Çiçek, PKK'ya destek verenleri tarif etti
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Hakkari'de yaşanan terör saldırısına yönelik açıklamalarda bulunken teröristleri barındıran ülkelerle ilgili ilginç açıklamalar yaptı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-21 22:17:00
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Terörle mücadele konusuna değinen Bakan Çiçek, ''Milletimiz şundan emin olmalıdır ki böylesine bir bela karşısında Türk Silahlı Kuvvetleri gibi ve Türk güvenlik güçleri gibi güçler olmasaydı terörde bu kadar başarı elde edilemezdi'' dedi.
''Elbette şehitlerimiz var, gazilerimiz var, yaralılarımız var ama başarılı bir mücadeleyi de Türkiye Cumhuriyeti devleti, onun güvenlik güçleri ve hükümeti kararlılıkla sürdürüyor'' diyen Bakan Çiçek, şöyle devam etti:
''Sürdürmeye de devam ediyor. Terörle mücadele dinamik bir mücadeledir ve yöntemleri de devamlı değişmektedir. Ve karmaşık bir mücadeledir. Onun için alınan tedbirleri belki her gün, belki her vesileyle bir defa daha gözden geçirilmesi gerekmektedir. Yani bir süre önce aldığınız tedbirler belki bir süre sonra yeni baştan ele alınması gerekmekte, ilave tedbirler söz konusu olabilmektedir'' diye konuştu.
Perşembe günü Milli Güvenlik Kurulu'nun toplanacağını belirten, bugün de Çankaya Köşkü'nde konunun ele alındığını anımsatan Bakan Çiçek, konunun, bugüne kadar alınan tedbirlerin değişik yönleriyle değerlendirildiğini, ilave olarak ne tedbir alınacaksa dış boyutlarıyla beraber üzerinde en ayrıntılı şekilde durulduğunu söyledi.
Bu tedbirlerin bir kez daha gözden geçirildiğini anlatan Çiçek, şöyle devam etti:
''Terör tek başına bir şey değildir. Terör bir politikanın aracıdır. Bir ülkede istikrarsızlık meydana getirmek istiyorsanız, bu ülkenin birliğini, dirliğini huzurunu bozmak istiyorsanız, gelişmesini engellemek istiyorsanız, o ülkeye yönelik bir kısım politikalarınız var bunu o ülkeye zorlamak istiyorsanız ve benzeri nedenlerle, bugün başvurulabilen en önemli silah terördür ve terör örgütleri yoluyla bunu gerçekleştirmektir. Türkiye böylesine bir olguyla uzun zamandan beri karşıdır, bu oyunları bozmaya, ülkenin birliğini, dirliğini, huzurunu, barışını sağlamaya yönelik olarak da ciddi bir mücadele yürütmektedir. Ve bunda da kabul etmek gerekir ki son derece de başarılıdır. Allah'a şükür milletimizin birliğini ve beraberliğini bozmaya bütün bu teşebbüsler yetmemiştir...
Hükümet, alınması gereken tedbirleri bugüne kadar almıştır. bunu bir defa daha ifade ediyorum. İç politika malzemesi olarak, hükümete yönelik bir kısım eleştiriler olabilir, bunları anlayışla karşılarız. Ancak bunların hiçbirisi sağlıklı bir bilgiye dayanmış değildir. Esasen, bu tenkitleri yapanlar, alınması gereken tedbirleri söylemiş olsalar da... Vatandaşımız bu noktada daha net bir kanaatin sahibi olsa.
Vatandaşlarımız emin olmalıdır ki sizin aracılığınızla ifade ediyorum, devletin imkan ve kabiliyeti içerisinde, siyasi merci olarak, siyasi iktidar olarak ve karar verici olarak, alınması gereken ne tedbir varsa bunların hepsini aldık. Bundan sonra da tereddütsüz olarak bunları almakta kararlıyız, bundan herkesi emin olması lazım. Neden bu türlü sonuçlar oluyor diyorsanız? Bu da mücadelenin karmaşıklığından, büyüklüğünden, sınır ötesi sıkıntılardan ve başkaca sebeplerden kaynaklanıyor. Tabiatıyla böylesine bir konunun belki tedbir boyutunu çok açık konuşma imkanımız olmayabilir. Bu noktada da sizlerin ve kamuoyunu meseleyi anlayışla değerlendireceğine inanıyoruz. Ama herkes emin olmalıdır ki alınabilecek, neticeye yönelik ne tedbir varsa bugüne kadar aldık, bundan sonra da almakta en ufak bir tereddütümüz yoktur. Konuyu bu kararlılık içinde, bugün bir defa daha değerlendirmiş olduk.''
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Kırk yıldır Türkiye, belli dönemlerde, çok farklı isimlerdeki örgütlerle, değişik cinsteki terör örgütleri ile ve terör faaliyetleri ile yüz yüzedir ve bununla mücadele veriyor. Onun için ifade etmek istedim ki terör konusu gazete manşetlerinde yer alsa da, almasa da Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve neticede de hükümetlerinin her zaman gündeminde olmuştur ve olmaktadır'' dedi.
Çiçek Bakanlar Kurulu'nun bugünkü toplantısında, bir önceki toplantının gündem konusu olduğu halde gerçekleştiremedikleri Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın değerlendirilmesi ve bilgi sunumunun gerçekleştirildiğini söyledi.
Cemil Çiçek, TSK'nın değişen ana sistem ihtiyaçlarının herhangi bir yabancı ülke kısıtlamasına tabi olmaksızın bağımsız bir şekilde yurt içinden karşılanmasından ve TSK'nın caydırıcı gücünün devamını sağlamada Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın önemli bir görevi ifa ettiğini söyledi.
Savunma sanayinin yurt içi kabiliyetinin artırılması, özgün tasarımlarla milli ihtiyaçların karşılanması, uluslararası pazarda rekabet edilebilir bir yapıya kavuşturulması ve savunma sistem tedarikine ayrılan ulusal kaynakların tekrar ekonomiye döndürülmesi noktasında savunma sanayinin önemli projeler gerçekleştirdiğine işaret eden Çiçek, Bakanlar Kurulu'nda bununla ilgili ayrıntılı bilgi verildiğini kaydetti.
Çiçek, AB konusunun da ele alındığı Bakanlar Kurulu'nda esas itibarı ile üzerinde durdukları konunun iç güvenlik konusu olduğunu söyledi.
Bütün şehitlere Allah'tan rahmet dileyen çiçek, gazileri ve yaralıları şükranlarını sundu, millete de başsağlığı dileğinde bulundu.
Hükümet sözcüsü Çiçek, son yaşanan üzücü olay nedeniyle dün Başbakan Erdoğan'ın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, bazı bakanlar ve kuvvet komutanları ile Şemdinli ve hudut karakollarında görev yapan askerlerle ilgili bir inceleme ve değerlendirme yaptıklarını hatırlatarak, ''Gelişen olayları dün bir ölçüde orada değerlendirme konusu yaptık. Bugün sabah da sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yine gündemi iç güvenlik olan bir toplantı yapıldı. Akabinde de bugün Bakanlar Kurulu'nda bu konuyu önemli bir gündem maddesi olarak ele aldık. Perşembe günü de olağan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı var'' dedi.
Bu üzücü olayla ilgili yapılan bir kısım değerlendirmeler yapıldığını anımsatan Çiçek, şöyle konuştu:
''Şunu kabul etmemezi lazım ki terör, ülkemizin, bölgemizin çok acı bir gerçeğidir. Aynı zamanda da dünyanın gündemindedir. Dünyanın da öncelikli gündemi olduğu içindir ki bir çok uluslararası sözleşmeler bu vesile ile ortaya konulmuş, sözleşmeler imzalanmıştır.
Türkiye'de konuyu doğru anlamak, iç politika malzemesi yapmamak terörün varmak istediği hedefe yanlış tartışmalarla yardımcı olmamak adına bir şeyin de altını çizmek istiyorum; Çünkü bu tartışmalara baktığımızda bazen konuyu yanlış bağlamda, yanlış zeminde tartışıyoruz, özellikle iç politikamızın bugüne kadar bir türlü vazgeçemediği üslup ve kalıplar içerisinde bu tartışmayı yapıyoruz.
Türkiye bu, yapılamayan hiç bir şeyin mazereti anlamında söylemiyorum kimin elinde bu konuda çözüme yönelik 'Ben olsaydım şunları yapardım' tarzındaki iyi niyetle söylenmiş veya söylenebilecek ne varsa biz bunların hepsini büyük bir dikkatle inceliyoruz, değerlendiriyoruz, bunlardan hayata geçirilmesi mümkün olanlar varsa bunu yapıyoruz.''
Terör meselesinin Türkiye'nin en az 40 yıllık bir meselesi olduğunun altını çizen Çiçek, ''Kırk yıldır Türkiye, belli dönemlerde, çok farklı isimlerdeki örgütlerle, değişik cinsteki terör örgütleri ile ve terör faaliyetleri ile yüz yüzedir ve bununla mücadele veriyor. Onun için ifade etmek istedim ki terör konusu gazete manşetlerinde yer alsa da almasa da Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve neticede de hükümetlerinin her zaman gündeminde olmuştur ve olmaktadır'' görüşünü dile getirdi.
Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Onun için sadece belirli günlerde bu toplantılar yapılıyor değil. Daha evvel de ifade ettim, belirli aralıklarla yapılan güvenlik kurulu toplantılarının birinci gündem maddesi her zaman iç güvenlik ve iç güvenlik konusu olarak da terör her defasında ele alınmıştır.
Onun için altını çizmek istediğim husus, terör konusu tek başına bir hükümet konusu değil Türkiye Cumhuriyeti devletinin sorunudur. Bu 40 yılı aşan süre içerisinde çok değişik hükümetler gelmiştir. Bir partinin tek başına görev yaptığı dönemlerde de olmuştur, koalisyon halinde olanlar olmuştur. Sağ partiler, sol partiler, merkez partiler birlikte veya ayrı ayrı bunun tekrar altını çizerek ifade ediyorum ki bir şeye mazeret olarak söylemiyorum. Konuyu doğru algılamak ve doğru bir zeminde tartışmak adına söylüyorum ve konuyu hiç de küçümsemediğimizi vurgulamak adına istiyorum.
Bu sorun elbette hükümetlerin önemli ölçüde sorumluluk taşıdığı ama hükümetlerden bağımsız olarak var olan bir sorundur, bundan dolayıdır ki bu konu ele alınırken bir iç politika malzemesi olarak, iç politika mülahazaları ile değil milli bir mesele olarak ele alınmasında sayısız fayda olacaktır.''
-ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ-
Çiçek, terörle mücadele konusunda uluslararası işbirliğinin ya hiç ya da yeterince olmadığını ifade etti.
Hükümet Sözcüsü Çiçek, şöyle konuştu:
''Terör konusu bir uluslararası sorun olmasına rağmen maalesef Türkiye tecrübesinden çok açık olarak biliyoruz ki, yakın bir işbirliği ve dayanışmanın ya hiç olmadığı ya da yeterince olmadığı bir konudur.
Elbette bir kısım sözleşmeler yapılmıştır, yapılmaktadır. İkili veya çok taraflı görüşmeler de bu konuda hep gündeme gelmektedir ve şundan kamuoyumuz emin olmalıdır ki yaptığımız yurtdışı temaslarda en önemli meselelerden bir tanesi, hem sayın Başbakanımızın hem ilgili bakan arkadaşlarımızın, yurtdışı temaslarda en çok vurgu yaptığı konulardan bir tanesi bu terörle işbirliği konusudur.
İşin bu noktasına geldiğimizde yine bir tespit olarak ifade ediyorum ki, uluslararası işbirliği ya yoktur ya da yeterince yoktur. Bunu söyleyişimin sebebi aslında TSK'nın ve güvenlik güçlerimizin böylesine uluslararası bir belayı ülkemizden def etmek noktasında sarf ettiği çabanın, gösterdiği gayretin ne kadar takdir edilmesi gerektiğidir. Ama şunu da biliyoruz ki artık terör suçları sınır aşan suçlardır bir ülkede planlanıyor bir başka ülkede icra ediliyor, üstelik terör örgütleri arasındaki işbirliğini de hesaba kattığınızda bizim Silahlı Kuvvetlerimizin ve güvenlik güçlerimizin bu konudaki başarısını takdir etmek anlamında bu belanın boyutunu ve karmaşıklığını ortaya koymak adına bunu ifade ediyorum.''
Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çiçek, ''Başbakan, terör konusunda 'taşeronlar var' demişti. 'Bunlar kim?' sorusu vardı medyada. Bu konuda net bilgi verir misiniz?'' sorusuna, ''Aslında bu sorunun cevabının kendi içerisinde'' olduğunu belirtti.
Türkiye'nin suçluların iadesi konusunda birçok ülkeyle uluslararası anlaşmalar yaptığını hatırlatan Çiçek, şöyle devam etti:
''Bugün Türkiye'de suç işlemiş pek çok kişi yurt dışına kaçmıştır, zaman oldu kaçmaktadır. Uluslararası kural, bunların ya iadesi ya yargılanmasıdır. Şimdi bu örgüt parasal kaynaklarını nereden buluyor, elamanlarını nereden temin ediyor, medya desteğini nereden sağlıyor, eğitim desteğini nereden sağlıyor, propaganda nerede yapılıyor? Burada suç işlemiş olan ve bu türlü faaliyetlere değişik derecelerde katkı vermiş olanlar hangi ülkelerde mülteci olarak hemen misafir ediliyor? Hiçbir araştırma doğru düzgün yapılmadan, soruşturma yapılmadan, ilgili ülkelerle bu konuda gerekli iş birliği yapılmadan hemencecik iltica işlemleri nasıl başlatılabiliyor? Bugüne kadar bunların hiçbirisi iade edilmediyse bu ve benzeri soruları alt alta koyduğunuzda 'taşeron kim, vesaire kim', bunlar zaten belli ölçüde çıkmış olur, 'geri kalan şu mudur, bu mudur', bunun adını koymak lazım. Bunu illa da bir hükümet yetkilisine söyletmek yerine kendiliğinizden de bulabilirsiniz. Bunlar belli şeyler, gerçekleri açığa çıkarmış olur.''
Bakan Çiçek, kamuoyunda ''yeterli tecrübeye sahip olmayan personelin bölgede görevlendirildiğine yönelik'' eleştirilerin hatırlatılarak bu yönde neler yapıldığının sorulması üzerine de şöyle konuştu:
''Ayrıntıyla ilgili çok fazla bilgi veremeyeceğimi ifade ettim. Elbette kamuoyunda bu ve benzeri değerlendirmeler yapılıyorsa bunları dikkatle izlemek, takip etmek, varsa bir eksiklik bunları gidermektir. Bu konu üzerinde belli çalışmalar yapılmıştır, belli personel alınmıştır, nitekim bunlar gazete ilanlarıyla hep ifade edildi. Genelkurmay Başkanımızın geçmiş toplantılarına bakarsanız bu rakamlar da telaffuz edildi. Demek ki bu ihtiyacın karşılanması noktasında bir çaba var, belli bir noktaya gelinmiş, yetmiyorsa bunun devamı yapılıyor, yapılacak demektir. İfade ettiğim gibi, vatandaşın kafasında soru olarak ortaya çıkan ne varsa, kamuoyunda ne gibi istifhamlar varsa bunların hepsi tarafımızdan, ilgili kurumlarca da değerlendirme konusu yapılmakta ve gereği için azami çaba sarf edilmektedir. Her olaydan sonra zaten öz eleştiri toplantısı yapılıyor, bir kısım değerlendirme toplantıları yapılıyor, buna göre alınması gereken tedbirler varsa bunlar da alınıyor ve alınması da gerekiyor.''
Bir gazetecinin ''alınacak tedbirlere yönelik somut bir şeyler söylenmesini istemesi'' üzerine Çiçek, gazetecilerin duyduğu merakı anladığını ama bu konunun belli bir kısmını ifade edebileceğini söyledi.
Çiçek, ''Ama insan aklı, insanlık tecrübesi ve Türkiye tecrübesi bu konuda ne tedbir alınmasını icap ediyorsa, bugüne kadar aldık, yetmeyenleri de bundan sonra alacağız. Bir süre sonra bunun yansımalarını göreceğiz'' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin OHAL uygulamasının yeniden getirilmesi önerisinin sorulması üzerine de Çiçek, ''Hayır'' yanıtını verdi.
-TAŞ ATAN ÇOCUKLAR-
''Demokratik açılım çerçevesinde kamuoyunda 'taş atan çocuklar' diye adlandırılan konuyla ilgili düzenleme süreci devam edecek mi?'' sorusu üzerine Çiçek, ''Meclisin gündemi ayrı, ben hükümetin gündemindeki konuları ifade ediyorum. Öyle bir tasarı TBMM'ye gönderildi. Bir kısım sivil toplum örgütleri dahil, bir talep olarak ülkenin gündemine geldi, bakanlık da bir çalışmayı meclise gönderdi'' dedi.
Suça itilmiş çocuklarla ilgili ''af'' kelimesinin bile ifade edildiğini, bunları unutmamak gerektiğini belirten Çiçek, ''yani dün affı telaffuz edip bugün bu işler niye geliyor dersek o da haftada bir fikir değiştiriyor gibi bir kanaat hasıl olur. TBMM'nin gündeminde, kesin bir katkısı olarak çıkabilirse belki bundan beklenen fayda azami ölçüde olabilir'' diye konuştu.
Terörle mücadelede çocukların bile kullanıldığı bir noktaya gelindiğini kaydeden Çiçek, bundan 30 yıl önce dünyada çocukların, kadınların kullanılmadığını, uzaktan kumandalı patlayıcıların, mayının olmadığını belirtti.
Çiçek, ''Farklı yöntemlerle, bugün terör, kendi yöntemlerini değiştiriyor. Kullanabileceği unsurları değiştiriyor, karşımıza suça itilen çocuklar gibi bir sorun da çıkıyor. Ya bunları terör örgütlerinin kucağına itersiniz ya da bunu topluma kazandırmanın çabası ve gayreti içinde olursunuz. Hükümet terör örgütünün elindeki bu türlü istismar konularını ortadan kaldırmak adına çaba sarfetmiştir, Buna katkı verilir verilmez, onu bilmiyorum'' dedi.
Tasarının eksiği varsa mecliste de katkı sunabileceğini belirten Çiçek, sorunun çözümüne katkı sağlamak anlamında yasalaşmasının meclis gündeminde bir konu olduğunu söyledi.
Çiçek, ''Kuzey Irak ve ABD'den beklentimiz nedir? Yaşanan aksaklıklar nedir?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Sadece ABD'den değil, PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmiş olan bütün ülkelerden tabiatıyla daha aktif bir destek bekleriz. Sadece ABD'den değil. Bu desteğin neler olacağı aslında o ülkelerin de menfaatinedir. Çünkü terör dediğimiz olguyla birlikte mücadele edilmediğinde bu terör yarın gelir, bu konuda gerekli iş birliği yapmayan ülkeleri de vurur. Ama şu örgüt olur, bu örgüt olur. Onun için Türkiye terörle mücadelede herkesle iş birliğine hazır, bunun somut örneklerini ortaya koymuş bir ülkedir, tabiatıyla muhataplarımızdan bu örgütü terör örgütü olarak kabul etmiş olan en evvel o ülkelerden, tabiatıyla verdikleri destekten daha ileri bir desteği bekleriz. Bu bizim ittifak anlayışına, dostluk anlayışına atfettiğimiz önemden de kaynaklanmaktadır. Ama şunu da biliyoruz, bu cümleyi de daha evvel söyledim 'Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz', bizim terörle mücadelede en evvel kendi gücümüze, kendi kabiliyetimize, güvenlik güçlerimizin fedakarane, cansiparane, çalışmalarına en evvel önem atfediyoruz. Bugüne kadarda büyük ölçüde bu çabalarla geldik. Bu desteği ararız, bu iş birliğini ararız ama en evvel de kendi gücümüze, kendi kabiliyetimize, kendi güvenlik güçlerimize güveniriz.''
-''NEDEN AB'YE GİRMEK İSTİYORUZ?''-
''Size taşeron ülkelerin kimler olduğu sorulurdu, siz de bazı ölçüler saydınız, hangi ülkelerin mülteci statüsü verdiğini veya teröre destek olduğunu söylediniz, bu ülkeler zihninden geçirdiğiniz zaman tamamına yakınının AB ülkeleri olduğu ortaya çıkıyor, AB ülkeleri PKK'yı taşeron örgüt olarak kullanıyorsa biz neden bu birliğe girmeye çalışıyoruz'' sorusuna Çiçek, ''Bunu düşün... Bir başka tartışma konusu yapalım'' yanıtını verdi.
''İstihbaratta sıkıntı var mı? ABD Büyükelçiliği bugün açıklama yaptı, 'gerektiği kadar veriyoruz ve istenirse daha fazla da veririz' denildi'' sorusuna Çiçek, ''O cevabı ben bilmiyorum. Saat 10.00'dan beri toplantıdayım, öyle bir açıklama var mıdır, yok mudur onu bilemiyorum. Ama kim ne verecekse hepsini versin. Bu işte kifayet eder, bu kadarı yeter demeyiz. Kimin ne imkanı varsa, bu noktada verebileceği ne varsa bunu isteriz'' karşılığını verdi.
Çiçek, saldırıyı gerçekleştirenlerin kaç kişi olduğu yönündeki soruya da bu sorunun Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'a da sorulduğunu hatırlatarak, ''Doğrusu o rakamdan da farklı bir şey telaffuz etmiyorum. Çünkü biz de bilgiyi güvenlik makamlarından alıyoruz'' yanıtını verdi.
''İsrail'den alınan insansız Heron'larla ilgili bir sıkıntı söz konusu mu?'' sorusunu ise Çiçek, ''Hayır, bu anlaşmaya bağlı husus, anlaşmanın gereği neyse o yapılıyor. Şu ana kadar da herhangi bir sıkıntı yok'' diye cevaplandırdı.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara