Dua ederek bekledik
İç savaşın eşiğindeki Kırgızistan'dan işini, eğitimini, evini bırakarak yurda dönen Türk vatandaşları, yaşadıkları korku dolu günleri anlattı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-16 08:00:00
Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından bu yana etnik gruplar arasında çıkan çatışmaların, en şiddetlilerinden birinin yaşandığı Kırgızistan'da yabancı uyruklular tahliye ediliyor. Şimdiye dek 2 bin kişi ülkeyi terk etti. Ankara'nın çatışmalar nedeniyle Türk vatandaşlarının tahliyesi için gönderdiği uçak da dün 151 yolcuyla döndü. İşini, eğitimini, evini bırakarak Türkiye'ye dönmek zorunda kalan vatandaşlar, sağ salim yurda döndükleri için mutlu; ancak geride kalanlar için endişeli. Havaalanında kendilerini karşılayan yakınlarıyla kucaklaşarak teselli bulan vatandaşlar, yaşadıkları korku dolu günleri anlattı. Kimisi Özbeklere, kimisi Kırgız ailelere, kimisi de Ahıska Türklerine sığınarak canlarını kurtaran Türk vatandaşları, dua ederek kurtarılmayı beklediklerini söylüyor. Hükümetin, hızlı hareket ederek kendilerini ateş hattından kurtardığını vurgularken, Türkiye'nin kardeş Kırgızistan'ın istikrarı için çaba sarf etmesini istiyor.
İstanbul'a getirilen Türk vatandaşlarından öğrenci Ali Ekber Aysel, bir provokasyon sonucu Kırgızlar ile Özbekler arasında çatışma başladığını ifade ederek, "Orada yaşananlar Özbek asıllılara yönelik bir soykırımdır. Kardeş kanının dökülmesinin durdurulmasını istiyoruz.'' diye konuşuyor. Tekstilci Yavuz Şimşek de vahşetin içinden geldiğini ve Kırgızistan'da otorite olmadığını ifade ederek, "İnsanlık diye bir şey yok. Her şeyi talan ettiler. Ahıska Türklerinden çok büyük yardım gördük. Orası bir cehennem, eğer Ahıska Türkleri olmasaydı biz de burada olamazdık. Ahıska Türkleri bizim için canlarını feda edebilecek kadar yürekli." diyor.
VATANDAŞLAR TÜRK OKULLARINA SIĞINDI
Eşi Hülya, bebekleri Gülnihal ile Türkiye'ye dönen öğretmen Erdal İnandı ise kendilerini Kırgız velilerin koruduğunu anlatıyor. Oş Lisesi'nde Türkçe öğretmeni olan İnandı, "Olaylar sırasında Kırgız öğrenci velileri, bizi evlerine götürdü. Türklere karşı sert davranmadılar. Kırgızlar bize sahip çıktı. Kırgızlar ile Özbeklerin çatışmasında yağmalamalar olduğunu gördük.'' şeklinde konuşuyor. Eşi Hülya İnandı da, "Çatışmalar başladığı zaman ilk düşündüğümüz yavrularımız ve öğrencilerimiz oldu." derken, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Cemal Ağırman, Türk okul ve kolejlerine birçok öğrenci ve Türk vatandaşının sığındığını anlatıyor. Oş kentinde öğretmenlik yapan Ferhat Hendekçi ise kendisinin Özbek'e benzetilmesi ile korku dolu anlar yaşamış. Hendekçi, başından geçenleri, "Oş'ta Kırgızlar beni Özbek'e benzetti. Onlara Özbek olmadığımı anlatmaya çalıştım. Bir süre sonra benim Özbek olmadığımı anlayınca serbest bıraktılar." sözleriyle dile getiriyor. Çatışma boyunca ışıkları sürekli kapalı tuttuklarını ifade eden Oş Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim görevlisi olan Ali Vasfi Kurt da bölgenin her tarafından silah sesleri geldiğini söylüyor. Dua ederek kurtarılmayı beklediklerini belirten Kurt, havaalanına kadar güvenlik koridoru içinde gelebildiklerini belirtiyor.
Türk Hava Yolları (THY), Kırgızistan'da yaşayan Türkleri İstanbul'a getirmek üzere ikinci uçağı dün akşam saatlerinde Bişkek'e gönderdi. Uçağın, Türk yolcularla birlikte bugün İstanbul'a gelmesi bekleniyor. Türk Kızılayı da Kırgızistan'ın güneyindeki olaylar nedeniyle bölgeye yardım gönderdi. Oş kentine gönderilen uçakta gıda, mutfak seti, battaniye ve tıbbî malzemeden oluşan yardım malzemeleri bulunuyor. Bir yardım delegesi eşliğinde bölgeye giden Kızılay yardımları, Kırgızistan Kızılayı işbirliği ile ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak. Ayrıca, uygun bir bölgede kurulmak üzere çadırkent planlamaları yapılacak.
Kırgızistan'da olaylar kuzeye de yayılabilir
Kırgızistan'ın güney bölgesinde etnik Özbeklerle Kırgızlar arasında çıkan çatışmalarda bilanço giderek ağırlaşıyor. 100 binin üzerinde Özbek, Oş ve Celalabad'dan kaçarak Özbekistan'a sığınırken, Kırgızistan Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre hayatını kaybedenlerin sayısı 170'e ulaştı. Görgü tanıklarına göre ölü sayısı sadece Oş'ta 2 bini aşmış durumda. Cesetlerin morglara kaldırılmasını istemeyen Özbekler cenazelerini kendileri defnediyor. Rus gazetesi Moskovski Komsomolets'e konuşan yerel bir kaynak, Kırgızistan Sağlık Bakanlığı'nın sadece hastanede yaşamını yitiren ve morglara kaldırılabilen cesetleri sayabildiğini aktardı.
Geçici Hükümet Başkanı Roza Otunbayeva, olayların biraz durulduğunu, ancak bazı bölgelerden hâlâ çatışma haberlerinin geldiğini söyledi. Temel sorunun, sıkıntı içinde bulunan bölgelere gıda ve acil ihtiyaçların ulaştırılması olduğunu belirten Otunbayeva, "İnsanî bir yıkımla karşı karşıyayız. Ekmek bile havadan ulaştırılmak zorunda. Çok hızlı hareket etmek zorundayız." çağrısı yaptı. Büyük kayıp yaşadıklarını kaydeden Otunbayeva, bir günlük yas ilan etti. Geçici Hükümet Başkan Yardımcısı Almazbek Atambayev de güneyde yaşanan trajedinin kuzey bölgesine de yayılabileceği uyarısında bulundu. Atambayev, "Güneyde iyi planlanmış ve finanse edilmiş bir trajedi yaşadık. Ülkenin kuzeyinde ve başkent Bişkek'te benzer provokasyonlar beklemeliyiz." şeklinde konuştu. Yaşananlardan devrik lider Kurmanbek Bakiyev'in oğlu Maksim Bakiyev ile devrik liderin kardeşi Canıbek Bakiyev'i sorumlu tutan Atambayev, Oş ve Celalabad'da yabancı kiralık keskin nişancıların olayları provoke ettiğini iddia etti.
Bölgeye insanî yardım taşıyan üç Rus kargo uçağı ulaşırken, sağlık malzemesi ve gıda ürünlerinin yer aldığı Birleşmiş Milletler'e ait uçaklar da bölgeye gelmeye başladı. Kırgızistan'dan kaçarak Özbekistan'a mülteci kamplarına sığınmak isteyenlere Taşkent sınırlama getirdi. Çok sayıda insanın sınırı geçmek istediğini ifade eden Özbekistan Başbakan Yardımcısı Abdullah Aripov, "Kırgızistan'dan sadece yaralı, kadın, çocuk ve yaşlıları kabul edebiliyoruz." dedi.
Otunbayeva'nın Rusya'dan barış gücü talebine Moskova olumlu cevap vermedi. AGİT Rusya Temsilcisi Anvar Azimov verdiği bilgide, "İç çatışmanın yaşandığı bir bölgeye dışarıdan bir müdahaleyi doğru bulmuyoruz." açıklamasında bulundu. Bişkek yakınında bulunan Kant askerî üssünün güvenliği için bölgeye komando birlikleri gönderildiğini kaydeden Azimov, KGAÖ'nün olağanüstü toplantısında bölgeye insani yardım yapılmasının kararlaştırıldığını hatırlattı. AGİT olayların diğer Orta Asya ülkelerine de yayılabileceği uyarısında bulunurken, Birleşmiş Milletler ve ABD, insanî yardım için ön hazırlık yapıyor.
CİHAN
Etnik çatışma değil, çete işi
Kırgızistan'ın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Ramazan Dırıldayev, ülkesindeki çatışmaların, Özbeklerle Kırgızlar arasındaki bir etnik çatışma değil, çetelerin kışkırtması olduğunu söyledi. 11 Haziran gecesi patlak veren çatışmaları değerlendiren Dırıldayev, önceki iki yönetimin demokrasiye inançları olmadığı için ülkenin çatışmaların içine sürüklendiğini kaydetti. Kırgız diplomat, 27 Haziran'da yapılacak referandumun yapılacağını söyledi.
ZAMAN
Haber Ara