Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

'Bu eşkiya düzeni artık sona ermeli'

Türkiye'nin 27 Mayıs darbesinin ardından 50 yıldır bir eşkıyalık düzeni içinde yaşadığını belirten Prof. Dr. Mümtazer Türköne, bu düzenin sonuna gelindiğini söyledi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-05-07 08:45:00

'Bu eşkiya düzeni artık sona ermeli'
Bu düzeni sürdürmek için en küçük bir olayda cübbelerin giyilip Anıtkabir'e koşulduğunu hatırlatan Türköne, "Milli güvenlik kurumlarından Anayasa Mahkemesi'ne kadar, yüksek yargının tepesindeki bugünkü yapıya kadar bir eşkıya düzeninde yaşadık. Ne hukuk hukuktu, ne üniversitede bilim yapıldı" şeklinde konuştu.

Gazeteci Yazar Prof. Dr. Mümtazer Türköne, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsmet İnönü için 'Hitler' benzetmesinde bulunmasına katılmadığını söyledi. Türköne, İnönü'nün Hitler'e değil Mussolini'ye benzediğini savundu.

Türkiye'nin 27 Mayıs darbesinin ardından 50 yıldır bir eşkiyalık düzeni içinde yaşadığını savunan Türköne, bu düzenin sonuna gelindiğini kaydetti. Türköne, "Ben öyle inanıyorum ki bu tartışmalardan sonra, ortalığa dökülen şeylerden sonra, tek başına Meclis'te anayasayı değiştirecek, bir kurucu meclis iradesi ortaya koyacak bir kararı da bu millet çıkartır. Yeter ki sandık önümüze gelsin." dedi.

Bursa Kamu Çalışanları Derneği tarafından Yıldırım Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelde konuşan Prof. Türköne, 27 Mayıs'ta kötü bir kazaya uğrandığını dile getirdi. 50 yıldır bir eşkıyalık düzeni içinde yaşadıklarını ileri süren Türköne, "Bütün anayasal kurumlarına kadar. Milli güvenlik kurumlarından tutun Anayasa Mahkemesi'ne kadar, yüksek yargının tepesindeki bugünkü yapıya kadar bir eşkıya düzeninin içinde yaşadık. Üniversitelere kadar. Ne hukuku hukuktu, ne üniversitede bilim yapıldı. Çünkü amacı evrensel düzeyde bilim üretmek değil. Bu düzene destek vermekti. En küçük bir olayda cüppelerini giyip Anıtkabir'e koşuyorlardı. Ne için, bu düzeni sürdürmek için." diye konuştu.

"2 tane jet alçaktan uçtu diye korktukmu !"

Ergenekon sürecini değerlendiren Prof. Türköne, Ergenekon'u kağıttan bir kaplana benzetti. 28 Şubat sürecinde olduğu gibi medya ve sermayenin Ergenekon'a destek vermediğini vurgulayan Prof. Türköne, ortada bir kağıttan kaplan ile ona destek veren yüksek yargı oligarşisinin bulunduğunu söyledi. O destek de çekildiği zaman kağıttan kaplanın ayakta durmasının mümkün olmadığını ifade eden Prof. Türköne, şöyle devam etti: "Hukuk hakim olacak, başka türlü bu devleti yaşatamazsınız. Siz bu jetleri Erzurum'un meydanından 600 fitten uçuruyorsunuz. Bunun önceden planlandığı söyleniyor. Araştırılsa böyle bir planlama olmadığı ortaya çıkar. Peki korktuk mu? 2 tane jet üzerimizden geçti diye oradaki hakimler, savcılar korktu mu? Mantığı düşünün. İki jet uçurarak mahkemeyi korkutacak, orgeneralin yargılanması engellenecek. Böyle bir mantık. Böyle bir mantığın egemen olduğu ülkede sizce gelişme, medeniyet olur mu? 3. Ordu Komutanı mahkemeye gelmiyor. Koskoca Genelkurmay mazeret beyan etti. Terör örgütünün lideri olmakla suçlanan bir generali siz savcının önüne getiremiyorsunuz. Bu durumda yüksek yargının hiç sesi çıkmıyor."

"Siyasi partilerle ilgili hükmün geçmemesi hayırlı oldu"

CHP 'nin 110 imzayı bulması halinde anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götürebileceğini hatırlatan Prof. Türköne, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne olacak o zaman? Hükümet erken seçim diyecek.

CHP ne yapacak o zaman? Ben öyle inanıyorum ki bu tartışmalardan sonra, ortalığa dökülen şeylerden sonra, tek başına Meclis'te anayasayı değiştirecek bir kurucu meclis iradesi ortaya koyacak bir kararı da bu millet çıkartır. Yeter ki sandık önümüze gelsin. Bunu söylüyorsak bu iş düzelir. Bu işin düzeleceğini bildikleri için iptal edemezler.

Bazen şerlerde bile hayır vardır. Şu siyasi partilerle ilgili hükmün geçmemesi belki de hayırlı oldu. Çünkü bütün şimşekler o madde üzerindeydi. Şimdi Anayasa Mahkemesi üyelerinin sayısının artmasına nasıl itiraz edecekler? Anayasa'nın başlangıç maddeleriyle ne ilgisi var? Yani mantığın da bir sınırı var."

BDP'yi de eleştiren Prof. Dr. Mümtazer Türköne, parti kapatmanın milletvekillerinin yetkisine verilmesiyle ilgili değişiklikte, 'ben bu yetkiyi istemiyorum' diyerek kendini idam eden BDP'nin halkına hesap veremeyeceğini dile getirdi.

Türköne, bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, İsmet İnönü için 'Hitler' benzetmesinde bulunmasına katılmadığını söyledi. Türköne, İnönü'nün Hitler'e değil Mussolini'ye benzediğini iddia ederek, "İnönü, Hitler'e benzemezdi.

Mussolini'ye benzerdi. Bu bir latife değil, gerçek. İnönü'ye 'Milli Şef' denirdi. Bu, Musoli'nin kullandığı 'Duçe'nin kopyasıdır. O da 'Şef' demektir." dedi.

Kaynak: Milli Gazete

Haber Ara