Yaşayan bedenlerin ölü tarihi!
Umur Talu, 'Bugünün nice “demokrat”ı için 1 Mayıs ve kitlesi canavardı zaten.' dedi ve yaşayan bedenlerin ölü tarihini yazdı. İşte o yazı:
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-03 11:32:00
Bazen “İstediğimiz büyük bir ayin mi” diye düşünmedim değil. “Taksim’de 1 Mayıs” belki öyle bir ayin ve belki tam da bu nedenle olmalı ve orada olmalı. Zaten 1 Mayıs’ın kökeni ayin! (Dünyada 1 Mayıs’ı doğuran; o gün başlamış genel grev ardından, 4 Mayıs 1886’da 8 saatlik işgünü isteyen ABD’li işçilere, provokatör bombasıyla, Chicago polisinin ateş açmasıydı. Çok sayıda işçi, çoğu yine polis ateşiyle 8 polis öldü; 4 idam infaz edildi. 91 yıl sonra Taksim’deki ölü sayısı daha fazlaydı!) Yaşı genç veya ilgisizlerin medya editörlerine de hatırlatma: “Taksim’de 1 Mayıs”, kanlı 77’den beri “33 yıl sonra ilk kez” değildi. 77’de ölmeyenler 78’de meydana döndüler çünkü!
NEREDEYDİ
Bugünün nice “demokrat”ı için 1 Mayıs ve kitlesi canavardı zaten.
Birbirine ölümüne diş bilemiş birçok “sol” grubun onlara ihtiyacı yoktu ama... Sonuçta, “anti emperyalizm, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, adalet” adına çok şey o meydanlarda söylendi. O sırada, bugünün demokrat milliyetçilerinin bir kısmı “Gladio kardeşliği” yaşıyor... Günün muhafazakâr demokratlarının birçoğu “Komünizme karşı ABD cemaati” nde, ufuktaki darbenin “Türk-İslam sentezi”nin kitle desteği olarak yerini alıyor... İkisinin sentezi, Maraş ve Çorum katliamlarına personel veriyor... Günümüzün nice liberal piyasa elemanının sülalesi, kontrgerilla ocaklarını parayla, askeri darbeyi dört koldan destekliyor... Günün nice cumhuriyetçi, ulusalcı paşası “Kontrgerilladan darbe ve işkence timlerine kadar”, o meydanlara ve o çocuklara karşı görev yapıyordu!
KURBANIMIZ
Meydanın meselesi sadece “dışındakiler” değildi. En az 300 bin kişi toplayan meydanın asıl sıkıntısı, toplananların aslında toplanmamış olmasıydı. Yan yana iken bile bir araya gelmemiş olmasıydı.
Toplananların çoğu, “insanlık için büyük bir ideal”i;
Örgüt ve fraksiyon ezberlerinin, “Stalinci despotluğun”, Sovyet ve Çin hayal kırıklıklarının;
Yanı başındaki sınıftan fiilen kopuşun, başka insanların inanç ve düşüncelerine duyarsızlık ve saygısızlığın;
Bazen “faşizmin öteki yüzü” ve cinayetlerin öteki faili haline gelişin;
Katı hiyerarşi ve emir komuta dahilinde bir garip özgürlük idrakinin; yüreği, zihni ve eylemi şablonla sınırlamanın kurbanı etmişti.
HEPSİ İÇİN
O yüzden, “ayin”;
Hem, darbe hazırlığındaki “ABD, CIA maşası kontrgerilla paşaları ve polisleri”nin çizdiği kanlı kadere verilmiş onca kurbanı; her köşedeki binlerce kaybı ısrarla anmak içindir... Hem o günün o şekil milliyetçi, muhafazakâr, cumhuriyetçi, liberaline kendilerini hatırlatmak içindir... Hem de kana, küfre, nefrete, sınıftan ve idealden kopuşa kurban edilmiş, darbeye çanak tutmuş, onca kaybından kardeşlik, akıl, vicdan, eylem, dayanışma harmanında bir güç çıkaramamış ölü 30 yılı anmak içindir!
AYİNSE AYİN
77’de orada, ölülerin yanı başındaydım. Öğrenci ve Demiryolu Sendikası “her işi yapan”ı. Akşam vakti, cesetleri toplanmış ama başta kadınlarınki, çok sayıda pabuç, giysi, pankartla tarihi enkaza ve hüzünlü anıta dönmüş meydana, kişisel ayinim için dönmüştüm. 78’de bu kez “DİSK görevlisi” pazubandıyla meydandaydım. O yüzden, “yaşayan bedenimizin ölü tarihi”ne, duyguya dair bir şey bu.
Özellikle 77’den bugüne katılanlar için; ayinse ayin! Yeter ki, meydanın yeniden kazanıldığının farkında olurken; neler kaybedildiği ve provokasyona açık parça parça bedenlerle daha neler kaybedilebileceği arada sırada düşünülsün!
Umur Talu / Habertürk
SON VİDEO HABER
Haber Ara