Kışanak: mevzi yerine ölümleri durdumaya yarışın
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, iktidar ve muhalefet arasında 'mevziye gitme yarışı' yaşandığını iddia ederek, 'bu ölümleri nasıl durdurabiliriz' konusunda yarışsınlar'' dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-29 18:50:00
Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 2 Temmuz'da, Sivas'ta yaşanan katliamın 17. yılının geride bırakılacağını hatırlattı. Adaletin sağlanamaması halinde Türkiye'nin bu karanlık geçmişten kurtulamayacağını ifade eden Kışanak, olayla ilgili bütün sorumluların yargı önüne çıkması gerektiğini söyledi. Kışanak, Sivas'ta yapılacak anma törenlerine kendilerinin de katılacağını kaydetti.
Hatay'ın Hassa ilçesinde 2 köylünün yanlışlıkla öldürülmesi bir köylünün de yaralanması olayına değinen Kışanak, ''Bu ölümlerden birinci derecede sorumlu olan iktidar ve ordu, mahcubiyet ve pişmanlık duymalı'' dedi. Kışanak, yaşanan bu olayların, yetkilileri düşünmeye sevk etmesi gerektiğini anlattı.
'MEVZİYE GİTME YARIŞI YAŞANIYOR'
Gültan Kışanak, her gün ölüm haberleri gelirken iktidar ve muhalefet arasında ''mevziye gitme yarışı'' yaşandığını savundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da ''mevziye gitme hevesinin tuttuğunu'' ifade eden Kışanak, şunları söyledi:
''Savaş mevzilerine gitmek için birbirleriyle yarışacaklarına, 'bu ölümleri nasıl durdurabiliriz, bu konuda nasıl politikalar üretebiliriz' konularında yarışsınlar. Geçmişte komando giysileri giyerek mevzilere giden Başbakanların bugünkü durumunu düşünsünler. Bu halk için mevzide, kimin nasıl durduğunun hiç önemi yok. Halkın, o mevzileri ortadan kaldıracak, gençlerin ölümünü durduracak bir iradeye ihtiyacı var.
Halkın görmek istediği, 'Sayın Başbakan'dan sonra Kılıçdaroğlu'nun mevzide nasıl duracağı' değil. Kimse bunu merak etmiyor. Bu ülkenin ihtiyacı barış ve çözüm politikalarıdır.''
Türkiye'de yaşanan sorunlarda siyasetin en fazla sorumlu kurum olduğunu belirten Kışanak, siyasi partilerin bir bütün olarak sorumluluk alması ve çözüm bulmak konusunda çaba ve diyalog içinde olmasını önemsediklerini söyledi. Kışanak, şimdiye kadar siyasi partilerin, ''çözümsüzlük politikasında ortaklaşmak'' için bir araya geldiğini öne sürdü.
'ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN NEDENİ, ZİHNİYET SORUNU'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürt sorunu için ''sabahtan akşama çözülecek bir sorun değil'' dediğini belirten Kışanak, ''(Sabahtan, akşama) nasıl bir vakittir? 85 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca 29 isyan yaşandı. Acaba 85 yıl, 'sabahtan akşama' olmamış mı?'' dedi. Kışanak, çözümsüzlüğün nedeninin, zihniyet sorununda olduğunu ileri sürdü.
Kışanak, Kürt sorununun çözülebilme yollarından birinin, demokrasi ve farklılıkları kabul eden hukuksal yapının oluşturulması olduğunu belirterek, '' Barışı tesis eden yaklaşım sergilenmesi, hak ve özgürlüklerin sağlanması, insanlara barış ve kardeşlik projesi konusunda samimiyetin gösterilmesi de diğer yollar içinde yer almaktadır''dedi. Kışanak, ''açılım'' adı altında yürütülen projenin, bu temel yolları karşılamadığını iddia etti.
Ülkede insanların birbiriyle bir sorunun olmadığını, herkesin barış ve kardeşlik içinde yaşamak istediğini belirten Kışanak, ''Kimse kendilerinin kötü niyetine bu halkı alet etmesin'' dedi.
Ana dilde eğitimin ülkede kimseye zarar vermeyeceğini savunan Kışanak, dünyanın bir çok ülkesinde çeşitli ana diller olduğunu söyledi. Kışanak, dünya kupası maçlarının yapıldığı Güney Afrika'nın demokrasiyle barışma sürecinin uzun olmadığını ancak bu ülkede 11 ana dilin kullanıldığını ifade etti.
Kürt sorununu çözümsüzlüğe mahkum eden temel unsurlardan birinin de ''psikolojik savaş'' olduğunu öne süren Kışanak, özellikle ''AK Parti Hükümetine yakın'' televizyon kanallarında, ''kışkırtıcı ve ırkçı nitelikte'' bazı program ve dizilerin yayınlandığını iddia etti.
'DEMOKRATİK ÖZERKLİK PROJESİ TARTIŞILMALI'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, grup konuşmasında, ''KCK operasyonunu ben mi yaptım?'' dediğini belirten Kışanak, ''O operasyon 29 Mart seçimlerinin ardından demokratik Kürt halkının iradesinden intikam alma operasyonuydu'' diye konuştu. Kışanak, söz konusu operasyonu yürütenlerin, bu niyetlerini zaten gizlemediğini söyledi.
BDP'nin ''sorumluluktan kaçtığı'' ya da ''muhatap olmadığı'' yönünde bazı eleştirilerin yapıldığını ifade eden Kışanak, bunun yanlış bir kanı olduğunu dile getirdi ve ''Biz, 'muhatap olmak istiyoruz, sorunu çözmek istiyoruz' dedikçe, tam tersine karşımızda bizi muhataplıktan çıkartmaya çalışan yaklaşımlar oldu'' dedi.
Partilerinin yerel yönetim temsilcileriyle 2 günlük bir toplantı yaptıklarını anımsatan Kışanak, ''demokratik, özgür yerel yönetim modelini'' hayata geçirmek için neler yapılabileceğini tartıştıklarını ifade etti.
''Demokratik özerklik'' konusunu parti programlarının bir parçası haline getirdiklerini anlatan Kışanak, şöyle konuştu:
''Bu projenin özü, Türkiye'yi demokrasiye kavuşturan bölge yönetimlerinin kurulmasını talep etmektir. Türkiye'nin içine girdiği AB üyelik süreci de bunu zorunlu kılmaktadır. Şu anda zaten Türkiye 26 bölgeye ayrılmış durumdadır.
Biz bu bölgelerdeki Kalkınma Ajansları dışında demokrasinin de yeşermesini istiyoruz. Bu 26 bölgede, bölge meclisleri kurarak, gerçek bir demokratikleşme sürecine girmek istiyoruz. Türkiye'nin geleceği, bu proje. Bunu sağa sola çekmeye gerek yok.
Türkiye'nin gerçek demokratikleşmesinin yolunu açacak bir yaklaşım içinde, demokratik özerklik projesinin tartışılması, konuşulması ve Türkiye'nin idari yapısının değiştirilmesi gerekiyor.''
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara