İsrail'in Savaş Suçları ve İnsani yardım filosu
Bu makale, pişmanlık duymayan suç devleti İsrail’in bütün kurbanlarına; 31 Mayıs’ta Mavi Marmara gemisindeki cesur Türk şehitleriyle, 8 Haziran 1967’de ABD Liberty gemisindeki 34 Amerikan denizcisinin hatırasınadır.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-09 02:29:00
Ünlü muhalif yazar James Petras, "İsrail Savaş Suçları: ABD Savaş Gemisinden, İnsanî Yardım Filosuna" adlı makalesinde İsrail'in dünya genelinde işlediği korsanlığa yer verdi. İşte Petras'ın Timeturk.com ziyaretçileri için tercüme ettiğimiz o makalesi;
James Petras*
Bu makale, pişmanlık duymayan suç devleti İsrail’in bütün kurbanlarına; 31 Mayıs’ta Mavi Marmara gemisindeki cesur Türk şehitleriyle, 8 Haziran 1967’de ABD Liberty gemisindeki 34 Amerikan denizcisinin hatırasınadır.
Giriş: Açık Denizlerdeki İsrail Suçları
8 Haziran 21967’de, İsrail hava filosuna ait savaş uçakları, uluslar arası sularda seyretmekte olan ABD istihbarat toplama gemisi ABD Liberty’yi bombaladı, napalmle yaktı ve makineli tüfeklerle taradı. Saldırıda gemide bulunan 34 denizci öldü, 172 denizci ise yaralandı. Saldırı, açık ve güneşli bir öğleden sonra, gemi ABD bayrağıyla görünebilecek şekilde seyretmekteyken yapıldı. İsrail savaş uçakları önce geminin anteninin, yardım istenmesini önlemek için önce geminin antenini, sonrada hiç kimse hayatta kalmasın diye filikaları-kurtarma botlarını- vurdu. Buna rağmen hayatta kalıp, anteni çalıştırıp, radyo bağlantısıyla Washington’a içinde bulundukları endişe ve tehlikeyi bildirmeyi başarabilen kişiler vardı. Bu beklenmeyen ihanette, Başkan Johnson güçlü Amerikan Yahudi Siyonist siyasî destekçileriyle gizli bir temasa geçti ve Akdeniz’deki savaş uçaklarıyla kuşatılmış olan yoldaşlarını kurtaramaya giden ABD uçaklarına acilen bir emir göndererek kitle cinayetinin üstünü kapattı, sonrasında ise saldırıdan Kurtalan askerleri, şayet saldırıyla ilgili gerçekleri açıklarlarsa, askerî mahkemede yargılanacakları tehdidinde bulundu ve, nihayetinde bir çok askerî yetkilinin reddedeceği, İsrail saldırısının yanlışlıkla meydana gelmiş bir kaza olduğu yalanını tekrar etti.
Bu olaydan aşağı yukarı 43 sene sonra, 31 Mayıs 2010’da, İsrail savaş gemileri, silahlı helikopterleri ve komandoları, Gazze’ye on bin ton insanî yardım taşıyan gemilere, uluslararası sularda saldırdı. Filo hareket etmeden önce, Türk yetkilileri, gemide ve yolcularda hiçbir silah bulunmadığını garantisi verdi.
Mamafih, İsrailliler, silahsız ateş ederek ve coplayarak, 19 yolcuyu öldürerek ve düzinelercesini yaralayarak gemiye geldi. İsraillilerin ve Siyonistlerin sonradan iddia ettiklerinin aksine gemide, ABD ve dünyanın başka yerinde işlenen ve üst düzey İsrailli yetkililer ilâ bütün büyük Siyonist örgütlerin liderliği tarafından savunulan; plânlı bir şekilde yönetilen ve önceden tasarlanmış cinayet girişimlerini engellemek için bazı kurbanların kullandığı sopalardan başka, silah yoktu.
Dünyaya Cevap
İsrail’in korsalık yaparak işlediği kanlı baskınından birkaç saat sonra, milletler, siyasî liderler, insan hakları örgütleri ve geniş bir uluslar arası topluluk, uluslar arası hukuku çiğnediği için İsrail’i lanetledi. Türkiye, İspanya, Yunanistan, Danimarka ve Avusturya, bu ölümcül saldırıyı protesto etmek için, İsrail’deki büyükelçilerini geri çektiler. “ 1 Haziran tarihli Financial Times gazetesi İsrail’in baskınını, “yasadışı Gazze ambargosu üzerinde kök salmış, utanmazca bir korsanlık… hukuksuzluk çukuruna düşüş” olarak niteledi. Türkiye başbakanı Recep Tayip Erdoğan, İsrail saldırısına “ “ciddî sonuçlar doğuracak” bir “devlet terörizmi” adını verdi. BM Güvenlik Konseyi, NATO ve BM Genel Sekreteri, İsrail’in saldırganlığa bir son vermesini isterken,60’dan fazla ülkede, onbinlerce insan İsrail’in açık bir şekilde devlet terörüyle pasif direnişçileri öldürmesini ve yaralamasını protesto etti. BM uzmanları İsrailli liderlerin” suçla ilgili sorumluluktan dolayı cezalandırılmaları gerektiği” talebinde bulundu.
Yalnızca Obama rejimi “ilgilendiğini ve üzgün olduğunu” söyleyerek, İsrail’in devlet terörünü kınamayı reddetti. İsrail, gelecekte daha çok cinayet işleyeceği sözünü vererek işlediği bu cinayetleri savundu ABD’nin, kendisine yaptığı gevşetme tavsiyesinden sonra bile ve Gazze üzerindeki ablukasında ısrar etti
İsrail’in Korsanlığı Savunması ve Devlet Terörü
İsrail’in katliam haberleri sessizce kaybolur ve uluslar arası topluluk korku ve öfke ile reaksiyon gösterirken, İsrail hükümeti “olayların üzerine kendi versiyonlarıyla sel olup akmaya çabaladı… daha önemlisi, otoriteler kendi anlatımlarıyla, saldırı esnasında gemideki yüzlerce aktivisti, erken bir baskınla sessizce ele geçirdiklerini temin ettiler” (Financial Times 2 Haziran 21010) Yahudi devleti, bütün herkesi, canlı, yaralı ve ölü olarak tuttu, tutukladı, cep telefonlarına el koydu, gazeteciler herhangi bir röportaj veremsin diye, onlar engel oldu. Birçok terörist devlet gibi, Yahudi devleti de medyayı tekeline almak istedi. Devlet destekli gazeteciler ve haber medyası sayesinde İsrail propaganda makinesi, totaliter rejimlerin tipik birkaç hilesini yerine getirmiştir.
1)gemiyi işgal eden İsrail’in öfkeli askerleri, kurbanlara, insanî yardım pasifistleri ise saldırganlara dönüşmüştür. “İsrail askerleri çok iyi plânlanmış bir linç eylemiyle karşılaştı”(Jerusalem Post, 31 Mayıs 2010), İsrailli askerler saldırıya uğradı ( IDF, 31 Mayıs 2010)
2) İsrail’in uluslar arası sulardaki korsanlığı, İbrani Üniversitesinin bir profesörü Sabel tarafından meşrû bir hareket olarak açıklandı.
3) İnsanî yardım örgütleri, İsrail Dışişleri Bakan Vekili Ayalon tarafından hiçbir delil gösterilmeden, terör örgütleriyle işbirliği içinde olmakla suçlandı. (Haaretz, 30 Mayıs 2010)
Ayalon tarafından suçlanan Türk insan hakları grupları da dâhil organizatörler, (geçmişte) uzun bir dönem İsrail’in Mossad’ıyla işbirliği yapan Türk istihbarat servisi, Türk ordusu, Erdoğan hükümeti ve NATO’nun bir üyesi tarafından temize çıkarılmıştı. Gemideki diğer 600’ün üzerindeki insan hakları gönüllüleri ise, İsrail meclisinin mevcut üyeleri de dâhil, eski diplomatlar, milletvekilleri ve pasif direnişçileri içermekteydi.
4) İsrail, insan hakları topluluğundan düzinelercesi vurulur, yaralanır ve sakatlanırken, İsrail’in propagandacı doktorları, arka arakaya gelen önceki saldırıların bulunduğu bölümü keserek, İsrail’in saldırgan askerlerinden bir tanesini güverte üzerinde gösteren videoyu yayınladı.(Financial Times, 2 Haziran 2010, sayfa,2)
5) İsrail’in deniz ve hava saldırganları, “Denizdeki Ölümcül bir Tuzağın” kurbanları olarak anlatıldı. (Ynet News, 1 Haziran 2010)
6) Güvertedeki ve köşelere saklanmış kurbanlara otomatik silahlarla ateş açan Yahudi komandolara saldıran, terörize edilmiş insan hakları çalışanları “linç takımı” olarak suçlandı. Katillere durdurmak için dövüşen ve onları geri iten birkaç cesur insan, suç işleyen canavarlar olarak gösterilerek, Siyonist propagandanın iftirasına uğradı.
İsrail propaganda makinesi oluk oluk yalanlarını derhal kusmaya başladı, Siyonist Beşinci Köşenin bütün liderliği harekete geçiverdi… ilk önce ve en başta ABD’de.
ABD Siyonist Güç Konfigürasyonu: “Katliamın Savunmada”
Tam da, başta gelen 51 Amerikan Yahudi örgütünün, USS Liberty gemisinin bombalanmasından, Batı yaka’nın işgali ve Gazze kuşatmasına, İsrail’in geçmişteki her savaş suçunu savunduğu gibi, en şerefli taraftarlar, İsrail’in insanî yardım filosuna bakışına dair yalanları kelimesi kelimesine tekrar da ettiler.
Önde gelen Amerikan Yahudi örgütlerinin resmî propaganda organı Daliy Alert (31 Mayıs 2010), İsrail askerlerinin “linç edildiği”, “saldırıya uğradığı” ve İsrail komandolarının eliyle ölen insan hakları kurbanlarından, onların yoldaşların sorumlu olduğuna dair İsrail devleti yalanının her çirkinliğini yayınladı. Ne bir tek farklı ifade, ne de bir tek eleştiri var. Cinayetler, ölümcül silahların kullanılmasına, uluslar arası sulardaki saldırıya ve halkla ilişkilerdeki fiyaskoya dair yüzeysel de olsa bir tek bahis bile yok. İsrail Yahudilerinin geniş bir çoğunluğu ve ABD’deki örgütlü Siyonistler kanlı saldırıyı destekledi ve kitlesel medyaya giremeyen küçük bir azınlık tarafından muhalefet edildi. Ana akım medya üzerindeki Siyonist kontrol İsrail’in gözleri- İsrael’s eyes” tarafından bir kez daha ispatlandı. ( FAIR, 1 Haziran 2010) Aslında New York Times, Washington Post, CNN, CBS, NBC, , insan hakları gemisine saldırırken İsrail askerlini “saldırıya uğradılar ve dövüldüler” olarak gösterdi” (Washington Post, 1 Haziran 2010) New York Times, açık denizlerdeki korsanlık eyleminin meşrû olduğunu iddia eden İsrail’e güven verdi.( NY Times, 1 Haziran 2010) ABD kitle medyası için problem İsrail devlet terörü değil, bilâkis uluslararası topluluğun öfkesini nasıl silahsızlandıracağı ve manipüle edeceğidir. Nihayetinde Siyonist Güç konfigürasyonu, Siyonize edilmiş Obama Beyaz Saray’ında ve Kongre’de güvenilir ittifaka sahiptir.
İsrail Devlet Terörüne, Obama Cevabı
Temel ve esas problem, İnsanî yardım filosuna düzenlene son saldırı dahil olmak üzere, İsrail’in niçin defalarca insanlığa karşı suç işlemeye kalkıştığıdır: Çünkü İsrail bilmektedir ki, ABD iktidar yapısı içerisinde yuvalanmış Siyonist Güç konfigürasyonu, bu olayda, Obama Beyaz Saray’ında, hükümete olan desteğini temin edecektir.
Dünyanın, Açık denizlerdeki İsrail savaş suçunu geniş bir şekilde kınaması ve uluslar arası topluluk tarafından meşru bir eylem çağrısı yüzünden, Obama rejimi İsrail’i eleştirmeyi reddetti. Bir Beyaz Saray sözcüsü “ABD can kayıplarından, yaralanmalardan derin bir üzüntü duymaktadır ve hâlen trajedi etrafındaki şartları anlamaya çalışmaktadır” dedi. (AFP, 31 Mayıs 2010) Devlet terörizmi davranışı “üzüntüleri” çağrıştırmaz, normal olarak, kınamayı ve cezalandırmayı teşvik eder. “Can kaybına ve yaralanmalara” yol açan gücün bir adı var: İsrail. İnsanlar, İsrail saldırı esnasında acı çekerek ölen ve yaralanan insanların bir adı var: İnsan hakları gönüllüleri. Bu s” sıradan bir can kaybı olmayıp” bilakis başbakan Netanyahu ve bütün kabinesi tarafından sahiplenilen, tasarlanmış ve plânlı bir cinayettir. Canilerin “şartları” açıktır: İsrail, uluslararası sularda silahsız bir gemiye saldırmış ve ateş açarak gemiye binmiştir. Obama rejiminin uluslararası hukuku ihlâl ederek, tasarlanmış bir suçu şok eden siyasî örtbası, bir seri cinayeti, bir “trajedi” olarak anlatmasıyla ispatlanmaktadır. Önceden plânlanmış devlet terörü, kendi sıkı dostlarına karşı bir suç işlemeleri halinde, onu şartların gereğine zorlayacak bir trajik asil hükümete benzemez.
Washington, BM Güvenlik Konseyi toplantısına, 10 saat geçtikten geçtikten sonra ve İsrail’in yasadışı suçunu belirten bütün referansları elimine ederek katıldı. Washington, ısrarla bir İsrailli Soruşturma Komitesi istedi. Ancak, sadece “tarafsız” bir soruşturma komisyonu kurulması çağrısıyla çözümün sonuna gelinerek, BM Güvenlik Konseyi toplantısına iştirak edeceğini ifade etti. Obama rejimi ve ABD hükümeti, İsrail’in kınanmasını reddetmek suretiyle, Türk hükümeti dâhil dünyanın büyük bir kısmına “kitle cinayetlerinin suç ortağı” olarak görünmektedir.
Obama rejiminin, dünyanın gözünde niçin böyle bir utanç ve rezilliğe düştüğünün anlamak için,ilk olarak, Obama Beyaz Sarayı’nın Siyonist kompozisyonuna, hemen ardından da, doğrudan güce ve erişime, ABD politik sistemi üzerindeki önde gelen Yahudi- Siyonist örgütlere bir bakmak gerekir.
İsrail’in, insanî yardım filosuna saldırmasından önceki hafta, İsrail yanlısı Yahudi liderler Haziran ayı itibarıyla İran’a daha ağır bir ambargo Senato’dan geçsin diye baskı yapmak için ABD senatörlerinin üçte biriyle buluştu. Bu esas faillerin arasında, Kuzey Amerika Yahudi Federasyonu, AIPAC ve İsrail’in Beşinci Köşesinden geriye kalanlar vardı. ( Yahudi Telegraf Ajansı, 26 Mayıs 2010)Ertesi gün bu Yahudi federasyonu liderlerinden bir birlik, Obama yönetiminin üst düzey yetkilileriyle buluşmak üzere Washington’a uçtu. Amaçları Beyaz Saray’ın ve Kongre’nin, İsrail’in yerleşim politikasını herhangi bir şekilde veya resmî ifadelerle eleştirmesini önlemekti. Şüphe yok ki, İsrail savaş suçlarının Siyonist taraftarları takvimlerinin, İsrail’in insanî yardım filosuna yaptığı saldırıyı içine alacak şekilde genişlettiler.Üst seviyedeki ABD başkanlık yaveri yani Rahm Emmanuel, İsrail Savunma Güçlerinin üst düzey resmî misafirlerinden biri olarak, İSG-IDF’nin filoya düzenlediği saldırıdan birkaç gün önce Tel Aviv’deydi ve şüphesiz ki, Rahm saldırının detaylarıyla doluydu. Obama’nın İsrailli-ABD’li yaverleri şüphe yok ki, savaş suçları konusunda Washington’un, İsrail’in saldırganlığına, şartsız bir şekilde siyasî ve askerî destek vermesini sağladılar.
Obama yönetimi inden ve dışından, önde gelen 51Amerikan Yahudi örgütlerinin saldırgan baskısı, İsrail savaş suçlarının, herhangi bir Savaş Suçları Mahkemesi’nden veya BM Güvenlik Konseyi’nin ciddi bir politik kınamasından bile dokunulmazlığa sahip olduğu garantisini verdiler.Siyonize edilmiş Beyaz Saray’ın taktiği hemen , bir kınama gelmeden ambargo üzerine haberler yapmak ve böylece zaman geçirerek, ABD’deki taraftar kitle medyasını sarmalayarak, deniz aşırı kızgınlık ve öfkenin derece derece solmasını sağlamaktı. Obama ve onun Siyonist suç ortakları İsrail’le birlikte, zaten karınlarını tutarak, kıvranma moduna girdi. Rahm’ın görevinin bir kısmı da, denizdeki kasaplığını sürdürdüğü haftada , Netanyahu’ya el uzatarak, onu Beyaz Saray’a davet etmekti. Netanyahu’un Washington’a gelmeyip, aceleyle ülkesine gitmesinin tek sebebi, kasaplığı savunduğu için yüzünde bütün dünyanın öfkesini çekmiş Dış İşleri Dairesine payanda olmaktı. Ancak bir telefon konuşmasında, Obama, Netanyahu’ya tekrar davet edeceği sözünü verdi . Yahudi sözcüye bunun sebebinin, uluslararası sulardaki hukuk ihlâli ve düzinelerce insanî yardım aktivistinin öldürülmesinin neticesi değil, özellikle Obama’nın Siyonist destekçilerinin malî desteğinin devam etmesini sağlamak için olduğu garantisini vererek, davet etti.
Tıpkı Lyndon Johnson’ın USS Bilberty olayını örtmesi gibi, Obama’nın, İsrail’in savaş suçlarının tarafında bulunması da, milyarder Siyonist finansçıların ve Moğol medyasının, İsrail taraftarı, önde gelen 51 Amerikan Yahudi örgütünün onbinlerce üyesinin desteğini devam etmesinin temin etmenin bir bedelidir.
Washington’un, İsrail’in savaş suçlarına suç ortaklığı yüzünden, tek yol dünya çapında yoğun bir yatırım, İsrail mallarına karşı bir ambargo kampanyasına ve kültürel ve profesyonel değiş tokuş boykotuna çıkıyor. Özellikle ne zaman bir devlet terörü yapsa kamuoyunda görünen İsrail taraftarlarına karşı, Ümid ediyoruz ki, İslâmî kitle Siyonizm karşıtı Hrıstiyan ve Yahudi topluluklarda bir yankı bulacaktır. Daha da önemlisi, herkes ve her bir İsrailli, gittikleri her yerde kitle saldırılarına itiraz etmelidir. İsrail’in anlayacağı tek dil, kendi siyasî anlatımlarına da girmesi muhtemel, seri cinayetleri ve uluslararası hukukun ihlâli sebebiyle giriştikleri suçlar için ona ağır bir bedel ödetmektir. Sadece, diplomatları geri çağırarak, ilişkileri kesmek gibi eylemlere bir ad vererek, sembolik protestolarına ötesine gidecek bir uluslar arası bir hareket devlet terörü suçunu izole edecektir. Bütün Amerikalılar Başkan Obama’ya –Bir DAHA ASLA- diye sesini yükseltmelidir. Aksi hâlde, Siyonist Güç Konfigürasyonu kendi Siyonist takvimi gerçekliğiyle, Başkan Obama’yı 7 gün 24 saat boyunca, sadece İran’a saldırı üzerinde odaklandıracaktır. İsrail’in ABD suç ortaklığıyla girişti bugünkü eylemi, son zamanlardaki Brezilya- Türkiye- ABD diplomatik anlaşmasını sabote etmek için heybesinde bulundurduğu, ölümcül güç çeşidinin bir başlangıcıdır.
Bu makale, pişmanlık duymayan suç devleti İsrail’in bütün kurbanlarına; 31 Mayıs’ta Mavi Marmara gemisindeki cesur Türk şehitleriyle, 8 Haziran 1967’de ABD Liberty gemisindeki 34 Amerikan denizcisinin hatırasınadır.
* Ünlü muhalif yazar James Petras, New York Binghamton Üniversitesi'ndeki çalışmalarının yanısıra başta Arjantinli İşsizler Hareketi ve Brezilyalı Topraksızlar Hareketi olmak üzere Latin Amerikalı birçok toplumsal harekete de danışmanlık ve eğitmenlik yapıyor. 1968 öğrenci hareketi içinde yeralan, 1970'lerde Allende Şili'sinde çalışmalar yapan, ABD'nin Vietnam'da işlediği savaş suçlarına karşı kurulan Russell Mahkemeleri'nde aktif çalışmalar yürüten Petras'ın ABD, emperyalizm, küreselleşme,yoksulluk, özelleştirme, anti-emperyalist hareketler gibi konularda yüzlerce makalesi ve onlarca kitabı var.
Bu makale Fazıl Duygun tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara