Krize meydan okuyor
Christine Lagarde karıyeri için alışılmadık bir yol izledi, Baker & McKenzie şirketinin ilk kadın başkanı oldu, 2009'da Financial Times tarafından yılın maliye bakanı seçildi. Şimdi ise krize meydan okuyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-05 11:39:00
Fransız hükümetinin ticaret ve tarımda kısıtlamalara gitmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy 2007'de onu Ekonomi, Sanayi ve İstihdam Bakanı olarak atadı. Küresel ekonomik kriz için iyi bir zamanlamaydı. İşini iyi kotardı ve 2009'da Financial Times tarafından yılın maliye bakanı seçildi. Şimdilerde uluslararası finansta düzenleme yapmayı ve bu bütçe açıkları çağında mali disiplin uygulamayı kafasına koydu. Mart başında Paris'teki ofisinde Newsweek'ten Eric Pape'a da söylediği gibi, eski yüzücü hâlâ biraz sudan çıkmış balık gibi. Bazı bölümler.
- Eric Pape: Bir G8 ülkesinin ekonomisini yöneten ilk ve tek kadın olmayı nasıl başardınız?
Christine Lagarde: Birinin ilk olması gerekiyordu. Cumhurbaşkanı Sarkozy beni atadığında, 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin tek kadın ekonomi ve finans bakanıydım. Şimdiyse biri Litvanya'da, diğeri İspanya'dan Elena Salgado olmak üzere üç kadınız. Umarım başkaları da olacak.
- Baker & McKenzie'yi yurtdışında yaşayarak yöneten ve Fransız maliyesinin en tepesindeki kadın olarak tecrübeleriniz göz önüne alındığında, makama size özgü ne getirdiniz?
Kullanabileceğim çok sayıda araca ve farklılıklarla dolu bir kültürel geçmişe sahiptim. ABD'deki iş hayatından hükümette görev almak üzere ilk döndüğümde de aynı durum geçerliydi. Her bir aşamada farkımı bozmadan muhafaza etmeye çalıştım. Bu sayede ona dönebiliyor ve biz hükümettekilerin bazen kendimizi kilitleyebildiğimiz o çevrenin bizi kör etmemesini sağlıyorum.
- Avrupa ekonomi cephesinde, Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz gibi "Akdeniz Kulübü" üyeleri para değerlerini düşürerek rekabetçi hale gelemezken ya da faiz oranlarında anlamlı bir değişiklik yaratamazken, mali durumlarını nasıl eski haline getirebilecekler?
İrlanda'ya, krizi aşmadaki kararlılıklarına ve kamu maliyelerini nasıl eski haline getirdiklerine bakın. Özellikle Letonya gibi bazı Baltık ülkeleri de bir süredir sağlam duruyor.
Yunanistan da bunun üstesinden gelebileceğini göstermeli. Fakat Yunan hükümetinin ilk kez ekonomisinin rakamları, büyüklüğü ve değeri konusundaki gerçeklerle yüz yüze gelmesi ümit verici. Kamuoyunun karşısında bunu cesurca dillendirebiliyor ve "kemerlerimizi sıkmak durumundayız ve daha önce yaptığımız şekilde devam edemeyiz.
Euro kulübünün disiplinine duyarlı olmalıyız" diyorlar. Bu konuda cesur ve sağlam durmaya devam ederlerse, tıpkı İrlandalılar gibi, durumu kurtaracaklardır. İspanyollar da aynı derecede sert ve zahmetli bir planı uygulamaya girişiyor. Umalım ki kararlı olsunlar, hükümetler sözlerini tutma konusunda istikrarı elden bırakmasınlar.
- Son aylarda Euro'nun hızla yüzde 10 değer kaybetmesi sizi kaygılandırıyor mu?
Euro'nun düşüşü birçok ihracatçı için büyük bir rahatlama sağlıyor. Daha önceleri onlar için şartlar zorluydu. Hatırlayın, Euro 1.16 dolar seviyesine fırlamış, 1.60'ta zirve yapmıştı ki bu korkunçtu. Şimdilerde 1. 36 dolar seviyesinde. Tamam. Benim istikrara dair kaygılarım var. Açıkçası yukarı ya da aşağı çok fazla hareket hem şirketler hem de ülkeler için berbattır. İstikrara ve ölçülü olmaya ihtiyacımız var.
- Ölçülülükten söz etmişken, Fransa'da ekonomik kriz karşısında askıya alınan temel bir politikadan bahsedebilir misiniz?
İlginçtir, var olan araçlarımızdan hiçbirini askıya almadık. Bazı gerilemeler yaşadık. İstihdam politikasını düşünüyorum da, geçmişte kullandığımız yöntemler işe yaramadı ve onları mümkün olduğunca kullanmamaya çalıştık. Fakat bizim sistemimiz çoğunlukla, içinden geçtiğimiz tarzda zorlukların üstesinden gelmeye yöneliktir.
- Krizin en şiddetli darbesini indirdiği sırada, Sarkozy'nin disiplin ve yeni büyüme vizyonunu telkin eden "Anglosakson" bakanı olarak anılmanız ironik değil mi?
Evet, kesinlikle. Fakat hâlâ sıkı çalışmadığınız takdirde ileriye gidemeyeceğiniz fikrini şiddetle savunuyorum. Bu açıdan, evet Anglosakson'dum. Fakat şimdi mali evrenin genel ekonomiyi boğmasına izin veremeyiz. Bu açıdan belki de Avrupalı'yımdır.
newsweek/Türkiye
SON VİDEO HABER
Haber Ara