Abdullatif Şener: İsrail'den hesap sorulsun
Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, 9’u Türk vatandaşı olmak üzere çeşitli uluslardan 19 yardımsever sivil insanın İsrail ordusu tarafından katledilmesi üzerine bir açıklama yayınladı:
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-06-02 05:55:00
TÜRKİYE PARTİSİ GENEL BAŞKANI ABDÜLLATİF ŞENER:
İSRAİL’DEN HESAP SORULMALI, CEZALANDIRICI MÜEYİDELER HEMEN UYGULANMALI!
Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, 9’u Türk vatandaşı olmak üzere çeşitli uluslardan 19 yardımsever sivil insanın İsrail ordusu tarafından katledilmesi ve İskenderun’da terör örgütü tarafından 7 askerimizin şehit edilmesi üzerine aşağıdaki açıklamayı yaptı:
Türkiye Partisi mensupları olarak, iki büyük acı olayın üzüntüsü içindeyiz. Her iki olayın da unutulmaya terk edilmemesi ve benzerlerinin tekrarlanmaması için üzerlerinde azami ciddiyetle durulmasını gerekli görüyoruz.
Gazze’de yıllardır büyük bir insanlık dramı yaşamakta olan 1,5 milyonu aşkın çaresiz Filistin insanına acil yardım araç gereçlerini ulaştırmak için giden insani yardım gemisine 31 Mayıs 2010 günü sabaha karşı, İsrail ordusunun vahşice bir saldırı düzenleyerek (şu ana kadar gelen haberlere göre) 9’ü Türk 19 sivil insanı şehit etmesini ve 30’dan fazla insanı yaralamasını nefretle kınıyoruz.
21. yüzyılda insanlığa böylesine alçakça bir vahşet sergileyen ve işlediği insanlık suçunu savunma yüzsüzlüğünü gösteren İsrail yönetimini şiddetle protesto ediyoruz.
Aynı gün, adeta eş zamanlı olarak, İskenderun’da terör örgütü adına 7 askerin şehit edilmesi ve 9 askerimizin de yaralanmasının tesadüfle açıklanamayacağını biliyor, bu ikinci vahşetin tetikçilerini de arkasındaki güçleri de aynı şiddetle kınıyor ve protesto ediyoruz.
Her iki saldırıda şehit olan sivil kardeşlerimize ve askerlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm halkımıza başsağlığı dilerken; insan yaşamına değer veren herkesi, her kuruluşu ve her devleti, bu vahşetlerin son bulması için daha fazla gayret göstermeye davet ediyoruz.
Bu vahşi saldırılarla ilgili olarak aziz milletimize, hükümet ve devlet yetkililerine, şimdiye kadar İsrail’in yıllardır sergilediği sayısız vahşeti seyretmeyi normal sayan tüm insanlığa çağrılarımız şunlardır:
1- Aralarında Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, her dinden ve 33 kadar çeşitli ülkeden yüzlerce yardımsever insanın elele vererek topladıkları insani yardımları, Gazze’de yıllardan beridir açlığa, hastalığa karşı korunmasız bırakılan Filistin halkına yardım götürmesi ne kadar övünç verici ise; İsrail devletinin, Filistin halkına yardım için Filistin’e ulaşmaya çalışan yardımsever insanlara silahlarla, zehirli gazlarla saldırması, 19 insanı öldürüp 30’dan fazla insanı yaralaması korkunç bir vahşettir. Bu vahşet asla unutulmamalı,
2- İsrail’in 31 Mayıs 2010 vahşeti, diğer vahşetlerin akıbetine uğrayıp zaman içinde unutulmamalı, İsrail devleti bu zulme son verene kadar her kesimden halkımız tarafından protestolar devam ettirilmeli; protestolar sadece meydanlarda sloganlarla değil; siyasi parti yöneticileri ve üyeleri, sivil toplum örgütü üyeleri, sinemacılar, müzisyenler, tiyatrocular, ressamlar, yazarlar, bilim adamları, medya mensupları tarafından her türlü siyasi, kültürel, sanatsal faaliyetlerle devam ettirilmelidir.
Bu olay, bölgemizde meydana gelen olaylara seyirci kalamayacağımızın acı bir şekilde ibret veren bir belgeselidir. Dün kamera önünde İsrail askeri tarafından kolu taşla ezilen Filistinlilerin ve insanlık tarihinin en utanç verici işkencelerine uğratılan Iraklı insanların başına gelenlerin, yarın daha farklı boyutlarda bizim de başımıza gelebileceğinin bir habercisidir.
İşte açık bir biçimde, 9 Türk vatandaşı İsrail ordusu tarafından katledilmiş ve Türk kanı Filistin kanına karışmıştır. O halde vatandaşlarımız, dünyada ve bölgemizde, yanı başımızda meydana gelen insanlık dışı saldırılara gerekli demokratik tepkiyi göstermeli, ansızın bize de yönelebilecek saldırıları hesap ederek milli birlik ve beraberliğin daha da güçlendirilmesi için gösterdiği hassasiyeti arttırarak sürdürmelidir.
İsrail’in insanlık dışı saldırılarına karşı tüm halkımız tarafından uzun soluklu demokratik tepkiler sürdürülmeli, ancak bu vahşetle hiçbir bağlantısı olmayan Yahudi vatandaşlarımızı üzecek ve rahatsız edecek hiçbir davranışta bulunulmamalıdır. Bir yanlışa tepki gösterilirken başka bir yanlışa düşülmemelidir.
3- Türk hükümeti, vatandaşlarımızı sorumsuzca ve vahşice katleden İsrail devletinden bu cinayetlerin hesabını mutlaka sormalıdır.
4- Türkiye – İsrail arasındaki tüm ilişkiler kesilmelidir.
5- Türkiye – İsrail arasında bilinen ve bilinmeyen askeri kontratlar iptal edilmelidir.
6- İki ülke arasındaki kültürel ve sportif faaliyetler askıya alınmalıdır.
7- Türk hava sahasının savaş ve yolcu uçaklarına limanlarının İsrail gemilerine girişi yasaklanmalıdır.
8- Ticari alandaki faaliyetler ve tanınan muafiyetler durdurulmalıdır.
9- Irkçı, dinci ve ayrılıkçı düşünceye sahip İsrail hükümetinin dünya kamuoyu nezdinde deşifre edilerek izole edilmesi konusunda gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
10- İnsanlık suçu işleyen İsrail hakkında BM Güvenlik konseyi nezdinde en ağır kararlar ve yaptırımlarının çıkarılması sağlanmalıdır.
11- Avrupa Birliği ve NATO nezdinde gerekli girişim ve çalışmalar yapılarak İsrail yaptığı “ Devlet terörü “ suçu işlediği anlatılmalıdır.
12- İşlenen cinayetin hesabının sorulması amacıyla konu İnsan Hakları Mahkemesine taşınarak maddi ve manevi tazminata İsraillin mahkum edilmesi sağlanmalıdır.
13- İslam ülkeleri nezdinde gerekli girişimler gerçekleştirilerek diplomatik ve diğer benzer müeyyidelerin uygulanması konusunda aktif dış politika izlenmelidir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara