AK Parti Anayasa seferberliğine soyunacak
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Haluk İpek, referanduma 57 gün kaldığını, 13 Eylül sabahı vatandaşın birey olarak çok daha güçlü bir hale geleceğini söyledi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-07-17 15:02:00
Türkiye'de bugüne kadar 5 kez referandum yapıldığını, 6.sının 12 Eylül'de gerçekleşeceğini hatırlatan İpek, "Batılı devletler bize göre çok daha fazla referandum yapıyor. Bizim 50. yılda 6 referandumumuz olacak. Bunlardan biri Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi yönünde bizim iktidarımız döneminde olmuştu. İkincisi de 12 Eylül referandumu olacak. Doğrudan demokrasinin bir uygulaması olarak, ileride daha sık referandumlar yapmayı düşünüyoruz." dedi.
Anayasa değişikliğinin aslında kendileri gibi diğer tüm siyasi partilerin programında olduğu bilgisini veren İpek, "Siyasi partilerin yanı sıra sivil toplum örgütlerinin de 12 Eylül Anayasası'nın diğer batılı devletlerdeki anayasa seviyesine gelmesi için hepsi çalışma yapmış, kafa yormuş ve birçok hazırlıklar yapılmış. Biz de hazırlıklar yaptık. Ama anayasa ilgili bu çalışmaları parlamentoya getirmeden önce tüm bugüne kadar ki çalışmaların hepsini bir araya getirdik. İktidar sarhoşluğu içinde olmadan, ayağı yere basar tarzda tüm o çalışmaları süzgeçten geçirerek, milletimizin hem özgürlükler, hem de ülkenin geleceğe düzgün bir şekilde ilerlemesi açısından anayasaların ilk çıkış amacına uygun olan bir teklifi parlamentodan geçirdik. Parlamentodaki görüşmeler sırasında milletimizin ciddi bir ilgisi olduğunu gördük. Bu ilgi halen devam ediyor. Büyük oranda da desteği oldu. Fakat son zamanlarda diğer siyasi partiler kendi programlarında yazılanın tam aksine, tam bir siyasal söylem içinde anayasanın içinde var olan maddelerden, metinlerden ve fıkralardan hiç bahsetmeden buna karşı çıkıyorlar ama milletimizin büyük çoğunluğu anayasaya destek veriyor. 13 Eylül sabahı Türkiye gerçekten hem özgürlükler açısından ve 1982 Anayasası'nın otoriter devlet eksenli anlayışını çok önemli bir miktarda yumuşatır tarzda Türkiye çok daha farklı, batılı demokrasilere daha yakın bir ülke olacak. İnşallah bunu gerçekleştirmek milletimize nasip olacak. Artık karar da, söz de milletin." diye konuştu.
"VATANDAŞ, 13 EYLÜL SABAHI, DAHA GÜÇLÜ BİR HALE GELECEK"
Anayasa hazırlanırken, aslında ilk anayasanın çıkış amaçlarına ters hükümler ihtiva ettiğini kaydeden İpek, "Bu açıdan da 1987'den itibaren bunun değişmesinin ülkenin daha hızlı ve sağlıklı ilerlemesine katkısı olacağını bütün bilim adamları, üniversiteler dile getirmiş. Bu aynı zamanda siyaset kurumun da görevi olmuş. Eğer bireyi batılı demokrasilerde olduğu gibi özgürlüklerle daha fazla donatırsanız, şöyle bir baktığınızda 10. maddedeki değişiklikten başlıyorsunuz, fişlemelerin sona erdiği, kamu denetçiliği müessesesinin getirilmesi, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının getirilmesi; yani bireyi güçlendiren, özgürlük alanını genişletip devletin işleyişini çok daha sağlıklı hale getiren anayasa düzenlemesi olacak. Bütün maddeleri tek tek ele aldığınızda 13 Eylül sabahı birey çok daha güçlü bir hale gelecek. Bireyin güçlü olduğu demokrasilerde ülke güçlenecek, ülke güçlendikçe de tabii ki kişilerin gelir seviyesi de bundan direkt etkilenecek." açıklamasında bulundu.
"MUHALEFET, ANAYASANIN MUHTEVASINA GİRMEDEN SİYASETEN KARŞI ÇIKIYOR"
Vatandaşların anayasa ile ilgili basında çakan hükümleri kısaca okusa birçok haklar kazandığını göreceğine dikkat çeken İpek, "Diğer siyasi partilerin bu haklardan bihaber olması mümkün değil. Anayasa ile ilgili bugüne kadar onlar da hazırlıklar yapıp, parti programlarına da yazdı. Daha sonra parlamentoya gelen teklif, komisyonlarda tartışıldı. Hatta kendilerinin anayasa komisyonunda önerileri de oldu. Şuraya sunu da ilave edelim diye. 10. maddeye o ilaveler de geldi. Onlar bunu biliyorlar. Ama aynı zamanda kendi programlarında 12 Eylül Anayasası'nın içinde değiştirilmesi gereken hükümleri kendileri de zikretmişler. Bu değişiklik onların programlarındaki ön gördüklerine de uygun. Ama şu anki niyetleri, anayasadan ve muhtevasından bahsetmeyelim. İçindeki fıkralar ve getirdiklerinden bahsetmeyelim. Buna karşın siyasallaşıyor diyorlar, genel siyasal söylemlerde bulunuyorlar ama muhtevaya girmiyorlar. Muhtevaya girseler, geçmişte aynı önerileri de kendileri de yaptı. Siyaseten karşı çıkıp bu arada acaba biz genel seçimler öncesi anayasanın içine bakmaksızın, millete getireceği kazanımlardan bahsetmeksizin acaba iktidara buradan nasıl zarar veririz siyaseten doğru yolda değiller."
"MEYDANLARDA MUHTEVAYI ANLATACAĞIZ"
"Parlamentodaki anayasa görüşmelerinden hemen sonra referandum takvimi 60 gün olsaydı bugün gündemden daha az düşmüş olacaktı" diyen İpek, "Dolayısıyla daha fazla bilgilendirilmiş olacaktı. Şimdi 57 gün var. Bu süre içinde Genel Başkan, bakanlar, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ve teşkilat olarak meydanlarda bunu anlatacağız. Özellikle muhtevayı anlatacağız. Milletimize bu paketin getirdiği kazanımları anlatacağız. 57 gün bize yeterli olacak diye düşünüyorum. Ülkede yaşayan herkese birçok haklar getiren düşünün ki batılı demokrasilerde Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı var ve insanlar bu haktan yararlanıyor. Biz kullanamadık. Yargıtay ve Danıştay'dan yukarı çıkamadık. Bir üstü yoktu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruluyordu. Ama şimdi onlar da var olan bireysel başvuru haklarını bizim vatandaşımız da kullanacak. Veya idare ile ilgili bir kısım sıkıntılarda batının kullandığı kamu denetçisi dediğimiz hakkı kullanacak. 13 Eylül sabahı o kadar fazla hakları olacak ki, dolayısıyla bu büyük bir kazanım. Milletimiz böyle bir fırsatı çok uzun süreden beri ilk defa yakaladı. İktidarla ilgili siyaseten hesapları varsa, onu da 17 Temmuz 2011'de seçim meydanlarında yapacağız." şeklinde konuştu.
Öte yandan AK Parti Çankırı Milletvekili Nurettin Akman ise kendisinin asker kökenli olduğunu kaydederek, Anayasa paketinde YAŞ kararlarının yargı denetimine açılmasının başlı başına bir olay olduğunu söyledi.
Bugüne kadar 3 bine yakın subay ve astsubay, malum sebeplerden dolayı YAŞ kararı ile ihraç edildiğini hatırlatan Akman, "Bu ihraç kararlarından sonra onlarca intihar oldu. Yine HSYK kararları ile alakalı Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya zamanın Genelkurmay Başkanı hakkında iddianame hazırladığı için sorgusuz sualsiz ihraç edildi. Demokratik bir ülkede bir kurulun kararının yargı denetiminde olması gerekmez mi? İlk günden beri YAŞ kararlarına Sayın Başbakan ve Cumhurbaşkanı şerh koydu. 12 Eylül referandumu ile tamamen ortadan kaldırılmış olacak." görüşünü savundu.
CİHAN
SON VİDEO HABER
Haber Ara