Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Savaş ilan etmemiz beklenmesin

Başbakan Vekili Bülent Arınç, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısına ilişkin, 'Hükümet olarak bütün güçlerimizi imkanlarımızı kullanıyoruz' dedi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-31 20:55:00

Savaş ilan etmemiz beklenmesin
TRT'de ana haber bülteninde soruları yanıtlayan Arınç, Gazze'ye yardım götüren gemilerin tamamen insani amaçlı sivil bir girişim olduğunu vurguladı. Gemilerin yardım götürmesinin 'bir hükümet projesi olmadığını' ifade eden Arınç, insani amaçla ilaç ve gıda taşıyan bu gemilerin Gazze'ye ulaşmasından daha tabii birşey olamayacağını kaydetti.

Türkiye'nin girişimlerine ilişkin bilgi veren Arınç, 'Hükümet olarak bütün güçlerimizi imkanlarımızı kullanıyoruz. İsrail'in bu hareketine karşı yapabileceğimiz konuları bugün açıkladık, diğerleri konusunda da çalışmalarımızı devam ettiriyoruz' diye konuştu.

Arınç, İskenderun Deniz İkmal Komutanlığına düzenlenen terör saldırısı ile İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısının zamanlamasının tesadüf olup olmadığına ilişkin soruya, 'Aynı anda meydana gelmesi kitleleri tahrik edici boyutlara ulaşması, Türkiye'de büyük bir üzüntüye yol açması, öbür tarafta da insani yardım taşıyan, hepsi gönüllü insanlardan oluşan bir silahsız gemiye karşı bu tür bir operasyon yapılması elbette dikkat çekici, elbette manidar bulunabilir. Ama doğrusu ben komplo teorileri üretebilecek noktada değilim' yanıtını verdi.

-GEMİLERDEKİ YOLCU SAYILARI-

Gazze'ye yardım götüren gemilerde bulunan yolcu sayılarına ilişkin de bilgi veren Arınç, ana gemi olan yolcu gemisi 'Mavi Marmara'da 29'u personel, 560'ı yolcu 589 kişi, 'Defne' yük gemisinde 13'ü personel, 7'si yolcu 20 kişi, yük gemisi 'Gazze'de ise 13'ü Türk personel, 5'i yolcu olmak üzere 18 kişi bulunduğunu bildirdi.

Arınç'ın verdiği bilgiye göre, gemilerde Türk yolcuların ve personelin dışında, Almanya'dan 7, ABD'den 3, Avusturalya'dan 3, Bahreyn'den 4, Belçika'dan 5, Bosna-Hersek'ten 1, Cezayir'den 32, Endonezya'dan 12, Fas'tan 5, Filistin'den 2, Fransa'dan 1, Hollanda'dan 1, Güney Afrika'dan 1, İngiltere'den 28, İrlanda ve İspanya'dan 3'er, İsrail ve İsveç'ten 5'er kişi, Kanada vatandaşı 2, Kosova vatandaşı 1, Kuveyt vatandaşı 16, Lübnan vatandaşı 3 kişi bulunuyor. Ayrıca gemilerde, Makedonya'dan 3, Malezya'dan 11, Mısır ve Pakistan'dan 3'er, Moritanya'dan 2, Suriye'den 4, Umman'dan 1, Ürdün'den 31, Yemen'den 4, Yeni Zelanda ve Yunanistan'dan da birer kişi yer alıyor.

Başbakan Vekili Bülent Arınç, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısıyla ilgili olarak tüm çareyi hukuk ve diplomasi içinde arayacaklarını belirterek, 'Hiç kimse bu olay sebebiyle İsrail'e savaş ilan etmemizi beklemesin. Böyle birşey olmaz. Mümkün de değil, doğru da değil' dedi.

TRT'de ana haber bülteninde soruları yanıtlayan Arınç, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısına ilişkin olarak, 'Biz bir devletiz. Herkesin aklına estiğini yapacağı bir yerde değiliz. İsrail'i yaptığı bu eyleminden dolayı ne kadar kınıyorsak, bunun ne kadar yanlış olduğunu söylüyorsak, buna karşılık tüm çareyi hukuk ve diplomasi içerisinde bulacağız. Hiç kimse bizden bu olay sebebiyle İsrail'e savaş ilan etmemizi beklemesin. Böyle birşey olmaz. Mümkün de değil, doğru da değil' dedi.

Başbakan Vekili Bülent Arınç, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısıyla ilgili olarak 'İnsani amaçla ilaç ve gıda taşıyan bu gemilerin Gazze'ye ulaşmasından daha tabii hiçbir şey olamaz. Uluslararası hukuk da bunu gerektiriyordu' dedi.

Arınç, TRT-1 Ana Haber Bülteni'nde, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği saldırıya ilişkin soruları yanıtladı.

Saldırının ardından alınan önlemler ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Arınç, ilgili kurumların temsilcileriyle İskenderun'da meydana gelen terör olayını ve yardım gemilerine yapılan saldırıyı etraflıca değerlendirdiklerini söyledi.

Olayın İsrail'in karasularında gerçekleşmediği, silah taşıyan bir gemi söz konusu olmadığını, gemilerde silahlı insanlar bulunmadığını vurgulayan Arınç, 'Yapılan operasyon fevkalade kötüdür. Şiddetle lanetliyoruz. Çünkü uluslararası hukuk bakımından da çok yanlıştır. Gece yarısı gece görüşü olan helikopterlerle komandolar gemiye iniyorlar, hiçbir direnişle karşılaşmadan korkutmak veya etkisiz hale getirmek amacıyla silah kullanıyorlar. Silah kullanma sırasında da maalesef tam olarak tespit edemediğimiz ama ölü ve yaralı olduğunu bildiğimiz ölçüde bir zarar görme hadisesi var' diye konuştu.

İsrail'in yaptığı operasyonla birlikte bütün dünyaya karartma uyguladığını bu nedenle ölü ve yaralı sayısına ilişkin net bilgilere ulaşılamadığını ifade eden Arınç, edindikleri bilgilere göre 10 civarında ölü ve yaralının bulunduğunu söyledi. Arınç, İsrail televizyonlarına bakıldığında bu sayının 30'a kadar çıktığını, ancak gemiyle herhangi bir irtibatın olmadığını bildirdi.

Dışişleri Bakanlığı'nın, Tel Aviv Büyükelçiliği ve ona bağlı kaynaklardan öğrenildiği kadarıyla 'Mavi Marmara' gemisinin Aşdod Limanı'na çekildiğini, diğer gemilerin de geldiğini belirten Arınç, yaralıların helikopterlerle hastaneye sevk edildiğini, ancak ölülerle ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığından söz edildiğini aktardı.

Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

'Yaralılarımızı istiyoruz. Onları Türkiye'de tedavi etmek istiyoruz. Ambulans uçaklarımız, hastanelerimiz hazır bekliyor. Diğer Türk vatandaşlarının da derhal ve süratle bize gönderilmelerini, bunun için imkanların kullanılmasını istiyoruz. Yabancı uyruklular için de kendi ülkelerinin diplomatik kanallarının açık olduğunu söylüyoruz. Yaralılarımızın bir kısmının isimlerine ulaşabildik. Bunları Dışişleri Bakanlığımız sanıyorum çok kısa bir süre içinde açıklayacaktır. Çok şükür bize intikal edenler hafif yaralı olarak bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Umarım bir ölüm yoktur. Tabii hiç birisinin ölmesini arzu etmeyiz ama biz milliyetlerini ve kimliklerini tanımadığımız için böyle konuşmak zorundayız.'

Olayın çok acı olduğunu ve büyük tepki topladığını vurgulayan Arınç, 'Hükümet olarak bütün güçlerimizi imkanlarımızı kullanıyoruz. İsrail'in bu hareketine karşı yapabileceğimiz konuları bugün açıkladık. Diğerleri konusunda da çalışmalarımıza devam ediyoruz' dedi.

-'SENARYOLAR YAZACAK NOKTADA DEĞİLİM'-

Yardım gemilerine yapılan saldırı ile İskenderun'daki terör olayının zamanlaması konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine Arınç, şunları kaydetti:

'Aynı anda meydana gelmesi kimilerini tahrik edecek boyuta ulaşması, Türkiye'de büyük bir üzüntüye yol açması öbür tarafta da insani yardım taşıyan ve hepsi gönüllü insanlardan oluşan bir silahsız gemiye karşı bu tür bir operasyon yapılması elbette dikkat çekici, elbette manidar bulunabilir. Ama doğrusu ben komplo teorileri üretebilecek noktada değilim. Bu iki olaya ilişkin senaryolar yazacak noktada da değilim.'

Söz konusu gemilerin yola çıktıktan sonra Kıbrıs açıklarında uzun bir süre beklediğini, yola çıkmalarının geciktiğini dile getiren Bakan Arınç, şöyle devam etti:

'Bu bir Hükümet projesi değildir. Hükümet olarak bu gemileri biz yola çıkarmadık. Rotasını biz tayin ve tespit etmedik. Tamamen insani amaçlı bir sivil girişimdir. Sivil inisiyatiftir. Bizim Türkiye olarak buna mani olma imkanımız da yoktu, destek olma imkanımız da yoktu. Ama insani amaçla ilaç ve gıda taşıyan bu gemilerin Gazze'ye ulaşmasından daha tabii hiçbir şey olamaz. Uluslararası hukuk da bunu gerektiriyordu. Uluslararası Kızılhaç ve diğer yardım kuruluşlarının da zaman zaman bu yollarla Gazze'ye, Filistin'e, işgal altındaki bölgelere, masum çocuklara, kadınlara yardım ulaştırdığını biliyoruz. Biz dolayısıyla bu geminin seyahatinden organizatör olarak sorumlu değiliz. Önderi de değiliz. Yani yol gösterme noktasında da bir imkanımız olmadı. Ama bu tür olaylara her zaman sıcak bakıyoruz. Orada yaşayanların Müslüman olması, Hristiyan olması da önemli değil. İşgal altında bir bölge var ve oraya çocuklar için gıda giremiyor, ilaç yardımı giremiyor, aylardır ambargo uygulanıyor ve Sayın Başbakanımız bu ambargoyu bütün dünya platformlarında her zaman eleştiriyor. Dolayısıyla oraya yola çıkan içinde İsraillilerin, Yunanlıların, İsveçlilerin, Bahreynlilerin, Endonezyalıların, Kuveytlilerin, Ürdünlülerin 30'dan fazla ülkeden aktivist insanların katıldığı bir sivil girişime elbette bizim müsamaha ile sıcak bakmamız gerekiyordu. Dolayısıyla onların bu girişimine silahla karşılık verilmesi ve onlardan yaralı ve ölülerin olması elbette affedilecek bir suç değildir.'

Başbakan Vekili Bülent Arınç, Türkiye'nin güçlü ve itibarlı bir ülke olduğunu belirterek, 'Sanıyorum bu konuda söyleyeceklerini bütün dünya dinleyecektir. İsrail'in yaptığı saldırı konusunda uluslararası soruşturma açılması, İsrail'in cezalandırılması ve bu saldırının sonuçlarının ortadan kaldırılması konusunda da konuşmalarımız, taleplerimiz tekrarlanacaktır' dedi.

TRT'de ana haber bülteninde soruları yanıtlayan Arınç, 'Hükümet olarak İsrail ve dünya nezdinde ne tür girişimlerde bulunuyorsunuz ya da bulunacaksınız' sorusu üzerine, konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı'nın, kendisinin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, hemen hemen aynı noktalara temas eden açıklama yaptıklarını söyledi.

Bunun Türk milletinin ortak hissiyatı olduğunu ifade eden Arınç, 'Bugün siyasi partilerin yaptığı açıklamalara baktığımız zaman da hepsiyle örtüştüğünü görüyoruz. Çünkü milletimiz bu konuda yapılan haksızlıkları, masum ve mazlum insanlara yöneltilen saldırıları her zaman bu şekilde tepkiyle karşılamıştır. Bu bir iç siyaset meselesi değildir. Türk halkının tamamında bu duygular fazlasıyla var, buna inanıyoruz' diye konuştu.


Arınç, İsrail'le diplomatik alanda görüştükleri konular hakkında şu bilgiyi verdi:

'Bugün sabah saatlerinde İsrail Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'mıza çağrıldı. Kendisi protesto edildi, ülkesinin, yönetiminin yaptığı bu hareketten dolayı ve taleplerimiz kendisine iletildi. Sonra bizim Telaviv'deki Büyükelçimiz İsrail'deki Dışişleri Bakanlığı'na davet edildi talep üzerine. Orada bizim taleplerimiz kendisine iletildi. Bu hareketi tasvip etmediğimiz, bunun uluslararası hukuka göre de bir suç teşkil ettiğini, böyle bir operasyonun yapılmaması gerektiğini söyledik.

Gemilere dokunulmaması, gemilerin malzemelerine ilişilmemesi ve oradaki insanların derhal ülkelerine gönderilmek üzere serbest bırakılmasını istedik. Yaralıların ve ölülerin de derhal ülkelerine gönderilmeleri talep edildi. Onlar gemileri Aşdod Limanı'na çektiler. Yaralıları onlar da süratle tahliye edip hastanelere kaldırdılar. Ancak yaralılar ve ölüler konusunda bize şu ana kadar bir bilgi ulaştırmamışlardı. Hüviyet tespiti yapıyoruz düşüncesiyle. Ancak biraz önce de söyledim, 14 yaralı hakkında bilgi elde ettik. Bu bilgiler, sanıyorum gecikmeden Dışişleri Bakanlığı'mızca açıklanacaktır. Vatandaşlarımızın biraz daha huzurlu olması bakımından.'

İsrail'e karşı diplomatik alanda da onların anlayabileceği dille, netice almak üzere gerekli her türlü çalışmaların yapıldığını bildiren Arınç, şunları kaydetti:

'Bundan herkesin emin olmasını istiyorum. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin biz geçici üyesiyiz, 2 yıllığına seçilmiştik. Derhal sayın Dışişleri Bakanımız tarafından Güvenlik Konseyi'ndeki daimi temsilcimiz acilen toplantı talep etti ve bu süratle karşılandı. Çünkü Genel Sekreter'in de basına yansıyan beyanlarını biliyorsunuz, o da bu olayı fevkalade kötü buluyor ve lanetliyor.

BM Güvenlik Konseyi bu akşam acilen toplantıya çağrıldı. Türkiye saati ile belki 24.00'ü bulabilir. Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu, konseyde bir konuşma yapacaklar.'

Arınç, İslam Konferansı Örgütü'nün de acilen toplantıya çağrıldığını ifade ederek, şöyle devam etti:

'Avrupa Birliği yetkililerine durum iletildi. NATO Konseyi toplantıya davet edildi. Hemen hemen üyesi bulunduğumuz tüm kuruluşlar İsrail'in bu saldırısına karşılık, acil durum notuyla olağanüstü toplantılara davet edildi.

Zaten bazı ülkelerden saldırıyla ilgili olarak kınamalar yayınlandı, kendi vatandaşları olsun olmasın. Pek çok ülke bu saldırıyı kendi diplomatik dilleriyle yalanladılar, tekzip ettiler, uygun bulmadıklarını ifade ettiler. Türkiye'nin Arap ligi ve diğer kuruluşlarla da ilgisi ve bağlantısı var. Onlar da toplantıya çağrıldılar. Mısır başta olmak üzere, diğer ülkelerde de açıklamalar arka arkasına yapılmaya başlandı.

Türkiye güçlü ve itibarlı bir ülke. Sanıyorum bu konuda söyleyeceklerini bütün dünya dinleyecektir. İsrail'in bu yaptığı saldırı konusunda uluslararası soruşturma açılması, İsrail'in cezalandırılması ve bu saldırının sonuçlarının ortadan kaldırılması konusunda da konuşmalarımız, taleplerimiz tekrarlanacaktır.'


Dışişleri Bakanlığı'nın, Tel Aviv Büyükelçiliği ve ona bağlı kaynaklardan öğrenildiği kadarıyla 'Mavi Marmara' gemisinin Aşdod Limanı'na çekildiğini, diğer gemilerin de geldiğini belirten Arınç, yaralıların helikopterlerle hastaneye sevk edildiğini, ancak ölülerle ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığından söz edildiğini aktardı.

Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

'Yaralılarımızı istiyoruz. Onları Türkiye'de tedavi etmek istiyoruz. Ambulans uçaklarımız, hastanelerimiz hazır bekliyor. Diğer Türk vatandaşlarının da derhal ve süratle bize gönderilmelerini, bunun için imkanların kullanılmasını istiyoruz. Yabancı uyruklular için de kendi ülkelerinin diplomatik kanallarının açık olduğunu söylüyoruz. Yaralılarımızın bir kısmının isimlerine ulaşabildik. Bunları Dışişleri Bakanlığımız sanıyorum çok kısa bir süre içinde açıklayacaktır. Çok şükür bize intikal edenler hafif yaralı olarak bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Umarım bir ölüm yoktur. Tabii hiç birisinin ölmesini arzu etmeyiz ama biz milliyetlerini ve kimliklerini tanımadığımız için böyle konuşmak zorundayız.'

Olayın çok acı olduğunu ve büyük tepki topladığını vurgulayan Arınç, 'Hükümet olarak bütün güçlerimizi imkanlarımızı kullanıyoruz. İsrail'in bu hareketine karşı yapabileceğimiz konuları bugün açıkladık. Diğerleri konusunda da çalışmalarımıza devam ediyoruz' dedi.

-'SENARYOLAR YAZACAK NOKTADA DEĞİLİM'-

Yardım gemilerine yapılan saldırı ile İskenderun'daki terör olayının zamanlaması konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine Arınç, şunları kaydetti:

'Aynı anda meydana gelmesi kimilerini tahrik edecek boyuta ulaşması, Türkiye'de büyük bir üzüntüye yol açması öbür tarafta da insani yardım taşıyan ve hepsi gönüllü insanlardan oluşan bir silahsız gemiye karşı bu tür bir operasyon yapılması elbette dikkat çekici, elbette manidar bulunabilir. Ama doğrusu ben komplo teorileri üretebilecek noktada değilim. Bu iki olaya ilişkin senaryolar yazacak noktada da değilim.'

Söz konusu gemilerin yola çıktıktan sonra Kıbrıs açıklarında uzun bir süre beklediğini, yola çıkmalarının geciktiğini dile getiren Bakan Arınç, şöyle devam etti:

'Bu bir Hükümet projesi değildir. Hükümet olarak bu gemileri biz yola çıkarmadık. Rotasını biz tayin ve tespit etmedik. Tamamen insani amaçlı bir sivil girişimdir. Sivil inisiyatiftir. Bizim Türkiye olarak buna mani olma imkanımız da yoktu, destek olma imkanımız da yoktu. Ama insani amaçla ilaç ve gıda taşıyan bu gemilerin Gazze'ye ulaşmasından daha tabii hiçbir şey olamaz. Uluslararası hukuk da bunu gerektiriyordu. Uluslararası Kızılhaç ve diğer yardım kuruluşlarının da zaman zaman bu yollarla Gazze'ye, Filistin'e, işgal altındaki bölgelere, masum çocuklara, kadınlara yardım ulaştırdığını biliyoruz. Biz dolayısıyla bu geminin seyahatinden organizatör olarak sorumlu değiliz. Önderi de değiliz. Yani yol gösterme noktasında da bir imkanımız olmadı. Ama bu tür olaylara her zaman sıcak bakıyoruz. Orada yaşayanların Müslüman olması, Hristiyan olması da önemli değil. İşgal altında bir bölge var ve oraya çocuklar için gıda giremiyor, ilaç yardımı giremiyor, aylardır ambargo uygulanıyor ve Sayın Başbakanımız bu ambargoyu bütün dünya platformlarında her zaman eleştiriyor. Dolayısıyla oraya yola çıkan içinde İsraillilerin, Yunanlıların, İsveçlilerin, Bahreynlilerin, Endonezyalıların, Kuveytlilerin, Ürdünlülerin 30'dan fazla ülkeden aktivist insanların katıldığı bir sivil girişime elbette bizim müsamaha ile sıcak bakmamız gerekiyordu. Dolayısıyla onların bu girişimine silahla karşılık verilmesi ve onlardan yaralı ve ölülerin olması elbette affedilecek bir suç değildir.'

Başbakan Vekili Bülent Arınç, Türkiye'nin güçlü ve itibarlı bir ülke olduğunu belirterek, 'Sanıyorum bu konuda söyleyeceklerini bütün dünya dinleyecektir. İsrail'in yaptığı saldırı konusunda uluslararası soruşturma açılması, İsrail'in cezalandırılması ve bu saldırının sonuçlarının ortadan kaldırılması konusunda da konuşmalarımız, taleplerimiz tekrarlanacaktır' dedi.

TRT'de ana haber bülteninde soruları yanıtlayan Arınç, 'Hükümet olarak İsrail ve dünya nezdinde ne tür girişimlerde bulunuyorsunuz ya da bulunacaksınız' sorusu üzerine, konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı'nın, kendisinin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, hemen hemen aynı noktalara temas eden açıklama yaptıklarını söyledi.

Bunun Türk milletinin ortak hissiyatı olduğunu ifade eden Arınç, 'Bugün siyasi partilerin yaptığı açıklamalara baktığımız zaman da hepsiyle örtüştüğünü görüyoruz. Çünkü milletimiz bu konuda yapılan haksızlıkları, masum ve mazlum insanlara yöneltilen saldırıları her zaman bu şekilde tepkiyle karşılamıştır. Bu bir iç siyaset meselesi değildir. Türk halkının tamamında bu duygular fazlasıyla var, buna inanıyoruz' diye konuştu.


Arınç, İsrail'le diplomatik alanda görüştükleri konular hakkında şu bilgiyi verdi:

'Bugün sabah saatlerinde İsrail Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'mıza çağrıldı. Kendisi protesto edildi, ülkesinin, yönetiminin yaptığı bu hareketten dolayı ve taleplerimiz kendisine iletildi. Sonra bizim Telaviv'deki Büyükelçimiz İsrail'deki Dışişleri Bakanlığı'na davet edildi talep üzerine. Orada bizim taleplerimiz kendisine iletildi. Bu hareketi tasvip etmediğimiz, bunun uluslararası hukuka göre de bir suç teşkil ettiğini, böyle bir operasyonun yapılmaması gerektiğini söyledik.

Gemilere dokunulmaması, gemilerin malzemelerine ilişilmemesi ve oradaki insanların derhal ülkelerine gönderilmek üzere serbest bırakılmasını istedik. Yaralıların ve ölülerin de derhal ülkelerine gönderilmeleri talep edildi. Onlar gemileri Aşdod Limanı'na çektiler. Yaralıları onlar da süratle tahliye edip hastanelere kaldırdılar. Ancak yaralılar ve ölüler konusunda bize şu ana kadar bir bilgi ulaştırmamışlardı. Hüviyet tespiti yapıyoruz düşüncesiyle. Ancak biraz önce de söyledim, 14 yaralı hakkında bilgi elde ettik. Bu bilgiler, sanıyorum gecikmeden Dışişleri Bakanlığı'mızca açıklanacaktır. Vatandaşlarımızın biraz daha huzurlu olması bakımından.'

İsrail'e karşı diplomatik alanda da onların anlayabileceği dille, netice almak üzere gerekli her türlü çalışmaların yapıldığını bildiren Arınç, şunları kaydetti:

'Bundan herkesin emin olmasını istiyorum. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin biz geçici üyesiyiz, 2 yıllığına seçilmiştik. Derhal sayın Dışişleri Bakanımız tarafından Güvenlik Konseyi'ndeki daimi temsilcimiz acilen toplantı talep etti ve bu süratle karşılandı. Çünkü Genel Sekreter'in de basına yansıyan beyanlarını biliyorsunuz, o da bu olayı fevkalade kötü buluyor ve lanetliyor.

BM Güvenlik Konseyi bu akşam acilen toplantıya çağrıldı. Türkiye saati ile belki 24.00'ü bulabilir. Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu, konseyde bir konuşma yapacaklar.'

Arınç, İslam Konferansı Örgütü'nün de acilen toplantıya çağrıldığını ifade ederek, şöyle devam etti:

'Avrupa Birliği yetkililerine durum iletildi. NATO Konseyi toplantıya davet edildi. Hemen hemen üyesi bulunduğumuz tüm kuruluşlar İsrail'in bu saldırısına karşılık, acil durum notuyla olağanüstü toplantılara davet edildi.

Zaten bazı ülkelerden saldırıyla ilgili olarak kınamalar yayınlandı, kendi vatandaşları olsun olmasın. Pek çok ülke bu saldırıyı kendi diplomatik dilleriyle yalanladılar, tekzip ettiler, uygun bulmadıklarını ifade ettiler. Türkiye'nin Arap ligi ve diğer kuruluşlarla da ilgisi ve bağlantısı var. Onlar da toplantıya çağrıldılar. Mısır başta olmak üzere, diğer ülkelerde de açıklamalar arka arkasına yapılmaya başlandı.

Türkiye güçlü ve itibarlı bir ülke. Sanıyorum bu konuda söyleyeceklerini bütün dünya dinleyecektir. İsrail'in bu yaptığı saldırı konusunda uluslararası soruşturma açılması, İsrail'in cezalandırılması ve bu saldırının sonuçlarının ortadan kaldırılması konusunda da konuşmalarımız, taleplerimiz tekrarlanacaktır.'


zaman
SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara