Cunta uçaklarının Ankara'yı vurduğu gün
Albay Talat Aydemir, 1963 darbesinde iç savaşa nasıl ramak kaldığını anlatıyor: Eskişehir'den kalkan 4 F100 Genelkurmay'ı taradı. Bir roket Hava Kuvvetleri'nin yanına düştü. Hükümete bağlı iki F 86 Harp Okulu'nu taradı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-16 17:39:00
ERDİNÇ AKKOYUNLU'nun haberi
22 Şubat gece yarısı cuntacılara bağlı uçaklar karargahı ateş atına alıp roket attı. Sabahın ilk ışıklarıyla darbe karşıtı uçaklar Harp Okulu’nu taradı.
Albay Talat Aydemir’in 20 Mayıs 1963’te tarihe “Radyo Darbesi” olarak geçen darbe girişiminde, TSK’da iç çatışmayla başlan bölünmenin ülkeyi iç savaşa taşıyabilecek boyutlara ulaştığı ortaya çıktı. İlk kez cuntacılar ile TSK arasında el değiştiren radyo için “Radyonun en etkili silah olduğunu anladım. Mağlubiyetimizin tek sebebi radyodur” ifadelerini kullanan Aydemir, ‘Hatırat’ında cuntacılar ile darbe karşıtı TSK mensupları arasında ‘savaş uçaklarıyla’ Ankara semalarında yaşanan tüyler ürpertici mücadeleyi de anlatıyor.
O GECEYİ YAŞAMAYAN BİLEMEZ
20 Mayıs 1963 saat 23.0’ten sonra: Tam H. K. K. Meclis arasındaki yol üzerinde Yb. Rıfkı Ertem ile konuşuyorduk. Radyoevi’ne gidecektik. Etrafımızda Harp Okulu talebeleri vardı. 30-40 kadar Hv. Kv. Kh da dolu gibi bize ateş başladı. Hemen talebelere tam siper yaptırdık, fakat Rıfkı Bey ile biz ayakta kaldık, kendimizi kaybetmiştik. Hele ben vurulmayı çok arzu ediyordum. Fakat öldürmeyen Allah öldürmüyor, ayağımın ucuna yere çarpan mermileri çok gördüm. Mucize demekten başka elimden bir şey gelmiyor. O geceyi görmeyen inanmaz.
UÇAKLAR MECLİS ÜZERİNDEN DALIYOR
Biraz sonra ateş kesildi, okula döndük, işler pek iyi gitmiyordu. Sabah olmak üzere idi. Saat 05.30 oldu. Okula koarak İzzet Köz ile Hv. Bn. Necdet Öz’ün geldiğini gördüm, sevinçle “İşte Albayım nihayet istediğin uçakları getirdik, şimdi Eskişehir Hv. Üssü’nden 4 adef F-100 uçağı hareket etti geliyorlar” demeye kalmadı, uçaklar geldi. Nizamiyeye çıktım, 4 uçak da Meclis üzerinde Muhafız Alayı Köşk’e dalıyor. Hv. K.K ve Genel K. dalıyorlardı. İzzet Köz Hv. K. K ateş altına bu uçaklarla aldırtacağını söyledi. “Harbiyeliler Kh civarından çekin” dedi.
HÜKÜMET YANLISI UÇAKLAR YETİŞTİ
Ben de Fethi Gürcan’a haber gönderdim. Hakikaten biraz sonra uçaklar KH. makineli tüfeklerle tarıyorlardı. Hatta bir uçak da roket atışı yaptı ama Hv. K.’nın yanındaki araziye düştü. Bir müddet sonra bu uçaklar gitti. Her halde yakıtları bitti. Saat 06.00’da bu sefer iki adet F-86 uçağı geldi. Bunlar Mürted’ten kalkmış hükümet kuvvetlerine aitti. Bunlar da Harp Okulu’nu makineli tüfek ile taramaya başladılar, o anda bir tane talebe şehit oldu. Epey ateş ettiler, artık vaziyet aleyhe dönmüştü. (S.179)
Biz rakiplere değil radyoya yenildik
(Talat Aydemir’in bildirisinden sonra Yarbay Ali Elverdi’nin, yapılan işin yanlış olduğnu ilan eden konuşması yayınlanır) “Çünkü karşımızda hiçbir kuvvet yoktu. Ama nasıl olduğunu anlayamamıştım. Meğer Radyoevi’ne ne trafik kıtası gelmiş ne de Harp Okulu’ndan gönderilecek bindirilmiş bölük gitmiş. Turgut Alpagut, Bahtiyar Yalta da meydanda yok, hemen nizamiyede binmiş olarak bekleyen bölüğü aşağıya sevkettim. Üst. Erol Dinçer bu bölük ile gidip radyoevini tekrar zaptetti. Ali Elverdi’yi tevkif edip getirdi. Radyo tekrar bizim anonsu vermeye başladı. 02.30’a kadar devam etti. Bu sefer de Etimesgut istasyonundan radyonun irtibatını kestiler. Hükümet kuvvetleri diye Etimesgut’tan anonsa başladılar. (s.177)
(Genelkurmay Başkanı Sunay radyoda şu konuşmayı yapar: “TSK hükümetin emrindedir. Kara, Hava, Deniz ve Jandarma Komutanlıkları Hükümeti desteklemektedir. Talat’ın 3-5 adamı hüsrana uğrayacaktır. Maceraperestler muvaffak olamayacaklardır ve cezalarını ödeyeceklerdir. Bunlar toplanmaktadırlar.”)”İşte o andan itibaren subaylarda, kıta komutanlarında bir çözülme başladı. Halbuki karşımızda hiçbir kıta yoktu. Subaylar tankları bırakıp, bölükleri bırakıp kaçmasa idi, hiçbir şey olmayacaktı. Tek radyonun bu kadar tesirli bir silah olduğunu o zaman anladım. Mağlubiyetimizin tek sebebi radyodur.”(s.177)
DARBE BİLDİRİSİ YATAK ODASINDA YAZILDI
20 Mayıs 1963 Pazartesi: Saat 10.00’da Emin Arat bana gelecek, radyo tebliğini getirecekti. Ondan evvel Yb. Rıfkı Ertem geldi. 229. P.A için hazır haberini verdi. Tank Üstğ. İlhan Baş geldi, hazır haberini verdi, onları yatak odasında sakladım. (...) Hemen yatak odasına geçtim. Yb. Rıfkı daktiloda üç suret olarak temize çekti. İlhan Baş da orada idi. İki no’lu tebliği de ben yazdım, hepsi hazırdı. (s.166)
Cuntacıları AP’lilere parçalatacağım
Talat Aydemir ve ekibinin faaliyetlerini fark eden İsmet İnönü de cuntacılar için ayrıca bir plan hazırlamış:
• 20 Şubat 19’da şu haberi aldım: Başvekalet’te çalışan bir arkadaşım evime yazılı bir not bırakmış “Talat, yarın tevkif edileceksin. Ankara’da bulunan Albaylar Cuntası İnönü tarafından dağıtılacak. İnönü, ‘İdamlarda MBK’nın kabahati yoktur. Baş sorumlu Harp Okulu Kumandanı ve yakın arkadaşlarıdır. Ben onları dağıttıktan sonra halka teslim edip AP’lire linç ettirecğim” demiş (s.97)
- 22 Şubat sakin başladı. (...) Süvarı Binbaşısı Fethi Gürcan, Muhafız Alay Kumandanılğı’nı derhute ediyordu. O anda bana telefon etti. “Albayım şimdi burada kuvvet komutanları, İnönü dahil bütün kabine Köşk’te toplantı halindeler. Şimdi hepsini enterne edeyim mi? Hesaplarını göreyim mi?” dedi. “Hayır” dedim “Serbest bırakacaksınız. Çıkacaklar.” (s. 103)
Darbeyi yaptık ölsem de gam yemem
(...) 20 Mayıs Saat 23.00’te kapı çalındı. Hv. Bn. Cemal Özdemir geldi. Oturduk, Hava Kuvvetleri’nin son durumunu bildirdi. “Bütün üsler hazır” dedi. ‘Saat 23.30 oldu, artık tehlike kalmadı. Bu ana kadar hükümet haber almadığına göre harekat başladı’ dedim. Heyecan ile beni almaya gelecekleri bekliyordum. Saat 23.55 olmuştu, kapı çalındı. Em. Sv. Yb. Şükrü İnanç geldi. “Beni Alb. Yaşar Başaran gönderdi. Tanklar gelmezse Trafik Kıta ben gelmem diyormuş” dedi. (...) O gider gitmez, radyo sustu. Bir Almanca neşriyat başladı, o da kesildi, radyo vınlamaya başladı. Arkasından “Dikkat dikkat” diye Tank Üst. İlhan Baş’ın sesi yükseldi. İlk tebliği okumaya başladı. (...) Hav. Bnb. Cemal Özdemir hemen boynuma atladı tebrik etti. Eşim, çocuklarım sevinç içindeydik. Arkadan Harp Okulu Marşı çalmaya başlayınca “Bugünü gördüm, artık ölsem de gam yemem” dedim.
Star gazetesi
SON VİDEO HABER
Haber Ara