Albay Gençoğlu'nun avukatından tepki
Erzincan'daki ''silahlı terör örgütü''ne ilişkin görülen davanın tutuklu sanıklarından Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu'nun avukatı Talat Saygılı, müvekkilinin savunmasında ''Cemaatler devlet mi ki benim müvekkilim devlet yıkmakla suçlansın'' dedi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-06 20:22:00
Saygılı, yaptığı savunmada, savcının, sanığın sadece aleyhine olan delilleri değil lehine olan delilleri de dikkate alması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Adil yargılamanın gözetilmesi gerekir. Normal bir yargılamada deliller gösterilir. Delillerde suç unsuru bulunup bulunmayacağı tartışılır ancak bu davada deliller tartışılmıyor. Müvekkilimin suçlanmasının iki nedeni var. Biri, cemaat soruşturması kapsamında adli kolluk görevi yapmış olması. İkincisi, İliç Savcısı'na yönelik hazırlanan komplo. Bunların hiçbir maddi delili yoktur.''
Memurların, Anayasa'ya uymak ve görevlerini tarafsızlıkla yerine getirmekle sorumlu olduğunu dile getiren Saygılı, ''Benim müvekkilimin suçlandığı konu, bir cemaate yönelik yapılan tahkikat... Ordu Komutanlarını, Başsavcıyı, Alay Komutanlarını göz altına almak, tutuklamak, sorgulamak keyif verici olabilir. Cemaate hoş görünmek keyif verici olabilir. Yarın çocuklarımız kimleri sorguladığınızı merak etmeyecek, nasıl sorguladığınızı merak edecektir'' şeklinde konuştu.
Savcının, bu davayı sadece gizli tanıklarla izah ettiğini öne süren Saygılı, ''Burada delil yok. İftira, delil olmaz. Sakın güvenmeyin ki siyasi iktidarlar ebedi değildir'' ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Taner Aksakal'ın, ''Bana hakaret ediyor, müdahale etmiyorsunuz'' demesi üzerine Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, Saygılı'yı, ''bana bakarak konuşun'' diye uyardı.
Saygılı daha sonra, iddia makamını kastetmediğini belirterek, savunmasını şöyle sürdürdü:
''Deliller hukuka, akla, ahlaka uygun değildir. Maddi delil olarak bir tek barajda bulunan mühimmat ve bir tane heykelcik var. Bu cemaat devlet mi ki müvekkilim devleti yıkmakla suçlansın? Ama şimdi belli cemaatler, devletin sahibidir. Bu mahkemenin bir numaralı görevi, kamu hukukunu korumaktır. Burada yargılananlar aslında kişiler değildir. Bu yargılamayla devlet güvenliği deşifre edilmiştir. Bu dava, siyasi bir dava değil ama siyasi amaçlarla açılmış bir davadır. Siyasi iktidarın görüşüne bir takım kurumlar uymuyor. İşte bu davalarla uydurulacak. Bu dava hem hukuk, hem siyasi tarih açısından bir dönüm noktasında olacak.''
-EROL HALKA'NIN SAVUNMASI-
Tutuklu sanık Albay Gençoğlu'nun avukatlarından Erol Halka da bu davanın trajik ve komik bir dava olduğunu iddia etti.
Hukuk fakültelerinde öğretilen normlara aykırı bir yargılamayla karşı karşıya olduklarını savunan Halka, ''Gizli tanık müessesesi üzerinden gidilerek yapılan soruşturmayı, tarih kaydedecektir'' dedi.
Müvekkilinin, ''darbe toplantısında'' yer almadığını soruşturma aşamasında belirttiklerini ancak iddianamede müvekkilinin bu toplantıya katıldığını ikrar ettiği yönünde ifadesi bulunduğunu belirten Halka, şöyle devam etti:
''Cemaat liderleri buraya gelse İlhan Bey'e teşekkür ederler. Bir suç emaresi üzerine yapılan soruşturmada, cemaatlerin silahlı terör örgütü olmadığı tespit edilmiştir. Bunu duyan Fethullah Gülen ne der? 'Teşekkür ederim' der.''
Halka, ayrıca, müvekkilinin eşi Şafak Gençoğlu'nu ''Faruk Arslan'' ismiyle hakim olduğunu belirten bir kişinin telefonla aradığını ve ''Ankara'dan İstanbul'a uçuyorum. Eşinizle ilgili Beyoğlu adliyesinden tahliye kararı bekliyoruz'' dediğini belirtti. Bu kişiyle ilgili araştırma yaptıklarını ifade eden Halka, Şafak Gençoğlu'nun arandığı telefon numarasının 1 Ocak 1971 doğumlu Erzurum nüfusuna kayıtlı Nilüfer S.'ye ait olduğunu tespit ettiklerini ve bununla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Gençoğlu'nun diğer avukatı Aydoğan Yolyapan ise bütün delillerin toplandığını, müvekkilinin Ankara'ya atandığını ve sabit ikametgahı olduğunu ifade ederek, Gençoğlu'nun tahliyesinin talep etti.
Duruşma, diğer sanıkların savunmasıyla devam ediyor.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara