Açılışta Emek ve AKM tepkisi

İstanbul’da ne kadar çok sahne var değil mi? Sakın yanlış anlaşılmasın burada sahneden kasıt, büyük salonların, kültür merkezlerinin spot ışıklarıyla aydınlatılmış bölümleri değil. Tarihin en eski dönemlerinden beri sayısız insana yurt olan, onların yaşanmışlıklarıyla büyüyen ve yaşlanan şehr-i İstanbul’un caddelerinden, sokaklarından, deniz kokusunun içine kadar sokulduğu evlerinden söz ediyorum. Kadim varlığında milyonlarca sahne ve oyuncu barındıran bu kent, önceki akşam 17. Uluslararası Tiyatro Festivali’nin açılışına sahne oldu. Her ne kadar İstanbul’da spot ışıklarıyla aydınlatılmış gerçek sahnelerin sayısı çok fazla olmasa da, İstanbulluların festival sayesinde, 10 mayıs-10 haziran tarihleri arasında, dünyanın ve Türkiye’nin önemli tiyatro topluluklarıyla tanışma şansı bulacak olması mutluluk verici.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen ve açılışı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılan festivalin sunucusu, oyuncu Defne Halman’dı. Açılış konuşmasını ise, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı yaptı. Tiyatro festivalinin şimdiye kadarki en geniş programa sahip olduğunu, festival kapsamında ünlü tiyatrocuların katıldığı atölye çalışmaları da düzenleneceğini söyleyen Eczacıbaşı, aralarında Bayrampaşa Cezaevi’nin de bulunduğu yeni mekânların festival için kullanıma açılmasının önemine değindi. İstanbulluların yıllardır Atatürk Kültür Merkezi’nden (AKM) mahrum oluşu da Eczacıbaşı’nın değindiği konulardan biriydi.

Eczacıbaşı, AKM’nin hâlâ kapalı oluşundan duyduğu sıkıntıyı belirtti ve bu önemli mekânın bir an önce kentin kültür yaşamına kazandırılması gerektiğini söyledi. Salondaki herkesin bu sözleri desteklediği, alkışlardan belliydi. Eczacıbaşı’nın, Emek Sineması’nın da yeniden halka açılması gerektiği yönündeki sözlerinden sonra, film festivalinin açılışında gördüğümüz protestocular borazanlarıyla ortaya çıkıp, Emek Sineması’nın yıkılacak olmasını protesto ettiler.

Eczacıbaşı’nın festivale destek olan kuruluşların temsilcileriyle sponsorlara plaket vermesinin ardından, onur ödüllerinin sahipleri açıklandı. Tiyatro Araştırma Laboratuvarı’nın kurucularından biri olan, Oppenheimer Olayı, Galileo Galilei, Oyunlarla Yaşayanlar gibi oyunlardaki performansıyla hafızalara kazınan Erol Keskin, ödülünü Eczacıbaşı’nın elinden aldı. Diğer onur ödülüne layık bulunan Japon eğitimci, yazar ve yönetmen Tadashi Suzuki’ye plaketi, 26 mayıs akşamı, yeniden yazıp yönettiği Elektra adlı oyunun sahnelenmesinden önce, Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde takdim edilecek.

Açılış töreninin sonunda, Shakespeare’in sonelerinin tiyatral bir bütünlük oluşturacak şekilde yanyana getirilmesinden oluşan, yönetmenliğini Engin Alkan’ın yaptığı Hekate’nin Şarkısı’nı izleme şansı bulduk. Müzikleri Selim Atakan’ın imzasını taşıyan oyun, kuşkusuz açılış töreninin en güzel kısmına tekabül etti. Adını, Shakespeare’in Macbeth oyunundaki cadı Hekate’den alan müzikli oyun, Macbeth’in kişiliğinde hayat bulan iktidar, erk, ataerkillik kavramları üzerine bir çeşitleme. Ancak oyundaki cadılar, Macbeth tragedyasında olduğu gibi karanlığın ve kötü güçlerin değil, Anadolu tanrıçalarına benzer şekilde bereketliliğin simgesi. Ayça Varlıer, Banu Kunt, Begüm Günceler, Emre Çelik ve Bülent Tekakpınar’ın oynadığı oyun, 28 ve 29 mayıs tarihlerinde Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.

Kaynak:Taraf

Açılışta Emek ve AKM tepkisi

Tiyatro Festivali törenle açıldı. Emek Sineması protestoları geceye damga vurdu. İKSV Başkanı Eczacıbaşı, AKM’nin açılmamasından duyduğu sıkıntıyı dile getirdi.