Mladiç'i tutuklamak, yes we can!
15 yıl önce 11 Temmuz 1995'te, BM himayesinde güvenlik alanı olarak ilan edilen Boşnak kenti Srebrenitsa, Sırp General Mladiç'in kumandasındaki askerî güçlerin eline geçmişti. Bu işgali II. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'nın gördüğü en acımasız katliam izledi. 8.000 sivil erkek ve erkek çocuğu katledildi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-07-10 14:55:00
On beş yıldan beri Ratko Mladiç, soykırım ve insanlığa karşı suç işlemekten dolayı uluslararası yargı tarafından aranıyor. Sırbistan tarafından korunan zanlı, Uluslararası Adalet Divanı'nın bu ülkeye yaptığı sürekli taleplerine karşın yargıdan kaçmayı sürdürmektedir. Yasa gücü Belgrad yönetimini harekete geçirmekte etkisiz kalmaktadır. Geriye Sırbistan'ı Mladiç'i teslime zorlayacak etkin araçlara sahip olan tek çare olarak devletlerin siyasi eylemi kalmaktadır. Ancak bu yapılmıyor.
Devlet başkanları, bakanlar ve büyükelçiler on beşinci yıldönümündeki anmalara katılmak üzere Potocari-Srebrenica Mémorial'a ulaşmakta birbirleriyle yarışmaktalar. Bu üst düzey yetkililer, sonradan geldikleri yere geri dönmek üzere yakınlarının mezarları başında tören boyunca toplanacak olan katliamdan kurtulmuşlara katılacaklar, çünkü tarihin acımasız bir cilvesiyle Srebrenitsa katliamdan birkaç ay sonra imzalanan barış antlaşmasıyla kasaplarına teslim edildi.
Srebrenitsa'ya gelmenin bir anlamı yok, eğer bu olaydan duyulan keder eylemsizliğe uzun süre daha hizmet edecek ise. Bu kent tutulmayan sözlerin simgesi; korunmayan bir güvenlik alanı, ölü bir belge olarak kalan katliamdan sağ kurtulanların geri dönüşünün sağlanması ve sürekli bir pazarlık konusu olan Mladiç'in cezasız kalmaya devam etmesi olarak kalacaksa da bunların bir anlamı yok.
Eğer bugün Avrupalı ve Amerikalı liderlere bir çağrı yapıyorsak bunun nedeni onlara zaten birçok kez iyi duygularını ifade etmiş olduklarını, artık harekete geçmelerinin ve verdikleri sözleri yerine getirmelerinin gerekliliğini hatırlatmaktır. 2005'te, katliamın 10. yıldönümünde, Srebrenitsa katliamının en önemli zanlılarının hâlâ özgür olduklarını bilmekten dolayı duydukları üzüntüyü, "eylemleriyle insanlığı şoka sokan sorumluların mahkeme önünde hesap vermeleri her zamankinden daha önemlidir" (Fransa); "Srebrenitsa'da vuku bulan kötülüğün hayaletinin hep bu tepelerde dolaşacağını ve hayaletlerin kovulması gerekiyor (...) Gerçekten tarihin bu sayfasını çevirmek istiyorsak eyleme geçmeliyiz" (ABD); "Avrupa Birliği de savaş ve suçlarla yerle bir edilmiş bir kıtanın topraklarında yeşerdi. Avrupa ancak bu suçların sorumlularını yargı önüne çıkararak uzlaşma sürecini sonlandırabilir." (Büyük Britanya) sözleriyle demişlerdi.
Üç yıl sonra Radovan Karaziç, huzurlu bir şekilde yaşadığı Sırbistan'dan Lahey'e gönderildi. Ancak onun suç ortağı Ratko Mladiç hâlâ adalete teslim edilmiş değil. Sırp devleti şimdi artık onun tutuklanma sırasının geldiğini söylemekle yetiniyor. Sırbistan'ın, hep ödüllendirilmesine, şimdi de kısa vadede Avrupa Birliği'ne ve NATO'ya kabul edilme sözü almasına karşın, yıllar böylece akıp geçti.
Artık demokrasilerimiz için strateji ve söylem değiştirmenin zamanı geldi. Mladiç'in tutuklanması için baskı yapmak ve bunu Sırbistan'ın AB'ye ve NATO'ya üyelik başvurusunu incelemeye almak için ön şart olarak öne sürmek değerlerimize uygun bir tavır olacaktır. Avrupalı ve Amerikalı yöneticiler böylece adaleti önce kendi aralarında gerçekleştirme konusunda iradelerini göstermiş olacaklardır.
Ancak samimi bir "Mladiç hapiste, yes we can!" sözüyle katliamın kurbanlarına ve onların ailelerine on beşinci yılda başımız dik olarak üzüntülerimi sunabiliriz. Onlara artık daha fazla ihanet etmeyelim.
Le Monde*
ZAMAN
Florence Hartmann, Yan de Kerorguen Avrupa Yurttaş İnisiyatifi başkan yardımcıları
SON VİDEO HABER
Haber Ara