Dolar

34,8731

Euro

36,7237

Altın

3.049,51

Bist

10.058,47

Bahattin Yıldız ağabeyin aynası kitaplar...

1982'de Afganistan'dan ayrılırken gözyaşlarıyla "Hoda hafız biraderanı mücahidan! (Allah'a emanet olun mücahit kardeşlerim)" diyen yazar Bahattin Yıldız, yayınladığı tüm kitaplarında Afganistan'ı ve şehadeti yazmıştı...

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-19 11:31:00

Bahattin Yıldız ağabeyin aynası kitaplar...
Dün Afganistan'da kaybolduktan bir süre sonra Salang geçidinde düştüğü anlaşılan uçakta roman, hikaye ve günlük türlerinde, önemli eserler vermiş yazar Bahattin Yıldız da bulunuyordu.

Cihat Günlüğü, Savaşan Afganistan, Kar Çiçeği, Karda Ayak İzleri, Güllerin Vedası kitaplarında Afganistan'daki savaşı farklı yönleriyle yazan Yıldız, yaşadığı ve yazdığı gibi o topraklarda şehit oldu.

AFGANİSTAN'DAN AYRILMAK ZOR

1956 Sivas doğumlu olan yazar, yazılarını Mavera, Güldeste, Gurbet dergilerinde ve Milli Gazete'de yayınlandı. Bahattin Yıldız'ın ilk kitabı 'Savaşan Afganistan' Ferhat Dağcı müstear ismiyle 1984'te Rahmet Yayıncılık'tan çıktı.

12 Eylül sonrasında Afganistan'a giden Yıldız, dönüşte böyle bir araştırma-inceleme çalışması ortaya koyar. Ruslarla savaşan farklı grupların yapılanmasını, alt yapılarını, askeri güçlerini ve hatta halkla ilişkilerini detaylı olarak ele alır. Ebat olarak küçük fakat hacim olarak epey büyük olan bu kitabın şimdilerde baskısı yok.

Bahattin Yıldız'ın ikinci kitabı, Cihat Günlüğü'dür. Yıldız bu kitabını da Abdülhamid Muhaciri müstear ismiyle yayınlar. Kitabın büyük kısmı Cahit Zarifoğlu ile yazışmalardan oluşur. Hatta Yıldız'ı bu kitabı yazmaya teşvik eden odur. Yıldız kitabın girişinde bunu şu sözlerle ifade eder: "Türkiye'deki edebiyat kuşağının bir dönem öğretmeni olan rahmetli Cahit Zarifoğlu ağabeyimin: 'Yaz, Abdülhamid oraları yaz. Sana önemsiz gelebilir fakat her şeyi yaz' diyerek cepheye ulaştırdığı mektupları ve teşvikleri için onu burada yad ediyor Rabbim'den rahmet diliyorum." Yazar, Özgün Yayınları'nın tek cilt halinde yayınladığı kitabın arka kapağında, 1982 yılındaki Afganistan dönüşü duygularını şöyle anlatır:

"Ayrılık saati gelmişti. Tek tek sarıldım, Paçator'a, Şirbeççe'ye. Yunus ağlamaya başladı. Yeşil gözlerinden inciler dökülüyordu. Bir anda ayrılmaktan vazgeçip kalmak isteğiyle zorlandım. Boğazıma acı bir düğüm oturdu. Yunus'un o yeşil gözlerini ve inci tanesi yaşlarını bir sevgiyle, bir acıyla, bir hasretle gönlüme unutulmaz anılarla gömüp onlara sırtını döndüm. Her adım, onlardan bir ayrılık adımıydı. Hoda hafız Afganistan! Hoda hafız biraderanı mücahidan! (Allah'a emanet olun mücahit kardeşlerim)."

Bahattin Yıldız, 'Cihat Günlüğü' kitabına "Şehadeti başucu seçeneği yapanlar İslam için yola çıkanlar durur muydu?" sözleriyle başlar... O da hep yoldaydı ve ümmetin yaşadıklarınının sancısını kalbinde hissediyordu...



Yazarın son kitabı 'Karda Ayak İzleri' ise Afanistan cihadından dönüşüne odaklıdır. Yıldız, 12 Eylül döneminin sıkıntılı günlerinde, pasaportu olduğu halde ülkeye giremediğini ve denediği farklı yolları bu kitapta anlatır. Hakkari'nin karlı dağlarında geçen çetin bir yol hikayesi bir yol mücadelesi, Karda Ayak İzleri.



Merhum yazar, Afganis'tan merkezli kitapları dışında iyi bir öykü ve roman yazarıydı. Güllerin Vedası'nda, Bilal Yaldızcı, Fuat Çağlar, Selami Yurdan, Metin Yüksel gibi şehitlerin kısa şehadet öykülerini yazdı.



Kar Çiçeği ise Erzurum merkezli bir belgesel romandı. 1980 öncesi Erzurum'u, öğrenci hareketlerini ve Kayak Milli Takımı'ndaki spor faaliyetlerini anlattığı bu roman onun sporcu kimliğine çokça vurgu yapıyor.

MİLLİ KAYAKÇIYDI

Aynı zamanda maraton koşucusu olan Yıldız, Erzurum'dan Kayseri'ye 'Hicri 1400' vesilesiyle koşan üç kişiden biri. Roman da zaten bu koşu ile başlıyor.

HEP ŞEHADET ÖZLEMİ İLE YAŞADI...

Bahattin Yıldız, Abdulhamid Muhaciri adıyla yazdığı "Cihad Günlüğü" adlı kitabın önsözünde duygularını şöyle dile getiriyordu;



Yaşanan binlerden bir tanesi olarak bu kitabın hikâyesi, 12 Eylül 1980 kudetasıyla başlar.

Müslüman Gençlik, o günlerin sıcak ortamında, güdümlü ve acımasız gruplara, insanına düşman rejimine karşı var olma kavgası verirken daha Müslümanca yaşamak için diriliş sancısı çekiyordu.

Üstümüze haksızca saldıran devlet destekli grupların karşısında Metin Yüksel’i Fatih Camisi’nin avlusunda, Erdoğan Tuna’yı Selimiye’nin gölgesinde, Hasan Sürel’i Mevlana Meydanı’nda, Mustafa Sevim’i, Gürsel Kabadayı’yı İstanbul sokaklarında, İslamcı Düşüncenin genç muallimi Sedat Yenigün’ü hainlerin kurduğu bir pusuda, Hasan Yeşil’i suya vurgun yüreğiyle Diyarbakır’da Dicle kenarında… Ve daha nice kardeşimizi, mücahid yiğidimizi kalleşçe saldırılarda şehid verdik.

Şehadeti başucu seçeneği yapanlar, İslam için yola çıkanlar durur muydu? Şehitler tepesi boş kalır mıydı? Bilal Yaldızcı’yı, Tekiner Tayfur’u Afganistan’da, Selami Yurdan’ı, Ahmet İpek’i, Edipi ve daha nicelerini Bosna’da şehit verdik.

Kudeta sonrası yurt dışı tercihini İran, Afganistan; yani inkılâp ve cihad beldelerine doğru yapanların öyküsüdür bu… Aradan nice zaman geçerse geçsin yine şiarlarımız söylenecek, tekbirlerimiz çekilecek, Kelime-i Tevhid Bayrağı elden ele geçecek. Silahlar Afganistan’da, Bosna’da Filistin’de, Tacikistan’da, Keşmir’de şarkılar söylemeye devam edecek. Oralarda da bayraklar burca dikilirse cihad yolu ilk günkü gibi olacak; zaman aynı zaman, kan aynı kan çünkü…

Türkiye’deki Edebiyat kuşağının bir dönem öğretmeni olan rahmetli Cahit ZARİFOĞLU ağabeyim: “Yaz, Abdülhamid oraları yaz. Sana önemsiz gelebilir fakat, her şeyi yaz!” diyerek cepheye ulaştırdığı mektupları ve teşvikleri için onu burada yad ediyor, Rabbimden rahmet ve mağfiret diliyorum.

AFGANİSTAN TARİH BOYUNCA HEP SAVAŞ HALİNDE

Bahattin Yıldız ilk kitabı 'Savaşan Afganistan' kitabını Ferhat Dağcı adıyla Rahmet Yayıncılık'tan basmıştı. Yıldız, 1985 yılında kaleme aldığı bu kitabının önsözünde de şunları dile getiriyordu;



"Afganistan’da, Müslümanların kurulu düzene karşı fiili savaşı 1970’in ilk yıllarına rastlamasına rağmen, Dünya kamuoyu bu savaştan 1979 yılı aralığında haberdar olabildi.

ABD’nin güdümündeki batılı haber ajansları sanki Ruslar 27 Aralık 1979 gününden önce Afganistan’da yoklarmış gibi bir anda ve söz konusu günde Afganistan’ın işgal edildiğini bildiriyor ve Rusların sıcak denizlere, Ortadoğu’ya sarkma politikalarını adım adım gerçekleştirdiklerini tüm Dünya’ya bildiriyorlardı. Oysa Afganistan Ruslar tarafından yeni işgal edilmiyordu. Daha önce de adı konulmamış olsa bile SSCB’nin nüfuzu altındaydı. Çünkü Afganistan süper denilen güçler arasındaki nüfuz alanlarının bölüşülmesinde Rusların payına düşmüştü. Birleşik Devletler bu işgalin halkı Müslüman olan ülkelerinde kendi konumunu güçlendireceğini varsayarak yaygarayı koparıyordu. Ayrıca Afganistan işgaline göstermelik tepkilerle göz yumarak, bir türlü baş edemediği İran İslam Devrimini ve gittikçe yaygınlaşan Amerikan aleyhtarı Müslüman güçleri ikaz ediyordu.Çünkü İran’da gerçekleştirilen İslam Devrimi sözde süperlerin kurdukları dengeyi alt üst ediyordu. Bozulan dengenin yeniden kurulabilmesi. Afganistan’ın fiili işgalini çabuklaştırmıştı.

Dünya haritasını istedikleri gibi değiştirmeye kendilerini yetkili sananlar uygulamalarını gözlerden saklamak ya da şirin göstermek ihtiyacından kurtulamıyorlar. Bununsa en kestirme yolu haberlerin denetlenmesidir şüphesiz. Bu yüzden güçlü haber kaynaklarının dünyayı istedikleri gibi görüntülemekteki maharetleri gün geçtikçe artmaktadır.
Bu kitap arada başkaları olmadan Müslüman‘ın övünç kaynağı Afganistan cihadını, çileli kamp hayatından kesitler, teşkilatların yapılarını sunmak dileğidir.

Halkı Müslüman olan ülkelerin –farklı görünenlere rağmen- ortak yazgıları olan yakın tarihin değerlendirilmesine yukarıda bahis olunan çarpıkların gölgesi düşmüştür. Bu yüzden Afgan tarihine kısaca göz atmak istedik. Bugüne gelişi hazırlayan olguları anlamak için gerekliydi bu.

Farsçayı öğrenmeme ve edindiğim bilgileri mütalaaya yardım eden Kumanlı Muhacir Kari Seyb’den Hizibler konusunda Peştuca bir kitapçığın tercemesinde günlerini veren Abdurrezzak Maruf’dan ve Hall-i Siyasi adlı broşürü terceme edip gönderen Mahmut Osmanzade’den Allah razı olsun."

Kitapları İsteme Adresi:

Özgün Yayıncılık
Büyük Karaman Cad. Manisalı Fırın Sokak. No: 7/A Fatih
Tel: (0212) - 631 43 55

Kaynak: Yeni Şafak ve TİMETURK


DİĞER HABERLER İÇİN TIKLAYIN

Bahaddin Yıldız ve Faruk Aktaş vefat etti!

Özgür-Der: İki yiğit kardeşimizi kaybettik!

İşte Afganistan'da uçağın düştüğü bölge

İbrahim Karagül: Bir yiğit adamı kaybettik...

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara