Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

Muhalefet: AK Parti 12 Eylül'ün ürünü!

Geçici 15. maddeyi yürürlükten kaldıran, Anayasa değişikliği teklifinin 25. maddesi görüşülüyor. İşte Meclis'teki hararetli tartışmadan satır başları:

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-28 07:54:00

Muhalefet: AK Parti 12 Eylül'ün ürünü!
TBMM Genel Kurulunda, Anayasanın, 12 Eylül dönemindeki Milli Güvenlik Konseyi üyeleriyle, bu dönemde kurulan hükümetler ve Danışma Meclisinde görev alanların yargılanmasını önleyen Geçici 15. maddeyi yürürlükten kaldıran, Anayasa değişikliği teklifinin 25. maddesi görüşülüyor.

Madde üzerinde CHP Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, 1980'de aralarında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'in de bulunduğu 8 CHP'li ve 8 AP'li milletvekilinin Zincirbozan'a sürgüne gönderildiğini söyledi.

Öztürk, 12 Eylül derbesinde 650 bin insanın gözaltına alındığını, 7 bin kişi için idam cezası istendiğini, 517 kişiye idam cezası verildiğini, 50 kişinin asıldığını, 14 bin kişinin yurttaşlıktan atıldığını, 330 kişinin kuşkulu bir şekilde öldüğünü kaydetti.

''Bu darbe demokrasi için yapılmıştı, ama gerçek öyle miydi?'' diye soran Öztürk, ''Bu darbe, çeşitli yoksul ülkelerde faaliyet halinde olan, hükümetler deviren, sivil ya da askeri darbeler yoluyla anayasal düzeni işlemez hale getiren, halkı birbirine karşı çatıştırmaya sokan, faili meçhul cinayetlerle ülkede kaos yaratıp, istediği türde yönetimleri işbaşına geçirmek isteyen emperyalizmin ve onların ülkemizdeki uzantısı kontrgerillanın kanlı bir tertibidir'' dedi.

Ali Rıza Öztürk, darbelerin en kanlısı olan 12 Eylül darbesine, planlanarak ve koşulları oluşturularak gelindiğini söyledi.

Darbeyi yapanların hukuki korunmaya ihtiyacı olduğu için, bu maddenin 12 Eylül Anayasasına konulduğunu ifade eden Öztürk, ''Bu madde, 12 Eylül yöneticilerinin haksız hukuksuz işlem yaptıklarının çok açık bir itirafıdır. Bu haksız ve hukuksuz işlem yapanların, hukuktan korkmalarının somut itirafıdır'' diye konuştu.

Bu maddenin Anayasadan bugüne kadar çıkarılmamasının utanç verici olduğunu belirten Öztürk, ''Türk halkı darbeleri kim yaparsa yapsın; ister asker, ister polis yapsın, ister partiler yapsın, Türk halkı darbelere karşıdır. Türk halkı demokratik, özgür bir ülkede yaşamak istiyor. Bizim de parlamenterler olarak halkın bu taleplerini yerine getirmemiz gerekiyor. Artık halkımız faşist diktatörlükler istemiyor'' dedi.

Öztürk'ün konuşmasını, CHP'li milletvekilleri ile bazı AK Parti'li milletvekilleri de alkışladı.

-''8 SENE NİYE BEKLEDİNİZ?''-

BDP Grubu adına konuşan Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, çok ciddi bir konunun gecikmiş bir şekilde bugün ele alındığını söyledi.

Meclisin 1980-1983 yılları arasında kapandığını, o yıllarda Kenan Evren'in başkanlık duyurularının Mecliste dinlendiğini belirten Kaplan, o zaman Anayasayı hazırlayan Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı'nın, Anayasayı katı bir Anayasa olarak tarif ettiğini kaydetti. Hasip Kaplan, o dönemde MGK kararıyla, Erdal Eren'in de aralarında bulunduğu bir çok gencin asıldığını kaydetti.

Kaplan, ''Aradan 30 yıl geçti. 97 yaşındaki Kenan Evren'i yargılayacaksınız ve 'bu işi biz yaptık' diyeceksiniz. Peki 8 sene niye beklediniz?'' diye sordu.

''Bu hesaplaşma bir bütündür. 12 Eylül'ün izleri ana caddelerden, okullardan, meydanlardan silinmediği sürece ve onların getirdiği köhne sistem değişmedikçe...'' diyen Kaplan, sadece 12 Eylül darbesini yapanlara yargılama yolunun açılmasıyla darbeyle hesaplaşılamayacağını belirtti. Hasip Kaplan, ''O dönemde sendikalar, sivil toplum örgütleri kapatıldı. Bütün bunlarla hesaplaşılmadan, bu Meclis onurunu koruyamaz'' dedi.

''Bir Yunanistan, İspanya, Portekiz, İtalya kadar olamadık'' diyen Kaplan, ''Bir yaşlı generali alıp, hukuka havale ederek siyaset kurumu, bu Meclis kendini aklayamaz. Bunun hesabı sorulamadığı sürece, 12 Eylül mağdurlarının yüreklerine su serpemezsiniz. İşkencede ölen insanlardan utanın, Diyarbakır Cezaevinde dışkı yedirilen insanlardan utanın'' diye konuştu.

Hasip Kaplan, ''Hala içim acıyor. O işkenceciler, o darbeciler, korumalarla, altlarında devletin araçlarıyla, rütbeleriyle meydanlarda geziyorlar ama mağdurlar hala başını kaldıramıyor. Bu ayıp hepimize yeter'' dedi.
Kaplan, konuşmasının sonunda başını önüne eğerek, ''Bütün 12 eylül mağdurlarının önünde eğiliyorum ve hepsinden özür diliyorum, özür diliyorum, özür diliyorum'' sözlerini sarfetti.

-''BİZ, 12 EYLÜL'ÜN ASTIKLARINDANIZ, İKTİDAR İSE BESLEDİKLERİNDEN''-

MHP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Atila Kaya ise AK Parti'nin, geçici 15. maddenin Anayasadan kaldırılmasına ilişkin madddeyi teklife koyarak, Anayasaya karşı çıkanları ''12 Eylül darbesi savunucusu olarak'' ilan etmek istediklerini söyledi.

''Bu maddenin Anayasaya konulmasının gerçek nedeni, 12 Eylül cuntasını yargılamak değil, bu cuntaya karşı oluşmuş olan nefreti tahrik etmek suretiyle paketin bütününü kabul ettirebilmektir'' diyen Kaya, Anayasa tartışmasının, 12 Eylül tartışmasına dönüşmemesi gerektiğini kaydetti.
Atila Kaya, şöyle konuştu:

''Karşınızda 12 Eylül'ün zulmünden, onun işkence tezgahlarından geçmiş, zindanlarında yıllarını vermiş birisi bulunuyorum. 12 Eylül kimin önünü açmışsa, kim faydalanmışsa, 12 Eylül'ü savunan da odur. 12 Eylül öncesinde kendi teşkilatlarımızda çalışırken, 12 Eylül fırtınasına yakalandık. Bizleri zindanlara, dama tıkan 12 Eylül, onların üstüne dam kurmuştur. Ülkücüleri ve solcuları işkenceye götüren, dar ağaçlarına gönderen 12 Eylül, siyaset yapabilmeleri için Tayyip Erdoğan ve onun gibilerin örgütlenmelerinin yolunu açmıştır. Bu ülkede 12 Eylül'ü en son tartışabilecek olanlar iktidar mensuplarıdır, ilk söz söyleyecek olanlar ise bedel ödeyenler olmalıdır. 12 Eylül, en çok 'asmayalım da besleyelim mi?' sözüyle hatırlanıyor. Biz, 12 Eylül'ün astıklarındanız, iktidar ise beslediklerinden. Bize işkence edenlerin yargılanmasını hiç kimse bizden daha fazla isteyemez, ne Başbakan ne de bir başkası.

Hiç kimse şark kurnazlığı yapmamalıdır. Bu madde, 12 Eylül'cülerin yargılanmasının yolunu açmayacaktır. Teklifi getiren milletvekillerinin samimiyetini göstermesi bakımından en güzel örnek şudur: 12 Eylül rejimiyle hesaplaşıyor gibi görünürken, 28 Şubat sürecini hiç gündeme getirmemenizi nasıl değerlendirelim? 27 Nisan e-muhtırasının üzerinden çok az bir zaman geçti. Dünyanın hangi demokratik ülkesinde, kendisine e-muhtarı veren birisiyle Dolmabahçe'de saatlerce oturup, belli konular üzerinde bir mutabakata varabilir. Bu bile tek başına, sizin Anayasa değişikliği konusundaki samimiyetinizi ortaya koymaktadır.''

Atila Kaya'nın konuşmasını da başta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere, bütün MHP'li milletvekilleri ayağa kalkarak alkışladı. CHP'li milletvekillerinin de alkışladığı görüldü.

AA

Haber Ara