Türkiye, Mısır ve Suriye'yi buluşturdu
Arap ülkelerinin 'ılımlı' ve 'direnişçi' kanatlarının hemfikir olduğu nadir konulardan biri Türkiye. Ilımlı Mısır Türkiye'yi Şii İran'a karşı denge için, direnişçi Suriye'yse Batı'ya açılan bir kapı olarak gördüğü için destekliyor
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-08-01 08:46:00
Ortadoğu’da ılımlı ve direnişçi diye adlandırılan iki eksenin esaslı temsilcilerinin, yani Kahire ve Şam’ın hemfikir olduğu ender konulardan biri şu: İki ülke de, Türkiye’yi İsrail’le ilişkilerini düzeltmeye çağırıyor. Şam’ın bakış açısı, Devlet Başkanı Beşar Esad’ın önce İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero’yla Madrid’deki görüşmesinde, sonra da Türk gazetecilerle konuşurken yaptığı açıklamalarda görüldüğü üzere gayet net:
Şam Türkiye’nin bu bölgede temel bir devlet olduğunu; Arapların güçlü bir Türkiye’nin varlığında ve Batı’yla sağlam ilişkilerini sürdürmesinde büyük çıkarı bulunduğunu; Türkiye’nin Suriye’yle İsrail arasındaki dolaylı müzakerelerde en iyi arabulucu olduğunu; bu arabuluculuğun ve barış girişiminin ilerlemesi için Türkiye’nin İsrail’le iyi ilişkileri koruması gerektiğini düşünüyor. Şam’a göre, Ankara’yla Tel Aviv arasındaki diplomatik ilişkilerin kesilmesi arabuluculuğun kaybolmasına ve bölgede istikrarın sarsılmasına yol açar.
Mısır’ın bazı çekinceleri de var
Kahire’nin bakış açısına gelince; Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Süleyman Avad, iki ülkenin cumhurbaşkanları Hüsnü Mübarek ve Abdullah Gül’ün 21 Temmuz’daki görüşmesinin ardından Mısır’ın tutumunu şöyle özetledi: Öncelikle, Türkiye’nin Ortadoğu sorunlarında bir rolü var ve İsrail’le ilişkilerinin gerilmesi bu role hizmet etmez. Bu durumu ilk anlayanın Ankara olduğunu belirten Avad, İsrail
Sanayi ve Çalışma Bakanı Benyamin Ben Eliezer’le Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun görüşmesini hatırlattı. İkincisi, Mısır Suriye-İsrail barış sürecinin ilerlemesini destekliyor; Türkiye de Arap ve uluslararası çevrelerin yanında buna katkıda bulunabilir. Üçüncüsü, Avad Ankara’yla Tel Aviv arasında Mısır’ın arabuluculuk yaptığına değinmese de, gazeteler böyle bir durumdan söz etti. Dördüncü olarak, Avad da dahil Mısırlı sözcülerin konuşmaları, Türkiye’yle Mısır arasında bir rol yarışı yaşanmadığına ve Türkiye’nin gerek Filistinliler arasındaki uzlaşı sürecinde, gerekse de barış girişiminde Mısır’ın rolünün yanında tamamlayıcı bir rol oynadığına yoğunlaşıyor.
Bir kısmı çözülmüş ve bir kısmı da hâlâ askıdaki tarihi anlaşmazlıklara rağmen, Suriye’nin Türkiye’ye yönelik hesapları Mısır’ınkilerden farklı. Suriye, Mısır’ın aksine Türkiye’yle yarışmaya çalışmıyor. Şam, Ankara’nın gerek barış girişiminde güçlü bir arabulucu, gerekse de Şii İran kadar ağırlık sahibi Sünni bir ülke olarak güçlenmesinin çıkarına olduğunu düşünüyor. Suriye, Batı’yla dost olan Türkiye’nin tecrit ve tehditle mücadelede kendisine bir miktar koruma sağladığını düşünüyor. Hatta bazı krizlerde Ankara’yı itfaiyeci olarak görüyor.
Buna karşın, Kahire’nin Türkiye’nin rolüne bölgesel rol ve liderlik çekişmesi düşüncesinden uzakta bakması mümkün değil. Mısırlı yetkililerin bir rol yarışı yaşanmadığını tekrar tekrar dile getirmesine rağmen, Avad rekabetin derinliğinin ve sıcaklığının arttığını ima etti. Sözcü, Türkiye’nin Mısır’ın rolünün alternatifi veya muadili değil, tamamlayıcısı olduğunu, Kahire’nin eksen rol oynadığını söyledi. Avad’a göre, Mısır’ın eksen rolüne dair hikâyeyi Ankara da kabul ediyordu. Dahası, Filistinliler de bu konuda hemfikirdi. Avad bu noktadan sonra Mısır rolünün merkezi ve esaslı olduğuna dair kanıtlar toplamaya geçti. Sanki kendisi bu yoruma dair birçok şüphenin varlığından ve bu şüphelerin giderilmesi için çok çalışılması gerektiğinden emindi...
Mübarek Esad’a hâlâ soğuk
Şam İran’ı, Türkiye’yi, Irak’ı ve hatta ileride Lübnan’ı kapsayacak büyük bir bölgesel eksen oluşturulması yönünde hareket ederken, Mısır Şam’ı kendisinden uzaklaştırıyor. Hatta İsrailli yetkilileri birbiri ardına kabul etmekten sıkıntı duymayan Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Esad’la görüşmek için bir dizi şart koşmakta hâlâ ısrar ediyor. Dahası Mübarek hem Türkiye’nin İran’a alternatif oluşturmasını istiyor, hem de dikkatleri kendi ülkesinden başka tarafa çekecek, bölgede kendisi de dahil birçok Arap liderden daha çok popüler olacak bir ses istemiyor.
Ilımlı Araplar ve özellikle de Mısır, İranlılarla mücadele için İsrail’in klasik müttefiki Türkiye’yi istiyor. Ancak Türkiye İsrail’e meydan okuma açısından İran’la yarıştığında ve hatta İran’ı geçtiğinde, bu kez de bu ülkeyle daha dikkatli bir ilişki kurmaya başladılar. Hatta gazetelerine, Türkiye’nin rolünün basite indirgenmesi ve etkileriyle alay edilmesi için ne gerekiyorsa yapma özgürlüğü verdiler.
Diğer yandan, direniş eksenindeki Araplar ve özellikle de Şam, Türkiye’nin rolünü Batı ve İsrail’le bağlarını muhafaza ederek derinleştirmesini istiyo. Kısacası, ılımlılar Türkiye’nin İran’a karşı rol oynamasını isterken, direnişçiler İran’ın muadili olmasını istiyor. (Ürdün gazetesi Düstur, 27 Temmuz 2010)
Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara