Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

CHP sağlığa da karşı

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Anayasa Mahkemesi'nin Tam Gün Yasası ile ilgili kısmi iptal kararı konusunda, "CHP bugün muayenehanesi olan 4 bin 500 tuzu kuru doktorun yanında duruyor. Vatandaşın burada ne çile çektiğinin ana muhalefet partisi CHP için belli ki hiç bir kıymeti yok" dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-07-17 15:06:00

CHP sağlığa da karşı
Akdağ, kısmi iptalin Sağlık Bakanlığı'ndaki doktorları kapsamadığını, aksine hareket edenlerin "çok ciddi zarar görebileceği" uyarısını da dile getirdi.

Anayasa Mahkemesi'nin Tam Gün Yasası ile ilgili kısmi iptal kararını CNN Türk televizyonunda değerlendiren Akdağ, söz konusu karara göre Sağlık Bakanlığında çalışan hekimlerin, doğrudan işyeri hekimliği yapamayacaklarını belirtti.
"Karar sonrası döner sermaye ödemeleri ile ilgili yeni düzenlemenin ne olacağı?" sorusuna karşılık da Akdağ, "CHP'nin Türk Tabipleri Birliği ile maksadı, Türkiye'de kurulmuş olan ve vatandaşın son derece memnun olduğu sistemi ortadan kaldırmaktı, sistemin ortasına getirip bir patlayıcı koymaktı. TTB de CHP de bunu açıkça ifade ediyor" dedi.

CHP'nin, vatandaşın sağlık konusunda 8 sene boyunca, geçmişte çektiği çileleri çekmemesinden rahatsızlık duyduğunu ifade eden Akdağ, bunun AK Parti açısından olumlu bir durum olduğunu ve partisinin oylarına da yansıdığını ifade etti.

CHP'nin bunu istemediğini, dolayısıyla sistemi tamamen yok edebilecek bir iptal isteminde bulunduğunu kaydeden Akdağ, Anayasa Mahkemesi'nin performans ödemeleriyle ilgili de bir iptal kararı verdiğini, ancak bunun için süre tanıdığını, gerekçe ortaya çıkınca yeni bir düzenlemeye gideceklerini bildirdi.

"Sizce ana muhalefet partisi oy için sağlığı böyle bir riske atmış olabilir mi?" şeklindeki bir soruya da Akdağ, "Elbette, hiç bir kuşkum yok" yanıtını verdi.
Bunun ip uçlarının geçmişte de görüldüğünü, CHP'nin hastanelerin birleştirilmesi ve doktorların zorunlu hizmetine yönelik düzenlemeleri de Anayasa Mahkemesine götürdüğünü hatırlatan Akdağ, "CHP, sağlıkta hangi olumlu adımları atarak vatandaşın işini kolaylaştırmışsak onun karşısına çıktı " şeklinde konuştu.

Döner sermaye ödemeleri ile ilgili yeni bir düzenleme için Yüksek Mahkemenin 9 aylık süre tanıdığını hatırlatan Akdağ, "Gerekçeyi görmemiz lazım, ancak bu sistem devam edecek, bu sistemin devam etmesi çok elzem. Anayasa Mahkemesi 'devam etmesin' deseydi zaten süre vermezdi. O halde detaylarla ilgili bize gerekçelerini söyleyecek, biz de gerekçelere göre o uygulamaları yeniden kanun maddesi haline getireceğiz" diye konuştu.

"Kararın Sağlıkta Dönüşüm Programını nasıl etkileyeceği?" sorusu üzerine de Akdağ, 21 maddeli Tam Gün Yasası'nda vatandaşı ilgilendiren 3 hüküm bulunduğuna dikkati çekti. Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birincisi, Sağlık Bakanlığı hastanelerindeki doktorların muayenehane çalıştırmamasıydı, bu gerçekleşti. İptallerden sonra da bu yine gerçekleşmiş durumda. İkincisi, üniversite hastanelerinde çalışan öğretim üyelerinin öğleden sonra özel muayene, özel ameliyat adı altında vatandaşlardan hoca parası alarak onların işini görme durumuydu, bu da ortadan kalktı. Eski sistemden kalan ise üniversite öğretim üyelerinin muayenehane açmaları. O da öğleden sonra olabiliyordu, şimdi akşam mesai bitiminden sonra olabilecek. Yasayla yüzde 100'lük bir iyileştirme tasarlamıştık, bu iptallerden sonra yüzde 80'lik bir iyileştirmeye düştü."

"Türk Tabipleri Birliği'nin kamu hastanelerindeki hekimler için de aynı yola başvuracağı" açıklamasının hatırlatılması üzerine de Akdağ, "Hukuk yolunu devam ettirecektir, ama Türk vatandaşlar birliği ne diyor ona bakmak lazım" dedi.
Türkiye'de 26 bini Sağlık Bakanlığında, 9 bini de üniversite hastanelerinde olmak üzere kamuda 35 bin hekimin bulunduğunu, bunlardan 4 bin 500'ünün muayenehanesi olduğunu, bunların da toplamın yüzde 12'sini oluşturduğunu anlatan Akdağ, "Bütün gürültüyü CHP ve TTB bu yüzde 12'inin ü zerinde koparıyor" şeklinde konuştu.

"Tuzu kuru, (ben çok fazla para kazanacağım)" arzusunda olan bir hekim grubu bulunduğunu, diğer hekimlerin sesinin çıkmadığını kaydeden Akdağ, vatandaşın sesini duyurmak zorunda olduklarına işaret etti.
Akdağ, şöyle konuştu:

"Bir ana muhalefet partisi, bizim duyurduğumuzdan daha fazla duyurmak durumunda. Ama CHP bugün muayenehanesi olan 4 bin 500 tuzu kuru doktorun yanında duruyor. Vatandaşın burada ne çile çektiğinin ana muhalefet partisi CHP için belli ki hiç bir kıymeti yok. Çıkar çevreleri ile oturup kalkıyorlar. CHP içinde hiç bir milletvekili yok mudur, halkın hukukunu koruyacak çok merak ediyorum. 'Arkadaş biz ne yapıyoruz, yarın halkın karşısına çıkıp ne yü zle (sizi muayenehanelere gitmek zorunda bırakan kanun değiştirildiğinde biz Anayasa Mahkemesine gittik iptal ettirdik), nasıl diyeceğiz bunu, gelin bununla ilgili bir şey yapalım' diyen bir Allah'ın kulu çıkmayacak mı, merak ediyorum. Bunlar yarın halkın karşısına çıkıp oy istemeyecekler mi?"

Bir başka soru üzerine Akdağ, yasanın imkanı olanların kamuyla ilişkisi olmayan hekimlerin muayenehanelerine gitmelerinin önünde engel teşkil etmediğini, kamu kaynaklarının özel muayenehaneler yoluyla çıkar için kullanılmasını engellediğini söyledi.

Özel muayenehanelere gidildiğinde bir tetkik ya da ameliyat için daha erkene gün alınabildiğini ifade eden Akdağ, "Bu muayenehanecilik sistemi, kamuyla, üniversiteyle birlikte devam ederse o üniversite ya da kamu hastanesindeki kliniğin doğru dürüst çalışmayacağı açık. Doğru dürüst çalışsa muayenehaneye niye taşınalım, para vermeye çok mu meraklıyız?" şeklinde konuştu.

Varlıklı kişilerin özel muayenehanelerden yararlamalarının önünde bir engel bulunmadığını vurgulayan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Neden bir üniversite öğretim üyesi, bir ana bilim dalı başkanı , hem ana bilim dalı başkanı olacak hem de 'muayenehanem olacak' der. Bunun sebebi çok açık. O ana bilim dalı başkanlığını muayenehanesi için bir şekilde kullan ıyor da ondan. Ama şunu da çok açık söyleyeyim, bugüne kadar bu muayenehane, hastane yoluyla devam eden suiistimallerin bundan sonra çok daha üstüne gideceğiz. Biz vatandaşımızı korumaya kararlıyız."

Akdağ, "Muayenehanelerde çalışanların işsiz kalmakla karşı karşıya bulunduklarına" ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine de, buralarda en fazla 7 bin dolayında kişinin çalışmasının söz konusu olabileceğini belirterek, "Bu 7 bin kişiyi koruyalım derken 73 milyon kişiyi sıkıntıya düşürüyoruz, böyle bir şey olmaz" dedi.

Akdağ, canlı yayına verilen arada Başbakan Erdoğan ile telefonla gö rüştü. Bakan Akdağ, daha sonra canlı yayında Başbakan Erdoğan'ın konuyla ilgili mesajlarını da iletti.
İşin önemli tarafının halkın alacağı hizmet olduğunu kaydeden Akdağ, "Başbakanımız da bu anlamda biraz damdan düşmüş bir kişi. Bu işlerin siyasetinin konuşulduğu, lobiciliğinin yapıldığı Ankara, bu siyaseti konuşanların ve lobiciliği yapan kişilerin bir kısmı itibariyle milletin, halkın derdinden haberdar değil. Çok açık söylüyorum, 'halkçıyım' demekle filan halkçı olunmuyor. Halkın tarafında duran politikaları takip edeceksiniz, halkın yanında olacaksınız" şeklinde konuştu.

"Doktorlara muayenehane müjdesi" şeklindeki başlıkları eleştiren Akda ğ, "Peki doktora muayenehane müjdesi de, vatandaşa muayenehane çilesi mi? Anayasa Mahkemesi'nin aldığı son karar, aslında 'Üniversite çalışan öğretim üyeleri açısından, üniversite hastanelerinde vatandaşa muayenehane çilesine devam kararı verildi' diye atılmalıdır" ifadesini kullandı.

Ülkede "Muayenehanelere gidip rahatça para öderiz" diyebileceklerin oranının düşük olduğunu ifade eden Akdağ, "Politikaları, Ankara'da TBMM çatısı altına gelen bir takım muayenehaneci doktorların lobileriyle yürütmeye çalışanlar çok yanılıyor. Millet onlara iyi bir ders verecek, bundan eminim" sözlerini kullandı.

Başbakan Erdoğan'ın kendisinden iletmesini istediği diğer husus ile ilgili bir soru üzerine Akdağ, "Hukukun yanında duracaklarını" ifade ederek, şunlara dikkati çekti:
"TTB'nin teşvik ya da provoke ettiği gibi hekimlerimizi, 'gidin muayenehane açın, sonra mahkemeye verirsiniz'... Bu arada o hekimlerimiz çok ciddi zarar görürler. Kendileri idari cezalar alacaklardır, memuriyetten çıkarılmaya kadar bu iş gidebilecektir. O bakımdan bütün hekimlerimizi ben buradan dikkatli olmaları konusunda uyarıyorum, bu çeşit provokasyonlara aman kanmasınlar, hukuk neyse o yerine getirilir. Üniversiteler açısından bunun açık tutulmasına bir şey diyemiyoruz. Tamam Anayasa Mahkemesi böyle bir karar verdi, bana göre yanlış, sübjektif, ama ne yapabilirim, yapabileceğim şey hukuka uymaktır. Öte yandan Sağlık Bakanlığında çalışan değerli meslektaşlarım da hukuka uyacaklardır."

Bir başka soru üzerine, Tam Gün Yasasındaki radyoloji çalışanlar ının çalışma saatleri ile ilgili hükmün iptal edilmediğini hatırlatan Akdağ, bu personelin bir yıllık ışın dozlarının uluslararası kurullara göre belirlendiğini, bu hususta herhangi bir risk bulunmadığını söyledi.
Akdağ, "Burada önemli olan, uluslararası kurallara uygun biçimde doz aşımı yapılmayacak tedbirlerin alınmış olmasıdır" dedi.

"Tomografi çekimiyle ilgili yeni bir düzenleme olup olmayacağı" sorusu üzerine ise Akdağ, tomografinin bir tarama vasıtası olamayacağını, ama hastalıkların teşhisi için önem taşıdığını belirtti. Akdağ, hekimlerin gereksiz tomografiye yönelmemelerinin önem taşıdığını, bu konuda eğitim çalışmalarına başladıklarını bildirdi.

Mecburi hizmete giden doktorların batı bölgelerine tayinleri ile ilgili bir soruya karşılık da Akdağ, tayin taleplerinin puanlama sistemine göre yapıldığını, bunun çalışma süresi ve çalışılan yerin zorluk derecesiyle bağlantılı olduğuna işaret etti.

Akdağ, "Biz burada adil bir sistem ortaya koymuş durumdayız. Hizmet puanlarıyla tamamen şeffaf bir biçimde noter huzurunda kura yapılıyor" şeklinde konuştu.
19 Temmuzda birinci yılını dolduracak kahvehane ve cafe gibi yerlerdeki sigara yasağına ilişkin bir soru üzerine de Akdağ, "ikram sektörü" denilen kahvehane ve bar gibi yerlerde ödenen KDV miktarının bir yıl içinde arttığını belirtti.

Bu sürede yeni açılan kahvehane sayısının da yükseldiğine işaret eden Akdağ, anketlere göre vatandaşların da bu yerlere daha sık gitmeye başladığını anlattı.
Akdağ, "Bunları yan yana getirdiğinizde ikram sektörüyle ilgili sıkıntı olmadığı açık. Hiç bir aile eskiden çocuğuyla oralara gidemiyordu. Vatandaşın yüzde 90-95'i 'bu kısıtlamalar devam etsin, biz çok rahatız' diyor" görüşünü dile getirdi.

Bu konuda cezalardan ziyade toplumun yasakları benimsemesinin önem taşıdığını kaydeden Akdağ, "Sadece cezalarla filan bunu yenemezsiniz, ama gelin görün ki bunu da mahkemeye götürüyor" diye konuştu.

Akdağ, aile hekimliği ile ilgili bir soru üzerine ise, aile hekimliğinin, sağlık ocağı sisteminin rehabilite edilmiş bir şekli olduğunu, sağlık ocağında her seferinde vatandaşın karşısına başka bir hekim çıktığını, oysa bu sistemde aile hekiminin gerekli takipleri yaptığını belirtti.

KKKA hastalığı ile ilgili soruya karşılık da Akdağ, son 2 yıld ır bu hastalığı frenlemeyi başardıklarını söyledi.
Kırsalda vatandaşın kendisini korumasının ve vücut kontrolünü n önemine işaret eden Akdağ, şehirlerde yaşayanlar için ise bir risk olmadığını sözlerine ekledi.

AA

Haber Ara