'Bu bir intikam operasyonudur'
Erzincan'daki "silahlı terör örgütü"ne ilişkin, görülen davada Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, savunmasını tamamladı.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-06 17:12:00
Bu isteğe itiraz eden Tapan'ın Avukatı Hüseyin Özarslan, davaya paralel bir soruşturmanın sürdüğünü ve bu aşamada çapraz sorgu yapılmasını istemediklerini söyledi.
Bunun üzerine Karatay'ın çapraz sorguya cevap vermek isteyip istemediğini sorduğu Tapan, avukatı Özarslan'a katıldığını belirterek, çapraz sorguyu istemediğini ifade etti.
Ardından söz alan Tapan'ın avukatlarından Fatih Mehmet Yoğurtçu ise müvekkilinin bir komploya maruz kaldığını öne sürerek, "Müvekkilim, 20 Temmuz 2009'da Erzincan'a atanmıştır ve üç aylık bir sürede bir örgüt varsa bile buna nasıl üye olunabilir? Bu mantığa aykırıdır" diye konuştu.
Özarslan da müvekkilinin duruşmalarda hazır bulunmaktan bağışık tutulmasını talep ettiklerini söyledi. Özarslan ayrıca, müvekkili gerekçe gösterilerek üç ay süreyle Erzincan İl Jandarma Komutanlığının telefonlarının dinlendiğini ve bu dinlemeler sonucunda 300'ü aşkın kişinin mağdur olduğunu iddia etti.
Söz konusu dinleme kararında imzası bulunan Üye Hakim hakkında Mahkeme Başkanına sözlü olarak suç duyurusunda bulunan Özarslan, "Bir kişinin telefonunu
dinleyeceğiz diye 300'ün üzerinde kişiyi mağdur edemezsiniz. Bu konuda suç duyurusunda bulunuyorum" dedi.
Daha sonra tutuklu sanıklardan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in avukatı Hikmet Aksakallı, duruşmaya katılan sanık yakınları ve avukatlarının büyük kısmının il dışından geldiğini belirterek, mahkeme heyetinin
bu durumu göz önünde bulundurup, yargılamanın mesai saati gözetmeksizin yapılmasını talep etti.
-ALBAY GENÇOĞLU'NUN SAVUNMASI-
Albay Recep Gençoğlu, duruşmada yaptığı savunmada, yıllarca dağlarda terörle mücadele etmiş birisi olarak, şu anda mahkeme heyetinin karşısında "bir terör örgütü üyesi edasıyla" bulunmaktan utanç duyduğunu söyledi.
Gençoğlu, Albay Ali Tapan, Erzincan İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Nedim Ersan, Erzincan İl Jandarma İstihbarat Müdür Yardımcısı Üsteğmen Ersin Ergut, Astsubay Şenol Bozkurt ve İlhan Cihaner ile Orgeneral Saldıray Berk dışındaki tutuklu ve tutuksuz diğer sanıkları tanımadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Tanıdığım kişileri de yaptığım görev gereği tanımaktayım. Diğerlerinin hiçbirini tanımıyorum. Kendilerini burada tanıdım. İddianame, yanlışlarla dolu.
Erzincan İl Jandarma Komutanlığı, Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığına bağlıdır.
Benim 3. Ordu Komutanlığıyla bir organik bağım yoktur. Yani, 3. Ordu Komutanlığı beni denetleyemez, bana emir veremez. Bizim 3. Ordu Komutanlığıyla aramızdaki ilişki, nezakete dayalıdır. İddianamede bu anlamda bir yanlışlık vardır.
Davada adı geçen MİT mensupları Kıvılcım Üstel ile Sadri Barkın İnce'yi tanımam. MİT Şube Müdürü Şinasi Demir ile de nezaketen bir görüşme dışında herhangi bir diyaloğum olmamıştır. İlhan Cihaner ile İsmailağa Cemaatine yönelik operasyon öncesi Jandarma Alay Komutanlığında bir toplantı yaptık. Bu toplantı her operasyondan önce yapılabilen rutin bir toplantıdır."
"Bizim ne Dursun Çiçek'le ne de adı geçen planla bir alakamız yoktur" diyen Gençoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bir intikam operasyonudur. Benim ne Ergenekon'la, ne de başka bir örgütle hiçbir ilişkim yoktur. 36 yıl boyunca bir örgüte karışmamışım da şimdi mi karışacağım? Benim sanıklardan Astsubay Şenol Bozkurt'la ilişkim bozuktur.
Kendisiyle Erzincan'dan kırgın ayrıldım, ancak burada şu anda aynı davada yargılanıyorum. Kendisiyle görüşmüyordum ve uzun zaman sonra kendisiyle burada karşılaştım."
İddianamede adı geçen gizli tanık Efe'yi de tanımadığını kaydeden Gençoğlu, "Kendisi hakkında bana gelen, İliç'teki bir altın madeninin işletmecileri, güvenlik sorunlarının bulunduğunu söylediler. Bayram Bozkurt ve diğer bazı kişilerin kendilerinden rüşvet istediğini öne sürdüler ve benden yardım istediler. Ben de bu konuda bize resmi bir başvurunun olmadığını, kendilerine yardım edemeyeceğimi ifade ettim.
İnsanların günlük, eğlence ve çapkınlık hikayeleri, bu iddianamenin ana temeli olmuştur. Dünyanın hiçbir yerinde cephanelerin suyun altında saklandığı görülmemiştir. Ayrıca gizli tanık Munzur, bana yönelik iftiralarda bulunmuştur,
kendisinden şikayetçiyim."
-"İSMAİLAĞA CEMAATİNE" YÖNELİK OPERASYON-
Albay Gençoğlu, Erzincan'da "İsmailağa Cemaatine" yönelik yapılan operasyonda, hiç bir kadın ve çocuğun gözaltına alınmadığını söyledi.
Gençoğlu, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı yaptığı dönemde "Fethullah Gülen Cemaatine" yönelik bir operasyon yapılmadığına da dikkati çekerek, "Fethullah Gülen Cemaati, bizim ilgi odağımızın dışındaydı. Ancak ne yazık ki iddia makamı, bizim işimizi gücümüzü bırakıp, bu konuda çalıştığımızı düşünmüştür" diye konuştu.
Şahsına yönelik suçlamaların, doğrudan kendisiyle ilgisinin olmadığını ve maddi delillerin yoksun olduğunu belirten Gençoğlu, şöyle devam etti:
"Benimle doğrudan bağlantısı olmayan bir karakol komutanının atış eğitim çalışmasından bile haberim olması bekleniyor. Ben bu çalışmadan nasıl haberdar olabilirim? Ben 2007-2009 yılları arasında Erzincan'da 5 bin personeli komuta ettim. Benim oradaki tüm personeli tanımam mümkün değildir. Ayrıca Orhan Esirger'in bilgisayarındaki kayıtlara bakıldığında kayıt tarihinin 2006 yılı olduğu görülüyor. Yani ben Erzincan'a gelmeden bir yıl önce. Ersin Ergut'un bilgisayarındaki kayıtlar ise 2009 yılını gösteriyor. Yani ben Erzincan'dan ayrıldıktan sonra. Sonuç olarak benim Erzincan'da bulunmadığım dönemlerde yapılan kayıtlardır."
Gençoğlu, iş yeri ve evinde yapılan aramalarda bir suç unsuruna rastlanmadığını belirterek, "Bilgisayarlarımda yapılan kontrollerde de bir suça rastlanmadığı görülüyor. Aylardır özgürlüğümden yoksunum. Benim bir ailem var.
Erzincan dışında yaşıyorum, yani delilleri karatma ihtimalim yok. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.
Duruşma, Albay Gençoğlu'nun çapraz sorgusunun yapılmasıyla sürüyor.
Kaynak:Vatan
SON VİDEO HABER
Haber Ara