Şerefli CHP'liler
Şerefli CHP'liler, yanlış anlamayın, ben bu yazıyı Baykal'ı övmek için değil, gömmek için yazıyorum.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-19 22:20:00
Hem, Kemal Kılıçtaroğlu şerefli bir zattır. O daha Baykal'ın koltuğu soğumadan kendini o koltuğa atmaya çalışsa da..
Gürsel Tekinde, Önder Sav'da şerefli zatlardır.
Bu girizgâhı, 'Marcus Antonius'tan' uyarladım.
Hani Sezar'ın, en, en yakın adamı 'Brutus' tarafından, hançerlenmesinden sonra yaptığı konuşmayla Romalıları galeyana getiren Antonius'tan.
CHP örgütünün içinde bulunduğu vaziyet, fena halde 'Sezar-Brutus' olayını anımsattı bana.
Baykal bir iş etmişti.
Rakipleri en fazla yadırgamıştı onu.
Eleştirmişti.
Biraz daha ileri gidenler 'ayıbettin be Baykal, yakışmadı sana' tarzında serzenişlerde bulunmuştu.
Sayın Baykal'da, mahcup duruma düştü ve delikanlılık yapıp çekip gitti.
Belki dönmek için.
Belki dönmemek için.
Belki de mahcubiyeti üzerinden atabilmek, yeniden insan içine çıkabilmek için.
Ve hatta -belki de- çok güvendiği adamlarının ona sonuna kadar sahip çıkacaklarına, kurda kuşa yem etmeyeceklerine inandığı için.
Ama olmadı..
Meğerse kurtta, kuşta hazırda bekletiliyormuş.
Meğerse kaset kaset büyüyen bir plan varmış.
Meğerse 'Ergenekon içinde Ergenekon' varmış.
Meğerse Baykal'ın ipi çoktan çekilmiş, birilerine icazet çoktan yazılmış.
'Sonuna kadar yanındayız başkanım' diyenler soğuk ve gudubet bir çehreyle karşısına dikildiler.
Yoldaşları, sırdaşları, meclis omuzdaşları bir bir terk etti onu.
Bir gün önce 'Baykal dön, koltuğun seni bekliyor.' diyenler, bir gün sonra 'sakın ha, dönmeyi aklından bile geçireyim deme' diyecek kadar arsızlaştılar.
Daha da ileri gidip 'isterse kurultayda başkan adayı olabilir' diye insafsız imalarda bulundular.
El birliğiyle, bir günde en lanetli adam derekesine indirdiler başkanlarını.
Daha dün 'tuzağa düşürdüler, Bizans oyunu oynadılar' diye savundukları 'canlarının', boş buldukları koltuğuna, 'en uygun' kişiliği oturtmaya kalktılar.
Ve en celadetli rakiplerinin vurmadığı kadar insafsız vurdular biricik liderlerine.
Dün Baykal küçük bir azınlığın mağduruydu.
Ve her şeye karşın, kabahatli olsa da, affa layıktı.
Ama bu gün 'ulusal mağdurdur' Baykal.
Sırtından bıçaklanmış Sezar'dır.
Baykal bu gün hiç olmadığı kadar temizdir, sağlamdır, milletin gözünde.
Bu millet ancak ilmel yakîn bildiği Sezar'ı da, Brütüs'ü de ilk defa aynel yakîn tanımıştır bu olayla.
Ve bu millet, dünya kadar günahı da olsa arkadan vurmayı hoş görmez.
Antonius'la başladık, yine ondan bir uyarlamayla bağlayalım.
Ey izan! Sen hoyrat hayvanlara sığınmışsın. İnsanlarda muhakemelerini kaybetmiş.
Beni affedin.
Kalbim angora evlerinde, şuracıkta, Baykal'ın yanında, tekrar bana gelinceye kadar beklemeli.
SON VİDEO HABER
Haber Ara