Dolar

34,8888

Euro

36,7535

Altın

3.041,28

Bist

10.058,47

Atina ile tarihî işbirliği

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 10 bakan ve yüzlerce işadamı ile Yunanistan'a tarihî bir ziyaret gerçekleştirdi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-15 08:02:00

Atina ile tarihî işbirliği
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 bakanla Yunanistan'a gerçekleştirdiği tarihî ziyaret, son 20 yıl içinde 3 kez sıcak çatışmanın eşiğine gelen iki ülke ilişkilerinde milat oldu. Erdoğan, ağır ekonomik kriz sebebiyle yabancı yatırımcıların kaçtığı Yunanistan'a beraberinde çok sayıda işadamı götürerek Atina'ya 'zor gününüzde sizinle dayanışma içinde olacağız' mesajı verdi. Ziyaret sırasında iki ülke arasında siyasi, ekonomi, çevre, enerji, turizm ve kültürel alanlarda 22 anlaşma ve protokole imza koyuldu. Yoğun diplomasi trafiğinin ardından oluşturulan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi, Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu başkanlığında ilk kez toplandı. Atılan adımları değerlendiren Erdoğan, "Bunlar tarihî, önemli adımlardır. İki komşu, dost ülke olarak geleceği çok daha güçlü şekilde kuralım istiyoruz. Onun için de bu adımları atıyoruz." dedi. İki ülke ilişkilerine ivme kazandırması beklenen anlaşmaların, Kıbrıs, Ege ve azınlıklar gibi ciddi ihtilafların çözümü yolunda kolaylaştırıcı etki yapması hedefleniyor. Başbakan, Atina'dan Batı Trakya Türkleri için de talepte bulundu. Bu bölgedeki müftülerin bundan sonra atanarak değil seçilerek görevlendirilmesini istedi: "Şu bir gerçek, nasıl ki patriği seçme hakkını kendimizde bulmuyorsak, aynı şekilde oradaki Müslümanların dinî liderlerini tabii ki Yunan hükümetinin seçmemesi gerekir. Bu konuyu oturup konuşup süratle neticelendirmemiz lazım."

Başbakan Erdoğan, Atina ziyaretinin ilk gününde Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas, Başbakan Yorgo Papandreu, Meclis Başkanı Filippos Peçalnikos ve anamuhalefet Yeni Demokrasi Partisi lideri Andonis Samaras ile bir araya geldi. Görüşmelerde, ekonomik ilişkiler, AB süreci, Ege sorunu, Batı Trakya'daki Türklerin sorunları, Kıbrıs, vize muafiyeti ve kaçak göçmenler konuları gündeme geldi. İki ülke arasında yarışa dönüşen savunma harcamalarının azaltılması konusu da önemli gündem maddeleri arasındaydı. Yunanistan 2009 yılında silahlanmaya 13,4 milyar Euro harcama yaparken, Türkiye 9,9 milyar Euro harcadı. Gözlemciler, Yunanistan'ın 300 milyar Euro'luk borç krizinde, çoğu Türkiye'ye karşı olmak üzere ithal edilen silahların da payı olduğunu söylüyor. Papandreu ile 1,5 saat görüşen Erdoğan, daha sonra Yunan meslektaşı ile Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı ve İş Forumu'na katıldı. Türkiye'den 10, Yunan tarafından ise 7 bakanın hazır bulunduğu konsey toplantısında turizm, enerji, çevre ve Yunanistan için önemli sorunlardan biri olan kaçak göçmen konularında işbirliğini içeren 22 anlaşma ve işbirliği protokolü imzalandı. Başbakan Erdoğan tarihi imzaların iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcı olacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile yaptıkları ortak basın toplantısında imzaları, "Bugün, yüz yıla yaklaşan bir süre içerisinde iki ülke için gerçekten bir dönemeç." sözüyle nitelendirdi. Kadim iki halk arasındaki ilişkilerin tüm dünyaya örnek olmasını istedi. Hususi pasaportlarla ilgili vize şartının kalktığını açıklayan Başbakan Erdoğan, AB'ye vize siteminde bulundu. Erdoğan, AB üyesi olmayan Sırbistan'a serbest dolaşım hakkı tanınırken, müzakereci Türkiye'nin de aynı hakka sahip olması gerektiğini belirtti.

HEYBELİADA KONUSUNDA UMUTLU KONUŞTU

Erdoğan, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması ile ilgili olarak da "Çözüme yönelik çalışmalarda bir netice alacağımızı ben umut ediyorum. Olumlu bir yaklaşım içerisinde olduğumu da burada ben söylüyorum. Üzerinde çalışıyoruz. Temenni ederim ki burayı da kısa zamanda bir neticeye bağlarız.'' dedi. Büyükada'daki yetimhaneyi de yargı sürecinin sonuçlanmasının ardından Fener Rum Patrikhanesi'ne teslim etmeye hazır olduklarını bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fener Rum Patriği Bartholomeos'nun ekümenik olarak nitelendirilmesinin kendisini rahatsız edip etmediğine ilişkin bir soruya, "Beni rahatsız etmez. Ecdadımı rahatsız etmediğine göre beni de rahatsız etmez.'' yanıtını verdi.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki dış ticaret hacmine de değinen Erdoğan, "Dış ticarette 2,5 milyar dolara düştük. Bunlar bize yakışmıyor. En kısa zamanda bunu dolar bazında değil, avro bazında 5 milyar avroya çıkarmamız lazım. Bu siyasi irade her iki tarafta da mevcut." dedi. KKTC yapılan seçimin ardından cumhurbaşkanının değişmesine rağmen Ada'da BM müzakere sürecinin kaldığı yerden devam edeceğini vurguladı. Ankara'nın, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de dahil olacağı 5'li görüşme teklifini yineledi. Atina'nın da destek vermesi halinde müzakerelerde yıl sonuna dek bir sonuca varılabileceğini söyledi. Erdoğan sözlerini, Yunanca "Efharisto poli (çok teşekkür ederim)...''diyerek tamamladı. SAVUNMA HARCAMALARINDA İNDİRİME GİDİLİYOR

Yunanistan Başbakanı Papandreu da atılan imzalar için "Bu bile bu ziyareti tarihi kılmaya yeter. Eminim daha yeni ve büyük adımlar atarız.'' dedi. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi çerçevesinde her yıl bir kez başbakanlar başkanlığında birçok bakanın katılımı ile toplantılar yapılacak. Bunun yanı sıra Türkiye'nin ilgili bakanlarının yılda en az bir kez bir araya gelecek.

Papandreu iki ülke arasındaki güvensizliğin ortadan kaldırılmasının Türkiye ile Yunanistan arasında iş konusunun daha da geliştirilmesine katkı sağlayacağını belirtti. Erdoğan ile yaptıkları görüşmede, "silahların karşılıklı olarak azaltılması noktasına gelinmesinde ve bu alanda yapılan harcamaların diğer konulardaki altyapılara harcanması konusunda görüş birliğine varıldığını'' söyledi.

Başbakan Erdoğan'a Atina ziyaretinde, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Devlet Bakanı Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ve çok sayıda işadamı eşlik ediyor.

Yeşil pasaporta vize muafiyeti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihi Atina ziyaretinde toplam 22 anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalara göre, hususi pasaport (yeşil) sahiplerine vize şartı artık kalktı. Mavi renkli pasaport sahiplerine de vize muafiyeti getirilmesi için çalışmalar yapılacak. Ayrıca Ege Denizi'ndeki Yunan adalarına günübirlik ziyaretlerde vize kaldırılabilecek. Bununla birlikte turizm alanında iki ülke paket programlar düzenleyecek. Uzakdoğu'dan gelecek ziyaretçilerin iki ülkeyi de ziyaret etmesi sağlanacak. Yasa dışı göç noktasında ise Türkiye üzerinden Yunanistan'a giden kaçak göçmenler Ankara'ya iade edilecek. Diplomatların ortak eğitimi öngörülürken iki ülke dışişleri bakanları da düzenli olarak görüşecek.

Erdoğan: Ege Denizi barışın simgesi haline gelsin

Erdoğan Ege'de iki ülke savaş uçakları arasında yaşanan it dalaşı konusunda da önemli mesajlar verdi. Ege'de uçakların bomba ve füze sistemi olmadan uçmasını teklif etti. Erdoğan, "Eğer tatbikat yapılacaksa bunlarsız (bombasız) uçsunlar diyoruz. Dolayısıyla bunlar barışın adeta bir simgesi olsun. Zaman içerisinde bunlar hiç uçmasın. Bu hale geliyoruz. Bunu başaralım." diye konuştu. Savunmaya harcanan paranın sağlık ve eğitime harcanması çağrısı yaptı. Erdoğan, "Ege Denizi'nin ayrıştırıcı bir deniz olmasını kabullenemiyoruz. İstiyoruz ki Ege Denizi birleştirici bir deniz olsun. Ege Denizi, barışın bir simgesi haline gelsin." çağrısı yaptı.

Başbakan Atina'dan Batı Trakya Türkleri için de talepte bulundu. Bu bölgedeki müftülerin bundan sonra atanarak değil seçilerek görevlendirilmesini istedi. Erdoğan, "Şu bir gerçek, nasıl ki patriği seçme hakkını kendimizde bulmuyorsak, aynı şekilde de oradaki Müslümanların dini liderlerini tabii ki Yunan hükümetinin seçmemesi gerekir. Bu ciddi bir yanlıştır diye düşünüyoruz ve bunun da giderilmesi gerekir diye inanıyoruz. Bu konuyu oturup konuşup süratle neticelendirmemiz lazım.'' ifadelerini kullandı. Papandreu'dan ayrıca Atina'daki Fethiye Camii'nin restorasyonu için müsaade istedi.

Selanik'te bombalı saldırı: Bir yaralı

Yunanistan'ın Selanik kentinde dün bir gazete binasında tuvalete yerleştirilen bombanın patlaması sonucu bir kişi yaralanırken binada ağır maddi hasar meydana geldi. Polisin aldığı ihbar sonucu gazeteyi ve çevresindeki binaları boşaltması yaşanabilecek büyük bir facianın önüne geçti. Görgü tanıkları patlamanın binanın bodrum katında gerçekleştiğini belirtti. Önceki gece Yunanistan'ın başkenti Atina'da da şehrin en büyük hapishanesinin yakınında bir bomba patlatılmış, olayda bir kadın yaralanmıştı. Başkent, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ziyaretinde sırasında da protesto gösterilerine sahne oldu. Aşırı sağcı Yunanlılar, Ermeniler ve PKK sempatizanlarından oluşan 450 kadar kişi gösteri yaptı. Protestocular ile polis arasında kısa süreli bir gerginlik de yaşandı.

Gerçekçi olup imkânsızı istemek

Haber İzlenim - Ayşe Karabat - Atina

"Ecevit'in ön adı neydi?" diye telaşla sordu bir sıra önümüzde haberini yetiştirmeye çalışan Yunan gazeteci. Hem onların hem de bizim gazetelerimizin baskı saatleri yaklaştığından, kafamızı kaldırmadan yanıtladık: "Bülent Bülent"... Birkaç dakika sonra bu sefer bizden biri sordu onlara; "Hey hey, sizin Pangolos'un ilk adı neydi peki?.."
Eskiden Türk ve Yunanlı gazeteciler bir araya geldiklerinde ve birlikte aynı basın merkezinde haber izlemek zorunda kaldıklarında, belki zorunluluktan, belki de pratik nedenlerden, herkes milliyetine göre iki ayrı uçta toplanırdı. Hatta eskiden birlikte eğlenilmeye ya da yemeğe gidildiğinde bile. Ama bu sefer durum hiç de öyle değildi. Toplantıların yapıldığı Atina Hilton Oteli'ndeki geniş salonda, bir Yunan gazetecinin yanında bir Türk meslektaşı vardı ve belki de çok nadir olarak aynı şeyi yazıyorlardı; "ilişkilerde yeni dönem", "yeni bir sayfa açıldı", "barış destanı yeniden yazılıyor"... Üstelik birbirlerine söyleşi verirken de aynı şeyleri söylüyorlardı, iyi ve yeni bir başlangıç...

Doğrusu benzer bir durum, bir yukarı katta, basın toplantısının yapılacağı salonda da vardı. Salonun sağ yanı Türk gazetecilere ve işadamlarına, sol yanı da Yunan gazetecilere ayrılmıştı. Her iki ülkenin dışişleri bakanlıklarından protokol görevlileri iki başbakan salona girmeden önce, kendilerine düşen kısmı düzenlemeye çalıştılar ama kimin umurunda, kaynaşma yaşanmıştı bir kez...

Otelin çeşitli katlarında bir o yana bir bu yana koşturan teknokratlar, bakanlar, gazeteci-ler, diplomatlar elbette iki ülkenin arasındaki sorunların öyle bir günde çözülebileceğini düşünecek ya da dillendirecek kadar deneyimsiz değillerdi. Zaten belki de cuma akşamı herkesi geleceğe doğru umutlu bakmaya iten nokta da tam da buydu; gerçekçi beklentiler...

Elbette bardağın boş kısmını da görenler vardı; ticaret hacmini öyle kısa bir sürede artırmak mümkün değil. Kıbrıs sorunu ortadayken ne yapılabilir ki? Ege'de kıta sahanlığı sorunu hâlâ duruyor, diyerek ortalıkta dolaşanlar eksik değildi ama gerçekten de azınlıktaydılar.

Aslında eğer Türkiye ve Yunanistan başbakanlarının söz verdiği gibi cuma günü yapılan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin bu ilk toplantısını ilişkileri geliştirmenin temeli yapmayı başarabilirlerse, bunu gerçekçi oldukları için yapabilecekler. İki Akdeniz halkı olarak hemen heyecanlanıp sonra çabuk soğuyarak değil, gerçeklerin farkında olarak...

Ama zaten bu kadar kemikleşmiş sorunların olduğu yerde tam bir barış yapmanın yolu gerçekçi olup imkânsızı istemekten geçmiyor mu?

Kaynak: Zaman
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara