Dolar

34,8719

Euro

36,7287

Altın

3.040,58

Bist

10.123,70

‘Tek yol İslam birliği’

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen “İslam Dünyasında İyi Yönetişim” başlıklı uluslararası konferans sona erdi. Konferansın son gününde konuşan konuşmacılar özellikle ‘birlik’ vurgusu yaptılar.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-28 08:51:00

‘Tek yol İslam birliği’
İslam dünyasının çok ciddi meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu söyleyen katılımcılar bunların üstesinden gelmenin yegâne yolunun ise, İslam toplumlarının ve İslam ülkelerinin ittifakından ve işbirliğinden geçtiğini belirttiler.

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen “İslam Dünyasında İyi Yönetişim” başlıklı uluslararası konferans sona erdi. İki gün süren konferansta sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve devlet adamları, İslam dünyasının ‘yönetim’ problemlerini masaya yatırdılar ve ‘iyi yönetişim’i ele aldılar.

İSLAM, ‘İYİ YÖNETİŞİM’ DEMEKTİR

İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu, İslam dünyasının kendini yeniden keşfettiğini ve kimliğini yeniden inşa ettiğini söyledi. Sadıkoğlu; “Bugün bazı problemlerimizden bahsediyorsak bunun öncelikli sebebi bu kimlik inşa sürecinin zorluklarıdır. Ontolojik ve epistemolojik altyapısını sağlam kuran, yani ‘ben idrakini’ doğru tesis eden, ‘bilgi kaynaklarını’ doğru seçen bir medeniyet anlayışından tutarsız bir yönetim çıkmaz.

Müslümanlar için ise bu şart sağlandığında, tutarlı bir yönetimden ziyade, gerçekten ‘iyi yönetişim’ doğar. Zira İslam zaten iyi yönetişim demektir” dedi. Adaletin, hakkaniyetin, liyakatin ve ehliyetin İslamiyet’te önemli olmadığını söylemenin mümkün olmadığını belirten Sadıkoğlu; “Şeffaflığın, insan hakkının, hesap verilebilirliğin, istişarenin İslam’da yeri olmadığını iddia edebilir miyiz? İnsana merhamet ve şefkatin, her türlü şer’i hürriyetin, yardımlaşma ve dayanışma kültürünün İslam’da kaynağının olmadığını söyleyebilir miyiz? Elbette ki hayır. Bu saydığım özellikler İslam’ın temel prensiplerine dayanır. Kur’an ve sünnette ve medeniyetimizin özünde bu iyi yönetişim şartlarının kaynakları vardır” diye konuştu.

BİZİM MEDENİYETİMİZDEHER YOL MEDİNE’YE ÇIKAR

İslam’ı illa ki Batılı ideolojilerle kaynaştırmaya ihtiyacımızın olmadığını söyleyen Sadıkoğlu; “Zira İslam medeniyetinin kendisi bizatihi tüm ihtiyaçlarımıza kâfidir. Bizim problemlerimizin çözümü ve meselelerimizin halli yine bizim öz kaynaklarımızda saklıdır. Demek ki bizim temel meselemiz, İslam’ın güzelliklerini fiillerimize, sosyal ve siyasi hayatımıza yansıtmakta yeteri kadar başarılı olamayışımızdır. Bizim medeniyetimizde her yol Medîne’ye çıkar. Çünkü Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ve O’nun halifeleri gerçekten insanlığa örnek olacak bir idare tesis etmişlerdir. Bu bakış açısıyla, kutsal kitabımız olan Kur’an’ın ve Peygamberimizin hayatı ve sözlerinin yeniden incelenmesi, araştırılması ve özümsenmesi zaruridir” şeklinde konuştu. Dayanma noktası hak olan, hedefi Allah’ın rızası bilen, hayatı bir mücadele değil, yardımlaşma olarak gören bir medeniyetin tesisi ile iyi yönetişimin sağlanabileceğini belirten Sadıkoğlu şöyle devam etti: “Katılımcı ve çoğulcu, şeffaf, hesap verebilen, hukukun üstün olduğu, meşru çerçevede her türlü hürriyetin hâkim olduğu bir yönetim tarzı da ancak böyle bir medeniyet perspektifinden doğabilir. Bu itibarla, vakıf medeniyetinin mensupları olarak, sivil toplumu, kamu yararına çalışan gönüllü teşekkülleri güçlü ve etkin kılmak zorundayız. Siyasetini yalandan temizlemiş, tüm gayreti milleti olan, meşruiyetini halkından alan yöneticileri yetiştirmek zorundayız. Bunda en önemli faktörlerden birisi de sivil toplum kuruluşlarıdır.”

KURTULUŞUMUZUN TEK YOLU İTTİFAK VE İŞBİRLİĞİDİR

İslam dünyasının çok ciddi meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu söyleyen İDSB Genel Sekreteri; “Bunların üstesinden gelmenin yegâne yolu ise, İslam toplumlarının ve İslam ülkelerinin ittifakından ve işbirliğinden geçmektedir. İslam ülkelerinin siyasi ölçekte işbirliği ve ittifakının temsil edildiği kurum İslam Konferansı Teşkilatı’dır. İslam toplumlarının sivil sahada birlik ve beraberliğini temsil eden en önemli kurum ise İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB)’dir. İslam ülkeleri, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele etmek için birbirlerinin tecrübelerinden istifade etmelidirler ve güçlü tedbirler almalıdırlar. Cehalet, fakirlik ve ayrılıklarla mücadele ederek, san’at, marifet ve ittifakı tesis etmelidirler. Kısır siyasi çekişmelerden uzaklaşıp, halkıyla kaynaşan, adil ve meşru hükümetlerin işbaşında olduğu iyi yönetimlerin kurulması bugün için yeterli değildir. Sivil toplum kuruluşlarının etkin olduğu ve yönetime katıldığı, her ölçekte ve her sahada İslam’ın da temel bir yönetim esası olan istişare prensibinin uygulandığı iyi yönetişimler inşa etmek istikbali yakalamanın en önemli şartıdır” diye konuştu.

İSLAM DÜNYASI NARKOZ ETKİSİNDEN SIYRILIYOR

İDSB Genel Koordinatörü Cihangir İşbilir de yaptığı konuşmada ‘iyi yönetişim örneği olarak İDSB’yi anlattı. İDSB’nin ‘İslam birliği’ idealinin en somut meyvesi olduğunu söyleyen İşbilir; “İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB), beş yıllık geçmişi olmasına rağmen, kısa sürede ciddi yol alarak bugün, İslâm dünyasının en önemli çatı kuruluşlarından birisi haline geldi ve ‘iyi yönetişim’in iyi bir örneği oldu. Narkoz etkisinden kurtulan bir hastanın gittikçe ağrılarını hissetmesi gibi, İslâm dünyası da birbirini dinleyerek, birbirini ikaz ederek sıkıntılarının, zaaflarının ve hastalıklarının farkına varıyor. Bununla birlikte ve daha da önemlisi, bu sayede İslâm dünyası zenginliklerini, imkânlarını, potansiyelini daha açık görüyor. Zira İDSB’yi teşkil eden üyeler, doğrudan, İslam toplumlarını temsil ediyor. İDSB’nin kararları ve uygulamaları da doğrudan Müslüman toplumlara tesir ediyor” dedi.

“İSLAM BİRLİĞİ İDEALİNİN EN SOMUT MEYVESİ: İDSB”

İDSB’nin faaliyetlerinden ve önümüzdeki dönem faaliyetlerinden de bahseden İşbilir; “İDSB, Malezya zirvesiyle birlikte 45 ülkeden 185 üyeye ulaştı ve vites büyüterek yoluna devam ediyor. İslam birliği idealinin en somut meyvesi olan İDSB’nin önünde yoğun bir program var. Haziran ayının sonunda İstanbul’da Uluslararası İslam Âlimleri Birliği’nin Genel Kurulu’na ev sahipliği yapacağız. 22 Haziran-1 Temmuz arasında New York’ta ABD’li Müslüman STK’larla bir dizi görüşme gerçekleştireceğiz. 2-3 Temmuz’da Chicago’da Kuzey Amerika Müslümanlar Birliği (ISNA)’nın 47. Konvensiyonuna katılacağız. Temmuz ayının 12 ve 18’i arasında 4. Uluslararası Gençlik Buluşması’nı İstanbul’da tertip edeceğiz. 10. Konsey toplantısını Eylül ayında İstanbul’da, 11. Konsey toplantımızı Aralık ayında Pakistan’da gerçekleştireceğiz. 5. Gençlik Buluşması’nı Şubat 2011’de Fas’ta yapacağız. Doğrudan Müslüman toplumlardan enerjisini ve gücünü alan İDSB’nin gittikçe İslam dünyasının güçlü bir sesi ve temsilcisi olduğunu göreceğiz ümidindeyiz” şeklinde konuştu.

Sıkıntılarımızın sebebi emperyalistler olsa da çözüm yine biziz

İslam dünyasının Türkiye’den beklentilerinin çok yüksek olduğunu belirten Cihangir İşbilir; “Her konuda olduğu gibi İslam dünyasının birliğini gerçekleştirmek noktasında da Türkiye’den etkili bir liderlik beklendiğini ifade etsek yanlış olmaz. Bu itibarla, Türkiye’deki gönüllü teşekküllere çok büyük vazifeler düşüyor. Önümüzdeki dönem, herkesin muhasebe yapıp, gerçek bir ittifak yolunda adım atması gereken hassas bir dönem olacak” dedi. Malezya’dan konferansa katılan WADAH Genel Sekreteri Ab Halim İsmail ise; “İslam dünyasının her tarafından buraya geldiniz. Moritanya’dan, Endonezya’dan, Bangladeş’ten, Cezayir’den ve elbette Türkiye’den dostlarla bir aradayız. Kardeşliğimiz, sorunlarımızı çözmek için iyi bir silahtır. Ümmetin birliği yaşadığımız bütün sorunların tek ilacıdır. İhtiyacımız iyi yönetim alanındaki eksikliğimizdir. Nedeni emperyalistler olsa da çözümü biziz. Artık bu büyük sorunu çözmenin vakti gelmiştir inşallah” diye konuştu.

Arkadaşımız M. Mustafa Uzun’a konuşan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu; “İslam medeniyetinin kendisi bizatihi tüm ihtiyaçlarımıza kâfidir. Bizim problemlerimizin çözümü ve meselelerimizin halli yine bizim öz kaynaklarımızda saklıdır. Bizim temel meselemiz, İslam’ın güzelliklerini fiillerimize, sosyal ve siyasi hayatımıza yansıtmakta yeteri kadar başarılı olamayışımızdır. Bizim medeniyetimizde her yol Medîne’ye çıkar” dedi.

İSLAM DÜNYASININ HER TARAFINDAN KATILIMCI VARDI

Malezya KUIS ve İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin (İDSB) birlikte düzenlediği ve 2 gün süren uluslararası konferansta birbirinden değerli isimler konuştu. Malezya Adalet ve Refah Partisi Genel Başkanı Muhammed Lütfi Hasan, Selangor eyaletinin valisi Abdulhalim İbrahim, Malezya Kedah Darulaman Valisi Azizan Abdulrezak, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge, Malezya WADAH Teşkilatı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Nur Manuty, Cayman Adaları’ndan Aliph Global Kapital Grup temsilcsi Haris A. Hamid, Malezya İslami Gençlik Hareketi (ABIM) Başkanı Muhammed Rezak bin İdris, Malezya’nın Kelantan eyaleti Parlemento Üyesi Naşuriddin Mat İsa, WADAH Genel Başkanı Dr. Sıddık Fadzil, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Muhammed Kemal Hasan, Uluslararası İslami Düşünce ve Medeniyet Enstitüsü (ISTAC) Başkanı Prof. Dr. Muddathir Abdurrahim ve İDSB Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu’nun katıldığı oturumlarda akademisyenler, devlet adamları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri İslam dünyasında iyi yönetişim konusunu ele aldılar.

Vakit

Haber Ara