Türkiye'yi bir kenara atmak kolay değildir
The News gazetesinin 21 Temmuz 2010 tarihli sayısında, Rizvan Asker imzasıyla yayımlanan makalenin çevirisinde şunlara yer verildi:
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-07-26 11:34:00
Gazze'ye gitmek üzere olan bir gemiye bir süre önce İsrail'in düzenlediği baskın, İsrail ile Türkiye arasında bir süredir soğuyan ilişkileri şimdiye kadarki en alt düzeyine indirdi. Eğer Ankara'daki mevcut öfke sürerse Türk-İsrail ilişkileri önümüzdeki günlerde kopacak gibi görünüyor. NATO üyesi Türkiye, uzun bir zaman İslam dünyasında İsrail'in en yakın dostuydu. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, 2009 yılında 2.5 milyar dolardı. Fakat İsrail'in akılsız şovenizmi ve tetiğe hemen basma eğilimi, iki ülkeyi büyük bir diplomatik krize sürükledi.
İsrail'deki elçisini çağıran Türkiye, siyonist devletle askerî iş birliğini durdurmayı planlıyor. Türkiye ile İsrail'in, 1950'li yıllara dayanan gizli bir askerî iş birliği tarihi var. Türk yorumcular, bu iş birliği için "hayalet ittifak" derler. 1996'da iki ülke, İsrail pilotlarının Türk hava sahasında eğitim görmesine izin veren bir anlaşma imzaladı. Karşılığında İsrail, Türkiye'ye savaş uçakları ve yüksek teknolojili ekipman verdi. Erdoğan'ın 2002'de iktidara gelmesinden bu yana Türkiye ile İsrail arasındaki yakın iş birliği artan bir şekilde sorunlu hâle geldi. Geçen sonbaharda Türkiye, İsrail'in NATO'nun Türk Hava sahasında düzenlediği bir hava tatbikatına katılmasını engelledi.
Basında yer alan haberlere göre Türkiye, 7.5 milyar doları bulan askerî anlaşmaları donduracak. Ortak tatbikatlar, pilotların eğitimi de dâhil askerî iş birliği ve istihbarat paylaşımı da durdurulacak. Türk yetkilileri, İsrail'in, Türkiye'nin ev sahipliği yapacağı uluslararası askerî tatbikatlara katılmasına izin verilmeyeceğini kesin bir dille belirttiler.
Türkiye, İsrail'in savaş uçaklarının hava sahasına girmesine izin vermiyor. Bir süre önce Polonya'daki ölüm kampı Auschwitz'e İsrailli subayları taşıyan bir uçağın Türk hava sahasında uçmasına izin verilmedi. Türkiye ayrıca bir futbol takımını İsrail'den ülkeye çağırdı. Geçmişte Türkiye'nin, İsrail ile sıcak ilişkilerine dayanak olarak kullanılan halkın algısında da derin bir erozyon meydana geldi. Bu gerçek, şu olaylara bakılarak tespit edilebilir: 2003'te Türk toplumu, Erdoğan'ın öncülüğündeki hükûmetin, Amerika'nın Irak'a saldırmak için Türk topraklarını kullanma izni vermesine müsaade etmedi. Ayrıca halk, Gazze'deki savaşı protesto etmek için sokaklara döküldü.
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun komşu ülkelerle "sıfır sorun" politikası da işlevini yerine getiriyor. Bu stratejiyi takip eden Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı ile görüşmeler yaptı ve İstanbul'daki bir konferans sırasında İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejat'ı ağırladı.
Türkiye, İsrail ile ilişkilerinin geleceğinin, İsrail'in şu dört alanda iş birliğine bağlı olduğunu ilan etti: İsrail, Mavi Marmara'ya düzenlediği saldırıdan dolayı özür dileyecek, tazminat ödeyecek, bu saldırının uluslararası olarak soruşturulmasına izin verecek ve Gazze kuşatmasını sona erdirecek. İsrail'in şunu anlaması gerekiyor: Süper bir ateş gücüne sahip olmak zaferi garanti etmez, İsrail askerî kudretini artık siyasi kazançlara dönüştüremeyecek.
Hem İsrail hem de Türkiye ile yakın ilişkileri olan ABD'nin rolünün de hesaplanması lazım. ABD, şimdi her iki tarafı da yabancılaştırmayan bir tepki bulmak gibi hassas bir konumda. Askerî tatbikatları için Türk hava sahasını kullanıyor ve Irak'taki askerlerine erzakların çoğunluğunu Türkiye'nin güneyindeki bir üsten gönderiyor.
Obama yönetimi, bu kritik noktada önemli bir rol oynamalı ve İsrail'i Orta Doğu'da bu yağmacı faaliyetlerine devam etmekten men etmelidir. Gazze ablukasını sona erdirmek ABD'nin dünyadaki imajını da düzeltir. Türkiye'yi bir kenara atmak o kadar kolay değildir. Fakat bir şey kesindir: Mavi Marmara olayı İsrail ile Türkiye'nin ilişkilerine gelecekte de gölge düşürmeye devam edecektir.
BYEGM
SON VİDEO HABER
Haber Ara