Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Direniş'e destek çağrısı

İslam Dünyasın'dan Birçok Âlim Ve Düşünür'ün Katılmış olduğu 'Irak için Kalk Ve Diren' Başlıklı Sempozyumdan; Irak Direniş gurubu Resmi Sözcüsü Abdurrahman EL'CENÛBİ' Timeturk'e konuştu.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-20 16:17:00

Direniş'e destek çağrısı
Hülya ŞAHİT / TİMETÜRK

Bugün biraya gelen işgal karşıtı toplantının tam olarak ana amacı nedir?

Bu konferansa farklı guruplardan katılan kardeşlerimiz ve bizimde içimizde bulunduğumuz davetin ana sebebi, Irak'ta süregelen birtakım yağma ve işgale karşı Irak direniş güçlerine destek niyeti taşımaktadır. Bu esnada gerek Araplardan,gerekse uluslararası diğer yapılardan Irak'taki mücadelenin dillendirilmesi, ve Irak direniş guruplarının destek çağrısını açıklamak üzere birarada toplanmış bulunmaktayız. Zira Irak'ta şuan mücadele ve direniş gurupları her açıdan birçok sıkıntı yaşamaktadırlar ve bu sıkıntıları Devlet ile Demokrasi taraftarlarından olmaktadır.



Irak'ın istikrârı ve belli bir düzene oturması için neler yapılabilir?

Irak'ın sürekli ve devamlı bir istikrâra kavuşabilmesinin etkili yolları var. Bu ise sürekli ve kesintisiz bir şekilde orada süren mücedeleye ortaklaşa bir güç ve desteğin verilmesi ile mümkündür. Aynı şekilde bu desteğin uluslararası ve bazı devletlerin etkin girişimleri olursa ki; bu Devletler başta Türkiye olmak üzere diğer Devletleri'de kaplar, o zaman birtakım düzen ve istikrârdan bahsedebiliriz.


Amerika'nın 2003 Irak işgalinin ardından bugün Irak halkının geldiği genel ve sosyal durum nedir?


AMERİKANIN IRAKTAN ÇIKMASI ASKER VE SİYASETİN GÜCÜYLE MÜMKÜNDÜR

2003 Irak işgali esnasında birçok gurup ve ihtilâl yanlısı ile ittifak ettikleri ülkelerin orduları Irak'a girerek ülkeyi parçalara bölmüşlerdir.Bunun gerçekleşmesi ise önceden Londra'da Amerika'nın birtakım Muhalefet guruplarını çağırarak bir toplantı düzenlemesi ile planlanmıştır. Şöyleki: Irak'ın gerek sosyal,gerekse demokratik yapısı farklılık arz etmektedir; zira bilindiği üzere Irak'ta etnik gurup ve mezhepler fazlası ile bulunmakta olup, işgalcilerin ise kötü niyetlerine hedef olmaktan ve oyuna gelmekten korunamamaktaydı. Kürt, Şîî ve Sünni gurupların varlığı Amerika ile müttefiklerinin üzerinde hile yapmaları için fırsat olarak görülmekle birlikte, Amerikanın bu tehlikeli planının içerisinde Irak'ı üç büyük parçaya bölme gayeside güdülüyordu. Fakat ülkede bulunan direniş güçleri ise, bu işgal güçlerine karşı Irak'ı ayakta tutacak bir şekilde savunmuş ve halkın bu konuda ayrılmasına fırsat vermemek için mücadele esnasında fedakarlıklarda bulunmuşlardır. Irak'taki işgal gücü olan Amerikanın ülkeden çıkarılması ise; askeri ve siyasi kanatlar'ın harekete geçerek çalışmaları ile mümkün olabilir.



Yakın bir zamanda Amerika'nın Irak'tan askerlerini yaz'a kadar çıkarabileceğine dair haberler sözkonusu. Sizce Amerika sözünde durarak askerlerini bölgeden çeksE dahi her yönüyle Irak'tan el ve eteğini çekmesi mümkünmü? Bu noktadaki düşünceleriniz nelerdir?

KUKLA HÜKÜMET OLDUKÇA İŞGALCİNİN ÇIKIŞI ZOR

Bu konuda kesin olarak şunu diyebilirimki; Amerika Irak'tan bazı birliklerini çeksede, askeri birliğinin en önemli kolları ülkede koğuşlanmaya devam edecektir. Amerika; Irakta yeşil bölge dediğimiz bir yere Dünyanın en büyük elçiliğini kurmuş ve orada güvenlikleri dahil olmak üzere toplam beş bin muvazzaf adamları ile bölgede hakimiyetini kökleştirmiş durumda. Gerek bu elçiliğin olması,gerekse işgal askerlerinin durması Irak hükümetinin isteği ile gerçekleşmiş birşey,durum böyle oluncada işgalcilerin çıkmasını beklemek boş birşeyden öte değildir. Amerika başkanı Barak OBAMA bu stratejik konu için açıklamada bulunarak; Amerikanın Irak'ta stratejik açıdan birçok plan ve ve hedefi olduğunu,ve bunun gereği olarakta Irak'ta birtakım önemli birliklerinin koğuşlanması gerektiğini vurgulamıştı. Buda gösteriyor ki Amerika'nın askeri birliklerinin İşgal stratejisinin öneminden ötürü böyle bir şey yapmayacağı ve orada yerleştirilmiş olan üslerininde faal olacağının kesinlik arz ettiğidir. Böylece istedikleri zaman istedikleri olaylara müdahalede bulunma fırsatını yakalayacaklardır ki; Amerikanın her an siyasi anlamda fikirlerini değiştirmesi ve kendi maslahatına uygun kararlar vermeside kaçınılmazdır. Bu şekilde ülkedeki faaliyetini gerçekleştirmesi ise Irak'taki hükümet vasıtasıyla olmaktadır. Durum bu şekilde cereyan ederken istikrar ve istklâl'den nasıl bahsedebiliriz. Fakat Amerika işgal politikasını değiştirerek sadece şekilde birtakım değişikler yapabilir ki buda Amerikanın ülkeden tamamı ile çekilmesi anlamına gelmez.


2003'te gerçekleşen işgal başlangıcında Kadın, Erkek ve Çocuk'lar için çeşitli işkence mahzenleri duymuştuk-Ebu Gureyb ve diğerleri-gibi, Irak'ta bulunan hapisaneler'in şuan ki şekil ve durumu nedir?

HAPİSANELER HUKUK DIŞI ZULME DEVAM EDİYOR



İşgal girişimden sonra bende bir müddet hapishane'ye atılarak orada yaklaşık birsene yaşadım ve olanları gördüm. Çok zor günlerdi gerçekten,yüzbinlerce insan tutuklanarak içeri atıldıktan sonra onlarca insan ölürken kimisi ise birçok iftiralara maruz kalarak öldürüldüler. Bunlardan yaşadıklarımın birkısmını sizinle paylaşmak isterim: Güney'de bulunan bir hapiste kaldığım sırada hapishane görevlileri gelerek birkaç mahkumu alarak götürdüler, ve sonradan duyduğumuzda o götürülenler öldürülmüşlerdi. Bize ise 'o mahkumların kaçma planı düzenlediklerini ve güvenlik amacıyla öldürdüklerini söylediler. Oysaki biz sonradan o hapishanenin genel yapısı ve güvenlik sistemine baktığımız zaman böyle birşeyin mümkün olmadığını, ve asla kimsenin hiçbir şekilde oradan kaçamıyacağını görmüştük. Irak hapishanelerinde hiçbir şekilde yargı organları işlememekte;aksine,yürütme organı yargıdan daha önce davranarak birçok haksızlıklarda bulunmaktadır. Ve bu haksızlıklara Hapishanedeki kadınlarda dahil. Bunun yanısıra; hapishanelerin genel kayıtları ile reel kayıtları hiçbir şekilde doğru işlemeyerek, kayıt kayıplığı sözkonusu. Bu kayıt kayıplığı ne hükümet kaynaklarında,nede hiçbir siviltoplum örgütlerinin kayıtlarında gözükmemektedir. Kayıtlara geçmeyen onlarca insan hapishanelerde işkencelere maruz bırakılarak hayatlarını kaybetmektedirler.

Peki bu kayıp kimliklerin kayıtlara geçmesi için herhangi bir girişimde bulunulamazmı? sivil toplum örgütleri böyle bir çalışmaya dahil olsalar herhangi bir veri elde edebilirlermi?

KAYITSIZ MAHKUMLAR İÇİN İŞLEM BAŞLATIYORUZ


Evet bizim şuanda bölyle bir çalışmamız bulunmakatdır. Zira bu çalışmaların sonucunda elimize birtakım kayıtlar ve belgeler geçti. Bu mesele ile ilgili yakın zamanda bir konferans düzenleyerek bu konuda birtakım ısrar ve baskılarda bulunmayı düşünüyoruz.


Medeniyetin ve ilmin bağrı olan Irak, Amerikan işgalinden sonra ciddi hasarlara uğradı. Bu hasarların teknik anlamda tedavi edilmesi; âlimlerin tekrar yetiştirilmesi ve medreselerin inşâsı konusunda herhangi bir girişim varmı?

YENİDEN MEDENİYET İNŞÂSINA BAŞLADIK


Evet. Tekarar medreselerimizi inşâ etme ve âlim yetiştirme çabalarımızı başlatmış ve gayret göstermekteyiz. İşgalden önce ülkemizde okur yazar bilmeyenlerin sayısı kayıtlarda sıfırın altındayken; işgalin ardından bu alanda patlama olmuş ve okuma yazma bilmeyenlerin sayısı "6 milyon'a" çıkmıştır. Bizlerde bunu tekrar eski haline çevirmek için bazı ülkelerlerden destek talebi girişiminde bulunarak faaliyetler sürdürmekteyiz ki; Türkiyede bu ülkelerin arasında yerini almaktadır.

Irak'ın Saddam döneminde ekonomik yapısına baktığımız zaman halkın zayıf bir süreçte olduklarını gördük ambargodan dolayı. İşgalden sonra daha da şiddetlenen kriz'in şuan ki yapısı ne durumda?

Irak ekonomisinden bahsederken şu bilgiyide öncelememiz gerekmektedir; Irak petrol yatakları,ve diğer gelir kaynakları ile zenginliği bol olan bir ülkedir. Fakat geçen yıllar'a baktığımızda Irak halkı bu gelirlerden ne kadar yararlandı ve istifade etti? Bu sorgulamayı savaştan önceyede taşıyarak düşünmemiz gerekmektedir. Ayrıca işgalin ardından hükümetin kayıtlarına baktığımızda işsizlerin sayısı 1/5 milyonun üzerindeydi ki, buda kayıtlara tam geçmemiş bir rakam. Bunlar kayıtlı olan kimlikler;birde kayıtlı olanların geride olan aileleri ile, kayıtlı olmayan ve onlarında aileleri düşünüldüğü zaman ortaya çıkan tabloyu düşündüğümüz zaman nasıl bir zorluğun olduğunu anlayabiliriz. Bununla birlikte şuan Irak'ta "500 bin kadar insan'da çadırlarda yaşarken aynı şekile binlerce insan ise gıda ihityaçlarını çöplüklerden karşılamaktadır.

Peki böyle bir durumda siviltoplum kuruluşlarından herhangi bir destek girişimi yapılmadımı?

BİRLİKTE ÇALIŞMAKLA ATLATILACAK BİR MESELE


Irak'ın bu açıdan gözlenmesi esnasında bu duruma siviltoplum kuruluşlarının müdahale etmesi ile halledilebilecek bir sorun değil. Bu sorun uluslararası siviltoplum kuruluşlarının biraraya gelerek kolektif bir destek ve girişimle ancak üstesinden gelebilecekleri bir mevzu. Aksi halde bir yada iki siviltoplum örgütünün biraraya gelerek giderebilecekleri türden değildir.

Türkiyeden beklentileriniz nelerdir?

TÜRKİYE'DEN GİRİŞİM BEKLİYORUZ


Türkiye bölgede önemli kimlik ve etkiye sahip olan bir güç. Bunun ciddi etkileri'de sözkonusu aynı zamanda. Şimdi ise Türkiye artık bölgedeki sorunlarada yönelmiş olup, bölge sorunlarını çözmek için gayretler sarfetmektedir. Türkiyenin hükümetlerle olan bağlantısının ve muhataplığının bir o kadarını'da işgal karşıtı guruplar için bekliyoruz. Ve bizler;Türkiye halkını seven bir toplum olarak bu konuda kardeşlerimizden ve yönetimden direniş gruplarını'da muhatap almalarını temenni etmekteyiz. Destekten kastımız bireysel ve salt değil; toplu birtakım gayretleri kaste etmekteyiz. Aynı şekilde Türkiye'den Irak'taki direnişi ve halkın mesajını bölgesel ve uluslarası arenaya taşıyarak aynı şekilde platformlar düzenleyerek Irak'ın sesini duyurmasını bekliyoruz ki; Türkiye bu konuda ciddi bir misyon ve etkiye sahip konumda olan bir ülke.

Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?

DİRENİŞ KONFERANSIMIZA İCABET EDİLDİĞİ İÇİN TEŞEKKÜRLERİMİZİ SUNARIZ


Türkiye'den son olarak talep ettiğimiz şeyler az evvel dile getirdiklerimiz olup; daha fazla gayret göstermesini de temenni ederek, teşekkürlermizi sunmak...

Haber Ara