"İstemediğimiz gelişmeler olabilirdi"
Ömer Çelik, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yeni yaptırımlara "hayır" oyu vererek Tahran'ı anlaşma masasında tuttuğunu belirterek, "Bu olmasaydı, Irak'tan Lübnan'a kadar bir dizi hiç istemediğimiz gelişmeler olacaktı" dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-18 20:41:00
Ömer Çelik, ABD'deki düşünce kuruluşu Middle East Enstitüsü tarafından düzenlenen "Türkiye'nin Yeni Jeopolitiği: Zorluklar ve Fırsatlar" konulu konferansta konuştu.
Türkiye'nin BM güvenlik Konseyi'nde İran'a yönelik yeni yaptırımlara "hayır" oyu vermesiyle İsrail'in Gazze'ye giden gemilere saldırması olayını bazı çevrelerin tek bir tavır olarak sunduğunu belirten Çelik, iki konunun birbiriyle bağlantısı olmadığını vurguladı.
"Türkiye, aslında çok uzun zaman önce İran'ın nükleer çalışmalarına müdahil olması konusunda batıdan davet almıştır" diyen Çelik, Batı toplumunun İran ile konuşamadığı için Türkiye'nin arabulucuğunu istediğini ve Türkiye'nin de bunu memnuniyetle kabul ettiğini söyledi.
Çelik, Türkiye ve Brezilya'nın devrimden sonra İran'ı ilk defa bir anlaşmanın tarafı haline getirdiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin bölgesinde nükleer silah istemediğini, ancak şu ana kadar İran'a yönelik yaptırımların hiçbir etkisinin olmadığını, son yaptırım da Çin ve Rusya'nın çıkarlarına göre gevşetilmiş olduğu için hiçbir etkisi olmayacağını kaydetti.
"TÜRKİYE BÖLGEDEKİ İSTİKRARSIZLIĞI ENGELLEDİ"
Ömer Çelik, "Gözünüzün önüne şöyle bir tablo getiriniz: Basra Körfezi'nde bir İran gemisi uluslararası sulara çıktı ve bundan şüphelenildiğine dair bir duyum geldi ve bir Basra Körfezi ülkesinden bu geminin durdurulması istendi. Ortaya çıkacak çatışma tablosunu bir düşünün" dedi.
Türkiye'nin konseyde karşı oy vermesinin, diplomatik yollarla İran ile Batı toplumu arasındaki müzakereleri sağlamaya dönük olduğunu belirten Çelik, bazı kesimlerin, bu sonucun ABD'ye karşı İran'ın tercih edildiği ve Türkiye'nin batıya sırtını döndüğü şeklinde sunduğunu, ancak bunların gerçekle ilgisinin bulunmadığını söyledi.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye burada yaptırımlara karşı müzakere yolunu tercih etmiştir. Türkiye, Tahran anlaşmasının hayatta olduğunu, ölmediğini bu oyu sayesinde deklare etmiştir.
Eğer Türkiye, 'hayır' oyu vererek Tahran'ı anlaşma masasında tutmasaydı, Irak'tan Lübnan'a kadar bir dizi hiç istemediğimiz gelişmeler olacaktı. İran ile uluslararası toplumun sıcak bir çatışmaya girmesi halinde Irak tamamen, eskisinden daha büyük bir istikrarsızlığa gömülecektir, Lübnan'daki hükümet düşecektir ve Orta Doğu'nun bütün değişik bölgelerinde yeni çatışma alanları ortaya çıkacaktır. Türkiye 'hayır' oyu vererek bu istikrarsızlıkları engellemiştir. Burada ABD ile ortak hedefleri olan Orta Doğu barışına katkı yapma yolanda yeni bir adım atmıştır."
"TÜRKİYE'NİN OYUNUN ÖNEMİ ÇOK KISA SÜRE SONRA ANLAŞILACAK"
Türkiye'nin bu oyunun çok kısa bir zaman sonra, Türkiye'nin ABD ile Orta Doğu'daki hedeflerine hizmet eden bir girişim olarak anılacağını belirten Çelik, "Önceki gün ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa büyükelçileri Dışişleri bakanımızı ziyaret ettiler ve Türkiye'nin Tahran anlaşması çerçevesinde diplomatik girişimlere devam etmesinin ne kadar hayati olduğunu anlattılar" dedi.
Çelik, Türkiye'nin Suriye ile girişimlerine de önce Batı ülkelerinin tepki gösterdiğini hatırlatarak, gelinen noktada ABD'nin Suriye'ye büyükelçilik açtığını anımsattı.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara