Erdoğan’a ‘kezzap atıyorlar’
ABD başkanı, İran'ın nükleer faaliyetleri ve iç politikasından, Türkiye'nin bölgesel diplomasisi ve Afganistan'a dek her alanda hata yapıyor. İsrail'in saldırısını kınamak yerine Türkiye'ye sırt çeviren başkan, kendisini Afgan batağından da kurtarabilecek bu önemli müttefiki kaybetmemeli.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-16 12:06:00
ABD Başkanı Barack Obama bir dizi dış politika meselesinde üst üste hata yapıyor gibi görünüyor ve böylece dış dünyada sahip olduğu itibarı ciddi biçimde lekeleniyor. İran’ın nükleer faaliyetleri ve iç politikası, Türkiye’nin bölgesel diplomasisi ve Afganistan’daki savaş gibi çeşitli konulara dair son adımları ve açıklamaları, Obama’nın popülist baskılara ve kendi kanaatleriyle çelişen özel çıkar gruplarına boyun eğdiği yönünde güçlü bir intiba bırakıyor.
Bu hataların en tehlikelisi İran’a yönelik politikası olabilir. Washington, Türkiye’yle Brezilya’nın Tahran’la yaptığı yakıt takası anlaşmasını daha kapsamlı müzakerelere yönelik önemli bir ilk adım olarak memnuniyetle karşılamak yerine, vakit kaybettiren bir dalavere olarak ciddiye almadı ve daha çok yaptırım için BM Güvenlik Konseyi’nin desteğini garantiye almak yönünde ilerledi. İran’ın buna gözdağıyla yanıt vermiş olması pek şaşırtıcı değil. Obama’nın, 30 yıllık ABD-İran düşmanlığına son vermeye dair önceki hevesi de yerlebir oldu.
Erdoğan’a ‘kezzap atıyorlar’
Daha da kötüsü, Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton şu an İran’ın iç politikasına açıkça müdahale ediyor ki, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad bir yıl önce tartışmalı bir biçimde yeniden seçildiğinde akıllıca davranıp kaçındıkları bir şeydi bu. Obama geçen hafta dünyayı ‘özgürlük’ mücadelesinde İran halkına destek vermeye teşvik ederken, Clinton da İran rejimini halkını bastırmakla, seçimlerde hile yapmakla, terörizm ihraç etmekle ve nükleer silah peşinde olmakla suçluyordu.
İranlılar açısından, yeni yaptırımlar ve bu saldırgan açıklamalar tek bir anlama gelebilir: ABD 2003’te Irak vakasında yaşandığı gibi, İsrail ve onun Amerikalı destekçilerince İslam Cumhuriyeti’yle askeri çatışmaya doğru itiliyor.
Bir zamanlar ciddi bir gazete olan, fakat artık Ortadoğu konusunda sık sık yanlış bilgi yayan Times, 12 Haziran’da Suudi Arabistan’ın ABD Dışişleri Bakanlığı’nın da onayıyla İran’ı bombalaması için İsrail’e hava sahasını kullanma izni vermeyi kabul ettiğini yazdı. Bu tür haberlerin taşıdığı kötücül hedef, kamuoyunu önde gelen bir Arap devletinin İran’a karşı İsrail’e katılmaya hazır olduğuna ikna etmek ve böylece savaşın zeminini hazırlamak.
İsrail’in Gazze’ye giden yardım filosuna düzenlediği saldırının ardından, ABD’yle Türkiye arasında da gerilim yükseldi; bu durum büyük ölçüde, İsrail’in bu eylemini eleştirdiği için Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’a ABD’deki Yahudi gruplarınca düzenlenen acımasız saldırılardan kaynaklanıyor. Amerikalı yeni muhafazakârlar Türkiye’nin NATO’dan ihraç edilmesi yönünde çağrı yaparken, Wall Street Journal ve Weekly Standard gibi İsrail yanlısı gazeteler Erdoğan ve hükümetinin üzerine her gün fiilen ‘kezzap atıyor’. Obama da İsrail’in yardım konvoyuna saldırmasını kınamak yerine, Türkiye’ye arkasını döndü. Bu muazzam derecede önemli bir hata. Türkiye, sadece Erdoğan’ın aşırı derecede popüler olduğu Ortadoğu’da değil, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya’da da hatırı sayılır nüfuza sahip olan bir NATO üyesi.
Esasında Türkiye İran’la krizi yatıştırmanın yanı sıra ABD’yi Afgan batağından kurtarmak konusunda da büyük yardımda bulunabilir. Afganis-tan’da okul, klinik ve yol inşa eden Türk güçleri ve müteahhitleri, bu ülkede memnuniyetle karşılanan tek yabancılar. Obama, İsrail ve şahin dostlarından gelen baskıya boyun eğerek bu değerli varlığı çöpe atma tehlikesiyle karşı karşıya.
Bu durum, ABD ve Afganistan’daki müttefikleri açısından son derece tehlikeli bir döneme denk geliyor. Geçen hafta Afganistan’da en az 27 NATO askeri öldürüldü. General Stanley McCrystal’ın asker artırımının başarısız olduğu açık. McCrystal, Taliban’ın Kandahar’daki kalesine planladığı saldırıyı birkaç aydır erteliyor. Obama, Afgan Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin Taliban’la ateşkes ve derhal müzakere çağrılarına tam destek vermek yerine, Taliban’ın müzakereler başlamadan önce yenilgiye uğratılması gerektiğini söyleyenleri dinledi. Bu, ABD’ye pahalıya patlayacak bir hata.
Filistin sorununda da başarısız
Obama’nın aynı derecede önemli olan hatalarından biri de, Filistin-İsrail ihtila-fını ürkekçe ele alması. Başkan iki devletli çözüm istediğini tekrarlıyor ama bu çözümü getirmek için kesin adım atmıyor.
Filistin tarafında, ABD Hamas’la diyalog başlatana ve İsrail’le nihai barışı müzakere etme yetkisine sahip olan bir birlik hükümeti kurulması için bütün ağırlığını koyana dek barış marış olmayacak. İsrail tarafındaysa, Obama Binyamin Netanyahu’nun aşırı sağcılar ve dinci fanatiklerden oluşan hükümetine çıkışacak siyasi cesareti toplayana kadar barış marış olmayacak. Bu kişilerin şiddeti ve inatçılığı İsrail’i ebedi savaşa mahkum ediyor. Aynı zamanda, Amerika’nın Arap ve Müslüman dünyadaki imajını kirletiyor ve Obama’nın Beyaz Saray’a ilk adımını attığında yükselttiği umutları da yok ediyorlar.
(Ortadoğu merkezli internet sitesi, 14 Haziran 2010)
Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara