Avrupa'daki Türk STK'lar İsrail karşsında tek yürek
Avrupa'da bulunan Türk sivil toplum kuruluşları, İsrail'in yardım gemilerine yaptığı saldırılara karşı tek yürek oldu.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-02 15:14:00
Çalışmaların ardındanortak bir basın toplantısı düzenleyen sivil toplum kuruluşları, uluslararası kuruluşlardan olaya el koymasını istedi.
Uluslararası kuruluşlara mektup gönderecek olan çalışma komisyonu, Almanya'ya da özel çağrı yaparak, "Almanya tarihi sorumluluğunu ve İsrail ile özel ilişkisini de dikkate alarak Gazze dramına son verilmesi için tüm diplomatik imkanları seferber etmelidir." dedi.
Sivil toplum kuruluşları arasında Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB), Avrupa Demokrasi Vakfı (ADV), Avrupa Türk Birliği (ATB), Avrupa Türk Caferiler Birliği (ATCB), Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Avrupa Ehli Beyt Federasyonu (AEF), Avrupa Ehlibeyt Kadınlar Birliği (AEKB), İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG), Hessen İslam Cemaati (IRH), Almanya İslam Konseyi (Islamrat), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Türk İşadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu (TİDAF), Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) ve Almanya Müslümanları Merkez Konseyi (ZMD) yer aldı.
Hazırlanan ortak basın açıklamasını DİTİB Dinler ve Kültürler Arası İlişkiler Müdürü Bekir Alboğa okudu. Sadece insani yardım malzemesi yüklü olan gemilerin hiç bir ülkenin egemenliğinde olmayan uluslararası sularda iken İsrail ordusunun kanlı baskınına maruz kaldığı vurgulanan açıklamada, "İsrail'i sivillere yönelik bu kanlı eylemlerinden dolayı şiddetle kınıyor, saldırıyı bölgeye yönelik barış umutlarını sabote etmeyi amaçlayan bir eylem olarak değerlendiriyoruz.
Kanlı baskın, uluslararası hukukun hiçe sayıldığı, en temel insani değerlerin çiğnendiği izahtan yoksun bir zorbalıktır." denildi.
Birleşmiş Milletler'in (BM) gösterdiği tepkinin yerinde olduğu ancak İsrail'in bugüne kadar BM kararlarını tanımadığı hatırlatılan açıklamada, "Uluslararası topluluk bu sefer de sadece kınama ile yetinmemeli, İsrail'e karşı uluslararası hukukun gereği uygulanmalıdır. Uluslararası hukuk her devlet için geçerlidir, hiç bir devlet, uluslararası hukukun üstünde değildir." ifadelerine yer verildi.
Hiçbir şekilde din, dil ve ırk ayrımı gözetmeden her türlü şiddeti, radikalizmi, ırkçılığı reddedip insanlığın ortak vicdanı adına kamuoyuna seslendiklerini açıklayan sivil toplum kuruluşları, şu taleplerde bulundu: "İsrail hükümeti, her şeyden önce kendi halkına saygıdan dolayı dünya kamuoyundan özür dilemelidir.
Barış filosuna katılmış insan hakları savunucuları insanlığın ortak vicdanını temsil etmektedir. Gemileriyle birlikte eksiksiz şekilde derhal serbest bırakılmalıdırlar. Şehit olanların ailelerine, yaralılara ve gemi sahiplerine hukukun gereği olarak tazminat ödenmelidir. İsrail, Filistin halkına gönderilen insani yardımların yerine ulaşmasına engel olmamalıdır. İsrail, dünya kamuoyu önünde kendine biçtiği özel rolden vazgeçmeli, kanlı saldırı, BM'nin belirleyeceği bağımsız bir heyet tarafından incelenmeli ve suçlular tespit edilip yargılanmalıdır. Dünya kamuoyu artık, Filistin halkına yönelik zulme ve Gazze'deki insalık dramına seyirci kalmamalıdır."
Soruları da cevaplandıran Bekir Alboğa, yürüş ve miting düzenleme konusunda henüz bir karar almadıklarını, ancak birçok mitingin orgazine edilidini kaydederek, "Dünya kamuoyu daha hassas bir hale geldi. Bu mükemmel bir gelişme. Biz, çalışma komisyonu olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz, yeri kararlarımızı açıklayacağız." dedi.
Cihan
SON VİDEO HABER
Haber Ara