Kongre KYB'de Neyi Değiştirdi?
Irak siyaseti, 7 Mart’ta gerçekleşen genel seçimlerin ardından oyların yeniden sayımı, adayların diskalifiye edilmesi ve hukuki sorunların yaşandığı çalkantılı bir sürece sahne oldu.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-07-05 13:40:00
KYB’nin üçüncü kongresi olması ve son kongrenin 9 yıl önce gerçekleşmesi nedeniyle parti üyeleri tarafından heyecanla beklenen kongre 1 Haziran günü, Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Irak Başbakanı Nuri Maliki, Ammar El Hekim, Adil Abdülmehdi ve İsveş Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Mona Sahlin’in katılımı ile Süleymaniye’de başladı. Kongre boyunca Süleymaniye’de geniş güvenlik önlemleri alınmıştı. Şehir oldukça kalabalıktı. Hayatın akışı tamamen değişmiş, birçok otel ve restoran yalnızca kongre katılımcılarına ayrılmış, birçok ana yol kapatılmıştı. Bu nedenle kongre sözcüsü açılış seremonisinde Süleymaniye halkından verilen rahatsızlıktan ötürü özür diledi. Oylamanın yapıldığı 12 Haziran tarihinde ise, Kongre’nin gerçekleştiği, bölgenin en büyük toplantı ve sanat merkezi olan “Art Palace” etrafındaki yollar kapatılmış, güvenlik önlemleri arttırılmıştı.
1619 üyenin katılımı ile gerçekleşen oylamada aday olan 239 üyeden 50’si Politbürodan sonraki en üst yetkili kurum olan ve 45 asli ve 5 yedek üyeden oluşan liderlik konseyine seçildi. 45 asil, 5 yedek üye seçilmesinin altında yatan neden ise, KYB yakın gelecekte bazı küçük partileri kendisine katmak istemesi olarak biliniyor. Yani herhangi bir partinin dahil olması durumunda, halihazırda liderlik konseyine yedek olarak seçilen kişilerin yerine yeni üyeler getirilecek.
Konseye seçilen bilindik isimler ise şöyle; Irak’ın First Lady’si Hero İbrahim Ahmet, Bölgesel Yönetim Parlamentosu eski Sözcüsü Adnan Müfti, Peşmerge Bakanı Cafer Şeyh Mustafa. Ayrıca KYB Genel Başkan Vekili Kosrat Rasul’ün oğlu Shalaw Kosrat Rasul liderlik konseyine seçilirken, Kosrat Rasul ve Barham Salih de yeniden partinin genel başkan vekilleri olarak seçildi. Oylamaya tabi tutulmaksızın partililerin alkışları ile yeniden genel sekreter seçilen Talabani, Rasul ve Salih’in de kendisi gibi oylamaya tabi olmadan alkış ile genel başkan vekili olarak seçilmelerini istedi. Dolayısıyla eğer oylamaya katılsalardı Berham Salih ve Kosrat Rasul’ün ne kadar oy alacağı bilinmiyor ve en çok oyu First Lady Hero İbrahim Ahmet almış görünüyor.
Partinin 35. kuruluş yıldönümüne denk getirilen 3. KYB Kongresi’nin sonuçlarını değerlendirmeden önce, değerlendirmeye ışık tutması açısından kongrenin mahiyeti ve önemini anlayabilmek için partinin tarihine ve zaman içinde geldiği noktaya kısaca değinmek faydalı olacaktır.
KYB Haziran 1975’te, KDP’nin Saddam karşıtı mücadeleyi bırakmasını takiben, bağımsızlık mücadelesinde güç boşluğu oluştuğu sırada Talabani ve taraftarları tarafından kuruldu. KYB, kuruluşunun ardından, KDP'nin aşiretçiliğinden farklı olarak milliyetçi çizginin yanı sıra Marksist-Leninist düşünceleri de barındıran, farklı ideolojilerin birleştiği bir parti olarak aydın kesimin desteğini kazanmıştı. İleride içinden bir grubun koparak kendisine rakip yeni bir parti kurmasının ve parti içinde de farklı seslerin yükselmesinin nedeni de bu farklılık olacaktı. KYB kuruluşunu takip eden yıllarda bağımsızlık mücadelesinde önemli bir aktör, Kuzey Irak’ın ikinci büyük şehri Süleymaniye öncelikli olmak üzere, bölgede dominant bir siyasi güç haline geldi.
Son yıllarda, Bölgesel Kürt Yönetimi Parlamentosu ve Irak Parlamentosu için yapılan son iki seçimde, KYB eski gücünü ve etki alanını kaybetti. Hem geleneksel güç tabanı olan Süleymaniye’deki konumunu hem de bölgedeki genel oy tabanını başta partinin iki numaralı adamı olan Noşirvan Mustafa’nın olduğu, partinin mevcut durumundan memnun olmayan ve parti içindeki kendi mevcut durumlarından tatmin olmayan bir grubun kendisinden ayrılarak kurduğu Goran (Değişim) Hareketi’ne kaptırdı.
Bu yılın ekim ayında yapılacak Irak yerel seçimleri açısından da önem taşıyan KYB 3. Kongresi’nin 3 boyutlu olduğunu söylemek mümkündür. Bir yandan partililerin KYB’nin değişen durumlara ayak uyduramadığı, partinin “eski kafalı liderler” tarafından yönetildiği eleştirileri karşısında başta Talabani olmak üzere liderlerin reform sözü vermesi umut yaratmıştı. Bunun yanı sıra kongrenin yıllardır birikmiş olan sorunları ve fikir ayrılıklarını çözeceği yönünde beklenti söz konusu idi. Partide yeniden ilk yıllardaki gibi birlik sağlanacağı ve parti yönetimine entelektüeller ile genç siyasetçileri dahil ederek KYB’nin tazelenmesini sağlayacağı konusunda büyük bir umut vardı. Sonuncu dinamik ise, parti içindeki güç mücadelesiydi. Kosrat Rasul kendi gücünü artırmak için çaba sarf ediyordu, polit büroya kendine yakın isimleri yerleştirmek amacındaydı. Berham Salih ise Talabani’nin yerine geçmek hedefindeydi. Ayrıca Salih ile Rasul arasındaki rekabet bu süreçte de kendini gösteriyordu. Talabani ise, Rasul’ün hegemonyasını azaltmak, hem Rasul’ü hem Salih’i kendi kontrolüne almak ve aralarındaki ilişkilerde bir denge sağlayarak kendi gücünü sağlamlaştırmak niyetindeydi. Bunun yanı sıra güç dengesinde yerini almak isteyen ve ailede, parti organizasyonunda ve KYB’ye bağlı peşmege güçleri üzerindeki gücünü artık siyasi zemine de taşıma zamanı geldiğini düşünen First Lady Hero da parti yönetiminde söz sahibi, kontrol merkezi olmak istiyordu. Tüm temel oyuncuların yanı sıra, uzun süredir emek veren ve umut besleyen yeni isimler, genç entellektüeller de parti yönetiminde pay alma yarışındaydı. Son olarak parti siyasetinde yer almak isteyen yeni bir grup ise kadınlardı.
Bu beklentiler çerçevesinde “Değişime ve KYB içindeki birliğin daha fazla güçlendirilmesine doğru” sloganı ile gerçekleştirilen kongrenin KYB’de neleri değiştirdiğini anlamak için sonuçları değişim isteyenler açısından olumlu ve olumsuz sonuçlar olmak üzere iki başlık altında incelemek mümkündür.
Olumsuz sonuçlarla başlamak gerekirse, partinin tazelenme umutları açısından, sayıları 15’i bulan peşmerge ve güvenlik görevlisi adayın liderlik konseyine girdiği görülüyor. Yani entelektüellerin, genç siyasetçilerin KYB liderlik kademesinde yer alamadığını söylemek mümkün. Ayrıca bu kişiler yerine peşmerge ve güvenlik mensuplarının konseye girmesi, partiyi daha kapalı ve güvenlik odaklı bir yola sokabilir.
Uzun süredir heyecanlı bir bekleyiş içinde olan ve emeklerinin boşa gittiğini düşünen entelektüel ve genç siyasetçilerin bir kısmı partiden ayrılmayı düşünüyor. Halkın yorumları ise KDP ile kıyaslama yönünde. Halk KDP’nin zaten aşiretçi bir yapıda olduğunu, aksine bir iddiası olmadığını, bazı şartları sağlamak koşuluyla, KDP’nin eğitimli ve yetkin bireylere şans tanıdığını düşünmektedir, KYB’de ise bu kongrenin 9 senedir beklendiğini, bu sürede birçok yetkin kişinin emek verdiğini ve teşvik edildiğini fakat kazanamadıklarını, onların yerine ise belli isimlerin oğullarının, kızlarının, akrabalarının kazandığı yorumu yapmaktadırlar.
Güç mücadelesi boyutunda ise, Kosrat Rasul ve Berham Salih’in Talabani’nin oylamaya tabi tutulmadan alkışla eski görevlerine yeniden seçilmeleri, iki ismin en azından mevcut konumlarını garantiye aldıklarını, Talabani’nin ise Rasul ve Salih’in oylama olmaksızın seçilmelerini sağlayarak, hem ikisi arasında hem de Talabani’nin kendisi ve eşi arasında rekabet ortamı oluşmasını engellemek istediğini ve sonuç olarak da Kosrat Rasul ve Berham Salih’i denge siyaseti çerçevesinde, herkesi belli ölçüde tatmin ederek kontrolünde tutmayı başardığını söylemek mümkündür. Ancak Kosrat Rasul’ün oğlu ve beraberinde listesinden 2 adayın daha liderlik konseyine seçilmiş olduğunu fakat yine de Resül’ün daha geniş bir listesi olduğunu da belirtmek gerekir. First Lady Hero ise peşmerge ve güvenlik kesiminden oluşan kendi grubunu tamamen liderlik konseyine sokmayı başarıp, parti yönetiminde hedeflediği güce sahip olmuştur.
Değişim isteyenler açısından olumlu sonuçlara baktığımızda, her şeyden önce kongrenin kendi başına olumlu, ileriye yönelik bir adım olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bir parti kongresinin ortalama 2-3 sürdüğü düşünülürse, KYB 3. Kongresi’nin 13 gün sürmüş olması ve bu sürede tüm parti programının yeniden gözden geçirilmesi, bölge ve Irak siyasetine ilişkin her konuyu ele alan 17 komitenin kurulması ve rapor hazırlaması ve bu çerçevede temel stratejinin belirlenmesi göze çarpan sonuçlardır.
İkinci yenilik ise, bir nevi KYB’nin parlamentosu işlevini görecek olan ve 101 kişilik sandalyesinden 81’i kongrede seçilen, geri kalanının Genel Sekreter Talabani tarafından atanacağı Parti Meclisinin oluşumudur. Partinin yasama organı olarak görev yapması beklenen oluşumun, parti içi demokrasi umutlarını canlandırdığı söylenebilir.
Partide eski yüzlerin değişmesi açısından, kurucu üyeler Adil Murad, Fuad Mahsum ve Kemal Fuat’ın “yerlerimizi gençlere bırakmak istiyoruz” ifadeleriyle liderlik konseyinden çekilmesi ilgi çekici bir gelişme olarak görülebilir.
Ayrıca donanımlı siyasetçiler olarak 7 Mart seçimlerinde iyi oy toplayan Kerkük milletvekillerinden Ala Talabani, Necmettin Kerim, Halit Shwani’nin de liderlik konseyine girmesi vizyon değişiminin bir parçası olarak görülebilir. Burada dikkat çekici bir nokta, liderlik konseyine giren güvenlik mensubu ve peşmergelerin Süleymaniye’den ve siyasi isimlerin ise Kerkük’ten olmasıdır. KYB’nin Kerkük’te 6 milletvekili çıkarması ve Kerkük’ün KYB’ye ciddi oranda oy kazandırması nedeniyle Kerküklü milletvekillerinin liderlik konseyinde bulunmayı hak ettikleri düşünülmüş olabilir. Ayrıca Kerküklülere daha fazla yer vererek KYB’ye daha sadık olmalarını sağlamak da Talabani’nin niyetleri arasında olabilir. Diğer yandan Talabani Kerküklü partililere ve seçmenlere bu kadar güvenirken, Süleymaniye için durumun tam tersi olduğu söylenebilir. Süleymaniyeli seçmenin yaklaşık yüzde 35’i son seçimlerde Goran’a oy vermiştir. KYB içinde birçok kişinin Goran’ı desteklediği fakat pozisyonları nedeniyle partiden ayrılmadığı yorumları da yapılmaktadır. Bu bilgiler ışığında, Talabani’nin Süleymaniyeli siyasilere daha az güvendiği ve bu nedenle Süleymaniye’den liderlik konseyine giren yeni yüzlerin siyasi değil, asker kökenli olduğu çıkarımı yapılabilir.
Son olarak kadınların parti siyasetinde daha etkin rol edindikleri söylenebilir. Liderlik komitesinin yüzde 20’sinin bayan olması şartı ile, 5’i kotadan olmak üzere, yani eğer yüzde 20’lik koltuğu sağlayacak kadar oy alınmamışsa, sınırın altında en çok oy alan 5 bayan adayın liderlik konseyine alınma zorunluluğu ile, toplam 9 bayan aday konseye girmiştir. Bu parti için olduğu kadar, bölge siyaseti için de yeni bir durumdur ve kadınların siyasete katılması açısından oldukça önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
Sonuç olarak KYB’nin 1 Haziran-14 Haziran 2010 tarihlerinde gerçekleşen 3. Kongresi’nin bazı adaylarda ve partililerde hayal kırıklığına neden olup, “bu düzenin değişmesi için ne lazım, değişecek mi, hep aynı mı kalacak?” sorularına yol açarken, bir yandan da KYB’nin genel vizyonunu kesinleştirdiği, belli ölçüde partiye taze kan getirdiği, partiyi gelecek seçimlere hazırladığı ve Talabani’yi yeniden genel başkan seçerek, devlet başkanlığı yolunda elini kuvvetlendirdiğini söylemek mümkündür.
Kaynak: orsam.org.tr
SON VİDEO HABER
Haber Ara