uzak olmayan Sakarya Üniversitesi. Bu üniversite, stratejik konumu, yoğun Öğretim üyesi kadrosu ve Üniversiteler içindeki prestijli konumu ile ilgi çekiyor.

Sakarya Üniversitesi’nde Prof.Dr.Sami Şener’in projeksiyonu

Bu süreçte, Sakarya Üniversitesi’nin rektör adaylarından Sosyoloji Profesörü ve Sosyoloji bölüm Başkanı Prof.Dr.Sami Şener, ortaya koyduğu vizyon ve projeksiyon ile çıtayı oldukça yüksek tutmuş durumda. Kendisiyle, rektörlük adaylığını ve projelerini konuştuk.

Sayın Şener, Rektör olmak sizin için ne ifade ediyor?

Şener: Rektör olmak her ne kadar Öğretim Üyesi için bir özlem ise de, Rektörlüğün yerine getirilmesi gereken sorumlulukları düşündüğünüzde, bir o derece uzakta kalınması gereken bir statü. Çünkü, rektörlük; Üniversite için bir planlama ve koordinasyon makamı. Dolayısıyla böyle bir denge politikası ve yönetim esnekliği içinde olamazsanız, bu görev; sizin mevcut sosyal itibarınızı da alır götürür. Bu konuda, çeşitli örnekleri hepimiz görmekteyiz.

Sorunuza gelince, şöyle kısa bir cümle ile ifade etmek istiyorum: Üniversite kavramının temel hedeflerini gerçekleştirmek üzere; araştırma, eğitim, rehberlik ve sosyal çevre dediğimiz; kamu, sivil insiyatifler ve halk ile kaynaşarak onların ve içinde yaşadığınız şehrin ihtiyaçlarına bilimsel ve projeci bir mantıkla çözümler üretmektir.

Peki, böyle önemli hedefleri nasıl başarmayı düşünüyorsunuz, bunları üstlenecek kadronuz var mı?

Bir Üniversite’nin akademik ve yönetici kadrosu, Üniversite’nin hedeflerini üstlenmiş en önemli kesimdir. Ama önemli olan, yukarıdaki hedefler ile bu insan kitlesini kaynaştırabilmek ve yüksek bir enerji gücü ile ortak hedeflere, aynı metot yardımıyla yürüyebilmektir.

Benim, öncelikle seçim öncesinde yapmak istediğim şey; tüm Öğretim elemanı arkadaşlarımı, kendilerinin de içinde bulunduğu ve özlemlediği bir Üniversite anlayışı çerçevesinde bir araya getirecek bir ümidi ve gayreti ortaya koyabilmektir. Aynı zamanda, onlar ile bu hedefleri başarmanın mutluluğunu yaşamaktır.

Çünkü Üniversiteler; kendilerini ayakta tutan öğretim üyelerinin iradeleri üzerinde yükselmesi ve mensuplarının ortak kültür ve çabaları ile yönetilen ve bilimsel hedefleri şekillenen kurumlardır. Dolayısıyla, Üniversiteyi böyle bir çizgiye getirme arzusu, herkesi işin içine dahil etmeyi sağlayacak ve spesifik işlere ait kadrolar bu şekilde oluşacaktır.

Üniversiteler, akademik ve proje merkezli kuruluşlar olmasına rağmen, bu hedeflerin gerçekleşmeme sebepleri nelerdir ve siz, bunları nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz ?

Üniversiteler, asıl görevleri olan araştırma, eğitim ve proje üretme konularında birkaç yönden problem yaşamaktadırlar. Bunlardan birincisi, Üniversitelerin siyaset ve ideoloji gruplarınca yönetilmeye çalışılmasıdır. Ben, Üniversite’nin siyaset ve toplum felsefesinin bilimsel temellere oturtulması gereken yerler olduğunu ve Üniversite’nin günlük siyaseti içine girmeyip; bilim ve ahlak temelli görüş ve metotlar çerçevesinde siyaseti şekillendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Yoksa, falan parti veya ideolojik görüşleri yayması ve taraftar toplamasını üstlenmesi değil. Bu anlamda, Üniversitenin devleti ve toplumu geliştirecek ve yönlendirecek bilgi, metot ve anlayışları topluma sunan açıklayıcı bir rolünün olması gerekmektedir.

İkinci bir konu ise, Üniversiteler; hayatın ve kurumların problemlerini kendi eğitim ve bilimsel çalışmalarının odağına oturtmamakta ve teorik veya problem çözücü olmayan bilgiler ile öğrencileri bilinmeyenlerle dolu bir hayata hazırlamaktadırlar. Biz, öğrencilerimizi; bazı pratik dersler ile, hayata hazırlamaya çalışan yeni ve aktif bir yöntem uygulamayı düşünüyoruz. Bunun için de, kamu ve özel sektörden, sivil kuruluşlarımızdan kapılarını öğrencilerimize açarak, hem onlardan faydalanmalarını ve hem de onları pratik bilgi ve deneyimler ile yüzleştirmelerini isteyeceğiz. Sonuçta, öğrencilerimizin; geleceğe ve hayata bakışı değişecektir.

Üçüncü husus; öğretim üyelerimizin, belli kalıpları sunan ve hayatı kucaklamayan bilgileri vermeyi değil; problem çözücü bir eğitim ve yönlendirme sistemiyle öğrencileri yetiştirmesinin gerekliliğine inanıyoruz. Öğretim Üyesi ve öğrenci, birlikte; toplumun, kurumların ve iş sistemlerinin yapılanmasında ve çözümünde birlikte çalışarak çözümler aramak durumundadır. Böyleci, hem eğitim ve hem de araştırmaların yönelmesi gereken ihtiyaçlar belirlenmiş ve onların çözümüne yönelik bir bilimsel hareket gerçekleşmiş olacaktır.

Üniversitelerdeki Öğretim Üyelerinin mali durumları yeterli değil. Hocalar lise öğretimine benzer bir şekilde ders veriyor; araştırma ve projelere zaman kalmıyor. Bunlara ait çözümünüz ne olacaktır?

Bu konu, gerçekten de ciddi bir problem. Fakat, bugün için Üniversitelerimizin iş hayatı ve kamu kurumlarına yönelik yapabilecekler birçok iş ve hizmet var. Ben Üniversitemizin topluma ve kurumlara yönelik eğitim, danışmanlık ve proje hazırlama gibi yönlerini harekete geçirecek bir vizyon kazanmasını sağlamak istiyorum. Özel sektör ve kamu kurumlarına yönelik geçmişte yaptığım çalışmalar, böyle bir alanın değerlendirilmesiyle ciddi imkanların ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Böylece, Öğretim üyelerimizin ders peşinde koşmayıp, iş hayatına ve toplumsal problemlere çözüm getiren projeler ile mali imkanlarının artacağına inanıyorum. Böyle bir yaklaşım; öğrencilerimizin de bilgi ve deneyimlerinin artmasını ve alanlarında yetişmelerini sağlayacaktır. Üniversitelerimizi; toplumun gelişmesi için problemlerin çözülmesi gereken atölyeler haline getirmek zorundayız.

Sakarya ve bölgesi ile ilgili ne tür bir programınız var?

Öncelikle Sakarya şehri ve bölgesinin temel dinamik ve zenginliklerini ve bu arada da zayfı ve yetersiz yönlerini belirleyerek bir makro plan hazırlamak düşüncesindeyiz. Yani, önümüzdeki malzemeyi bilerek işe koyulmak durumundayız. Bunun arkasından, öğretim üyelerimizin bilgi ve deneyimleri ile olaya yaklaşmayı düşünüyoruz. Sakarya’nın ihtiyaçları ve beklentileri, Üniversitenin temel çalışma alanları olarak planlanacaktır. Elbette ki, bu konuda; Valilik, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, Ticaret ve Sanayi odası ile Sivil Toplum kuruluşları Üniversite’nin bu alandaki en önemli paydaşları olacaktır.
Sakarya şehri ve çevresi; Üniversite Öğretim Üyelerinin ve öğrencilerimizin bir çalışma laboratuarı haline getirilecektir. Böylece hem Üniversite ve hem de Sakarya şehri, böyle bir işbirliğinden kazançlı çıkacaktır.
SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara