Netanyahu Filistinlilerle barış istiyor mu?
Filistinlilerin İsrail'le müzakereler başlamazsa tek taraflı bağımsızlık ilan etme tehdidinde bulunduğu bir zamanda, Netanyahu'nun erteleme taktiklerini sürdürmesinin anlaşılacak yanı yok.
16 Yıl Önce Güncellendi
2010-04-26 19:15:00
ABD Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu özel Temsilcisi George Mitchell, diplomatik müzakereleri yeniden başlatma çabasıyla Kudüs ve Ramallah arasında yürüttüğü mekik diplomasisinin son turu için bölgeye geldi. Mitchell’ın ziyaretinin hemen öncesindeyse, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Doğu Kudüs’teki inşaatları yasaklamayacağını ve 1967’den bu yana seleflerinin her birinin yaptığı gibi, kentte inşaata devam edeceğini açıkladı.
Netanyahu böylece, Filistinlilerin Amerikan desteğini de almış olan talebini reddetmiş oldu; bu talep, müzakerelerin yeniden başlatılmasının ön koşulu olarak Doğu Kudüs’teki bütün yerleşimcilik faaliyetlerinin durdurulmasıydı. Netanyahu Kudüs üzerindeki tartışmaların ertelenmesini kabul etmeleri karşılığında Filistinlere jestler önerdi; Batı Şeria’da geçici sınırlara olacak sahip bir Filistin devletinin önünü açacak geçici bir anlaşmaya onay vermeye istekli olduğunu ifade etti. Filistin Yönetimi’yse, görüşmelerin kilit meselelerin hepsi üzerine odaklanılması gerektiğinde ısrar ederek Netahyahu’nun bu teklifini geri çevirdi.
Filistinliler, diplomatik süreç bir anlaşmayla sonuçlanmazsa önümüzdeki yaz tek taraflı olarak bağımsızlık ilan etme tehdidinde bulunuyor. Bu arada Beyaz Saray da, Netanyahu’yla ilişkilerindeki gerilimi yumuşatmayı istediğine dair işaretler verdi. ABD bu bağlamda İsrail’e uzlaştırıcı mesajlar iletti.
Netanyahu’nun ABD yönetimiyle yaşanan krize son verme yönünde harcadığı çabalar ve sınırlı bir diplomatik süreci teşvik etmeyi istemesi önemli. Ancak görünüşe göre başbakan hâlâ gerçek görüşmeler için hazırlık yapmaktan ziyade Filistin liderliğiyle karşılıklı suçlamalarda bulunmakla ilgileniyor. Görünüşe bakılırsa, hükümetin bugüne dek attığı adımlar (ki bunların hepsi Amerikan baskısının sonucunda geldi) ‘iki devletli çözüm’ü teşvik etme yönündeki bir çabanın parçası olarak değil, işgal altındaki topraklardaki statükoyu ebedileştirmeyi amaçlayan mazeretler olarak kullanılıyor. Netanyahu diplomatik süreci sanki, Filistinlilerle anlaşmaya varma çabası olarak değil de, İsrail’in Amerikalılara yaptığı bir jest olarak görüyor.
Koalisyonu dağıtma riskini göze almalı
Hükümetin ertelemekten, Filistin Yönetimi’yle karşılıklı suçlamalara girişmekten ve bahaneler üretmekten vazgeçmesinin vakti geldi. İsrail hükümeti, Filistinlilerle bir barış anlaşmasında ilerleme sağlayacak türden bir diplomatik girişimde bulunmalı. Böyle bir girişim hükümetin halkın desteğini sağlamasının, İsrail’in uluslararası konumunu iyileştirmesinin ve toprağı ayırıp bağımsız bir Filistin devleti kurulması yönündeki hayati projeye başlamasının önünü açacaktır. Netanyahu’nun, İsrail’in sunacağı her teklifin Filistinlilerce ayrım yapılmaksızın tarafından reddedileceği yönündeki iddiası ikna edici değil; bu iddianın süregelen çıkmazı meşrulaştırmadığı da kesin.
İsrail’in meyve vermeyen sembolik adımları, ABD’yle anlaşmazlık ve daha fazla adım atılması yönündeki Amerikan baskısı döngüsünün bir kez daha tekrarlanması yerine, sağcı koalisyonunun dağılması ve Kadima partisinin hükümete girmesi gerekecek olsa bile Netanyahu’nun inisiyatif alması gerekiyor.
Kaynak: Haaretz
Çeviri: Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara