Dolar

34,8959

Euro

36,6573

Altın

3.013,76

Bist

10.058,63

Filistinli Mahmud babasına hasret

İsrail yedi buçuk yaşındaki küçük Mahmud’u babasıyla görüştürmüyor. Bugüne kadar yapılan tüm resmi talepleri reddeden işgal makamlar bunu güvenlik için yaptıklarını iddia ediyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-23 16:29:00

Filistinli Mahmud babasına hasret
Varol Sarıyüce / Timeturk

İsrail Askalan Hapishanesi’nde tutuklu Filistinli esirlerden Ahmet Yusuf El-Magribi yıllardır ne karısını ne de çocuğunu görebiliyor. Şu anda yedi buçuk yaşında olan oğlu Mahmud’u sadece 3 kere mahkeme salonunda görebildi. En son gördüğü yıl ise 2006 idi. Görüştürülmemelerine bahane olarak ise anne ve oğlun “güvenlik açısından tehlike teşkil ettikleri” gerekçesi öne sürülüyor. Acılı anne her kapı çalışında babasına bir kere sarılmaktan mahrum kalmış yavrusunun babasına kavuşacağı gün geldiği umuduyla kapıya koşuyor.

Dehişe Kampı’ndan Filistinli esir Ahmet Yusuf El-Magribi’nin yaşadığı trajedi, İsrail işgal güçlerinin Filistinli esirlerin hakları ihlaline açık delil teşkil ediyor. Öyle ki El-Magribi yedi buçuk yaşındaki çocuğunu sadece 3 kere mahkeme salonunda görebilmiş.

İşgal makamları 35 yaşındaki El-Magribi’yi tutukladığı 2002 yılından bu yana Askalan Hapishanesi’nde tek kişilik hücrede tutuyor. Güvenlik açısından tehlike teşkil eder bahanesi ile ailesinin kendisini ziyaret etmesini, yedi buçuk yaşında olan ve hiç görmediği oğlu Mahmud’u görmesini yasaklıyor.

Askeri mahkeme 2002 yılında Filistin Ulusal Özgürlük Hareketi savaşçılarından Ahmed Yusuf El-Magribi hakkında, silahlı mücadeleye katılmak ve istişhadi operasyon düzenlemek suçlarından 22 sene hapis cezası vermişti. İşgalci güçlerin mahkemesi Oslo antlaşmasının ardından vatana dönen El-Magribi’nin kardeşi hakkında da müebbet hapis cezası verdi.

Yusuf El-Magribi’nin tutuklandığında beş aylık hamile olan eşi ise El-Magribi’nin salınmasından umutlu. Allahu Teala’nın her şeye gücünün yettiğine inancı tam olan Henadi El-Magribi şöyle konuştu: “Endişe ve hayal kırıklığına neden olabilecek esir değişimi antlaşmalarına ilişkin haberleri takip etmiyorum. Sabır güzel bir şey ve insanı cennete götürür.”

Bir umut her kapı çaldığında eşinin gelmesinden umut eden eş El-Magribi sözlerini şöyle sürdürdü: “Sabretmek ve direnmekten başka yapacağımız bir şey yok. Hasta hastalığı geçene kadar sabretmeli, fakir de yoksulluktan kurtulana kadar çabalamalıdır.”

Ahmed Yusuf El-Magribi’nin ailesi Kudüs bölgesindeki El-Berij köyünden göç etti. Kendisi Lübnan’da doğdu. Libya ve Sudan arasında bir oraya bir buraya gitti. Sonunda 1996 yılında Oslo Antlaşması’yla ülkeye dönenlerle döndü.

El-Magribi’nin tutuklanması, tecrit edilmesi ve en basit haklarından mahrum bırakılması uzun acılar silsilesinin sadece bir halkasını oluşturuyor. Eşi kendisini en son beş buçuk yıl önce mahkeme salonunda gördü. İşaretle selam vermek dışında birbirleriyle konuşmalarına izin verilmedi.

Şehit amcasının ismi verilen El-Magribi’nin oğlu Mahmud babasını sadece mahkeme salonunda; toplam üç kere görebildi. Bunların sonuncusu 2006 yılında; yani üç buçuk yaşında ikendi. Daha sonra ise “güvenlik açısından tehlike arz ediyor” bahanesiyle birbirlerini göremediler.

Tüm görüşme taleplerine ret

El-Magribi’nin eşinin de yedi buçuk yaşındaki oğlunun da esir Ahmed Yusuf’la görüşme talebi işgal altındaki Kudüs’te bulunan merkezi mahkeme tarafından reddedildi. Gerekçe olarak “güvenlik tehlikesi oluşturdukları” iddia edildi. Yüksek mahkemeye temyiz davası açan esirleri savunma alanında görev yapan Avukat İyas Sıbag ise “kim tehlike arz ediyor? Çocuk mu yoksa işgal devleti mi? Kin ve nefreti eken kim?” diye sordu. Ardından ziyareti engellemenin insan haklarına ve Cenevre Antlaşması’na hatta İsrail geleneklerine aykırı olduğuna işaret etti. Çocukla babanın görüşmelerinin normalde zaten camın ardından; dokunmadan ve kucaklaşmadan gerçekleştiğini de sözlerine ekleyen avukat binlerce Filistinli esirin İsrail hapishanelerinde tek kişilik hücrelerde kaldığını vurguladı.

El-Magribi, eşiyle sadece Kızılhaç ve avukatlar aracılığıyla gönderdikleri mektuplar aracılığıyla iletişim kurabiliyor. Anne El-Magribi sözlerini şöyle noktaladı: “En azından oğul babasını ziyaret etsin istedik ancak işgalci aynı bahaneyle bu talebi defalarca reddetti. Eğer mevzu bahis çocukken böyle muamele ediyorlarsa büyüklere karşı nasıl davranmalarını bekleyebiliriz?”
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara