'Mavi Marmara' yakınlarının acısı hâlâ dinmedi
Gazze'ye insani yardım götürürken İsrail askerlerinin saldırısı sonucu hayatını kaybedenlerin yakınları, İsrail'in cezalandırılmasını ve Gazze'ye yönelik amborgonun kaldırılmasını istiyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-07-29 00:53:00
Hâlâ taziye ziyaretleri süren aileler, devlet yetkilileri ve yakınlarından gördükleri destekle, acılarını unutmaya çalışıyor.
İnsani yardım yolculuğuna Diyarbakır'dan katılan ve İsrail askerlerinin düzenlediği operasyon sonucunda yaşamını yitiren Ali Haydar Bengi'nin eşi Saniye Bengi, Türkiye'nin İsrail Hükümeti ile ilişkilerini gözden geçirmesinin kendilerini sevindirdiğini söyledi.
Çocuklarının babasız kalmasının, kendileri için çok zor bir durum olduğunu dile getiren Bengi, küçük oğlu Muhammed'in sürekli "Babam nerede?" diye sorduğunu ve oğluna ne cevap vereceğini bilemediğini anlattı.
Eşinin yokluğunu ailece hissettiklerini anlatan Bengi, şunları kaydetti:
"Eşim, çocuklarını çok severdi ve babalık görevini fazlas ıyla yaptı. Ali Haydar, çocukların okumasını çok istiyordu. Hatta büyük kızımı z Mehanur'u yurt dışında okutacağını söylüyordu. 'Benim gibi yetişsin, Mısır'a gö ndereceğim, orada eğitimini tamamlasın' diyordu. Çocuklarımla gurur duyuyorum. Onların okumasını istiyorum ki babasının gittiği yolda onlar da devam etsinler."
İsrail'in saldırısının cezasız kalmamasını isteyen Saniye Bengi, kızlarından Nursema'nın doktor, Nursena'nın da öğretmen olmak istediğini belirterek, "Devlet büyüklerimiz, sağ olsunlar saldırıdan sonra bize çok destek oldu. Biz, bu desteklerini üzerimizden çekmemelerini bekliyoruz" dedi.
Ali Haydar Bengi'nin 10 yaşındaki kızı Nursena da babasını çok sevdiğini ve özlediğini sifade etti.
Babasının gittiği sırada içinde kötü bir his olduğ unu belirten Nursena Bengi, "Zaten İsrailli'lere de yakışacak şey buydu. İçimdeki o his gerçekleşti. Her gün, babama bir şey olacak mı? diye düşünüyordum ve sonunda babam geri gelmedi" diye konuştu.
Gemide hayatını kaybedenlerden İbrahim Bilgen'in Siirt'te yaşayan ailesi de, İsrail'in yaptığı saldırının "üstünün kapanmamasını" ve Gazze'ye uygulanan ambargonun tamamen kaldırılmasını istediklerini söyledi.
İbrahim Bilgen'in oğlu Yusuf Bilgen, babalarının ölümünün kedilerinde büyük bir boşluk oluşturduğunu ifade etti.
Babasının adına açılan internet sitesine yapılan yorumların olumlu yönde olmasından, biraz da olsa teselli bulduklarını aktaran Bilgen, şöyle konuştu:
"Biz iki erkek, 4 kız olmak üzere 6 kardeşiz. Ben ve kız kardeşlerim çalışıyoruz. Anneme de dul maaşı bağlanacak. Yani maddi açıdan kimseden bir beklentimiz yok. Bizim beklentimiz bu olayın kapanmaması, İsrail'in cezasını çekmesi ve ambargonun kaldırılmasıdır. Babam, sürekli mazlumları desteklerdi. Yardıma muhtaç birini gördüğü zaman yardım elini uzatırdı. Siirt halkı bunu biliyor. Babamın inandığı yolda şehit düşmesi bizi teskin ediyor. İnandığı yolda yaşadı ve şehit düştü."
Mavi Marmara gemisindeki yolculuğa İstanbul'dan katılan ve saldırıda hayatını kaybeden İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) g örevlisi Necdet Yıldırım'ın eşi Refika Yıldırım da, eşinin ölümünün ardından ailesinin yaşadığı Malatya'ya taşındıklarını belirterek, eşinin yokluğuna alışmaya çalıştıklarını söyledi.
Kızı Melek'in doğum gününde eşinin ölüm haberini aldıklarını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:
"Kızımı, babasının mezarına götürüp, 'Baban burada yatıyor' dediğimde bana 'Babam çok mu yoruldu?' diye sordu. Buna yürek nasıl dayanır? Necdet'le 3 yıllık evliydik. Çorlu'daki evimizi kapatarak buraya geldim. Onsuz hayata devam etmek çok zor. Sonuçta hayırlı bir iş için gitti ve şehit oldu. Hiç kimseye zararı olmayan çok iyi kalpli bir insandı. Ayrılık acısı çok büyük."
Eşinin ölümünün ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, çok sayıda "devlet büyüğünden" telgraf aldıklarını anlatan Yıldırım, yapılan saldırının daha sıkı takip edilmesini ve İsrail'in yaptıklarının "yanına kar kalmamasını" istedi.
İsrail askerlerinin, Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine yaptığı saldırıda hayatını kaybeden 9 kişiden biri olan lise öğrencisi 19 yaşındaki Furkan Doğan'ın babası Ahmet Doğan ise taziye ziyaretlerinin halen sürmesinin, acılarını biraz da olsa hafiflettiğini söyledi.
Oğlunu kaybetmenin derin üzüntüsü içinde olduğunu dile getiren Doğan, şöyle konuştu:
"Furkan, 3 çocuğumun en küçüğüydü. Acısı çok taze... Cenazesine Kayseri'de çok büyük bir katılım oldu. Bunlar Furkan'ı geri getirmez ama acılarımızın paylaşılması bizim üzüntümüzü, acımızı biraz da olsa hafifletiyor. Yurt dışından bile taziye ziyaretine gelenler, mektup, mesaj gönderenler var. Aile olarak bir sıkıntımız yok ama Furkan'ın hasretliği var. Bu boşluğa, acılara alışmaya çalışıyoruz."
Oğlunun ölümünden sonra fotoğraflarıyla avunmaya çalış tıklarını ifade eden Doğan, İsrail'in, uluslararası mahkemelerde yargılanıp ceza almasını beklediklerini ifade etti.
Hatalı oldukları belirlenen İsrail askerlerinin de en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini aktaran Doğan, "Oğlum ABD vatandaşıydı. ABD yönetiminin oğluma sahip çıkmasını ve ölümüyle ilgili soruşturmayı, tıpkı diğer ABD vatandaşları gibi ayırım yapmadan sürdürmesini bekliyoruz. ABD yönetimi, saldırgan İsrail olunca diğer ülkelere gösterdiği tepkiyi göstermiyor" şeklinde konuştu.
Ajanslar
SON VİDEO HABER
Haber Ara