Dolar

34,8660

Euro

36,7937

Altın

3.049,56

Bist

10.118,10

''Türkiye, ekonomisini güçlendirdi''

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Celal Beysel, Türkiye'nin 2001 yılından bu yana ekonomisini güçlendirme doğrultusunda çok önemli kazanımlar elde ettiğini belirtti.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-24 14:51:00

''Türkiye,  ekonomisini güçlendirdi''
TÜSİAD ve TÜRKONFED tarafından düzenlenen 'Bölgesel Kalkınma ve İş Dünyasının Rolü' başlıklı toplantıda konuşan Beysel, ekonomik krizin Avrupa'daki bazı ülkeleri ciddi derecede etkilediğini, ancak Doğu'daki bazı ülkeleri ise teğet geçtiğini anlattı.

Beysel, "Avrupa Birliği üyesi olmak, hatta Euro bölgesi ülkesi olmak bile, krizi kolay atlatmaya yetmedi. Buna karşılık bir bakıyoruz ki kriz, Çin ve Hindistan gibi bazı ülkeleri teğet geçmiş. Dünyadaki yeni dengeler Türkiye'yi de etkileyecek. Nitekim bu dönüşümün etkilerini artık somut olarak gözlemlemeye başladık. Son birkaç hafta içerisinde Türkiye'nin dış politika adımları bu değişimin ipuçlarını veriyor." dedi.

Türkiye'nin yurt dışı politikalarından başarıyla bahseden Beysel, "Geçen hafta içinde bir TÜRKONFED heyeti olarak elimizi kolumuzu sallayarak, vizesiz gittiğimiz Suriye'de Türkiye'nin dış politikadaki adımlarının, bu ülkede yarattığı olumlu izlenimleri ve karşımıza çıkan fırsatı iyi değerlendirmemiz gerektiğini bizlere bir kez daha gösterdi." şeklinde konuştu.

Beysel, küresel kriz karşısındaki performansın bunu ortaya koyduğunu belirtti. Özellikle Türk bankacılık sektörünün sağlamlığının küresel krizdeki başlıca avantaj olduğunu ifade eden Beysel, fakat her sektörün yeterince güçlü olmadığını söyledi. Beysel, şöyle dedi:

"Maalesef ülkemizdeki bazı sektörlerimizin ve bazı bölgelerimizin, ortalamanın bir hayli altında kaldığını ve özellikle KOBİ'lerimizin krizden ziyadesiyle etkilendiklerini biliyoruz. Yeni oluşan şartlar finansal mimariyle beraber girişimciliğin ve tedarikçi-ana firma ilişkilerinin de değişmesini, KOBİ'lerin yeniden yapılanmasını gerektirecek. Bu değişime ayak uydurmak, son dönemde komşularımızla artan işbirliğinin somut sonuçlarının alınabilmesi için de şart. Bir örnek vereyim. Geçen sene krizin etkisi altında toplam ihracatımız yüzde 23 azalmıştı. Buna karşılık çoğunluğu komşularımız olan bazı ülkelerde ihracatın azalmak bir yana arttığını gördük. Ve bu ihracat artışı, çoğu kez kalkınmışlık seviyesi ortalamanın altında kalan sınır illerimizden geldi. Demek ki, doğru bölgesel kalkınma politikaları uygulanırsa, bundan sadece o kentler değil, tüm ülke avantajlı çıkar."

Kuruluş aşamasından itibaren kalkınma ajanslarını çok önemsediklerini belirten Beysel, "Kalkınma ajanslarının, devlet ve özel sektör arasında dinamik bir işbirliği sağlanması, bölgesel potansiyelin harekete geçirilmesi, yatırımların bölgeye çekilmesi ve yerel aktörlerin etkinleştirilmesi gibi temel konularda önemli bir araç olacağına inanıyoruz. Çeşitli raporlar hazırladık, sempozyumlar düzenledik, devletin ve hükümetin farklı birimlerindeki yetkilileriyle defalarca bu konuyu görüştük.

Bu ajansların yapısında çok ciddi bir sorun var. Yerel dinamikleri harekete geçirmesi planlanan, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün kendi bölgelerinde söz sahibi olmalarını sağlayacak olan kalkınma ajanslarında devlet kurumlarının dengesiz temsili söz konusu. Klasik merkeziyetçi yaklaşımın bir devamı olduğunu, devletin bu denli dengesiz temsil edildiği bir örgütlenme tipinde yerel dinamiklerin verimli çalışmasının mümkün olamayacağını düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

Her şeyin, sadece Ankara'dan planlandığı merkezi anlayıştan uzaklaşıldığını gördüklerini belirten Beysel, konuyla ilgili şunları söyledi: "Genel anlamda hükümetlerimizin son yıllardaki yaklaşımlarına bakınca her şeyin sadece Ankara'dan planlandığı merkezi anlayıştan uzaklaşıyor olduğumuzu görüyoruz. Dolayısıyla Kalkınma Ajanslarındaki merkeziyetçi tavır yanlışının zaman içerisinde nasılsa giderileceğini düşünüyor ve ajansları bugünkü durumuyla dahi tüm gücümüzle destekliyoruz."

Cihan

Haber Ara