Dolar

34,8708

Euro

36,6108

Altın

3.011,88

Bist

10.058,63

AK Parti'li Yüksel: Prangalardan kutulun

AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcısı ve Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel, "Anayasa Mahkemesi'nin belli bir ideolojik aktivizmle, sadece belli kalıplaşmış ve yerleşmiş ideolojileri koruma amacıyla etkinlik gösterme lüksü yoktur." dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-07-12 11:40:00

AK Parti'li Yüksel: Prangalardan kutulun
Yüksel, toplumun tüm kesimlerinin, Türkiye'yi demokrasiye vurulmuş prangalardan kurtaracak anayasa değişiklik paketine destek vereceğine yürekten inandığını belirtti.
Yüksel, Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa Değişiklik Paketi ile ilgili kararını değerlendirdi. Cumhuriyet ve Demokrasi alanında Türkiye'nin gelecek nesillerine müreffeh yarınlar sunabilmek için cesur adımlar atmaya mecbur olduklarını belirten, Yüksel, bir ülkeye yapılacak en büyük iyiliğin, iyi yasalar yapmak olduğunu söyledi. 12 Eylül'de yapılacak referandumda kendisine "kurucu iktidar" olarak başvurulacak olan milletin böylesine önemli bir süreci yakından izlerken, anayasaya uygunluk denetiminin yargısal mı politik mi olduğu sorusunu sormanın zamanı geldiğini ifade eden Yüksel, "Genel olarak Anayasa Mahkemesi'nin yaklaşımında, özelde de anayasa değişikliğine ilişkin denetimde yoğunlaşması normaldir ve gereklidir. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin 1982 Anayasası'nın açık düzenlemesiyle, sadece şekil bakımından denetim yapabileceği sınır, yalnızca anayasa değişikliklerine ilişkindir." dedi

Anayasa Mahkemesi'nin kararı ve Anayasa Değişikliği ile ilgili 4 ana noktayı değinen Ak Parti Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel, şöyle konuştu: "Anayasaya uygunluk denetimi, Türkiye'de son yıllarda çoğunlukla gördüğümüz gibi, yargısal aktivizme varacak boyutta ve Anayasa Mahkemesi'nin her anayasal hususa ilişkin "son sözü söyleme" zorunluluğu üzerine bir yapılanmayı zorunlu kılmaz ve hatta dışlar. İkinci husus, yargısal denetim, yasama organının ortaya koyduğu milli egemenliği veto etme yetkisi değildir.Üçüncü önemli nokta, yargısal denetimin siyasallaştığı, yasama organının etkilendiği tartışmaları Türkiye'ye değil; Türkiye'nin sahip olduğu anayasa yargısı sistemine özgü tartışmalardır. Dördüncü husus ise, modern demokrasilerde, anayasa mahkemeleri bir normun sadece anayasaya aykırılığını ilan etmeye odaklanmayıp, daha çok kuralın anayasaya uygun yorumlanmasıyla ilgilenirler. Şunu tekrar vurgulamak gerek ki; Anayasa Mahkemesi'nin belli bir ideolojik aktivizmle, sadece belli kalıplaşmış ve yerleşmiş ideolojileri koruma amacıyla etkinlik gösterme lüksü yoktur."


"ÜSTÜNLERİN HUKUKUNDAN, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE GEÇMEYE EVET DİYECEĞİZ"

Toplumun tüm kesimlerinin, Türkiye'yi demokrasiye vurulmuş prangalardan kurtaracak bu Anayasa değişiklik paketine destek vereceğine yürekten inandığını belirten Yüksel, "Demokrasi yolundaki ülkemizin yürüyüşü devam ediyor. Buradan geriye doğru tek bir adım atmayacağız ve sadece ileri gideceğiz. 12 Eylül referandumunda mühür değerli milletimizin elinde olacaktır. Anayasa Mahkemesi işin esasına girmek suretiyle bir yanlış yapmıştır. TBMM'nin millet adına Anayasa yapma yetkisine bir müdahale olduğu muhakkaktır. Anayasa Mahkemesi'nin kararını ise özü itibariyle değerlendirdiğimizde Anayasa değişikliklerinde öngörülen, amaçlanan reformu engelleyecek bir içerik taşımamaktadır. Bundan sonraki süreç, referandum sürecinde halkımız son sözü söyleyecektir.

Bu paketle, kadınlarımızın, yaşlılarımızın, çocuklarımızın, özürlülerimizin, şehitlerimizin dul ve yetimleri ve gazilerimizin, her alanda avantajlı olmalarına evet diyeceğiz. Üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçmeye evet diyeceğiz ve en önemlisi gücün kanunundan, kanunun gücüne geçişe evet diyeceğiz." şeklinde konuştu

CİHAN
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara