Fakir Nijer'de Ümmete büyük ders
Çoğunluğunu Müslüman Nijer, bir yandan fakirlik, bir yandan cehalet bir yandan da misyoner kampanyalarla uğraşıyor. Ancak tüm bunlar Filistin’e destek olmasını engellemiyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-05-03 19:24:00
Müslüman ve Arap devletlerden Suudi Arabistan hariç hiç destek almayan fakir Nijer halkı, çektiği açlık, kuraklık sıkıntılarının yanında bu sıkıntıları kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışan misyoner heyetlere karşı bir mücadele veriyor. Fransa’nın ülkeyi işgal ettiği günlerden kalan bu gruplar, halka okul, sağlık, gıda yardımında bulunarak onları dinlerinden döndürmeye çalışıyor. Kara Afrika’nın en fakir ve en az gelişmiş ülkesi sayılan Nijer halkı tüm bu sıkıntılara karşın Filistin davasına karşı takındığı şerefli konumla adeta dünya müslümanlarına ders veriyor. Nijer Müslümanları gerek gösterilere çıkarak gerek bağış toplayarak Filistin halkına “yanınızdayız” mesajı veriyor.
Nijer, sahili olmayan bir coğrafi yapıya sahiptir. Dahası kuru tropikal bir iklimin etkisi altındadır. Topraklarının büyük kesimi kumul tepeleriyle kaplıdır. Büyük Sahra ile güneyinde kalan ve Kara Afrika denen bölgeyi birbirinden ayırmaktadır. Fakir bir ülkedir. Kara Kıta’nın en fakir ve en az gelişmiş ülkesidir. Büyük Sahra yüzölçümünün yaklaşık yüzde seksenini kaplar. Topraklarının kalan kısmı da kuraklık ve çölleşme gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Tüm bunlara, uygun altyapıdan yoksunluğu, sağlık ve eğitim sektörlerindeki kötüye gidişi, halk arasındaki anlaşmazlıkları, kuraklık, yağmurun azlığı ve bazı mevsimlerde çekirgelerin mahsullere saldırması neticesinde ara sıra kendilerini ziyaret eden şiddetli kıtlığı da eklediğimizde Nijer’in neden bu kadar uzun süredir sosyal ve ekonomik açılardan kalkınamadığını daha kolay anlayabiliriz. Böylece neden hala demiryolu hattının ya da başkentin dışında düzgün yolların bulunmadığını daha iyi idrak edebiliriz. Nehrin derinliği ve eğimlerin çokluğu nedeniyle Nijer Nehri üzerinde ağır nehir taşımacılığı yapılamıyor. Ülkedeki 28 havaalanından 18’inde düzgün iniş şeritleri bulunmuyor. Tahminlerin petrol, altın ve kömür arama çalışmaları sayesinde Nijer’in ekonomisinde gelişme görüleceğini ve son beş senede uranyum fiyatının eski oranına geri çekilmesinin ülke ekonomik büyüme tekerleğini bir nebze de olsa hareket ettireceği müjdesini verdiği doğru. Ancak yine de ülkenin bütçesi yüzde elli oranında donör ülkelerin yardımına dayanıyor.
Utanç verici durum
Nijer’in yüzde doksanından fazlasının (bazı sayımlara göre yüzde doksan beşi) İslam dinine tabi olması nedeniyle belki bazıları şu soruyu sorabilir: “Bu Müslüman ülkede görülen trajedi karşısında Arap ve Müslüman ülkeler nerede?”
Cevap ne yazık ki utanç verici. Nijer’e bağışta bulunan ülke, kurum ve heyetler listesine baktığımızda Avrupa Birliği’ni, Dünya Bankası’nı, Uluslar arası Para Fonu’nu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu, UNICEF, Gıda ve Tarım Örgütü, Dünya Gıda Programı, Nüfus için Birleşmiş Milletler Fonu gibi bir dizi Birleşmiş Milletler Heyeti’ni, Fransa, Amerika, Belçika, Almanya, İsviçre ve Kanada gibi ülkeleri görebiliyoruz. Listenin sonunda ise Suudi Arabistan yer alıyor.
Amerika’nın senelik olarak Nijer’e kalkınma programı için 10 bin dolar bağışta bulunuyor olduğunu bilmek belki Müslümanların utanma duygusu hissetmesine neden olabilir. Ancak daha vahim olan; ülkede Fransız işgali günlerinden kalma misyonerlik heyetlerinin bulunuyor olmasıdır. Bu heyetlerin başında Yehova Şahitleri Örgütü, Colombian Brothers, Karathias, Amerikan Baptist Kilisesi, Mesih için çalışma örgütü ve Nijer’in kalkınması için çalışma kurumu yer alıyor. Bu kurumlar Nijer halkının yaşadığı ekonomik sıkıntıları, açlığı ve insani felaketleri fırsat bilip kullanıyor. Yoksulluk bahanesiyle çalışmalarını yoğunlaştırıyor.
Tüm bu tehlikeli çalışmalar Nijer’deki İslami Birlik ve Dayanışma Kurumu Başkanı Şeyh İbrahim Şuayb’ı her forumda ülkedeki İslami varlığı hedef alan bu kampanyaların önünü kesmek için Nijer Müslümanlarına destek sunulması için hareket edilmesi çağrısında bulunmaya itti. Şuayb yıllardır Ezher’e rapor gönderiyor. Bu raporda Müslüman halkı hedef alan misyoner kampanyaların önüne geçilmesini talep ediyor. Aynı zamanda Nijer’i çalışmalarında diğer Afrika ülkelerine de yayılmak için merkez yapan Nijer’in Kalkınması İçin Çalışma Kurumu’nun faaliyetlerini, Müslümanları okullara sokup, sağlık hizmetleri sunup nasıl da Hıristiyanlaştırdığını açıklıyor.
Gıda krizi endişe verici düzeyde
23 Nisan Cuma günü Birleşmiş Milletler İnsani İşler Sorumlusu John Holmes, Dakar’da düzenlediği basın toplantısında dünyanın en fakir ülkeleri sayılan sahil ülkelerinde ciddi düzeyde gıda krizi yaşandığını, krizin kapsadığı on milyon insandan 7.8 milyonunun Nijer’den olduğunu açıkladı. Holmes yeni gıda krizinin oldukça endişe verici olduğunu şu “Kötü beslenme düzeyi Nijer’in çeşitli bölgelerinde çok endişe verici düzeye çıktı. Özellikle çocuklarda akut malnütrisyon görülüyor” sözleriyle dile getirdikten sonra çok kötü sonuçların önüne geçilmesi için Uluslar arası Toplum’u acilen hareket etmeye çağırdı.
Holmes’in açıklamalarında birkaç gün önce de BM’ye bağlı Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Nijer ve Çat’ta yaklaşık 9.8 milyon insanın, hayvancılığın temelini oluşturan otlakların kuruması, gıda krizinin büyümesi ve tarım üretimindeki düşüş nedeniyle ürkütücü düzeyde açlıkla karşı karşıya kaldığı uyarısında bulundu.
Nijer’deki kötüye gidişin önüne geçmek için FAO, 2.6 milyon insana yardımı hedefleyen 12.7 milyon dolarlık 8 proje başlattı. Bu projelere Avrupa Birliği, İngiltere, İspanya, Belçika ve olağanüstü hallere karşı koymak için kurulan BM’in Merkez Fonu katılıyor.
Nijer’den Filistin’e destek
Arap ve Müslüman desteği görmeyen Müslüman Nijer, kendisine fazlasıyla yetecek dertlere sahip olmasına karşın Filistin’deki ribat ehliyle Siyonist işgalciye karşı direnişe katılmaktan geri kalmadı. Bunu gerek ilişkileri keserek gerek de İsrail’in işgal ettiği topraklardaki insanlık dışı uygulamalara karşı halk gösterilerine çıkarak yaptı. Nijer Müslümanları Filistin halkına tüm haklarını geri alıp başkenti Kudüs olan bağımsız devletlerini kurabilmeleri için ellerindeki tüm imkanlarla destek verdi. Nijer bunu BM’de, İslami Konferans Örgütü’nde ve Afrika Birliği Örgütü’nde dile getirdi. Nijer’in Kudüs Komisyonu’na üye olduğu da unutulmamalıdır.
Çekilen onca sıkıntıya karşın ülkedeki İslami kurumlar, bazı siyasi güçler, alimler ve muhalefet üyeleri Filistin halkı için bağış toplayarak, Nijer halkının Filistin halkının yanında yer aldığını gösterme adına Nijer’deki Filistin büyükelçiliğine teslim etti.
Ülkede yaşanan tüm trajedilere karşın insanın içini ferahlatan güzel şeyler de yok değil. Örneğin ülkede kültür merkezleri ve kurumları, araştırma enstitüleri, İslami kütüphane ve müzeler, genel ve üniversite kütüphaneleri yer alıyor. Bu kütüphanelerde nadir el yazmaları ve çeşitli İslam dallarından kitaplar bulunuyor.
Cehalet ülkedeki felaketler üçgeninin bir köşesini oluşturmasına karşın İslami öğreti ve Arapça Nijer’in her yerinde yayılıyor. Her camide Kur’an ezberlemek ve Arapça öğrenmek için bir medrese bulunuyor. Aynı şekilde her düzeyde İslami eğitim için İslami okullar var. Bu okullar Nijer evlatlarından büyük ilgi görüyor.
Nijer halkı karşılaştığı tüm zorluklara; fakirliğe, cehalete ve misyoner kampanyalara karşı koyabilmek için tüm Müslüman ve Arap ülkelerindeki kardeşlerinden yardım bekliyor. Unutmayalım ki Müslümanlar kardeştir!
SON VİDEO HABER
Haber Ara