Filo soruşturması tarafsız olmalı
31 Mayıs'ta uluslararası sularda tam olarak ne yaşandığını, İsraillilerin, Filistinlilerin ve en çok da Türk halkının inanabileceği tarafsız bir soruşturma ortaya çıkarmalı. AB, Gazze ablukasının kaldırılması için de çaba gösteriyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-15 09:19:00
Bildiğimiz kadarıyla, Gazze açıklarındaki uluslararası sularda, soruşturma gerektiren koşullar altında dokuz insan öldü. Bu, İsrailliler, Filistinliler ve herkesten çok da Türk halkının inanabileceği, ikna edici, etraflı ve tarafsız bir soruşturma olmalı. 31 Mayıs sabahı tam olarak ne olup bittiğini öğrenmeliyiz.
En başta filonun niye Gazze’ye gittiğini de hatırlamalıyız. Üç ay önce, bir yılı aşkın bir süreden sonra Gazze sınırını geçmesine izin verilen ilk siyasetçi olarak bölgenin acılarına ve İsrail’in korkularına ilk elden tanık oldum.
Gazze’deki koşulların zalim olduğu kadar tuhaf da olduğunu gördüm. Dünyanın en modern ülkelerinden birinin hemen yanında yaşayan insanlar, yüklerini atlarla ve el arabalarıyla taşıyor. Ve içeri girmesine için verilen ürünler listesi akla mantığa sığmıyor: Taze meyveye izin var, fakat meyve konservesine veya kurutulmuş meyveye izin yok; un girebiliyor, fakat (yakın zamana dek) makarna giremiyor.
İsrail iyi eğitim sistemiyle haklı olarak övünüyor; fakat hemen yanındaki çocuklar temel eğitimden mahrum. Niye? Çünkü çatışma birçok okulun yıkılmasına yol açtı ve abluka nedeniyle okulları tekrar inşa edecek tuğla ve çimento Gazze’ye giremiyor. Abluka sıradan insanlara zarar veriyor, yeniden inşayı engelliyor ve radikalizmi alevlendiriyor.
İsrail’in halkının güvenliği sağlama hakkı var. Haklı olarak askeri Gilad Şalit’in bırakılmasını talep etmeyi de sürdürüyor. Fakat abluka etkili değil. Roketler de dahil birçok ürün tünellerden gizlice sokuluyor ve ihtiyaç duyanlara değil, parası ve gücü olanlara gidiyor. Bu arada normal hayatlar sürme şansından mahrum bırakılan sıradan, dürüst insanlar giderek daha küskün hale geliyor.
İki soru var. Gazze halkının gündelik hayatını nasıl iyileştirebiliriz? İsrail halkının güvenliğini nasıl artırabiliriz? Bu sorulara birlikte cevap bulunmalı, zira ayrı ayrı cevap üretmek çabaları başarısız olmaya mahkum. İşte bu yüzden Gazze’ye geçişin insani yardımlar, ticari mallar ve siviller için kalıcı olarak tekrar açılmasına çabalıyorum. BM Güvenlik Konseyi ve AB de bunu istiyor; bu İsrail’in 2005’te Filistin Yönetimi’yle imzaladığı anlaşmanın da gereği. Gazze ziyaretimde, müthiş zor koşulların üstesinden gelen etkileyici kadınların yaptığı elişi ürünler aldım; onların yaptığı birinci sınıf kilimlerin ve başörtülerinin dünyanın her köşesinde satılmasını engelleyen yasağın sona ermesini istiyorum.
Bugün AB’nin 27 dışişleri bakanıyla bir toplantıya başkanlık edeceğim [bu toplantı dün düzenlendi]. Gazzelilerin ihtiyacı olan şeyleri içeri sokmasına izin verecek somut bir planı gözden geçireceğiz. Son derece sınırlı sayıdaki ürünlerin listesi yerine, İsrail’in meşru güvenlik kaygıları duymasına yol açan yasaklı ürünleri içeren kısa bir liste olmalı.
Ablukanın kaldırılması için uzlaşılmış bir yol bulmak kolay olmayacak. Hem İsrail hem de Filistin Yönetimi’nin işbirliğine ihtiyaç var. Ancak bu konuda başarı, barış adına gerçek bir ödül olur ve Gazze’de normal hayatı biraz olsun tesis eder.
Fakat insanlara onur ve umudu geri vermek İsrail’in de çıkarına. Dahası, Gazze’nin kapılarını açmak Filistinliler arası uzlaşmaya yardımcı olabilir. Bu da ciddi bir barış anlaşmasının önünü açabilir. Ablukayı kaldırmak küçük, fakat önemli bir adım. Kalıcı barışın unsurlarını biliyoruz. Bunları bir araya getirmeye başlamanın vakti geldi. Bunun alternatifine, yani bir milyon insanı yaşamak için gereken araçlardan mahrum bırakarak barış aramaya artık kimsenin inanması mümkün değil.
(AB’nin Dışişleri Yüksek Temsilcisi, 14 Haziran 2010)
Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara