Astsubay Bozkurt: Şerefim ayaklar altında
Erzincan'daki "silahlı terör örgütü"ne ilişkin görülen davada tutuklu sanıklardan Astsubay Şenol Bozkurt, savunmasını tamamladı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-07 19:34:00
Bozkurt, gizli tanıkların beyan ettiği gibi bir istihbarat görevlisi olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Ben sıradan bir karargah görevlisiyim. Gizli tanıklar Efe ve Munzur'un dediği gibi bir istihbarat elemanı değilim. Yasa dışı telefon dinlemesi yaptığım iddiası da yalandır. Örgüt üyesi değilim. Hayatım boyunca da hiçbir örgüte üye olmadım. Hakkımda tamamen uydurma ve somut delillerle sabit olmayan iddialar bulunuyor. Tamamen iftiralara maruz kaldım."
Bozkurt, birlikte yargılandığı kişilerden Albay Recep Gençoğlu'nu gö revi gereği tanıdığını, tutuksuz sanık Yaşar Baş'ı ise Avcılar Kulübü Başkanı olması sebebiyle tanıdığını, diğer kişileri ise bu iddianame ile birlikte tanıdığı nı belirtti.
İddianamede gizli tanık "Efe" olarak geçen kişinin artık İliç Savcısı Bayram Bozkurt olduğunun herkes tarafından bilindiğini belirten Şenol Bozkurt, savcı Bozkurt'un da kendisinin arkadaşı olduğunu bildirdi.
Bayram Bozkurt'un kendi ağabeyiyle aynı ismi taşıdığını dile getiren Astsubay Şenol Bozkurt, savunmasına şöyle devam etti:
"Bayram Bozkurt'un ağabeyim ile aynı ismi taşıması da ayrı bir tesad üf. Savcı Bayram Bozkurt, 2009 yılı mayıs ayında benim yanıma gelerek Erzurum'da bir savcı ile görüştüğünü ve bu savcının Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu hakkında bir soruşturma yürüttüğünü söyledi ve kendisi bana, bu soruşturmada Recep Gençoğlu ile aramazdaki anlaşmazlığı fırsat bilerek gizli tanık olmayı teklif etti.
Bunu da buradan ilk kez açıklamadım. İddia makamı, yalancı gizli tanıkların ifadelerine büyük önem verirken, ne hikmetse benim beyanlarıma önem vermemektedir. Dört aydır cezaevindeyim, cezaevinde geceler uzun geçer ve bu uzun gecelerde kendime, 'Ben ne yaptım da buradayım' sorusunu soruyorum. Ancak dört aydır inanın bir cevap veremiyorum."
Bozkurt, insanın düşmanının bile atmayacağı iftiralara maruz kaldığını belirterek, şunları kaydetti:
"22 yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri personeliyim. Şerefli bir astsubayı m. Ben bu iddianamede sapık, kadınları pazarlayan birisi olarak gösteriliyorum. Şerefim, haysiyetim ve onurum ayaklar altında. Örgütün ekonomisti olarak gösteriliyorum. Burası önemli değil, ben asıl buradan çıktıktan sonra ailemin ve toplumun huzurunda hesap vereceğim. Bu iftiraları atanlar hakkında davacıyım. Gizli tanık 'Efe' denilen milli kahramanımızın attığı iftiralardan dolayı dört aydır içerdeyim. Sözde ben örgüte Van'dan silah temin etmeye çalışan birisiymişim. Böyle iftira olur mu?"
Bozkurt, Başsavcı Cihaner ile de ortak hareket ettiği yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatarak, "Ben Başsavcı Cihaner ile bu iddianame vesilesiyle tanıştım. Kendisiyle daha önce bir tanışıklığım yoktur" diye konuştu.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen ve beraatini isteyen Şenol Bozkurt, savunmasını şöyle tamamladı:
"Sağlığım cezaevinde iyice bozulmuştur. Bir hastaneye sevkimi istiyorum. Yalnız askeri hastaneye sevkimin yapılmasını istemiyorum. Çünkü o zaman gazeteler yanlış yorumlarda bulunacaklar. Bu nedenle Erzurum'daki herhangi bir hastaneye sevkimi istiyorum. Mahkemenize sunduğum MR raporlarında da sağlığımın kötü oldu ğu anlaşılacaktır. Bir suçum varsa kendi cezamı kendimin vereceğinden kimsenin şüphesi olmasın."
Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, savunmanın ardından çapraz sorguya geçmek istedi. Ancak Astsubay Bozkurt, var olan paralel bir soruşturma bulunduğunu ve bu nedenle şu aşamada çapraz sorgu yapılmasını uygun görmediğini kaydetti.
Bozkurt'un avukatı Hüseyin Özarslan ise müvekkilinin tutuklu kaldığı süre, sağlık durumu ve sabit ikametgah sahibi olmasını gerekçe göstererek tahliye talebinde bulundu.
Ardından Mahkeme Başkanı Karatay, duruşmaya 15 dakika ara verdiğini açıkladı.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara