Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Arap basınında kahraman

Erdoğan’ın verdiği tepki Arap basınında da geniş yankı buldu Başbakan Erdoğan'ın İsrail'e verdiği tepki batı basının yanısıra Arap basınında da geniş yer buldu.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-02 12:43:00

Arap basınında kahraman
İsrail’in Gazze’ye yardım malzemeleri taşıyan özgürlük filosuna yaptığı kanlı müdahale sadece Batı basınında değil, Arap basınında da geniş yankı buldu.

İsrail’in Gazze’ye yardım malzemeleri taşıyan özgürlük filosuna yaptığı kanlı müdahale sadece Batı basınında değil, Arap basınında da geniş yankı buldu. Gazetelerde konuyla ilgili birçok haber yayınlanırken, yorumcularda İsrail'in kanlı operasyonunu ele alan makaleler yayınladı.

Londra’da yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesi genel yayın yönetmeni Abdulbari Atwan, "Türk kanı denklemi değiştirdi" başlıklı bir makale yazdı. Atwan makalesinde şöyle yazdı:

"Türkiye’nin Arap-İsrail çekişmesine güçlü şekilde girmesi, meyvesini alışılmadık şekilde hızlı verdi. Güvenlik Konseyi İsrail katliamını ele almak için sınırlı saatler içinde toplandı, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek Refah kapısını açtı ve bütün Türkiye’yi şehitlerin intikamını almak isteyen gösteriler sardı.

İsrail suçuna cesurca karşı koydu
Erdoğan, Güvenlik Konseyi’nde ve NATO’da acil toplantı çağrısı yaparak, Tel Aviv elçisini çekerek, Gazze ablukasının derhal kalkmasını isteyerek, saldırıyı alçakça bir devlet terörü olarak niteleyerek ve İsrail devletine sabrının tükendiği uyarısını yaparak, İsrail suçuna cesurca karşı koydu ve Araplardan çok Arap olduğunu gösterdi. Nasır’dan bu yana hiçbir Arap liderinden bu dili duymamıştık.

İsrail artık stratejik ortak olarak Türkiye’yi kaybetti. İzzet ve onur sahibi Türk halkı, şehitlerini unutmayacaktır. İsrail’in tek dostu Arap rejimleri, barış girişimine tutunanlar ve Amerikan yörüngesinde dönenlerdir."

Bütün tarihi bu türden katliamlarla dolu
Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi El Haliç ise ‘Misilleme bekleyen katliam’ başlıklı haberinde, "İsrail’in bir suç devleti olduğunu görmek için yardım filosuna saldırısına gerek yoktu. İsrail'in bütün tarihi bu türden katliamlarla dolu. Başka bir ülke İsrail’in yaptığını yapsaydı, dünya, Batı ve ABD ayağa kalkardı. İsrail suçlarına sessiz kalan ülkeler, bu suçlara ortaktır. Dolayısıyla körler ve sağırlar birbirini ağırlıyor. Artık düşmanla ilişki biçimi değişmeli, müzakerelerden vazgeçilmesi ve İsrail’e karşı caydırıcı pratik önlemler alınmalı." ifadeleri yer aldı.

Ankara ile Tel Aviv arasında
Türkiye uzmanı Muhammed Nureddin ise Lübnan El Sefir gazetesinde "Türkiye Filistin denizini kanıyla boyadı: Ankara ile Tel Aviv arasındaki ilk kanlı çatışma" başlıklı bir analiz kaleme aldı.

Türkiye’nin İsrail'i 1949’da tanımasından bu yana, ilk defa iki ülke arasında kan aktığını ve bu saldırının Türkiye’nin egemenliğine açık bir saldırı olduğu belirtilen makalede, "Bu iki ülke arasındaki en kötü çatlağı temsil ediyor" dendi.

Siyonistlerden daha şerefli
İran’da Arapça yayımlanan El Vifak gazetesinin yayın yönetmeni Musip Nuaymi başyazısında "Siyonist oluşumun tarihinin bu tür suçlarla dolu olduğunu, ancak Özgürlük filosundaki silahsız sivillere karşı işlenen bu iğrenç katliamın bütün dünyaya Siyonist oluşumunun barbarlığını gösterdiğini yazdı. Dünyanın bugün devlet korsanlığıyla karşı karşıya olduğunu belirten Nuaymi Somali korsanlarının Siyonistlerden daha şerefli olduğunu, gemileri kaçırdıklarında katliamlar işlemediklerine işaret etti.

Ürdün Arap El Yevm gazetesinden Tahir El Avdan ise ‘Özgürlük filosu şehitleri, direniş eksenini güçlendirdi’ başlığını kullandığı makalesinde şu sözlere yer verdi:

"İsrail’in davranış ve eylemleri hiçbir akılcı sorgulamayı gerektirmiyor. Arap vatanının göbeğindeki bu Siyonist oluşum, Madrid konferansından bu yana Arap hükümetlerini ve dünya ülkelerini barış istediğine ikna etmeye çalışıyor. Ancak bu olayda da görüyoruz ki, bu oluşum maske takmayı beceremiyor ve asıl doğasına geri dönüyor. Türkiye’nin tepkisi bir yana, İsrail stratejik olarak Türkiye’yi kaybetti ve bunun bedeli ölçülemez. Ankara’nın İsrail’le mücadeleyi seçmesi, işgallerine ve suçlarına karşı koyması durumunda, direniş ekseni güçlenecektir."

"Hepimiz Gazze deniz katliamına ortağız"
Mısır’ın muhalif gazetelerinden El Şuruk’un yazarı Vail Kandil, Gazze yardımlarının Refah kapısından Filistinlilere ulaştırılmasını önleyen Mısır’ın bir vatandaşı olmanın verdiği suçluluk duygusundan bahsetti ve "Hepimiz Gazze deniz katliamına ortağız" başlıklı bir makale yazdı. Makalede, "Katliamı yapanlar Siyonist işgal ordusundaki askerler olsa da, Mısır bu katliama ortaktır. Gazze’ye abluka dayatanlar, çelik duvar inşa edenler, bütün kapıları ve tünelleri kapatanlar, Kahire sokaklarında Avrupalı aktivistleri kovanlar ve El Ariş kentinde kuşatma altına alanlar bu katliama ortaktır’ görüşünü savundu.

"Neden İsrail bu suçu işledi?"
Londra kaynaklı El Şarkulevsat gazetesinden Abdurrahman El Raşid "Neden İsrail bu suçu işledi?" sorusuna cevap aradığı makalesinde, şu ifadeleri kullandı:

"İsrailliler esasında böyle bir saldırıyla bölgedeki ılımlı güçlerin geri adım atmak zorunda kalacağını ve müzakere treninin raydan çıkacağını biliyorlar. İsrailliler, müzakereleri tahrip etmek istedikleri ve hali hazırdaki aşırılıkçı İsrail yönetimi kendisi için en iyi müttefikin bölgedeki aşırılıkçılar olduğunu düşündüğü için bu senaryo uygulamaya koyuldu."

İsrail'in inadından bıktıÜrdün El Ghad gazetesinden Cemil El Nemri ise katliama tepki olarak Gazze’ye yüzlerce yardım gemisi gönderilmesi çağrısı yaptı:

"Fransa ve ABD gibi olaydan dolayı sadece üzüntülerini ifade eden ülkelerin tepkisi aşağılayıcı. İsrail ve liderleri insanlık suçu işledikleri için uluslararası düzeyde soruşturulmalı. Türkiye’nin de bu davada kazanılması bizler için büyük bir kazanımdır. ABD dahil, dünya kamuoyu İsrail'in inadından bıktı. Hükümetlerin desteği ile sivil toplum kuruluşları, iş adamları ve şirketler kanalıyla yüzlerce gemi bu katliama tepki olarak Gazze’ye gönderilmelidir."

Haber Ara